işbirliği - Turc Anglais Dictionnaire

işbirliği

Sens de "işbirliği" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 18 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
işbirliği collaboration n.
I published an article in collaboration with one of my colleagues.
Meslektaşlarımdan biriyle işbirliği içinde bir makale yayınladım.

More Sentences
işbirliği cooperation n.
This suggests that European cooperation, both internally and externally, is growing up fast.
Bu da Avrupa'nın hem içeride hem de dışarıda işbirliğinin hızla arttığını göstermektedir.

More Sentences
General
işbirliği cooperate n.
We'll continue cooperating.
İşbirliğine devam edeceğiz.

More Sentences
işbirliği cahoots n.
They're all in cahoots.
Onların hepsi işbirliği içinde.

More Sentences
Trade/Economic
işbirliği cooperation n.
It is fair to say that this report has been a good example of successful cooperation between our two institutions.
Bu raporun iki kurumumuz arasındaki başarılı işbirliğinin güzel bir örneği olduğunu söylemek yanlış olmayacaktır.

More Sentences
Politics
işbirliği cooperation n.
Thirdly, we can at least be pleased about the section on interinstitutional cooperation.
Üçüncü olarak, en azından kurumlar arası işbirliğine ilişkin bölümden memnun olabiliriz.

More Sentences
Medical
işbirliği co-operation n.
This will also positively influence co-operation on CFSP matters.
Bu aynı zamanda ODGP konularındaki işbirliğini de olumlu yönde etkileyecektir.

More Sentences
General
işbirliği cahoot n.
işbirliği liaison n.
işbirliği association n.
işbirliği league n.
işbirliği team work n.
işbirliği alinement n.
işbirliği communion n.
işbirliği collab abrev.
Colloquial
işbirliği hand in glove n.
Idioms
işbirliği give and take n.
Trade/Economic
işbirliği associateship n.

Sens de "işbirliği" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 426 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
işbirliği yapmak collaborate v.
These Member States, which are collaborating, were let off the hook totally.
İşbirliği yapan bu Üye Devletler paçayı tamamen kurtarmışlardır.

More Sentences
işbirliği yapmak cooperate v.
In parallel to that discussion, the supervisors must cooperate more actively than at present.
Bu tartışmaya paralel olarak denetçiler şu anda olduğundan daha aktif bir şekilde işbirliği yapmalıdır.

More Sentences
General
uluslararası işbirliği international cooperation n.
We counter it by international cooperation.
Buna uluslararası işbirliği ile karşı koyabiliriz.

More Sentences
ekonomik işbirliği economic cooperation n.
Forms of economic cooperation, in particular, must be concrete and feasible.
Özellikle ekonomik işbirliği biçimleri somut ve uygulanabilir olmalıdır.

More Sentences
üniversite işbirliği university cooperation n.
The Commission has also proposed the enlargement of the Tempus programme on university cooperation to the Mediterranean.
Komisyon ayrıca üniversite işbirliğine yönelik Tempus programının Akdeniz'e genişletilmesini de teklif etmiştir.

More Sentences
bölgesel işbirliği regional cooperation n.
The EU policy is to move towards regional cooperation and integration.
AB politikası bölgesel işbirliği ve entegrasyona doğru ilerlemektir.

More Sentences
işbirliği yapmak cooperate with v.
But the same applies to those who instigate or cooperate with terrorists.
Ancak aynı durum teröristleri kışkırtan veya onlarla işbirliği yapanlar için de geçerlidir.

More Sentences
işbirliği yapmak associate with v.
Don't associate with them.
Onlarla işbirliği yapma.

More Sentences
işbirliği yapmak collaborate v.
For others, having an opportunity to collaborate will override emotional connection.
Diğerleri için, işbirliği yapma fırsatı bulmak duygusal bağlantının önüne geçecektir.

More Sentences
işbirliği yapmak cooperate v.
If they do not cooperate, they will have to face other means being used to make them do so.
İşbirliği yapmazlarsa, işbirliği yapmalarını sağlamak için kullanılan başka araçlarla yüzleşmek zorunda kalacaklar.

More Sentences
işbirliği yapmak coordinate v.
We can always coordinate.
Biz her zaman işbirliği yapabiliriz.

More Sentences
ile işbirliği yapmak collaborate with v.
Tom collaborated with Mary on that.
Tom bu konuda Mary ile işbirliği yaptı.

More Sentences
işbirliği yapmayan uncooperative adj.
Moreover, the Treaty and the Pact do not distinguish between cooperative and uncooperative countries.
Ayrıca Antlaşma ve Pakt, işbirliği yapan ve yapmayan ülkeler arasında bir ayrım yapmamaktadır.

More Sentences
Trade/Economic
bölgesel işbirliği regional cooperation n.
Well, this regional cooperation still leaves too much to be desired.
Bu bölgesel işbirliği hala arzulanan çok şey bırakıyor.

