individual - Turc Anglais Dictionnaire

individual

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "individual" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 35 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
individual n. birey
The second concerns the adaptability of the individual to the ever-increasing demands in companies and society.
İkincisi, bireyin şirketlerde ve toplumda sürekli artan taleplere uyum sağlayabilmesiyle ilgilidir.

More Sentences
individual adj. bireysel
The reason I am referring to individual policies is to show how difficult the second step is.
Bireysel politikalara atıfta bulunmamın nedeni, ikinci adımın ne kadar zor olduğunu göstermektir.

More Sentences
General
individual n. kişi
We had to answer the endless questions of concerned individuals.
Endişeye kapılan kişilerin bitmek bilmeyen sorularını yanıtlamak zorunda kaldık.

More Sentences
individual n. birey
Work is already being done in an EU context to increase the security of communications for the individual.
AB bağlamında bireyler için iletişim güvenliğini arttırmaya yönelik çalışmalar zaten yapılmaktadır.

More Sentences
individual n. biri
She is an odd-looking individual, that's for sure.
Tuhaf görünen biri olduğu kesin.

More Sentences
individual adj. tekil
Individual atoms can combine with other atoms to form molecules.
Tekil atomlar, molekülleri oluşturmak için diğer atomlarla birleşebilirler.

More Sentences
individual adj. münferit
I shall just comment on the individual reports.
Ben sadece münferit raporlar hakkında yorum yapacağım.

More Sentences
individual adj. kişisel
Your bike should be customized to meet your individual needs.
Bisikletiniz kişisel ihtiyaçlarınızı karşılayacak şekilde özelleştirilmelidir.

More Sentences
individual adj. tek
That entity cannot be any individual State; Europe must act as a whole.
Bu varlık tek bir Devlet olamaz; Avrupa bir bütün olarak hareket etmelidir.

More Sentences
individual adj. her bir
Individual bungalow has its own pool.
Her bir bungalovun kendine ait havuzu var.

More Sentences
individual adj. kendine özgü
He has his own individual style of playing the guitar.
Kendine özgü bir gitar çalma tarzı var.

More Sentences
Technical
individual n. birey
The legal certainty of the individual must be guaranteed in connection with the fight against terrorism.
Terörle mücadele bağlamında bireyin hukuki kesinliği garanti altına alınmalıdır.

More Sentences
individual adj. ayrı
In it, the results of the Copenhagen negotiations are allotted to the individual headings.
Copenhagen müzakerelerinin sonuçları burada ayrı ayrı başlıklara ayrılmıştır.

More Sentences
individual adj. bireysel
I am particularly pleased with the principle of individual producer responsibility, which has been so firmly embraced.
Üreticilerin bireysel sorumluluğu ilkesinin bu kadar sıkı bir şekilde benimsenmiş olmasından özellikle memnunum.

More Sentences
individual adj. tek
I believe it is right for the proposal on the Union's powers not to interfere with the systems of the individual States.
Birliğin yetkilerine ilişkin teklifin tek tek Devletlerin sistemlerine müdahale etmemesinin doğru olduğuna inanıyorum.

More Sentences
Linguistics
individual n. birey
These draft laws are extremely far-reaching, and the security of the individual may be in danger.
Bu yasa tasarıları son derece geniş kapsamlıdır ve bireyin güvenliği tehlikeye girebilir.

More Sentences
Common Usage
individual adj. ferdi
General
individual n. kimse
individual n. zat
individual n. fert
individual adj. şahsi
individual adj. tek kişilik
individual adj. özel
individual adj. özgün
individual adj. başlıbaşına
individual adj. ayrık
individual adj. kendine ait
individual adj. kendine özel
individual adj. kişiye özgü
Technical
individual n. fert
individual n. şahıs
individual adj. ferdi
Biology
individual n. tek başına yaşayan canlı
individual n. yaratık (bağımsız varlık)
individual adj. canlı

Sens de "individual" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 270 résultat(s)

Anglais Turc
General
individual attention n. bireysel ilgi
The old doctor gave individual attention to each patient.
Yaşlı doktor, her bir hastaya bireysel ilgi gösterdi.

More Sentences
individual countries n. tek tek ülkeler
Let us look at individual countries.
Tek tek ülkelere bakalım.

More Sentences
individual use n. bireysel kullanım
This room is for individual use.
Bu oda bireysel kullanım içindir.

More Sentences
Trade/Economic
individual demand n. bireysel talep
With which individual demands is the Council having difficulty?
Konsey hangi bireysel talepler karşısında zorluk yaşıyor?

More Sentences
individual demand n. bireysel talep
Now a few words on individual demands set out in the report.
Şimdi raporda yer alan bireysel taleplere ilişkin birkaç söz.

