Anglais | Turc | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) bulaşmak | ||
People can become involved in computer hacking for very different reasons. İnsanlar çok farklı nedenlerle bilgisayar korsanlığına bulaşabiliyor. More Sentences |
||||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) müdahil olmak | ||
Mr Chairman of the Committee on Culture, as promised, your committee will be involved in this. Sayın Kültür Komisyonu Başkanı, söz verdiğim gibi, komisyonunuz bu konuya müdahil olacaktır. More Sentences |
||||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) karışmak | ||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) bulaştırmak/karıştırmak | ||
Phrasals | involve in (something) v. | (bir şeye) müdahil etmek |
Anglais | Turc | |
---|---|---|
General | ||
General | involve someone in something v. | birini bir şeye bulaştırmak |
Phrasals | ||
Phrasals | involve someone in something v. | birini birşeye karıştırmak |