More Sentences
işbirliği yapma cooperation n.
In fact, cooperation with the Member States will also be required.
Aslında, Üye Devletlerle de işbirliği yapılması gerekecektir.

More Sentences
idari işbirliği administrative cooperation n.
But here we are talking about administrative cooperation and the basic issue is combating fraud.
Ancak burada idari işbirliğinden bahsediyoruz ve temel mesele dolandırıcılıkla mücadele.

More Sentences
körfez işbirliği konseyi gulf cooperation council (gcc) n.
I also hope we will look very hard at our relationship with the Gulf Cooperation Council in this regard.
Ayrıca bu bağlamda Körfez İşbirliği Konseyi ile ilişkilerimize de çok dikkatli bir şekilde bakacağımızı umuyorum.

More Sentences
verimli işbirliği productive cooperation n.
The European Union and Canada have a long history of productive cooperation to build on.
Avrupa Birliği ve Kanada, üzerine inşa edilecek uzun bir verimli işbirliği geçmişine sahiptir.

More Sentences
işbirliği yapmak cooperate v.
I would ask you all to cooperate and to concentrate on the debate until the start of voting time.
Hepinizden işbirliği yapmanızı ve oylama başlayana kadar tartışmaya konsantre olmanızı rica ediyorum.

More Sentences
işbirliği yapmak collaborate v.
For others, having an opportunity to collaborate will override emotional connection.
Diğerleri için ise işbirliği yapma fırsatına sahip olmak, duygusal bağın önüne geçecektir.

More Sentences
Politics
askeri işbirliği military cooperation n.
Without military cooperation, the Single Sky's added value is seriously affected.
Askeri işbirliği olmadan Tek Gökyüzü'nün katma değeri ciddi şekilde etkilenir.

More Sentences
bölgesel işbirliği regional cooperation n.
The promotion of regional cooperation should also be given new impetus.
Bölgesel işbirliğinin teşvik edilmesine de yeni bir ivme kazandırılmalıdır.

More Sentences
çok taraflı işbirliği multilateral cooperation n.
Multilateral cooperation in international waters would be another matter altogether.
Uluslararası sularda çok taraflı işbirliği tamamen başka bir konu olacaktır.

More Sentences
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü oecd n.
The OECD promotes economic cooperation among its members.
Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü, üyeleri arasında ekonomik işbirliğini teşvik eder.

More Sentences
ekonomik işbirliği economic cooperation n.
According to that document, the European Council draws attention to the importance of economic cooperation.
Bu belgeye göre, Avrupa Konseyi ekonomik işbirliğinin önemine dikkat çekiyor.

More Sentences
güvenlik işbirliği security cooperation n.
In spite of this, the plan aims to increase security cooperation between the Israeli and Palestinian security services.
Buna rağmen plan, İsrail ve Filistin güvenlik servisleri arasındaki güvenlik işbirliğini artırmayı hedefliyor.

More Sentences
işbirliği ve dayanışma cooperation and solidarity n.
The JPA is a unique instrument of cooperation and solidarity, North and South.
JPA, Kuzey ve Güney arasında eşsiz bir işbirliği ve dayanışma aracıdır.

More Sentences
ikili işbirliği bilateral cooperation n.
The need for bilateral cooperation in the task of rebuilding the country was emphasised.
Ülkenin yeniden inşası için ikili işbirliğine duyulan ihtiyaç vurgulanmıştır.

More Sentences
işbirliği süreci cooperation process n.
In any case, the foundations have been laid for reinvigoration of the cooperation process in the Mediterranean region.
Her halükarda, Akdeniz bölgesindeki işbirliği sürecinin yeniden canlandırılması için temeller atılmıştır.

More Sentences
işbirliği prosedürü cooperation procedure n.
The European Parliament has too little say in the reinforced cooperation procedure.
Avrupa Parlamentosu güçlendirilmiş işbirliği prosedüründe çok az söz sahibidir.

More Sentences
işbirliği konseyi cooperation council n.
If I have my facts right, a Cooperation Council took place in Luxembourg on 16 April.
Eğer doğru biliyorsam, 16 Nisan'da Lüksemburg'da bir İşbirliği Konseyi gerçekleştirilmiştir.

More Sentences
polis işbirliği police cooperation n.
Naturally, we need bilateral police cooperation worthy of the name.
Doğal olarak, adına yakışır ikili polis işbirliğine ihtiyacımız var.

More Sentences
sınır ötesi işbirliği cross-border cooperation n.
Cross-border cooperation should become a prime instrument of our future security policy.
Sınır ötesi işbirliği, gelecekteki güvenlik politikamızın başlıca araçlarından biri haline gelmelidir.

More Sentences
stratejik işbirliği strategic cooperation n.
I hope that this is where we can enjoy very good strategic cooperation with the Commission.
Bu noktada Komisyon ile çok iyi bir stratejik işbirliği yapabileceğimizi umuyorum.