More Sentences
Law
individual rights n. bireysel haklar
Our individualist societies are constantly refining individual rights.
Bireyci toplumlarımız sürekli olarak bireysel hakları geliştirmektedir.

More Sentences
private individual n. özel şahıs
The debt incurred by companies and private individuals is the cause of particular concern.
Şirketler ve özel şahıslar tarafından üstlenilen borçlar özellikle endişe kaynağıdır.

More Sentences
Politics
individual freedom n. bireysel özgürlük
We protest against the measures restricting individual freedoms that this climate of war is bringing about.
Bu savaş ortamının yol açtığı bireysel özgürlükleri kısıtlayıcı önlemleri protesto ediyoruz.

More Sentences
General
individual difference n. şahsi fark
individual valuation during the development of career n. kariyer geliştirmede ferdi değerlendirme
individual differences n. kişisel farklılıklar
individual annuity insurance n. bireysel emeklilik sistemi
individual interview n. bireysel görüşme
individual responsible n. sorumlu
individual responsible n. sorumlu kişi
individual data n. tekil veri
individual differences n. bireysel farklılıklar
individual coefficient n. birey katsayısı
individual career decision n. kişisel kariyer kararı
individual choice n. kişisel tercih
individual service n. bireysel hizmet
individual recognition techniques n. bireyi tanıma teknikleri
techniques of individual recognition n. bireyi tanıma teknikleri
individual rights and freedoms n. kişi hak ve özgürlükleri
individual units n. münferit birimler
individual privacy n. birey mahremiyeti
individual registration number (irn) n. birey sıra no (bsn)
individual registration number (irn) n. bsn
individual talent n. bireysel kabiliyet
individual application n. kişisel başvuru
individual sports n. bireysel spor
normal weight individual n. normal kilolu birey
normal weight individual n. normal kilolu kimse
individual use n. kişisel kullanım
individual disaster prevention n. afetten bireysel korunma
individual components n. bireysel bileşenler
raise individual(s) v. birey yetiştirmek
adopt an individual perspective v. bireysel bakış açısı benimsemek
individual or joint adj. müstakil veya müşterek
on an individual basis adv. ayrı olarak
on an individual basis adv. tek olarak
on an individual basis adv. bireysel olarak
on an individual basis adv. ayrı ayrı
on an individual basis adv. teker teker
on an individual basis adv. münferit olarak
on an individual basis adv. tek tek
Phrases
no emotion, any more than a wave, can long retain its own individual form expr. bir dalgadan daha büyük hiçbir duygu yoktur ki kendi formunu uzun süre sürdürebilsin
Trade/Economic
independent individual pension intermediary n. bağımsız bireysel emeklilik aracısı
individual pension n. bireysel emeklilik
individual registration no n. birey sıra no
individual retirement n. bireysel emeklilik
summary of individual pension account profile n. bireysel emeklilik hesabı özet profili
individual contract n. bireysel sözleşme
individual pension plan n. bireysel emeklilik planı
individual work n. bireysel çalışma
individual investor n. bireysel yatırımcı
individual pension account n. bireysel emeklilik hesabı
individual financial statements n. bireysel finansal tablolar
individual pension intermediary registration number n. bireysel emeklilik aracısı sicil numarası
individual branding n. bireysel markalama
individual registration number n. birey sıra no
individual products n. bireysel ürünler
close members of the family of the individual n. bireyin yakın aile fertleri
individual supply n. bireysel arz
individual tariff n. bireysel tarife
individual voluntary arrangement n. bireysel borçların (gönüllü olarak) yeniden yapılandırılması yöntemi
individual financial statement n. bireysel finansal tablo
individual direct sales n. bireysel direkt satış
individual financing n. bireysel finansman
individual enterprise n. ferdi teşebbüs
individual credit n. ferdi kredi
individual enterprise n. ferdi firma
individual automobile credit n. ferdi otomobil kredisi
individual housing credit n. ferdi konut kredisi
individual proprietorship n. gerçek kişi mülkiyetindeki işletmeler
individual earnings n. kişi başına düşen gelir
individual enterprise n. kişisel girişim
individual consumption expenditures n. kişisel tüketim harcamaları
individual income tax n. kişisel gelir vergisi
individual earnings n. kişi başına düşen kazanç
individual saving n. kişisel tasarruf
individual output n. kişi başına düşen verim
individual interviews n. kişisel mülakat
individual entrepreneur n. kendi başına çalışan girişimci
individual training n. kişileri hedef tutan eğitim
individual stocks n. münferit hisse senetleri
individual account n. münferit hesap
qualified individual n. nitelikli birey
individual retirement account n. özel kişisel emeklilik planı
individual entrepreneur n. özel girişimci
close members of the family of the individual n. raporlayan kuruluşların kararlarında etkin olan grup şirketleri
