|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
kaçamak ifade eden |
equivocator n.
|
|
2 |
General |
sembollerle ifade eden |
symbolist n.
|
|
3 |
General |
kelime ifade eden işaret |
logogram n.
|
|
4 |
General |
ifade eden şey |
exponent n.
|
|
5 |
General |
kuzey ve güneyin uç enlemlerinde yazları güneşin 24 saat görülebilme durumunu ifade eden terim |
midnight sun n.
|
|
6 |
General |
romanesk ve gotik üslupların arap mimari tarzıyla karışmasını ifade eden ispanyolca terim |
mudejar n.
|
|
7 |
General |
hayretini ifade eden |
exclaimer n.
|
|
8 |
General |
heyecan ifade eden söz |
expletive n.
|
|
9 |
General |
motorlu bir taşıtın gümrükten geçiş iznini ifade eden fransız kökenli terim |
triptyque n.
|
|
10 |
General |
parametrelerle ifade eden |
parameterizing n.
|
|
11 |
General |
bir şeyi sözlü olarak ifade eden kimse |
sayer n.
|
|
12 |
General |
pişmanlık ifade eden bir deyim |
lackaday n.
|
|
13 |
General |
bir fikri ifade eden kelime |
semanteme n.
|
|
14 |
General |
bilgisayar oyunlarında bir oyunun konusunun ve temel oyun mekaniğinin ne kadar iyi tasarlanmış ve oyunda ne kadar verimli bir şekilde uygulanmış olduğunu ifade eden sözcük |
gameplay n.
|
|
15 |
General |
parametrelerle ifade eden |
parameterising n.
|
|
|
16 |
General |
aynı meslekten/topluluktan kimseleri ifade eden bir söz |
brethren n.
|
|
17 |
General |
zihinsel rahatsızlıklar üzerinde yapılan çalışmaları ve tedavileri ifade eden eski bir tıbbi terim |
alienism n.
|
|
18 |
General |
günlük dilde özellikle senet şeklindeki parayı ifade eden söz |
cabbage n.
|
|
19 |
General |
güney afrika'nın çok ırklı nüfusunu ifade eden bir söz |
rainbow nation n.
|
|
20 |
General |
bağlantı ya da ilişki ifade eden terim |
relative term n.
|
|
21 |
General |
açık bir şekilde ifade eden kimse |
articulator n.
|
|
22 |
General |
minnet ifade eden jestler |
gestures of gratitude n.
|
|
23 |
General |
kişisel bir görüş veya sıkıntıyı ifade eden konuşmacı |
venter n.
|
|
24 |
General |
kendini konuşarak ifade eden kimse |
verbalizer n.
|
|
25 |
General |
kendini konuşarak ifade eden kimse |
verbaliser n.
|
|
26 |
General |
kendini konuşarak ifade eden kimse |
utterer n.
|
|
27 |
General |
başkasını fikirlerini ifade eden veya duyuran kimse |
meg n.
|
|
28 |
General |
başka birinin görüşlerini ifade eden veya yorumlayan kimse |
mouth n.
|
|
29 |
General |
sevinç ifade eden şarkı |
hymn n.
|
|
30 |
General |
insanın gerçeği sadece aklı temel alarak bilemeyeceğini ve gerçek ortaya çıksa dahi tümüyle anlayamayacağını ifade eden, tanrı tarafından tebliğ edilmiş dini öğreti |
mystery n.
|
|
31 |
General |
hürmet ifade eden hareket |
obeisancy n.
|
|
32 |
General |
bir eylem hakkındaki görüş ve duyguları ısrarla ifade eden bir grup insan |
greek chorus n.
|
|
33 |
General |
kelime ifade eden işaret |
ideogram n.
|
|
34 |
General |
bir şeyin ters gitme ihtimali varsa, bu ihtimalin gerçekleşeceğini ifade eden esprili bir önerme |
murphys law n.
|
|
35 |
General |
benzer işleri yapan kadın ile erkeğin eşit ücret alması gerektiğini ifade eden kavram |
comparable worth n.
|
|
|
36 |
General |
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf |
dominical n.
|
|
37 |
General |
belirli bir sistem, malzeme veya prosedürün verimliliğini temsil eden sayısal ifade |
figure of merit n.
|
|
38 |
General |
ifade eden kimse |
predicant n.
|
|
39 |
General |
ifade eden kimse |
predicator n.
|
|
40 |
General |
anlam ifade eden faktör veya terim |
significative n.
|
|
41 |
General |
ifade eden şey |
significator n.
|
|
42 |
General |
benzerlik ifade eden şey |
similative n.
|
|
43 |
General |
tekil sayıyı ifade eden çekim |
singular n.
|
|
44 |
General |
metnin anlamından ziyade yorumcunun kendi görüşlerini ifade eden özellikle kutsal yazılara ilişkin bir yorum |
eisegesis n.
|
|
45 |
General |
saygı ifade eden |
honorific adj.
|
|
46 |
General |
soru ifade eden |
interrogative adj.
|
|
47 |
General |
soru ifade eden |
interrogatory adj.
|
|
48 |
General |
gayret ifade eden |
conative adj.
|
|
49 |
General |
hoşnutsuzluk ifade eden |
deprecatory adj.
|
|
50 |
General |
anlam ifade eden |
significative adj.
|
|
51 |
General |
-i ifade eden |
expressive of adj.
|
|
52 |
General |
kendini açıkça etkili olarak ifade eden |
smooth-spoken adj.
|
|
53 |
General |
soru ifade eden |
rogatory adj.
|
|
54 |
General |
hayranlık ifade eden |
admiring adj.
|
|
55 |
General |
kabul ifade eden |
concessive adj.
|
|
56 |
General |
başsağlığı ifade eden |
condolatory adj.
|
|
57 |
General |
mormon kilisesi rahiplerinin ikinci mertebesini ifade eden |
aaronic adj.
|
|
58 |
General |
mormon kilisesi rahiplerinin ikinci mertebesini ifade eden |
aaronical adj.
