devlet

Sens de "devlet" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 26 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
Common Usage
1	Common Usage	devlet	state n.
The state has allocated more funds to education this year. Devlet bu yıl eğitime daha fazla fon ayırdı. More Sentences
General
2	General	devlet	government n.
They include consolidating the rule of law and strengthening government institutions. Hukukun üstünlüğünün pekiştirilmesi ve devlet kurumlarının güçlendirilmesini de içeriyor. More Sentences
3	General	devlet	power n.
I wish I had the will power to stay on a diet. Keşke diyete devam edecek iradem olsaydı. More Sentences
Trade/Economic
4	Trade/Economic	devlet	government n.
What has caused this increase in government expenditure? Devlet harcamalarındaki bu artışa ne sebep oldu? More Sentences
5	Trade/Economic	devlet	state n.
This project got no amount of funding from the state. Bu proje için devletten herhangi bir fon alınmamıştır. More Sentences
Law
6	Law	devlet	government n.
Only nepotism, the giving of government funding to business connections, should be prevented. Yalnızca kayırmacılık, yani devlet fonlarının iş bağlantılarına verilmesi önlenmelidir. More Sentences
Politics
7	Politics	devlet	state n.
That means that, in the extremely near future, not all Member States' voices will be heard. Bu da çok yakın bir gelecekte tüm Üye Devletlerin sesinin duyulmayacağı anlamına gelmektedir. More Sentences
General
8	General	devlet	the community n.
9	General	devlet	commonwealth n.
10	General	devlet	commonweal n.
11	General	devlet	the state n.
12	General	devlet	reame [italian] n.
13	General	devlet	gubernance [obsolete] n.
14	General	devlet	superorganism n.
15	General	devlet	official adj.
16	General	devlet	governmental adj.
17	General	devlet	state adj.
Trade/Economic
18	Trade/Economic	devlet	polity n.
19	Trade/Economic	devlet	power n.
Law
20	Law	devlet	crown n.
Politics
21	Politics	devlet	power n.
22	Politics	devlet	realm n.
23	Politics	devlet	governance n.
24	Politics	devlet	polity n.
25	Politics	devlet	crown n.
26	Politics	devlet	weal [obsolete] n.