More Sentences
uluslararası işbirliği international cooperation n.
We recognise that standing alone is of little benefit when international cooperation is increasing.
Uluslararası işbirliğinin arttığı bir dönemde tek başına ayakta kalmanın pek bir faydası olmadığının farkındayız.

More Sentences
uluslararası işbirliği international cooperation n.
The various methods of support for international cooperation in the framework programme have also been clarified.
Çerçeve programında uluslararası işbirliğine yönelik çeşitli destek yöntemleri de açıklığa kavuşturulmuştur.

More Sentences
Technical
işbirliği yapmak collaborate v.
For others, having an opportunity to collaborate will override emotional connection.
Diğerleri için, işbirliği yapma fırsatına sahip olmak duygusal bağlantının önüne geçecektir.

More Sentences
General
işbirliği yapma alignment n.
işbirliği yapan gözlemci cooperative observer n.
işbirliği yapan kimse collaborator n.
işbirliği önlemleri cooperative measures n.
kütüphanelerarası işbirliği library cooperation n.
geçici bir süre için işbirliği yapanlardan oluşan grup task force n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma teşkilatı organization for economic, cooperation and development n.
avrupa'da uluslararası işbirliği international agencies in europe n.
hain işbirliği traitorous cooperation n.
kurumsal işbirliği corporate cooperation n.
olası işbirliği potential cooperation n.
olası işbirliği possible cooperation n.
kamu-özel sektör işbirliği public-private sector cooperation n.
işbirliği teklifi proposal for cooperation n.
işbirliği teklifi collaboration offer n.
işbirliği teklifi offer of collaboration n.
işbirliği ortağı cooperation partner n.
işbirliği ortaklığı cooperation partnership n.
harici işbirliği outside collaboration n.
kurumlarla işbirliği cooperation with the institutions n.
karşılıklı güven ve işbirliği mutual trust and cooperation n.
sıkı işbirliği close cooperation n.
uygulamaya yönelik işbirliği practical cooperation n.
şiddet içermeyen işbirliği yapmama hali nonviolent noncooperation n.
gizli işbirliği cahoots n.
ortak güç ve işbirliği team play n.
işbirliği yapmama noncooperation n.
işbirliği yapmama non-cooperation n.
istilacılarla işbirliği yapma quislingism n.
içten işbirliği hearty cooperation n.
işbirliği yolunu açan kimse lubricant n.
zıt güçler arasındaki işbirliği hookup n.
işbirliği yapma connivence n.
pasif işbirliği connivence n.
işbirliği yapmayan kimse disobliger n.
işbirliği için bir araya gelme concurrency n.
işbirliği arzusu co-operation n.
(gruplar ve bireylerarasında) karşılıklı işbirliği symbiosis n.
işbirliği etmek cooperate v.
işbirliği yapmak associate v.
işbirliği yapmak go ahead with v.
gizlice işbirliği yapmak connive v.
işbirliği yapmak make common cause with v.
işbirliği yapmak associate oneself v.
işbirliği yapmak play ball v.
işbirliği yapmak aline oneself with v.
işbirliği içerisinde çalışmak interoperate v.
işbirliği yapmak gang v.
aktif işbirliği yapmak pull one's weight v.
işbirliği oluşturmak form a cooperation v.
işbirliği içinde çalışmak work in cooperation v.
işbirliği içinde olmak be in cooperation v.
ile işbirliği yapmak be in cooperation with v.
işbirliği geliştirmek form a cooperation v.
işbirliği geliştirmek develop a cooperation v.
işbirliği içinde çalışmak work cooperatively v.
düşmanla işbirliği yapmak collaborate v.
işbirliği yapmak muck in v.
işbirliği sağlamak provide cooperation v.
işbirliği yürütmek carry out cooperation v.
işbirliği içinde olmak be in cahoots with v.
cezasının indirilmesi beklentisiyle/umuduyla polisle işbirliği yapmak cooperate with police in hopes of reducing his sentence v.
işbirliği davranışına katkıda bulunmak contribute to habits of cooperation v.
işbirliği protokolü imzalamak sign a cooperation protocol v.
yeniden işbirliği yapmak re-ally v.
işbirliği yapmak train v.
işbirliği yapmak liaise v.
işbirliği yapmak mell [uk] (with) v.
işbirliği yapmamak disoblige [uk] v.
işbirliği yapmak play (along) v.
işbirliği yapan coefficient adj.
işbirliği yapan synergetic adj.
işbirliği etmeyen uncooperative adj.
işbirliği yapmak istemeyen noncooperative adj.
işbirliği yapmayan nonconcurrent adj.
kasıtlı olarak işbirliği yapmayan bloody-minded adj.
işbirliği yapmayı reddeden non-cooperative adj.
işbirliği yapmayan unconsenting adj.
işbirliği yapması kolay comfortable adj.
işbirliği yapmayan incompliant adj.
işbirliği içinde olan cooperant adj.
ile işbirliği halinde in close connection with adv.
işbirliği içinde concertedly adv.
işbirliği yaparak cooperatively adv.
ile işbirliği halinde in cooperation with prep.
ile işbirliği halinde in close connection to prep.
ile işbirliği içinde in liaison with prep.
avrupa parasal işbirliği fonu emcf (european monetary cooperation fund) abrev.