|
|
59 |
General |
aynı şeyi farklı kelimelerle ifade eden |
tautegorical adj.
|
|
60 |
General |
memnuniyetsizlik ifade eden |
unapproving adj.
|
|
61 |
General |
keder veya üzüntüyü sesli olarak ifade eden |
wailing adj.
|
|
62 |
General |
keder veya üzüntüyü sesli olarak ifade eden |
lamenting adj.
|
|
63 |
General |
yirmili yaşların başından otuzlu yaşların başına kadarki dönemi ifade eden |
quarterlife adj.
|
|
64 |
General |
siyah bir nesnenin sembolik kullanımıyla onursuzluk ifade eden |
black adj.
|
|
65 |
General |
korku ifade eden |
wondering adj.
|
|
66 |
General |
şaşkınlık ifade eden |
wondering adj.
|
|
67 |
General |
espri anlayışını ifade eden |
humourous adj.
|
|
68 |
General |
kara sevdayı ifade eden |
love-sick adj.
|
|
69 |
General |
bir sınıfın veya grubun tamamını ifade eden |
generical adj.
|
|
70 |
General |
etnik veya uyruksal bağı ifade eden (isim, sıfat) |
gentilic adj.
|
|
71 |
General |
arzuyu ifade eden |
desirous [obsolete] adj.
|
|
72 |
General |
renkleri grinin tonları ile ifade eden (görüntüleme) |
grayscale adj.
|
|
73 |
General |
çok sayıda şeyi ifade eden |
multivocal adj.
|
|
74 |
General |
antitezi ifade eden |
oppositive adj.
|
|
75 |
General |
karşıtlığı ifade eden |
oppositive adj.
|
|
|
76 |
General |
(sözcük, fikir) farklı anlam ifade eden |
pickwickian adj.
|
|
77 |
General |
kural ifade eden |
preceptive adj.
|
|
78 |
General |
kural ifade eden |
preceptory adj.
|
|
79 |
General |
önyargı ifade eden |
presentimental adj.
|
|
80 |
General |
önsezi ifade eden |
presentimental adj.
|
|
81 |
General |
benzerlik ifade eden |
similitudinary [obsolete] adj.
|
|
82 |
General |
bastırılmış duyguları ifade eden |
smouldering [uk] adj.
|
|
83 |
General |
bastırılmış duyguları ifade eden |
smouldry adj.
|
|
84 |
General |
tamamına yakınını ifade eden |
subtotal adj.
|
|
85 |
General |
(bağlaç) varsayım ifade eden |
suppositive adj.
|
|
86 |
General |
(bağlaç) önerme anlamı ifade eden |
suppositive adj.
|
|
87 |
General |
soru ifade eden bir şekilde |
interrogatively adv.
|
|
88 |
General |
kelime ifade eden işaretler aracılığıyla |
logogrammatically adv.
|
|
89 |
General |
sürpriz, merhamet, keder, acı gibi çeşitli duyguları ifade eden ünlem |
o dear interj.
|
|
90 |
General |
şaşırma veya korku ifade eden bir ünlem |
lawk [uk] interj.
|
|
91 |
General |
şaşırma veya korku ifade eden bir ünlem |
lawks [uk] interj.
|
|
92 |
General |
kahkaha sesi ifade eden bir ünlem |
ho-ho interj.
|
|
93 |
General |
cesaretlendirme veya coşku ifade eden bir ünlem |
holla interj.
|
|
94 |
General |
cesaretlendirme veya coşku ifade eden bir ünlem |
hollo interj.
|
|
95 |
General |
selamlama veya sürpriz ifade eden bir ünlem |
hollo interj.
|
|
96 |
General |
cesaretlendirme veya coşku ifade eden bir ünlem |
holloa interj.
|
|
97 |
General |
şaşırma veya korku ifade eden bir ünlem |
lordy [us/canada] interj.
|
|
98 |
General |
tatminsizlik veya öfke ifade eden bir ünlem |
darn interj.
|
|
99 |
General |
makineli silah sesini ifade eden bir ünleme |
pew interj.
|
|
100 |
General |
volkanik kayaçların geç paleozoik veya mezozoik dönemden kalma oldukları ifade eden bir ön ek |
mes- pref.
|
|
101 |
General |
volkanik kayaçların geç paleozoik veya mezozoik dönemden kalma oldukları ifade eden bir ön ek |
meso- pref.
|
|
102 |
General |
koruyucu nesneyi ifade eden ön ek |
para- pref.
|
|
103 |
General |
roman dillerinden alınmış kelimelerde bahsi geçen olay, dönem veya kişileri ifade eden son ek |
-ade suf.
|
|
104 |
General |
yasal statü, mülk ve mülkiyet ifade eden bir son ek |
-mony suf.
|
|
105 |
General |
belirtilen şekilde ağza sahip olunduğunu ifade eden bir son ek |
-mouthed suf.
|
|
106 |
General |
küçüklüğü ifade eden son ek |
-cle suf.
|
|
107 |
General |
yapabilirlik ifade eden son ek |
-ibility suf.
|
|
108 |
General |
uygunluk ifade eden son ek |
-ibility suf.
|
|
109 |
General |
yetkinlik ifade eden son ek |
-ibility suf.
|
|
110 |
General |
yatkınlık ifade eden son ek |
-ibility suf.
|
|
111 |
General |
kapasite ifade eden son ek |
-ibility suf.
|
|
112 |
General |
geçen süre bilgisini ifade eden bir kombinasyon |
-long suf.
|
|
113 |
General |
çivi büyüklüğünü ifade eden bir son ek |
-penny suf.
|
|
114 |
General |
belirli bir ayak tipini ifade eden son ek |
-pode suf.
|
|
115 |
General |
belirli bir ayak sayısını ifade eden son ek |
-pode suf.
|
|
Phrases |
|
116 |
Phrases |
hayret veya benzeri güçlü duyguları ifade eden ünlem |
o interj.
