dwell - Turc Anglais Dictionnaire

dwell

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "dwell" dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 32 résultat(s)

Anglais Turc
General
dwell v. yaşamak
And all Israel dwelt in their cities.
Ve bütün İsrailliler kentlerinde yaşamaya başladılar.

More Sentences
dwell v. durmak
The industry is expecting this, and we should not need to dwell so long on issues that require the committee system.
Sektör bunu bekliyor ve komite sistemini gerektiren konular üzerinde bu kadar uzun süre durmamıza gerek yok.

More Sentences
dwell v. kalmak
I try not to dwell on the past.
Geçmişe takılıp kalmamaya çalışıyorum.

More Sentences
dwell v. bulunmak
A sound mind dwells in a sound body.
Sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.

More Sentences
dwell v. üzerinde durmak
I should like to dwell for a moment on common sense.
Bir an için sağduyu üzerinde durmak istiyorum.

More Sentences
Common Usage
dwell v. ikamet etmek
General
dwell v. ikamet etmek
dwell v. oturmak
dwell v. bir yerde yaşamak
dwell v. bir yerde oturmak
dwell v. belirli bir durumda olmak
dwell v. belirli bir durumda olmayı sürdürmek
dwell v. var olmak
dwell v. yatmak
dwell v. bir şeyle oyalanmak
dwell v. bir şey üzerinde vakit harcamak
dwell v. vurgulayarak söylemek
dwell v. vurgulayarak yazmak
dwell v. uzun uzadıya yazmak
dwell v. uzun uzadıya yazmak
dwell v. geri gelmek
dwell v. (birine/bir yere) dönmek
Irregular Verb
dwell v. dwelt/dwelled - dwelt/dwelled
Industry
dwell v. işlem sırasındaki belirli bir aralıkta hareketsiz olmak (hareketli alet veya makine parçası)
Technical
dwell n. makine parçasında düzgün çalışabilmek veya başka bir parçanın çalışabilmesi için meydana gelen kısa süreli kesinti
dwell n. malzemenin belirli bir işleme tabi tutulduğu süre
dwell n. basılacak malzemenin baskı yüzeyiyle temas ettiği süre
Construction
dwell n. bekleme
dwell n. durma
dwell n. sürme
Automotive
dwell n. kam açısı
dwell n. kam açısı

Sens de "dwell" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 92 résultat(s)

Anglais Turc
General
dwell in v. ikamet etmek
He dwells in the country.
O, kırsalda ikamet ediyor.

More Sentences
dwell on v. üzerinde durmak (bir konu)
We understand why the rapporteur does not wish to dwell on the subject.
Raportörün neden konu üzerinde durmak istemediğini anlıyoruz.

More Sentences
dwell in v. oturmak
And all Israel dwelt in their cities.
Ve bütün İsrailliler kendi şehirlerinde oturur oldu.

More Sentences
Phrasals
dwell on (something) v. (bir yerde) yaşamak
I try not to dwell on the past.
Geçmişte yaşamamaya çalışıyorum.