Phrasals
bir komplo için işbirliği yapmak collude with (someone or something) v.
bir komplo için işbirliği yapmak collude with someone or something v.
bir konuda işbirliği yapmak cooperate on (something) v.
işbirliği etmek play along v.
(biriyle) işbirliği yapmak fraternize with (someone) v.
işbirliği/ilişki içine girmek throw in v.
ile bir komplo için işbirliği yapmak collude with v.
(biriyle/bir şeyle) işbirliği yapmak confederate with (someone or something) v.
biriyle (bir konuda) işbirliği yapmak cooperate with someone (on something) v.
biriyle (bir konuda) işbirliği yapmak cooperate (with someone) on something v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) işbirliği yapmak cooperate on (something) with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle) işbirliği yapmak cooperate with (someone or something) v.
(biriyle/bir şeyle bir konuda) işbirliği yapmak cooperate with (someone or something) on (something) v.
ile işbirliği yapmak fraternize with v.
Phrases
işbirliği ile in cooperation with expr.
(biriyle) işbirliği içinde in concert with (someone) expr.
Colloquial
işbirliği içerisinde olmak be in cahoots with v.
işbirliği içerisinde olmak be in league with v.
işbirliği yapmak be in cahoots with v.
işbirliği yapmak be in league with v.
(biriyle) işbirliği yapmak be down v.
(biriyle) işbirliği yapmak be down with v.
gizli işbirliği halinde in bed with expr.
gizli işbirliği halinde into bed with expr.
Idioms
sıkı işbirliği cheek by jowl n.
yakın işbirliği cheek by jowl n.
işbirliği yapmak combine forces (with one) v.
(birine veya bir şeye) karşı işbirliği yapmak make common cause against (someone or something) v.
işbirliği içine girmek conspire with v.
işbirliği yapmak conspire with v.
ortak bir amaç doğrultusunda/müşterek bir hedefe yönelik olarak birisiyle işbirliği yapmak make common cause with someone v.
(olumsuz anlamda) biriyle işbirliği yapmak be in bed with somebody v.
rakip partiyle işbirliği yapmak cross the aisle [us/south africa] v.
rakip partiyle işbirliği yapmak cross the aisle [uk/canada/australia] v.
ahlaksız kişilerle işbirliği yapmak dine with the devil v.
şeytanla işbirliği yapmak dine with the devil v.
ahlaksız kişilerle işbirliği yapmak sup with the devil v.
şeytanla işbirliği yapmak sup with the devil v.
aktif işbirliği yapmak pull weight v.
aktif işbirliği yapmak pull your weight v.
Speaking
işbirliği yapmayı reddedersen if you refuse to cooperate expr.
Trade/Economic
ahenkli işbirliği durumu camaraderie n.
avrupa parasal işbirliği fonu european monetary cooperation fund n.
bir iş yerinde çalışanlar arasındaki uyum ve işbirliği camaraderie n.
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü organisation for economic co-operation and development (oecd) n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü organization for economic cooperation and development n.
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü organisation for economic cooperation and development (oecd) n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma teşkilatı organisation for economic co-operation and development n.
ekonomik işbirliği yönetim economic cooperation administration n.
endüstriyel işbirliği industrial cooperation n.
fiyatlandırma işbirliği pricing collobration n.
fiili işbirliği active collaboration n.
idari işbirliği anlaşması administrative agreement union n.
iktisadi işbirliği ve kalkınma teşkilatı organization for economic cooperation and development n.
iktisadi işbirliği ve gelişme teşkilatı organisation for economic co-operation and development (oecd) n.
işbirliği içinde rekabet co-opertition n.
işbirliği yapılan kişi partner n.
iktisadi işbirliği ve gelişme teşkilatı organisation for economic cooperation and development (oecd) n.
işbirliği yokluğu economic nationalism n.
işbirliği içinde rekabet co-opetition n.
insanların kullanmadıkları eşyalarını ücretsiz olarak birbirine sundukları geri dönüşümü teşvik etmek için kurulmuş çevrimiçi işbirliği yapan bir vatandaş ağı freecycle n.
işbirliği içinde rekabet coopertition n.
işbirliği içinde rekabet coopetition n.
mesleki eğitim ve beceri geliştirme i̇şbirliği protokolü vocational training and skills development cooperation protocol n.
önemli yer işbirliği prime location cooperating n.
patent işbirliği anlaşması patent cooperation treaty (pct) n.
stratejik işbirliği direktörü strategic alliance manager n.
ticari işbirliği trade collaboration n.
toplu sözleşmede anlaşmaya varmak için tarafların işbirliği yapmalarının gerekli olduğu aralarındaki çekişmenin asıl amacının ise bu işbirliğinden doğacak yararların bölüşümüyle ilgili olduğu görüşü symbiotic relationship n.
ticari işbirliği commercial cooperation n.
ticari işbirliği trade cooperation n.
geçici süre işbirliği yapan grup ring n.