|
|
Proverb |
|
117 |
Proverb |
hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü |
a creaking door hangs longest
|
|
118 |
Proverb |
hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü |
a creaking gate hangs longest
|
|
119 |
Proverb |
yerli yersiz şaka yapılmaması gerektiğini ifade eden bir atasözü |
ounce of discretion is worth a pound of wit
|
|
120 |
Proverb |
yakın dostlardan alınan borçların hemen ödenmesi gerektiğini aksi halde dostlukların bozulabileceğini ifade eden bir atasözü |
short reckonings make long friends
|
|
121 |
Proverb |
elinin altındakilerle bir şeyi başarma becerisini ifade eden atasözü |
all is fish that comes to his net
|
|
122 |
Proverb |
hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü |
creaking door hangs longest
|
|
123 |
Proverb |
hasta veya yaşlı bir insanın daha fazla yaşayacağını ifade eden bir atasözü |
creaking gate hangs longest
|
|
Colloquial |
|
124 |
Colloquial |
bir kişinin duyguların ifade eden beden hareketleri |
body english n.
|
|
125 |
Colloquial |
biraz şaşkınlık veya korku ifade eden ünlem |
yikes n.
|
|
126 |
Colloquial |
heyecan ve sevinç gibi duyguları ifade eden kelime |
woot n.
|
|
127 |
Colloquial |
ingiltere'de (avuçiçi içeri bakacak şekilde yapıldığında) küfür veya kötü anlam ifade eden işaret |
v sign n.
|
|
128 |
Colloquial |
hoşnutsuzluk ifade eden tepki |
bazoo n.
|
|
129 |
Colloquial |
konuşmacının veya yazarın kişiliği veya kişiliğini ifade eden şey |
me n.
|
|
130 |
Colloquial |
lordluk sıfatını mizahi olarak ifade eden sözcük |
ludship n.
|
|
131 |
Colloquial |
(bir şeyi) ifade eden |
suggestive of (something) adj.
|
|
132 |
Colloquial |
onaylama ifade eden nida |
yebo [south africa] interj.
|
|
133 |
Colloquial |
reddetme veya iğrenme ifade eden nida |
yech interj.
|
|
134 |
Colloquial |
erkeksen al/yap gibi meydan okuma ifade eden bir söz |
want to make something of it expr.
|
|
135 |
Colloquial |
erkeksen al/yap gibi meydan okuma ifade eden bir söz |
wanna make sumpin' of it? expr.
|
|
136 |
Colloquial |
zır/zır zır (telefon çalma sesini taklit eden bir ifade) |
bring expr.
|
|
137 |
Colloquial |
erkeksen al/yap gibi meydan okuma ifade eden bir söz |
want to make of it expr.
|
|
Idioms |
|
138 |
Idioms |
elektrikli aydınlatmadan önce geceleri çalışılamamasını ifade eden deyim |
blind man's holiday n.
|
|
139 |
Idioms |
bilgisayar klavyesinde "control alt del" tuşlarını ifade eden bir söz |
a three-finger salute (tfs) n.
|
|
140 |
Idioms |
anladım dedi kör adam (bir şeyin anlaşıldığını mizahi bir yolla ifade eden bir söz) |
I see, said the blind man n.
|
|
141 |
Idioms |
kristal küre (geleceği tahmin etmenin zorluğunu ima eden bir ifade) |
a crystal ball n.
|
|
142 |
Idioms |
geleceği gösteren küre (geleceği tahmin etmenin zorluğunu ima eden bir ifade) |
a crystal ball n.
|
|
143 |
Idioms |
ortamın çok gerildiğini ifade eden bir deyim |
the fur flies expr.
|
|
Formal |
|
144 |
Formal |
resmi görevlerde açıklanacak gizli bilginin ilgili görevli tarafından iş için mutlaka bilinmesi gerektiğini ifade eden güvenlik kriteri |
need to know n.
|
|
Speaking |
|
145 |
Speaking |
tereddüt veya duraksama ifade eden ses |
um n.
|
|
146 |
Speaking |
duygu ya da heyecan ifade eden bir ünlem |
arrah interj.
|
|
147 |
Speaking |
sevinç ifade eden bir ünlem |
eigh interj.
|
|
148 |
Speaking |
erkeksen al/yap gibi meydan okuma ifade eden bir söz |
do you want to make something of it? expr.
|
|
Trade/Economic |
|
149 |
Trade/Economic |
arşivsel değer (belgenin devam eden faydalılığı veya anlamlılığını ifade eder) |
archival value n.
|
|
150 |
Trade/Economic |
esas metin (normatif/hüküm ifade eden dokümanın) |
body (of a normative document) n.
|
|
151 |
Trade/Economic |
hüküm ifade eden dokümanların hazırlanması |
preparation of normative documents n.
|
|
152 |
Trade/Economic |
milyonu ifade eden kazanç |
seven-figure income n.
|
|
153 |
Trade/Economic |
normatif (hüküm ifade eden) dokümanların yapısı |
structure of normative documents n.
|
|
154 |
Trade/Economic |
normatif (hüküm ifade eden) dokümanların uygulanması |
implementation of normative documents n.
|
|
155 |
Trade/Economic |
normatif (hüküm ifade eden) doküman |
normative document n.
|
|
156 |
Trade/Economic |
normatif (hüküm ifade eden) dokümanların hazırlanması |
preparation of normative documents n.
|
|
157 |
Trade/Economic |
normatif (hüküm ifade eden) dokümanın uygulanması |
application of a normative document n.
|
|
158 |
Trade/Economic |
normatif (hüküm ifade eden) dokümanların içeriği |
content of normative documents n.
|
|
159 |
Trade/Economic |
yüksek kalite türk ürünlerini ifade eden bir hareket |
turquality n.
|
|
160 |
Trade/Economic |
bir tahvilin alım ve satımının belirli bir fiyattan yapılacağını ifade eden daimi bir taahhüt |
market n.