individual estate n. şahsi mal mülk
individual income tax n. şahsi gelir vergisi
individual proprietor n. tek sahip
individual enterprise n. tek kişinin sahip olduğu firma
ultra-high-net-worth individual n. ultra yüksek net değerli birey
high-net-worth individual n. yüksek net değerli birey
based on individual accounts expr. bireysel hesaplara dayalı
Law
private individual n. birey
individual political responsibility n. bireysel siyasi sorumluluk
individual application n. bireysel başvuru
individual migration n. bireysel göç
individual labor law n. bireysel iş hukuku
immunity of individual n. bireyin dokunulmazlığı
principle of individual criminal responsibility n. cezaların şahsiliği ilkesi
principle of individual criminal responsibility n. cezaların kişiselliği ilkesi
principle of individual criminal responsibility n. cezanın şahsiliği ilkesi
principle of individual criminal responsibility n. cezanın kişiselliği ilkesi
individual ownership n. ferdi mülkiyet
privacy of individual life n. hususi hayatın gizliliği
private individual n. hakiki şahıs
duties of individual n. kişinin ödevleri
protection of individual privacy n. kişinin özel hayatının korunması
rights and duties of individual n. kişinin hakları ve ödevleri
rights of individual n. kişinin hakları
individual rights n. kişisel haklar
rights and duties of the individual n. kişinin hakları ve ödevleri
individual signature n. münferit imza
individual case n. münferit dosya
privacy of individual life n. özel hayatın mahremiyeti
individual right n. şahsi hak
private individual n. tek birey
individual armament n. bireysel silahlanma
individual case expr. bireysel dosya
Politics
individual lobbyists n. bireysel lobiciler
individual liberty n. bireysel hürriyet
individual application bureau n. bireysel başvuru bürosu
individual and collective freedom n. bireysel ve toplumsal özgürlük
individual lobbyist n. bireysel lobici
right to individual application n. bireysel başvuru hakkı
individual exemption n. bireysel muafiyet
office for the administration and settlement of individual entitlements n. bireysel istihkakları idare ve ödeme ofisi
individual partnership program n. bireysel ortaklık programı
individual rights and freedoms n. kişisel hak ve özgürlükler
the individual holders of exclusive rights n. münhasır hakların sahipliği
Insurance
independent individual pension intermediary n. bağımsız bireysel emeklilik aracısı
summary of individual pension account profile n. bireysel emeklilik hesabı özet profili
individual pension intermediary registration number n. bireysel emeklilik aracısı sicil numarası
the individual pension savings and investment system law n. bireysel emeklilik tasarruf ve yatırım sistemi kanunu
individual pension system n. bireysel emeklilik sistemi
individual insurance products n. bireysel sigorta ürünleri
individual direct sales n. bireysel direkt satış
individual life assurance n. bireysel hayat sigortası
individual pension intermediaries exam n. bireysel emeklilik aracıları sınavı
individual pension intermediary n. bireysel emeklilik aracısı
individual pension advisory board n. bireysel emeklilik danışma kurulu
individual pension account n. bireysel emeklilik hesabı
transfer of accumulations in life insurance to individual pension system n. birikimli hayat sigortalarından bireysel emeklilik sistemine aktarım
individual medical insurance n. ferdi sağlık sigortası
individual health insurance n. ferdi sağlık sigortası
individual life total n. ferdi sigortalar toplamı
individual life insurances n. ferdi hayat sigortaları
individual and group life total n. ferdi ve grup sigortaları toplamı
individual insurer n. tek sigortacı
based on individual accounts expr. bireysel hesaplara dayalı
ira (individual retirement account) abrev. özel kişisel emeklilik planı
Tourism
individual inclusive tour n. kapsamlı bireysel tur
Technical
individual water supply n. ayrık su sağlanması
individual sewage n. bireysel pissu
individual battery icon n. bireysel pil simgesini
individual heating n. bireysel ısıtma
individual permissions n. bireysel yetkiler
individual air outlet n. manika
individual materials n. münferit malzemeler
individual machine n. münferit makine
individual gas cylinder n. münferit gaz tüpü
individual machine function n. münferit bir makine fonksiyonu
individual machine function n. münferit makine fonksiyonu
individual footing n. münferit destek
individual project n. münferit proje
individual drive n. münferit tahrik
individual header n. münferit kolektör
individual drive n. tek başına işletme
individual vent n. tekil pissu havalandırma borusu
individual drive n. tekli tahrik
individual vent n. tekli havalık
individual pellet crushing strength n. tek pelet ezilme mukavemeti
individual fibre n. tek lif
Computer
individual communication n. bireysel iletişim
review and reject individual changes expr. değişiklikleri gözden geçirip reddedebilirsiniz
Construction