işbirliği içinde bulunmak be cooperate v.
işbirliği ile cooperative adj.
rekabet öncesi işbirliği ile ilgili precompetitive adj.
rekabet öncesi işbirliği dönemi gelişen precompetitive adj.
Law
akdenizde güvenlik ve işbirliği konferansı conference on security and cooperation in the mediterranean n.
gümrük ticaret işbirliği customs trade cooperation n.
gümrük ticaret işbirliği customs trade sooperation n.
özel hukuk konularında adli işbirliği judicial cooperation in civil matters n.
uygulamalı işbirliği practical cooperation n.
yasadışı eylemde işbirliği yapma connivence n.
kıyı devletinin kendi sularında bulunan ve kural ihlali yapmış başka gemi veya uçakla işbirliği yapan yabancı flamalı bir gemiye yaptırım uygulayabilmesi constructive presence n.
işbirliği yapmak associate v.
(eski ingiliz hukukunda ihbarcı veya sanık olarak) sahte kovuşturma için işbirliği yapmak prevaricate v.
Politics
soğuk savaş sonrası ülkeler arasında çatışma yerine işbirliği taraftarı olan bir uluslararası örgüt new world order n.
akb- orta asya bölgesel ekonomik işbirliği programı adb- central asia regional economic cooperation program n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı organization for security and co-operation in europe n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı parlamenterler asamblesi parliamentary assembly of the organization for security and co-operation in europe n.
avrupa ekonomik işbirliği ve kalkınma teşkilatı organisation for european economic n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı organization for security and cooperation in europe n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı organization on security and cooperation in europe n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı organization for security and co-operation in europe n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı osce n.
ana ülke-ev sahibi ülke işbirliği home/host cooperation n.
asya işbirliği diyaloğu (asya birliği) asia cooperation dialogue (asian union) n.
asya pasifik ekonomik işbirliği asian pacific economic cooperation n.
asya'da işbirliği ve güven arttırıcı önlemler konferansı conference on interaction and confidence building measures in asia n.
asya-pasifik ekonomik işbirliği asia-pacific economic cooperation (apec) n.
asya-pasifik ekonomik işbirliği forumu asia-pacific economic cooperation forum n.
asya-pasifik ekonomik işbirliği forumu asia-pacific economic cooperation forum n.
asya-pasifik uzay işbirliği örgütü asia-pacific space cooperation organization n.
avrupa birliği komşu ülkeleriyle işbirliği cooperation with the neighbouring countries of the european union n.
avrupa bölgesel işbirliği european grouping of territorial cooperation n.
avrupa bölgesel işbirliği european territorial cooperation n.
avrupa ekonomik işbirliği örgütü organization for european economic cooperation n.
avrupa güvenlik ve işbirliği forumu osce-the forum for security co-operation n.
avrupa güvenlik ve işbirliği forumu forum for security cooperation n.
avrupa güvenlik ve işbirliği konferansı conference for security and cooperation in europe n.
avrupa güvenlik ve işbirliği konferansı conference on security and cooperation in europe n.
avrupa güvenlik ve işbirliği örgütü organisation for security and cooperation in europe n.
avrupa siyasi işbirliği european political cooperation n.
avrupa topluluğu işbirliği antlaşması (ankara antlaşması) ecaa agreement n.
avrupa topluluğu işbirliği antlaşması (ankara antlaşması) european community association agreement n.
avrupa yardım işbirliği ofisi europeaid n.
birleşmiş milletler küresel işbirliği paketi united nations global compact n.
bölgesel işbirliği konseyi regional cooperation council n.
dünya gümrük örgütü (gümrük işbirliği konseyi) world customs organization n.
dostluk ve işbirliği antlaşması agreement of friendship and cooperation n.
ekonomik ve ticari işbirliği daimi komitesi standing committee for economic and commercial cooperation n.
ekonomik işbirliği teşkilatı economic cooperation organization n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü organisation for economic co-operation and development (oecd) n.
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü organisation for economic co-operation and development n.
ekonomik kalkınma ve işbirliği örgütü organisation for economic cooperation and development n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü organization for economic cooperation and development n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü organisation for economic cooperation and development n.
ekonomik işbirliği teşkilatı economic cooperation organization n.
geliştirilmiş işbirliği anlaşması enhanced relationship agreement n.
gelişmekte olan ülkeler arasındaki teknik işbirliği technical cooperation among developing countries n.