More Sentences
General
dwell on v. bir konu üzerinde durmak
dwell on v. üzerinde durmak
let somebody dwell v. oturtmak
dwell upon v. üzerinde durmak
dwell on v. üstelemek
dwell on v. uzatarak söylemek
dwell on something v. olayı/meseleyi uzatmak
dwell in v. mesken tutmak
dwell on v. üzerinde kafa patlatmak
dwell upon v. üzerinde kafa patlatmak
dwell on v. çok düşünmek
dwell upon v. çok düşünmek
dwell in v. -de oturmak
dwell on a subject v. bir konuyu uzatmak
dwell on v. gecikmek
dwell on v. oyalanmak
dwell on v. ağırdan almak
Phrasals
dwell in v. bağlı olmak
dwell on v. bağlı olmak
dwell on v. … göre hareket etmek
dwell on v. (bir konunun) üzerinde durmak
dwell upon v. (bir konunun) üzerinde durmak
dwell upon something v. -de yaşamak
dwell on something v. bir konunun/meselenin üzerinde çok durmak
dwell upon (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde durmak
dwell upon (someone or something) v. (birini/bir şeyi) çok düşünmek
dwell upon (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde kafa patlatmak
dwell upon (someone or something) v. (birini/bir şeyi) takıntı haline getirmek
dwell on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde durmak
dwell on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) çok düşünmek
dwell on (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) üzerinde kafa patlatmak
dwell on (someone or something) v. (birini/bir şeyi) takıntı haline getirmek
dwell upon (something) v. (bir yerde) yaşamak
Idioms
not dwell on something v. (bir şeyin üzerinde fazla) durmamak/kafa yormamak
dwell on v. üzerinde durmak
dwell in an ivory tower v. hayaller aleminde yaşamak
dwell in an ivory tower v. hayal aleminde yaşamak
dwell in an ivory tower v. hayal aleminde olmak
dwell in an ivory tower v. gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in an ivory tower v. gerçeklerden bihaber olmak
dwell in an ivory tower v. fil dişi kuleden bakmak
dwell in one's ivory tower v. hayaller aleminde yaşamak
dwell in one's ivory tower v. hayal aleminde yaşamak
dwell in one's ivory tower v. hayal aleminde olmak
dwell in one's ivory tower v. gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in one's ivory tower v. gerçeklerden bihaber olmak
dwell in one's ivory tower v. fil dişi kuleden bakmak
dwell in an ivory tower v. hayaller aleminde yaşamak
dwell in an ivory tower v. hayal aleminde yaşamak
dwell in an ivory tower v. gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in an ivory tower v. gerçeklerden bihaber olmak
dwell in an ivory tower v. fil dişi kuleden/kulesinden bakmak
dwell in one's ivory tower v. hayaller aleminde yaşamak
dwell in one's ivory tower v. hayal aleminde yaşamak
dwell in one's ivory tower v. gerçeklerden uzak/uzakta yaşamak
dwell in one's ivory tower v. gerçeklerden bihaber olmak
dwell in one's ivory tower v. fil dişi kuleden/kulesinden bakmak
Speaking
don't dwell on it expr. (bunun üzerine fazla) durma/kafa yorma
don't dwell on it! expr. uzatma!
Trade/Economic
dwell time n. müşterinin sırada bekleme süresi
Law
dwell in v. tevakkuf etmek
Technical
computer controlled dwell n. bilgisayar kontrollü dwell
dwell time n. durma süresi
Automotive
dwell time n. bekleme süresi
computer control dwell n. bilgisayar kontrollü düvel
computer controlled dwell n. bilgisayar kontrollü divel
sine with dwell test n. duraklamalı sinüs testi
dwell angle map n. kam açısı haritası
dwell angle control n. kam açısı kontrolü
dwell meter n. kam açısı ölçüm aleti
dwell angle n. kam açısı
dwell section n. kapatma dönemi
dwell-angle tester n. kam açısı kontrol aleti
dwell-angle control n. kapanma açısının kumandası
dwell period n. kapatma zamanı
dwell angle n. kam açısı
dwell angle n. kapanma açısı
tach-dwell meter n. motor devri ve kam açısı ölçme aleti
dwell period n. platin kapanma süreci
Transportation
dwell time n. kargonun boşaltma nakliyesi ile sevk edilene kadar transit depo sahasında durduğu süre
Aeronautic
dwell time n. kapalı kalma zamanı
dwell time n. kalma zamanı
Medical
dwell time n. bekletme süresi
crossover single-dwell study n. çapraz tek-bekletme çalışması
single-dwell study n. tek-bekletme çalışması
Military
long dwell time radar n. konuşlu radar
dwell time n. askerlerin yurt dışı intikalleri arasında ülkelerindeki ana üstte geçirdikleri görev süresi
dwell at/on v. (açılan ateş) belirsiz bir süre boyunca devam etmek