|
|
161 |
Trade/Economic |
hisse senedinin fiyat-kazanç oranını ifade eden sayı |
multiple n.
|
|
162 |
Trade/Economic |
beyan ve ifade eden |
exponent adj.
|
|
Law |
|
163 |
Law |
boşanma davasında davacının da aynı oranda suçlu olduğunu ifade eden karşı itham |
recrimination n.
|
|
164 |
Law |
imzalanır imzalanmaz hüküm ifade eden sözleşme |
executed contract n.
|
|
165 |
Law |
kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm |
sunset provision n.
|
|
166 |
Law |
kesin dampinge karşı vergi ve fiyat taahhütleri uygulamaya konuldukları tarihten itibaren söz konusu vergi için bir gözden geçirme prosedürü başlatılmadığı takdirde belli bir süre sonra yürürlükten kaldırılacağını ifade eden hüküm |
sunset clause n.
|
|
167 |
Law |
önemsiz olup hüküm ifade eden haklar |
minor interests n.
|
|
168 |
Law |
temel avrupa birliği yasalarını ifade eden bir terim |
acquis n.
|
|
169 |
Law |
yeminli beyanı tekzip eden ifade |
counteraffidavit n.
|
|
170 |
Law |
fesih işlemini ifade eden |
revocatory adj.
|
|
171 |
Law |
(çift meclisli parlamentoda) alt meclisi ifade eden |
lower adj.
|
|
172 |
Law |
alıntının yukarıdaki ile aynı kaynaktan yapıldığını ifade eden sözcük |
supra adv.
|
|
Politics |
|
173 |
Politics |
birleşik irlanda (26 irlanda cumhuriyeti ve 6 kuzey irlanda eyaletinin birliğini ifade eden ibare) |
26+6=1 n.
|
|
174 |
Politics |
1900'de avrupa'nın başlıca devletleri, abd ve japonya arasında yapılan ve doğu'da yalnızca çin'e karşı ortak hareket edileceğini ifade eden anlaşma |
concert of the powers n.
|
|
175 |
Politics |
(iki veya daha fazla hükumetin izlediği) aynı uygulamayı ifade eden |
identic adj.
|
|
176 |
Politics |
(bir hükumetin aynı yöntemi uygulayan iki veya daha fazla hükumete istinaden benimsediği) aynı yaptırımı ifade eden |
identic adj.
|
|
Industry |
|
177 |
Industry |
örgütlü çalışanlarla işveren arasında imzalanan sözleşmede, belirtilen sorunun sözleşmenin süresinin dolmasından önceki bir tarihte yeniden ele alınacağını ifade eden madde |
reopener n.
|
|
Tourism |
|
178 |
Tourism |
ulaşım hizmetlerinin olağan gelişim tarzını ifade eden terim |
hub and spoke n.
|
|
Technical |
|
179 |
Technical |
bakım gerekliliği sebebiyle sistem ve ekipmanın atanmış görevleri yerine getiremediğini ifade eden terim |
not mission capable, maintenance n.
|
|
180 |
Technical |
arz sıkıntısının bakım işlerini durdurması nedeniyle sistem ve ekipmanın atanmış görevlerini yerine getiremediğini ifade eden terim |
not mission capable, supply n.
|
|
181 |
Technical |
bir nesne veya olayı ifade eden kısa ve düzenli ses dizini |
earcon n.
|
|
182 |
Technical |
kristalde tüm düzlemlere ait olup ortak konumlarını eksenlere göre ifade eden matematiksel ilişki |
zonal equation n.
|
|
183 |
Technical |
rüzgarın kuvvetini belirtmek için çeşitli rüzgar hız aralıklarını ifade eden bir dizi kelime veya sayı |
windscale n.
|
|
184 |
Technical |
bir pasajın tekrar edilmesi gerektiğini ifade eden, iki veya dört adet dikey noktadan oluşan bir işaret |
repeat n.
|
|
185 |
Technical |
(harf veya harfin bir bölümünü ifade eden sinyal lambasının aniden açılması ile ortaya çıkan) ani ışık parlaması |
dot n.
|
|
186 |
Technical |
üretilen malzeme ile kullanılan malzemenin uzunluğu arasındaki oranı ifade eden bir büyüklük |
draft n.
|
|
187 |
Technical |
uluslararası birimler sistemi ve metrik sistemlerde 10-21'in askatlarını ifade eden ön ek |
zepto-(z) pref.
|
|
188 |
Technical |
algılanan gürültü düzeyini ifade eden bir ölçüm birimi |
pndb (perceived noise decibel) abrev.
|
|
Computer |
|
189 |
Computer |
tüm kadınların saldırıya uğradığını ifade eden bir sosyal medya etiketi |
#YesAllWomen n.
|
|
190 |
Computer |
"hacking" ile "activism" terimlerinin birleşiminden türetilmiş siyasal amaçlı hack eylemlerini ifade eden bir terim |
hacktivism n.
|
|
191 |
Computer |
bilgisayarın bir komutu gerçekleştiremediğini ifade eden ekran mesajı |
error message n.
|
|
192 |
Computer |
bir dizi komut ve tuş vuruşunu ifade eden tek bir bilgisayar komutu |
macro n.
|
|
193 |
Computer |
paragraf başını ifade eden karakter |
paragraph n.
|
|
194 |
Computer |
paragraf başını ifade eden karakter |
paragraph sign n.
|
|
195 |
Computer |
değişimleri kodlanmış bilgiyi ifade eden dijital değerler dizisi |
signal n.
|
|
196 |
Computer |
işlemci sayısını ifade eden son ek |
-core suf.
|
|
Telecom |
|
197 |
Telecom |
(kodlamada) l harfini ifade eden sözcük |
love n.
|
|
198 |
Telecom |
telefon bağlantı durumunu ifade eden bir sinyal sistemi |
supervision n.