individual land parcel plan n. çaplı tasarruf belgesi
individual dwelling zone n. kişisel konutlar bölgesi
individual footing n. tekil temel
Railway
individual warning system n. müstakil uyarı sistemi
Medical
institutionalized individual n. bakımevi ikametinde kişi
treatment of individual risk factors n. bireysel risk faktörlerinin tedavisi
cerebral palsied individual n. beyin felçli birey
individual risk n. bireysel risk
individual dose n. bireysel doz
individual predisposition n. bireysel yatkınlık
hypertensive diabetic individual n. hipertansif diyabetik birey
diseased individual n. hastalıklı birey
diseased individual n. hastalıklı kişi
diseased individual n. hastalıklı insan
immunocompetent individual n. immünolojik yönden sağlam kişi
disabled individual n. sakat kişi
cerebral palsied individual n. serebral paralizili birey
individual practitioner's health status report n. durum bildirir tek hekim raporu
Psychology
intra-individual variability n. birey içi değişkenlik
individual psychotherapy n. bireysel psikoterapi
individual differences n. bireysel farklılıklar
individual symbol n. bireysel sembol
individual psychology n. bireysel ruhbilim
individual psychology n. bireysel psikoloji
individual distance n. bireysel mesafe
wechsler individual achievement test n. wechsler bireysel başarı testi
Food Engineering
individual quick freezing n. bireysel çabuk dondurma tekniği
Statistics
galton's individual difference problem n. galton ferdi fark problemi
Chemistry
individual gaseous organic compounds n. gaz halindeki münferit organik bileşikler
Biology
secretory individual n. salgıcı birey
individual organism n. tek organizma
individual isomers n. tek izomerler
Marine Biology
individual transferable quota n. aktarılabilen bireysel kota
individual transferable quota n. aktarılabilir bireysel kota
individual non-transferable quota n. aktarılamayan bireysel kota
individual fishing quota n. bireysel balıkçılık kotası
individual quota n. bireysel kota
Social Sciences
effects of life experiences on the individual n. yaşanmışlıkların birey üzerindeki etkisi
Education
individual study n. bireysel çalışma
Linguistics
individual test n. bireysel sınav
individual variant n. bireysel değişke
individual word n. tekil sözcük
individual word n. tekil kelime
Philosophy
rational individual n. rasyonel birey
rational individual n. ussal birey
Environment
individual protection n. bireysel nbc korunma
individual carbon footprint n. bireysel karbon ayak izi
individual nuclear, biological, and chemical protection n. bireysel askere sağlanan nbc korunma
individual monitoring device n. bireysel gözlemleme cihazı
individual vapor detector n. bireysel buhar detektörü
individual monitoring n. bireysel gözlemleme
individual protective equipment n. bireysel korunma
maximally exposed individual n. en fazla radyasyon alan kişi
individual carbon footprint n. kişisel karbon ayak izi
individual chemical agent detector n. minyatür ve taşınabilir bireysel kimyasal savaş maddesi algılayıcısı
contaminated, injured, or exposed individual n. yüksek dozajda radyasyona maruz kalarak etkilenmiş, yaralanmış kimseler
Geology
macrospheric individual n. makrosferik birey
microspheric individual n. mikrosferik birey
individual inversion technique n. tekil ters çözüm tekniği
individual and simultaneous inversion n. tekil ve eşzamanlı ters çözüm
Military
individual examination test n. askere alma testi
individual partnership programme n. bireysel ortaklık programı
individual resource protection sensor n. bireysel kaynak koruyucu algılayıcısı
preparation for overseas movement of individual replacement n. değiştirme personelinin denizaşırı intikallerine ait hazırlık kılavuzu
individual clothing and equipment record n. er kıyafet ve teçhizat kaydı
individual clothing slip n. er kıyafet ve teçhizat belgesi
individual training n. ferdi eğitim
individual protection n. ferdi koruma
individual reserves n. ferdi ikmal maddeleri
individual ready reserve n. münferit birinci derecede hazır ihtiyat
individual tasks n. münferit görevler
individual firing n. münferit atış
individual table of allowance n. münferit istihkak çizelgesi
individual control n. nişancının ateş idaresi
individual tracer control n. nişancının iz gözetleme ile ateş idaresi
individual medical record n. personel sağlık raporu
individual-sponsored dependant n. şahıs tarafından masrafı üstlenilen aile efradı
individual equipment n. şahsi teçhizat
eye protection for the individual soldier n. tek erin göz koruması
individual tasks n. tek er görevleri
individual training n. tek er eğitimi
the individual soldier n. tek er
individual reserve supplies n. yedek demirbaş ikmal maddeleri
Sport
individual start n. bireysel çıkış
individual tactics n. bireysel taktikler
individual defense n. bireysel savunma
individual event n. bireysel yarışma
individual exercises n. ferdi hareketler
individual road race n. ferdi yol yarışması
Volleyball
individual tactic n. ferdi taktik