Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | involve in v. | karıştırmak | ||
I don't want to be involved in that matter. O meseleye karıştırılmak istemiyorum. More Sentences |
||||
Idioms | ||||
Idioms | involve in v. | (birini) işe bulaştırmak | ||
I didn't want you involved in this. Seni bu işe bulaştırmak istemedim. More Sentences |
||||
General | ||||
General | involve in v. | bulaştırmak | ||
General | involve in v. | sokmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | involve in v. | dahil etmek | ||
Idioms | ||||
Idioms | involve in v. | başını derde sokmak | ||
Idioms | involve in v. | (birini) işin içine çekmek |
Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) bulaşmak | ||
People can become involved in computer hacking for very different reasons. İnsanlar çok farklı nedenlerle bilgisayar korsanlığına bulaşabiliyor. More Sentences |
||||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) müdahil olmak | ||
The United States and Russia are involved in the region for economic reasons. ABD ve Rusya bölgeye ekonomik nedenlerle müdahil olmaktadır. More Sentences |
||||
General | ||||
General | involve oneself in a crime v. | suça bulaşmak | ||
General | involve oneself in v. | üzerine eğilmek | ||
General | involve someone in an illegal activity v. | birini yasadışı bir işe bulaştırmak | ||
General | involve someone in something v. | birini bir şeye bulaştırmak | ||
Phrasals | ||||
Phrasals | involve someone in something v. | birini birşeye karıştırmak | ||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) karışmak | ||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) bulaştırmak/karıştırmak | ||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) müdahil etmek |