|
|
Electric |
|
199 |
Electric |
iki niceliğin doğal logaritmalarının birbirine oranını ifade eden bir skaler birim |
neper n.
|
|
Textile |
|
200 |
Textile |
ipek, suni ipek veya naylon ipliğin her 9000 metredeki ağırlığını ifade eden bir ağırlık birimi |
denier n.
|
|
Medical |
|
201 |
Medical |
belirli bir sürede içilen sigara miktarını ifade eden bir ölçü birimi |
pack-year n.
|
|
202 |
Medical |
başka bilimlerle veya disiplinlerle birlikte kullanıldığında bunların tıpla kesişim alanlarını ifade eden bir ön ek |
medico- pref.
|
|
203 |
Medical |
uzuvlardaki bir sorunu ifade eden son ek |
-melia suf.
|
|
Anatomy |
|
204 |
Anatomy |
kalple ilişkili yapıları ifade eden son ek |
-cardium suf.
|
|
Psychology |
|
205 |
Psychology |
kişisel gelişimde dokuz ayrı kişilik tipini ifade eden bir sistem |
enneagram n.
|
|
206 |
Psychology |
sosyal olarak kabul edilebilir biçimde kanalize edilmiş gizli dürtü yansıtımını ifade eden eylem |
derivative n.
|
|
Pathology |
|
207 |
Pathology |
hastalığın belirli bir bölgede ne sıklıkla meydana geldiğini ifade eden terim |
morbidity n.
|
|
208 |
Pathology |
anormal büyümeyi ifade eden bir ön ek |
macr- pref.
|
|
209 |
Pathology |
aşırı gelişimi ifade eden bir ön ek |
macr- pref.
|
|
210 |
Pathology |
anormal büyümeyi ifade eden bir ön ek |
macro- pref.
|
|
211 |
Pathology |
aşırı gelişimi ifade eden bir ön ek |
macro- pref.
|
|
Math |
|
212 |
Math |
bir fonksiyonu ifade eden sonsuz toplam serisi |
maclaurin's series n.
|
|
213 |
Math |
iki küme arasındaki, ikinci kümenin bir elamanının birinci kümedeki her bir elemanla eşleştiğini ifade eden bağıntı |
mapping n.
|
|
214 |
Math |
vektörün yönünü ifade eden iki zıt yönden biri |
sense n.
|
|
215 |
Math |
(verilen tanım aralığının alt kümesini ifade eden) alt tanım aralığı |
subinterval n.
|
|
216 |
Math |
belirli bir sayı ifade eden |
numeric adj.
|
|
217 |
Math |
belirli bir sayı ifade eden |
numerical adj.
|
|
Geometry |
|
218 |
Geometry |
yarıçap bir iken sinüs değerlerini ifade eden ondalık sayılar |
natural sines n.
|
|
219 |
Geometry |
eğrinin eğrilik miktarını ifade eden bir açı |
angle of curvature n.
|
|
Logic |
|
220 |
Logic |
bir iddianın imkansızlığını ifade eden teorem |
negative theorem n.
|
|
221 |
Logic |
bir önermenin ya doğru ya da yanlış olduğunu ifade eden semantik ilke |
bivalence n.
|
|
222 |
Logic |
kavramlar arası çıkarmayı ifade eden işaret |
minus sign n.
|
|
223 |
Logic |
sonuç ifade eden önerme |
desitive n.
|
|
Physics |
|
224 |
Physics |
gürültü seviyesini ifade eden bir birim |
noy n.
|
|
225 |
Physics |
protonun manyetik momentini ifade eden sabit bir birim |
nuclear magneton n.
|
|
226 |
Physics |
askıda kolodial parçacıklar için difüzyon katsayısını ifade eden, boltzmann katsayısı, kelvin sıcaklığı ve parçacık mobilitesi çarpanlarını içeren formül |
einstein equation n.
|
|
227 |
Physics |
gözenekli geçirgenliği ifade eden bir birim |
darcy n.
|
|
228 |
Physics |
zaman, kütle, uzaklık gibi hiçbir fiziksel ölçümü olmayan bir fiziksel özelliği ifade eden sayı |
dimensionless number n.
|
|
229 |
Physics |
soliter dalga ifade eden kısmi diferansiyel denklem çözümü |
soliton n.
|
|
Chemistry |
|
230 |
Chemistry |
bir ideal gazın sabit sıcaklıktaki basıncının hacim ile ters orantılı olduğunu ifade eden yasa |
mariotte's law n.
|
|
231 |
Chemistry |
polarize ışığın sola dönüşünü ifade eden simge |
minus sign n.
|
|
232 |
Chemistry |
muhtemelen sakarik asitle aynı maddeyi ifade eden, melastan veya glikozdan elde edilen bir asit ile ilişkili |
melassic adj.
|
|
233 |
Chemistry |
muhtemelen sakarik asitle aynı maddeyi ifade eden, melastan veya glikozdan elde edilen bir asit ile ilişkili |
tetrahydroxyadipic acid adj.
|
|
234 |
Chemistry |
muhtemelen sakarik asitle aynı maddeyi ifade eden, melastan veya glikozdan elde edilen bir asit ile ilişkili |
d-glucaric acid adj.
|
|
235 |
Chemistry |
60°'lik torsiyon açısını ifade eden |
gauche adj.
|
|
236 |
Chemistry |
çift tuzlarda bileşen olarak sülfatı ifade eden bir kombinasyon |
sulphato- adj.
|
|
237 |
Chemistry |
belirli bir bileşiğin türetildiği ana bileşiği ifade eden ön ek |
nor- pref.
|
|
238 |
Chemistry |
zirkonyum içeren ikili bileşikleri ifade eden bir ön ek |
zirco- pref.
|
|
239 |
Chemistry |
zirkonyum içeren ikili bileşikleri ifade eden bir ön ek |
zircon- pref.
|
|
240 |
Chemistry |
zirkonyum içeren ikili bileşikleri ifade eden bir ön ek |
zircono pref.
