Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | ilerici | progressive adj. | ||
I see this compromise as a rather dynamic, gradual and progressive one. Ben bu uzlaşmayı oldukça dinamik, kademeli ve ilerici bir uzlaşma olarak görüyorum. More Sentences |
||||
General | ilerici | progressivist n. | ||
General | ilerici | avant–garde n. | ||
General | ilerici | receptive adj. | ||
General | ilerici | forward adj. | ||
Astronomy | ||||
Astronomy | ilerici | space age adj. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | ilerici bir okul sistemi | a progressive school system n. |
General | ilerici grup | avant-guard n. |
General | ilerici ideoloji bağlılığı | correctness n. |
General | ilerici olmayan | unprogressive adj. |
General | ilerici olmayan | unrevolutionary adj. |
General | ilerici politikaları savunan | young adj. |
General | ilerici düşünen | forward adj. |
General | ilerici politikayı destekleyen | forward adj. |
General | ilerici olmadan | unprogressively adv. |
Politics | ||
Politics | (kanada'da) ilerici muhafazakar parti'nin diğer üyelere göre daha az muhafazakar olan üyesi | red tory [canadian] n. |
Politics | ilerici hareket | progressive movement n. |
History | ||
History | ilerici dönem | progressive era n. |
Archaic | ||
Archaic | ilerici olmayan | improgressive adj. |