Turc | Anglais | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
General | herhangi bir yer | anywhere adv. | ||
The principles at the heart of European Union should be sent to areas of conflict anywhere in the world. Avrupa Birliği'nin temelinde yatan ilkeler dünyanın herhangi bir yerindeki çatışma bölgelerine gönderilmelidir. More Sentences |
||||
General | herhangi bir yer | owher [obsolete] adv. | ||
General | herhangi bir yer | anyplace pron. | ||
General | herhangi bir yer | wherever pron. | ||
Idioms | ||||
Idioms | herhangi bir yer | any old place n. |
Turc | Anglais | |
---|---|---|
General | ||
General | insanların buluşmayı veya bir şey kurmayı kararlaştırdıkları herhangi bir yer | venue n. |
General | herhangi bir yer için | for anywhere adv. |
Colloquial | ||
Colloquial | herhangi biri/bir şey/bir yer | somebody/something/somewhere or other expr. |
Politics | ||
Politics | soy ve kültür birlikteliği olduğu halde herhangi bir devletin sınırları dışında yer alan halk ile söz konusu devletin birleşmesi fikri | irredentism n. |
Media | ||
Media | (hikaye, reklam) gazetenin herhangi bir bölümünde yer alan | run-of-paper adj. |
Physics | ||
Physics | herhangi bir bölgenin sınırları arasında bulunan bir yer | domestic n. |
Zoology | ||
Zoology | radyal simetrisi olan bir hayvanın gövdesini oluşturan ve merkezi ekseni etrafında yer alan birkaç simetrik bölümden herhangi biri | spheromere n. |