|
|
241 |
Chemistry |
bileşiğin manganez içerdiğini ifade eden bir ön ek |
mangano- pref.
|
|
242 |
Chemistry |
bileşiğin manganez içerdiğini ifade eden bir ön ek |
mangani- pref.
|
|
243 |
Chemistry |
bileşiğin manganez içerdiğini ifade eden bir ön ek |
mangan- pref.
|
|
244 |
Chemistry |
bileşiğin flüor içerdiğini ifade eden bir ön ek |
fluo- pref.
|
|
Biology |
|
245 |
Biology |
bir genin canlının hayatta kalma şansını azaltmasına rağmen akrabalarına fayda getiriyorsa gelecek nesillere aktarılacağını ifade eden bir teori |
kin selection n.
|
|
246 |
Biology |
insan beyni ve sinir sistemini ifade eden bir sistem |
wetware n.
|
|
247 |
Biology |
ebeveynden gelen kalıtımsal özellik çiftlerinden hangisinin yavruya aktarılacağını olasılık prensiplerinin belirlediğini ifade eden ilke |
law of independent assortment n.
|
|
248 |
Biology |
(çok hücreli organizmalarda) bireylerin aynı birimden gelişmesini ifade eden morfolojik terim |
homodemic n.
|
|
249 |
Biology |
dişi üreme hücresinin bütün organizmayı barındırdığını ve erkek hücrenin hiçbir katkısı bulunmadığını ifade eden teori |
ovism n.
|
|
250 |
Biology |
(genetik biliminde) belirli bir özelliğin ikizlerin her iki bireyinde bulunmasını ifade eden nicelik |
concordance rate n.
|
|
251 |
Biology |
mayozun ikinci çekirdek bölünmesini ifade eden |
homeotypic adj.
|
|
252 |
Biology |
linnaeus'un bitki isimlendirme sistemini ifade eden |
linnaean adj.
|
|
253 |
Biology |
linnaeus'un bitki isimlendirme sistemini ifade eden |
linnean adj.
|
|
254 |
Biology |
belirli bir ayak tipini ifade eden son ek |
-pod suf.
|
|
255 |
Biology |
belirli bir ayak sayısını ifade eden son ek |
-pod suf.
|
|
Astronomy |
|
256 |
Astronomy |
uydunun uzaydaki konumunu ifade eden üç sıra veri |
element set n.
|
|
257 |
Astronomy |
galaksilerin birbirlerinden uzaklaşma hızlarının aralarındaki uzaklıkla orantılı olduğunu ifade eden, gözleme dayalı bir kanun |
hubble law n.
|
|
258 |
Astronomy |
galaksilerin birbirlerinden uzaklaşma hızlarının aralarındaki uzaklıkla orantılı olduğunu ifade eden, gözleme dayalı bir kanun |
hubble's law n.
|
|
Astrology |
|
259 |
Astrology |
burçlar kuşağını ifade eden dairesel ya da eliptik diyagram |
zodiac n.
|
|
Zoology |
|
260 |
Zoology |
belli bir türe ait hayvanların tümünü ifade eden son ek |
-zoa suf.
|
|
261 |
Zoology |
bir hayvan familyası üyelerini ifade eden son ek |
-id suf.
|
|
Botanic |
|
262 |
Botanic |
dişi organı ifade eden |
female adj.
|
|
263 |
Botanic |
baklagilleri ifade eden |
pea adj.
|
|
Social Sciences |
|
264 |
Social Sciences |
cinsiyet kimliğini ifade ederken maskülen işaretleri tercih eden insan |
butch n.
|
|
265 |
Social Sciences |
atanmış cinsiyetinden bağımsız kendisini genelde feminen şekilde ifade eden kişi |
femme n.
|
|
Education |
|
266 |
Education |
lisans eğitimi sonrasını ifade eden |
postcollegiate adj.
|
|
267 |
Education |
lisans eğitimi sonrasını ifade eden |
postcollege adj.
|
|
Literature |
|
268 |
Literature |
1950'lerde ve 1960'larda eserleri beat yaklaşımlarından doğan ve bunları ifade eden bir grup abd'li yazar |
beat n.
|
|
Linguistics |
|
269 |
Linguistics |
bazı dillerde, üçlü bir gruba atıf yapan kelimeleri ifade eden gramatik sayı |
trial n.
|
|
270 |
Linguistics |
bazı dillerde üçlü bir gruba atıf yapan kelimeleri ifade eden dilbilimsel sayı |
trinal n.
|
|
271 |
Linguistics |
başka bir sözcükbirimin yapılış şeklini ifade eden sözcük |
troponym n.
|
|
272 |
Linguistics |
başka bir sözcükbirimin yapılış şeklini ifade eden sözcük |
manner name n.
|
|
273 |
Linguistics |
cümlenin öznesinin hem eylemi gerçekleştirdiği hem de eylemden etkilendiği ifade eden fiil formu veya çatı |
middle n.
|
|
274 |
Linguistics |
(çince ve japonca gibi bazı dillerde) saygı ifade eden konuşma şekli |
honorific n.
|
|
275 |
Linguistics |
sözcüğü veya sözcük grubunu ifade eden karakter veya sembol |
logograph n.
|
|
276 |
Linguistics |
bir durum veya olayın kaç kere gerçekleştiğini ifade eden sayı sıfatı |
multiplicative n.
|
|
277 |
Linguistics |
(antik yunancada sözcüğün h sesi ile başladığını ifade eden ve bazı sesli harflerin üzerine gelen) ̔ işareti |
rough breathing n.
|
|
278 |
Linguistics |
durum veya eylemi nesnel olgu olarak ifade eden fiil kipi |
common mood n.
|
|
279 |
Linguistics |
öznenin eylemi gerçekleştirirken gösterdiği çabayı ifade eden fiil |
conative n.
|
|
280 |
Linguistics |
(bazı dillerde) bahsi geçen nesneden iki tane olduğunu ifade eden dilbilgisel yapı |
dual n.