güneydoğu avrupa ülkeleri işbirliği süreci southeast european cooperation process n.
güneydoğu avrupa işbirliği süreci southeast european cooperation process n.
güney asya bölgesel işbirliği örgütü south asian association for regional cooperation n.
güneydoğu avrupa işbirliği süreci south-east european cooperation process n.
güvenlik işbirliği merkezi centre for security cooperation n.
güneydoğu avrupa işbirliği süreci south-east european cooperation process n.
işbirliği çerçeve anlaşması cooperation framework agreement n.
işbirliği süreci collaboration process n.
işbirliği ile yürütülen araştırma projeleri cooperative research projects n.
iit islam işbirliği diyalog ve işbirliği gençlik forumu oic islamic conference youth forum for dialogue and cooperation n.
işbirliği protokolü cooperation protocol n.
idari işbirliği daimi komitesi standing committee on administrative cooperation n.
islam işbirliği teşkilatı organization of islamic cooperation n.
insc (nükleer güvenliği işbirliği aracı) komitesi insc committee (instrument for nuclear safety cooperation) n.
işbirliği sözleşmesi cooperation agreement n.
işbirliği programı cooperation program n.
iit bilimsel ve teknolojik işbirliği daimi komitesi oic standing committee for scientific and technological cooperation n.
iit ekonomik ve ticari işbirliği daimi komitesi oic standing committee for economic and commercial cooperation n.
iktisadi işbirliği ve kalkınma teşkilatı organisation for economic co-operation and development n.
islam işbirliği teşkilatı organization of islamic cooperation n.
işbirliği usulü cooperation procedure n.
iktisadi işbirliği ve gelişme teşkilatı organization for economic cooperation and development (oecd) n.
kafkasya istikrar ve işbirliği paktı caucasus stability and cooperation pact n.
karadeniz ekonomik işbirliği örgütü black sea economic cooperation organization n.
kalkınma işbirliği aracı komitesi development cooperation instrument n.
kalkınma için bölgesel işbirliği regional cooperation for development n.
karadeniz ekonomik işbirliği parlamenter asamblesi parliamentary assembly of the organization of the black sea economic cooperation n.
komşu ülkelerle işbirliği cooperation with neighbouring countries n.
körfez arap ülkeleri işbirliği konseyi gulf cooperation council n.
komşu ortak ülkelerle işbirliği cooperation with neighbouring countries n.
körfez arap ülkeleri işbirliği konseyi cooperation council for the arab states of the gulf n.
kuzey atlantik işbirliği konseyi north atlantic cooperation council n.
komşu ortak ülkelerle işbirliği cooperation with neighboring countries n.
komşu ülkelerle işbirliği cooperation with neighboring countries n.
körfez arap ülkeleri işbirliği konseyi cooperation council for the arab states of the gulf n.
körfez arap ülkelerinin işbirliği konseyi gulf cooperation council n.
küresel işbirliği global cooperation n.
nordik savunma işbirliği nordic defence cooperation n.
parlamentolararası işbirliği interparliamentary cooperation n.
polis ve cezai konularda adli işbirliği police and judicial cooperation in criminal matters n.
parasal işbirliği monetary cooperation n.
sınır aşırı işbirliği cross-border co-operation n.
şanhay işbirliği örgütü shanghai cooperation organization n.
şanghay işbirliği örgütü shanghai cooperation organization n.
şangay işbirliği örgütü shanghai cooperation organization n.
tarım alanında işbirliği agricultural cooperation n.
tüketicinin korunması işbirliği komitesi consumer protection cooperation committee n.
teknolojik işbirliği technologic cooperation n.
türk dili konuşan ülkeler işbirliği konseyi the cooperation council of turkish speaking states n.
uluslararası ekonomik işbirliği international economic cooperation n.
uyuşturucu madde kullanımı ve kaçakçılığıyla mücadele işbirliği grubu the cooperation group to combat drug abuse and illicit trafficking in drug n.
uluslararası işbirliği platformu international cooperation platform n.
unctad gelişmekte olan ülkeler arası işbirliği daimi komitesi unctad standing committee on economic cooperation among developing countries n.
uluslararası ekonomik işbirliği bankası international bank for economic cooperation n.
uluslararası mali işbirliği international monetary cooperation n.
ülke işbirliği stratejisi country partnership strategy n.
uluslararası işbirliği etkinliği international cooperation activities n.
uluslararası işbirliği ağı international cooperation network n.
uluslararası laboratuvar akreditasyon işbirliği international laboratory accreditation n.
uluslararası i̇şbirliği i̇çin kuşak ve yol forumu belt and road forum for international cooperation n.
ikinci dünya savaşı'nın sonlarından itibaren fransa'nın almanya tarafından işgali esnasında (1941-44) işgalciyle işbirliği yapmakla itham edilen aydın ve siyasetçilerin kamusal hayattan tasfiyesi epuration n.
iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma good-neighborliness n.
iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma good-neighbourliness n.
çıkar için gizlice işbirliği yapma pipelaying n.
yakın işbirliği kurmak ally v.
güneydoğu avrupa işbirliği süreci seecp abrev.
iktisadi kalkınma ve işbirliği örgütü oecd abrev.
Institutes
asya-avrupa işbirliği konseyi council for asia-europe cooperation n.
avrupa ekonomik işbirliği teşkilatı organisation for european economic co-operation n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı organization for security and co-operation in europe n.
avrupa ekonomik işbirliği komitesi committee for european economic cooperation n.
avrupa ekonomik işbirliği teşkilatı organisation for european economic cooperation n.
avrupa araraştırma yoluyla tarım ve sanayi işbirliği bağı european collaborative linkage of agriculture and industry through research n.
adalet ve içişleri alanında işbirliği cooperation in the fields of justice and home affairs n.
asya-pasifik uzay işbirliği organizasyonu asia-pasific space cooperation organization n.
avrupa bilimsel ve teknik araştırma alanında işbirliği european cooperation in the field of scientific and technical research n.
avrupa güvenlik ve işbirliği konferansı conference on security and cooperation in europe n.
avrupa güvenlik ve işbirliği teşkilatı parlamenter asamblesi türk grubu turkish delegation to the parliamentary assembly of the organization for security and cooperation in europe n.
avrupa işbirliği ajansı european cooperation agency n.
avrupa tarımsal ve endüstriyel işbirliği koordinasyonu european collaborative linkage of agriculture and industry through research n.
bölgesel ve çok taraflı işbirliği dairesi department of regional and multilateral cooperation n.
bilimsel ve teknolojik işbirliği komitesi committee on scientific and technological cooperation n.
bilimsel ve teknik araştırma alanında avrupa işbirliği european cooperation in the field of scientific and technical research n.
ekonomik işbirliği teşkilatı economic cooperation organization-eco n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü organisation of economic cooperation and development (oecd) n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma teşkilatı organisation for economic cooperation and development n.
ekonomik işbirliği teşkilatı economic cooperation organisation n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü organisation for economic cooperation and development n.
ekonomik işbirliği ve kalkınma örgütü organization for economic cooperation and development-oecd n.
güneydoğu avrupa işbirliği inisiyatifi south east european cooperation initiative n.
iktisadi işbirliği ve kalkınma örgütü organization of economic co-operation and development n.
işletmeler işbirliği şebekesi business cooperation network n.
iş koordinasyon merkezi-işletmelerarası işbirliği merkezi business cooperation centre n.
karadeniz ekonomik işbirliği örgütü black sea economic cooperation (bsec) n.
karşılıklı idari işbirliği dairesi department of mutual administrative cooperation n.
karadeniz ekonomik işbirliği parlamenter asamblesi türk grubu turkish delegation to the parliamentary assembly of the black sea economic cooperation n.
karadeniz ekonomik işbirliği blacksea economic cooperation n.
körfez arap ülkeleri i̇şbirliği konseyi (ki̇k) gulf cooperation council (gcc) n.
kuzey atlantik işbirliği konseyi north atlantic cooperation council n.
mali işbirliği başkanlığı directorate of financial cooperation n.
ortaklık ve işbirliği anlaşması partnership and cooperation agreement n.
sınır ötesi işbirliği cross border cooperation n.
siyasi işbirliği komitesi political cooperation committee n.
su ve iklim işbirliği programı cooperative program on water and climate (cpwc) n.
su tedariki ve sanitasyon işbirliği konseyi water supply and sanitation collaborative council (wsscc) n.
türk işbirliği ve koordinasyon ajansı turkish international cooperation and coordination agency n.
türkiye enternasyonel işbirliği ve kalkınma ajansı turkish ınternational cooperation and development agency (tıka) n.
teknoloji alanında eğitim ile ilgili olarak üniversiteler ve firmalar arasında işbirliği programı community programme in education and training for technology n.
türk işbirliği ve koordinasyon ajansı turkish cooperation and coordination agency n.
tarımsal ve kırsal işbirliği teknik merkezi technical centre for agricultural and rural cooperation n.
türk işbirliği ve koordinasyon ajansı başkanlığı turkish cooperation and coordination agency (tika) n.
uzun dönemde savunmada avrupa işbirliği european co-operation for the long term in defence n.
