immigrant - Turc Anglais Dictionnaire

immigrant

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "immigrant" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 14 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
immigrant adj. göçmen
As if that were not enough, it is trying to force through immigrant expulsion agreements.
Bu da yetmezmiş gibi, göçmenlerin sınır dışı edilmesine ilişkin anlaşmaları zorla kabul ettirmeye çalışmaktadır.

More Sentences
General
immigrant n. göçmen
It represented a mutually beneficial relationship between the immigrant and the host country.
Göçmen ve ev sahibi ülke arasında karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkiyi temsil ediyordu.

More Sentences
Trade/Economic
immigrant n. göçmen
It represented a mutually beneficial relationship between immigrant and host country.
Göçmen ve ev sahibi ülke arasında karşılıklı fayda sağlayan bir ilişkiyi temsil ediyordu.

More Sentences
Law
immigrant n. göçmen
There is great concern about the alienation of some immigrant communities and their social and economic disadvantage.
Bazı göçmen topluluklarının yabancılaşması ve sosyal ve ekonomik dezavantajları konusunda büyük endişeler bulunmaktadır.

More Sentences
Politics
immigrant n. göçmen
The immigrant communities are living in fear and anxiety.
Göçmen toplulukları korku ve endişe içinde yaşıyor.

More Sentences
General
immigrant n. muhacir
immigrant n. hicret eden kimse
immigrant adj. göçmenlere ait
immigrant adj. göçmenlerle ilgili
immigrant adj. göçmenlerden oluşan
Trade/Economic
immigrant n. muhacir
Law
immigrant n. muhacir
Politics
immigrant n. muhacir
Environment
immigrant n. daha önceden var olduğu bilinmeyen bir yerde ortaya çıkan canlı

Sens de "immigrant" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 38 résultat(s)

Anglais Turc
General
immigrant worker n. göçmen işçi
Recruitment of immigrant workers should be done selectively.
Göçmen işçilerin işe alımı seçici bir şekilde yapılmalıdır.

More Sentences
Trade/Economic
legal immigrant n. yasal göçmen
We must also consider how to improve the integration of legal immigrants in the labour market.
Yasal göçmenlerin işgücü piyasasına entegrasyonunu nasıl geliştirebileceğimizi de düşünmeliyiz.

More Sentences
Politics
immigrant women n. göçmen kadınlar
Layla was the first immigrant woman sentenced to death.
Leyla ölüme mahkum edilen ilk göçmen kadındı.

More Sentences
immigrant worker n. göçmen işçi
Tom recruited immigrant workers to rebuild his mansion.
Tom konağını yeniden inşa etmek için göçmen işçileri işe aldı.

More Sentences
illegal immigrant n. yasadışı göçmen
Illegal immigrants must be sent back to their country of origin.
Yasadışı göçmenler geldikleri ülkelere geri gönderilmelidir.

More Sentences
Social Sciences
digital immigrant n. dijital göçmen
Tom is a digital immigrant.
Tom bir dijital göçmen.

More Sentences
General
immigrant population n. göçmen nüfus
being an immigrant n. muhacirlik
immigrant worker n. yabancı işçi
immigrant song n. göçmen şarkısı
non-immigrant n. muhacir olmayan
non-immigrant n. göçmen olmayan
look like an immigrant v. bir göçmene benzemek
anti-immigrant adj. göçmen karşıtı
Colloquial
digital immigrant n. genç yetişkinlikte bilgi teknolojisi kullanımına alışmış kimse
Trade/Economic
immigrant remittances n. göçmen işçi döviz havaleleri
immigrant remittances n. göçmen havaleleri
immigrant remittances n. işçi dövizleri
immigrant remittances n. yurt dışına göç edenlerin ana yurda gönderdikleri paralar
Law
immigrant remittances n. göçmenlerin havaleleri
immigrant certificate n. göçmen belgesi
Politics
immigrant houses n. göçmen evleri
immigrant rights groups n. göçmen hakları grupları
immigrant houses n. göçmen konutları
immigrant department n. göçmen departmanı
anti-immigrant n. göç karşıtı
immigrant rights n. göçmen hakları
immigrant status n. göçmen statüsü
illegal immigrant n. kaçak göçmen
immigrant aid society n. mültecilere yardım derneği
investor immigrant n. yatırımcı göçmen
landed immigrant [canada] n. henüz vatandaşlık almamış olup oturma izni olan göçmen
landed immigrant [canada] n. yerleşik göçmen
immigrant-receiving adj. göç alan
immigrant-receiving adj. göçmen alan
Tourism
permanent immigrant n. kalıcı göçmen
Linguistics
immigrant language n. göçmen dili
Geography
immigrant population n. göçmen nüfus