|
|
281 |
Linguistics |
eylemin sürekliliğini ifade eden fiil formu |
continuative n.
|
|
282 |
Linguistics |
birden fazla çizgiden oluşup tek kelime ifade eden kısa stenografi işareti |
contraction n.
|
|
283 |
Linguistics |
klasik mantıkta üçüncü tasım biçimlerinden birini ifade eden bir ezberleme sözcüğü |
datisi n.
|
|
284 |
Linguistics |
dil kullanımına ilişkin halk arasında yaygın olan temelsiz yaklaşımları ifade eden bir kavram |
folk linguistics n.
|
|
285 |
Linguistics |
birbirini takip eden birden fazla yan cümlede yapılan kelime veya ifade tekrarı |
simploce n.
|
|
286 |
Linguistics |
klasik mantıkta dördüncü tasım biçimlerinden birini ifade eden bir ezberleme sözcüğü |
fresison n.
|
|
287 |
Linguistics |
varsayım ifade eden bağlaç |
suppositive n.
|
|
288 |
Linguistics |
üçlü grup ifade eden (zamir, isim) |
trial adj.
|
|
289 |
Linguistics |
üçlü grup ifade eden (zamir, isim) |
trinal adj.
|
|
290 |
Linguistics |
yalnızca neticeyi ifade eden |
ecbatic adj.
|
|
291 |
Linguistics |
vurgusuz kısmı ifade eden |
unstressed adj.
|
|
292 |
Linguistics |
cümlenin öznesinin hem eylemi gerçekleştirdiğini hem de eylemden etkilendiğini ifade eden (fiil formu veya çatı) |
middle adj.
|
|
293 |
Linguistics |
başka dillerde birkaç kelime ile ifade edilecek şeyi tek kelimeyle ifade eden (dil) |
holophrastic adj.
|
|
294 |
Linguistics |
soluklanmalardan arınmış ve vurguyu tek bir işaret ile ifade eden yunanca vurgu işaretleri sistemini kullanan |
monotonic adj.
|
|
295 |
Linguistics |
kelime ifade eden işaretler ile ilgili |
logogrammatic adj.
|
|
296 |
Linguistics |
ibranice yazısında bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelimeden ritmik ve gramatik olarak ne derece ayrık olduğunu ifade eden (vurgu işareti) |
disjunctive adj.
|
|
297 |
Linguistics |
başlangıç ifade eden |
inchoative adj.
|
|
298 |
Linguistics |
(sözcük) tek bir kavramı ifade eden |
distributive adj.
|
|
299 |
Linguistics |
grubun tek bir üyesini ifade eden |
distributive adj.
|
|
300 |
Linguistics |
bir faaliyetin tamamlanmasını ifade eden (fiil) |
completive adj.
|
|
301 |
Linguistics |
öznenin eylemi gerçekleştirirken gösterdiği çabayı ifade eden (fiil) |
conative adj.
|
|
302 |
Linguistics |
(üretici dilbilgisinde) dönüşüm kurallarından birini ifade eden |
cyclic adj.
|
|
303 |
Linguistics |
(kelime, ifade) dilbilgisi kurallarını ihlal eden |
incorrect adj.
|
|
304 |
Linguistics |
sonuç ifade eden |
consecutive adj.
|
|
305 |
Linguistics |
bir eylemin sürekliliğini ifade eden (fiil formu) |
continuative adj.
|
|
306 |
Linguistics |
grubun tek bir üyesini ifade eden (sözcük) |
separative adj.
|
|
307 |
Linguistics |
ayırmayı veya çıkarmayı ifade eden |
separative adj.
|
|
308 |
Linguistics |
kısa sesli harfi ifade eden |
short adj.
|
|
309 |
Linguistics |
(dizgeci dilbilgisinde cümle) kendi başına anlam ifade eden |
freestanding adj.
|
|
310 |
Linguistics |
bir eylemin tekrarını ifade eden (gramer formu) |
frequentative adj.
|
|
311 |
Linguistics |
ilişki ifade eden |
sociative adj.
|
|
312 |
Linguistics |
(ingilizce ve bazı dillerde) yalın hali ifade eden |
subjective adj.
|
|
313 |
Linguistics |
yan cümleciği ifade eden |
subordinative adj.
|
|
314 |
Linguistics |
soluklanmalardan arınmış ve vurguyu tek bir işaret ile ifade eden yunanca vurgu işaretleri sistemine ilişkin olarak |
monotonically adv.
|
|
History |
|
315 |
History |
eski ve kutsal metinlerde düdük, gayda veya flüt gibi delikli ve üflemeli çalgıları ifade eden terim |
nehiloth n.
|
|
316 |
History |
taşıma aracı olarak kullanılan atlı arabayı ifade eden tarihi terim |
diligence n.
|
|
317 |
History |
(armacılıkta) bir ailenin veya kuruluşun ilkesini ifade eden kısa deyiş |
motto n.
|
|
318 |
History |
ingiltere'de eski anlaşmalarda önceki kral tarafından verilen onayı ifade eden giriş sözcüğü |
inspeximus n.
|
|
Religious |
|
319 |
Religious |
ilahi güçlere şükran ifade eden söz ya da dua |
thanksgiving n.
|
|
320 |
Religious |
2. ve 3. yüzyıllarda ortaya çıkmış, vaftizci yahya'nın mesih olduğunu ifade eden, yahudi ve hristiyan unsurları düalistik bir çerçevede yorumlayan gnostik bir din |
mandeanism n.
|
|
321 |
Religious |
tanrı'ya tapınmayı ifade eden dini törenler |
worship n.
|
|
322 |
Religious |
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf |
dominical letter n.
|
|
323 |
Religious |
(özellikle paskalya tarihini belirtmek için) yıl içerisinde pazar günlerini ifade eden harf |
sunday letter n.
|
|
324 |
Religious |
şükran ifade eden söz |
doxology n.