uluslararası laboratuvar akreditasyon işbirliği örgütü international laboratory accreditation cooperation n.
uluslararası işbirliği dairesi department of international cooperation n.
uluslarrarsı işbirliği programı international cooperation programme n.
güney asya bölgesel işbirliği derneği saarc (south asian association for regional cooperation) n.
1965 yılında siyasi işbirliği ve ekonomik ve sosyal kalkınmayı desteklemek amacıyla afrika'daki fransızca konuşan 14 devlet tarafından kurulmuş bir hükümetler arası kuruluş ocam (organisation commune africaine et malgache) abrev.
avrupa ekonomik işbirliği örgütü oeec (organization for european economic cooperation) abrev.
Insurance
hasar işbirliği klozu claims cooperation clause n.
Tourism
turizm işbirliği anlaşması tourism cooperation agreement n.
Technical
işbirliği yolu açmak lubricate v.
Computer
çevrimiçi işbirliği social collaboration n.
online işbirliği social collaboration n.
sosyal işbirliği social collaboration n.
uluslararası işbirliği international alliance n.
işbirliği içinde çalışan bir grup prosedür suite n.
Telecom
evrensel kablosuz işbirliği universal wireless consortium n.
uluslararası laboratuvar akreditasyon işbirliği international laboratory accreditation cooperation n.
Aeronautic
teknik işbirliği bürosu technical co-operation bureau n.
teknik işbirliği programı technical cooperation program n.
uçuş ekibi işbirliği flight crew cooperation n.
Marine
askeri denizcilik tasarım işbirliği ekibi naval design partnering team n.
Medical
avrupa birliği ortak ülkelerin ilaç ruhsatlandırma yetkilileri arasında işbirliği anlaşması collaboration agreement between drug regulatory authorities in european union associated countries n.
hemşire-doktor işbirliği nurse-physician collaboration n.
ilaç denetim sözleşmesi ve ilaç denetim işbirliği programı pharmaceutical inspection convention and pharmaceutical inspection cooperation scheme n.
Biology
topluluk halinde yaşayıp üreme ve yavru bakımında işbirliği içinde olan eusocial adj.
Zoology
aynı türden başka bir hayvanla işbirliği yapan hayvan ally n.
Tobacco
tütünle ilgili araştırmalar işbirliği merkezi coresta n.
Social Sciences
sosyal ve ekonomik işbirliği social and economic cooperation n.
işbirliği yaparak co-operatively adv.
Literature
birden fazla şairin işbirliği ile yazılan japonya menşeli bir şiir türü renga n.
Linguistics
işbirliği ilkesi cooperative principle n.
History
abd'deki iç savaş sırasında birlik ordularının tıbbi kanadıyla işbirliği yapmak ve onu desteklemek üzere kuzeylilerin oluşturduğu bir örgüt the united states sanitary commission n.
Religious
tüm dünyada dinler arasında işbirliği ve beraberliği savunan bir akım ecumenism n.
tanrı'nın lütfuyla iyi bir eylem gerçekleştirmeyi mümkün kılan şeyin insanın özgür işbirliği olduğunu savunan bir doktrin molinism n.
Environment
nükleer işbirliği programı programme of nuclear cooperation n.
Meteorology
atmosferik araştırmalar için üniversite işbirliği university corporation for atmospheric research n.
işbirliği yapan rasatçı cooperative observer n.
Military
askeri eğitim işbirliği anlaşması military training cooperation agreement n.
akdeniz işbirliği grubu mediterranean cooperation group n.
askeri eğitim işbirliği military training cooperation n.
askeri işbirliği çalışma grubu military cooperation working group n.
avusturya-ispanya geliştirme işbirliği austrian-spanish co-operative development n.
işbirliği yapmayan uydu uncooperative satellite n.
karadeniz deniz işbirliği görev grubu blackseafor n.
kara hava işbirliği ground-air cooperation n.
kuzey atlantik işbirliği konseyi north atlantic cooperation council n.
namsa lojistik uluslararası işbirliği programı international logistics cooperation of namsa n.
nükleer işbirliği programı programme of nuclear cooperation n.
ortak silahlanma işbirliği örgütü organisation for joint armament cooperation n.
savunma sanayii işbirliği defence industry cooperation n.
savunma işbirliği ofisi office of defense cooperation n.
sivil asker işbirliği civil military cooperation n.
sivil asker işbirliği harekatı civil military cooperation operation n.
sivil asker işbirliği faaliyeti civil military cooperation activity n.
uluslararası lojistik işbirliği international cooperative logistics n.
sivil ve askeri otoriteler arasında savaş veya barış döneminde gerçekleştirilen işbirliği civil-military cooperation n.
yabancı ülkelerde askeri işbirliği ve güvenlik desteği amacıyla bulunan savunma bakanlığı unsurları security assistance organization n.
Sport
ulusal su işbirliği konseyi council for national cooperation aquatics (cnca) n.
Entomology
istenen sonuca ulaşılması için sosyal böcek kolonisi üyelerinin işbirliği içinde hareket yetisi homeostasis n.
British Slang
işbirliği etmeyen bolshy adj.
işbirliği etmeyen bolshie adj.