|
|
325 |
Religious |
keder veya kaybı ifade eden ilahi |
dirge n.
|
|
326 |
Religious |
mormon kilisesi rahiplerinin ikinci mertebesini ifade eden |
levitical adj.
|
|
327 |
Religious |
mormon kilisesi rahiplerinin ikinci mertebesini ifade eden |
levitic adj.
|
|
328 |
Religious |
pazar günleri yasak olan fiziksel faaliyetleri ifade eden |
servile adj.
|
|
329 |
Religious |
hristiyan bayramını ifade eden bir son ek |
-mas suf.
|
|
Philosophy |
|
330 |
Philosophy |
etik yargıların önermeleri değil duygusal tutumları ifade ettiğini iddia eden meta-etik tutum |
emotivism n.
|
|
331 |
Philosophy |
dünyanın bir araya getirildiğinde birbirine karşıt fikir veya kavramlardan oluştuğunu ifade eden öğreti |
dialecticism n.
|
|
332 |
Philosophy |
kişilerin nesneleri birbirinden farklı algılaması sebebiyle bir şeyin doğru algılandığından emin olunamayacağını ifade eden kavram |
barrier of ideas n.
|
|
333 |
Philosophy |
soru ifade eden |
erotetic adj.
|
|
334 |
Philosophy |
deneyimin ve dolayısıyla da doğa olaylarının olanaklılığını ifade eden |
constitutive adj.
|
|
Geography |
|
335 |
Geography |
eşit barometrik basıncı ifade eden |
isobarometric adj.
|
|
Military |
|
336 |
Military |
müşterek komutanlıklar, bağlı komutanlıklar veya görev kuvvetleri kumandanlarının yönetimindeki tüm faaliyetleri ifade eden kapsayıcı terim |
unified action n.
|
|
337 |
Military |
askeri veri tabanında belirli bir birliği ifade eden yedi rakamlı alfasayısal kod |
unit line number n.
|
|
Sport |
|
338 |
Sport |
sprintten uzun ve birkaç kilometreden kısa olan yarışları ifade eden bir terim |
middle distance adj.
|
|
Art |
|
339 |
Art |
(tuval, edebi biçim) sanatın ifade edilmesine aracılık eden malzeme veya teknik |
medium n.
|
|
340 |
Art |
müzikteki ilke ifade eden nota ve sus biçimleri |
motto theme n.
|
|
Music |
|
341 |
Music |
başkaldırı ve protesto ifade eden bir dans |
toy-toy n.
|
|
342 |
Music |
başkaldırı ve protesto ifade eden bir dans |
toyi-toyi n.
|
|
343 |
Music |
nota sisteminde kullanılan, sesin olmadığını ifade eden bir sembol |
whole rest n.
|
|
344 |
Music |
parçanın yumuşak veya hafif performansını ifade eden bir müzik terimi |
morbidezza n.
|
|
345 |
Music |
dikey iki noktadan oluşan ve bölümün tekrarlandığını ifade eden bir işaret |
repeat n.
|
|
346 |
Music |
akordu ifade eden harf ve sayı grubu |
chord symbol n.
|
|
347 |
Music |
çift stopla çalınan iki sesi ifade eden notalar |
double stop n.
|
|
348 |
Music |
(orta çağ nota sisteminde) iki notanın yukarı veya aşağı kaydırıldığını ifade eden işaret |
plica n.
|
|
349 |
Music |
dizinin altıncı sesini ifade eden akor |
submediant n.
|
|
350 |
Music |
barok sonrası dönemi ifade eden |
preclassical adj.
|
|
Theatre |
|
351 |
Theatre |
tiyatro yapımcılarının talep etmesi halinde finansör tarafından ek olarak başlangıç miktarının yüzde 10 ila 20'sinin tedarik edileceğini ifade eden sözleşme maddesi |
overcall n.
|
|
Cinema |
|
352 |
Cinema |
hindistan film prodüksiyon merkezini ifade eden terim |
bollywood n.
|
|
Librarianship |
|
353 |
Librarianship |
kaynak kitabın sayfasının en üzerinde basılı olan ve o sayfadaki ilk veya son girdiyi ifade eden sözcük |
guide word n.
|
|
Archaic |
|
354 |
Archaic |
beceri ve güç ifade eden bir fiil |
may v.
|
|
355 |
Archaic |
dolaylı şekilde ifade eden |
subindicative adj.
|
|
Slang |
|
356 |
Slang |
hoşnutsuzluk veya alay ifade eden tepki |
raspberry n.
|
|
357 |
Slang |
bir şeyin zorlanmadan veya gecikmeden yapılabileceğini ifade eden söz |
bada-bing n.
|
|
358 |
Slang |
bir şeyin zorlanmadan veya gecikmeden yapılabileceğini ifade eden söz |
bada-bing bada-boom n.
|
|
359 |
Slang |
kişinin görünüşte imkansız olan hedeflere ulaşmak için korkularını, güvensizliklerini ve şüphelerini geride bıraktığı ruhsal durumu ifade eden argo terim |
grindset n.
|
|
360 |
Slang |
bir kişinin cinsel olarak çekici olduğunu ifade eden argo kelime |
breedable n.
|
|
361 |
Slang |
reddetme veya aşağılama ifade eden ünlem |
rats interj.
|
|
362 |
Slang |
konunun ciddiye alınmadığını ifade eden bir ünleme |
lol interj.
|
|
363 |
Slang |
erkeksen al/yap gibi meydan okuma ifade eden bir söz |
want to make something of it expr.
|
|
364 |
Slang |
erkeksen al/yap gibi meydan okuma ifade eden bir söz |
wanna make sumpin' of it? expr.
|
|
365 |
Slang |
silah sesini ifade eden bir terim |
booyaka expr.
|
|
British Slang |
|
366 |
British Slang |
manchester'ı ifade eden bir söz |
madchester n.
|
|
367 |
British Slang |
onay ifade eden bir ünleme |
sorted interj.
|
|