Sens de "devlet" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

	Catégorie	Turc	Anglais
General
1	General	devlet bakanı	state minister n.
In July a new post of Deputy Prime Minister and State Minister in charge of EU affairs was created. Temmuz ayında, AB işlerinden sorumlu Başbakan Yardımcısı ve Devlet Bakanı olarak yeni bir makam oluşturulmuştur. More Sentences
2	General	devlet memuru	civil servant n.
We do not say they should be made Italian civil servants. İtalyan devlet memurları olsun demiyoruz. More Sentences
3	General	devlet adamı	statesman n.
We need a craftsman, a handyman, rather than a statesman. Bize bir devlet adamından ziyade bir zanaatkâr, bir tamirci lazım. More Sentences
4	General	kukla devlet	puppet state n.
Australia is a puppet state. Avustralya bir kukla devlettir. More Sentences
5	General	devlet başkanın eşi	first lady n.
My dream is to be the First Lady. Hayalim devlet başkanının eşi olmak. More Sentences
6	General	ulus devlet	nation state n.
Montesquieu is, to be sure, a philosopher who talked about democracy and the nation state. Montesquieu şüphesiz demokrasi ve ulus devlet hakkında konuşmuş bir filozoftur. More Sentences
7	General	devlet okulu	public school n.
Was your high school a public school? Senin lisen bir devlet okulu muydu? More Sentences
8	General	devlet bakanı	government minister n.
The president of the company bribed the government minister. Şirketin Başkanı Devlet Bakanına rüşvet verdi. More Sentences
9	General	devlet başkanları	presidents n.
How many Philippine presidents were there until Benigno Simeon Aquino III? Benigno Simeon Aquino III'e kadar kaç tane Filipin devlet başkanı olmuştur? More Sentences
10	General	bir devlet sırrı	a state secret n.
Why is this a State secret? Bu neden bir Devlet sırrı? More Sentences
11	General	devlet okulları	public schools n.
When I was working for a public school, I had ten-fifteen students in a class. Bir devlet okulunda çalışırken, bir sınıfta on-on beş öğrencim vardı. More Sentences
12	General	demokratik devlet	democratic state n.
Zoran Dzindzic, in many respects, symbolised the new democratic State that Serbia has become. Zoran Dzindzic, pek çok açıdan Sırbistan'ın dönüştüğü yeni demokratik devleti simgelemektedir. More Sentences
13	General	devlet memuru	government official n.
These government officials are corrupt. Bu devlet memurları rüşvetçidir. More Sentences
14	General	anayasal devlet	constitutional state n.
In the European Union's view, modernity in Europe is inextricably linked to the democratic constitutional state. Avrupa Birliği'nin görüşüne göre, Avrupa'da modernite demokratik anayasal devletle ayrılmaz bir şekilde bağlantılıdır. More Sentences
15	General	ulusal devlet	national state n.
The national States have to decide to take a step backwards. Ulusal devletler geri adım atmaya karar vermelidir. More Sentences
16	General	federal devlet	federal state n.
The Charter is purely and simply a building block for an EU federal state. Şart, sadece ve sadece AB federal devleti için bir yapı taşıdır. More Sentences
17	General	devlet idaresi	state administration n.
Military units must be disbanded and the State administration must be extended to cover the whole country. Askeri birlikler dağıtılmalı ve Devlet idaresi tüm ülkeyi kapsayacak şekilde genişletilmelidir. More Sentences
18	General	kilise ve devlet	church and state n.
Personally, I am in favour of separating church and State, as you can tell from my speech. Şahsen ben, konuşmamdan da anlayabileceğiniz gibi, kilise ve devletin birbirinden ayrılmasından yanayım. More Sentences
19	General	devlet kapitalizmi	state capitalism n.
State Capitalism could be democratic or authoritarian. Devlet Kapitalizmi demokratik ya da otoriter olabilir. More Sentences
20	General	devlet memuru	public servant n.
Public servants also obtained the right to establish trade unions but no the right to strike or to bargain collectively. Devlet memurları da, sendika kurma hakkını kazandılar, fakat grev veya toplu pazarlık hakkını elde edemediler. More Sentences
21	General	devlet başkanları	heads of state n.
That these options are there, we know from the speeches of our Heads of State. Bu seçeneklerin orada olduğunu Devlet Başkanlarımızın konuşmalarından biliyoruz. More Sentences
22	General	devlet dairesi	government office n.
The lack of coordination leads to friction costs in the work of the NGOs and government offices. Koordinasyon eksikliği, STK'ların ve devlet dairelerinin çalışmalarında sürtüşme maliyetlerine yol açmaktadır. More Sentences
23	General	sosyal devlet	social state n.
But they are higher in Europe because we have a social state. Ama Avrupa'da daha yüksek çünkü bizde sosyal devlet var. More Sentences
24	General	devlet müdahalesi	state intervention n.
Furthermore, the criteria of state intervention should allow for decision-making at national level and for solidarity. Ayrıca devlet müdahalesi kriterleri ulusal düzeyde karar almaya ve dayanışmaya izin vermelidir. More Sentences
25	General	devlet dışı aktör	non-state actor n.
For many ACP governments, non-state actors are still synonymous with opposition. Pek çok ACP hükümeti için devlet dışı aktörler hala muhalefetle eş anlamlıdır. More Sentences
26	General	ulus-devlet	nation-state n.
The nation-state of the nineteenth century is not the blueprint for Europe's architecture in the twenty-first century. On dokuzuncu yüzyılın ulus-devleti, yirmi birinci yüzyılda Avrupa'nın mimarisinin planı değildir. More Sentences
27	General	devlet radyosu	public radio n.
I love Canadian public radio. Kanada devlet radyosunu seviyorum. More Sentences
28	General	devlet televizyonu	state television n.
It still has no free or fair access to the media, especially state television. Başta devlet televizyonu olmak üzere medyaya hala özgür veya adil erişim imkanı bulunmamaktadır. More Sentences
29	General	modern devlet	modern state n.
Policing is one of the key functions of modern states. Polislik, modern devletlerin temel işlevlerinden biridir. More Sentences
30	General	ulus-devlet yanlısı	nationalist n.
The Welsh nationalists protested against the proposed changes to their language policy. Gallerli ulus-devlet yanlıları dil politikalarında yapılması öngörülen değişiklikleri protesto etti. More Sentences
31	General	baba devlet anlayışı	paternalism n.
The government's policies were criticized for their excessive paternalism. Hükümetin politikaları, aşırıya kaçan baba devlet anlayışı nedeniyle eleştirildi. More Sentences
32	General	devlet destekli	state-sponsored adj.
In my mind, illegal state aid amounts to little more than state-sponsored social dumping. Bana göre yasadışı devlet yardımı, devlet destekli sosyal dampingden biraz daha fazlasıdır. More Sentences
Trade/Economic
33	Trade/Economic	devlet maliyesi	state finance n.
The same applies to state finances. Aynı şey devlet maliyesi için de geçerlidir. More Sentences
Common Usage
34	Common Usage	kral, padişah gibi taht sahibi devlet başkanı	sovereign n.
General
35	General	devlet kredisi	state credit n.
36	General	devlet yazışmaları	government correspondence n.
37	General	ekonominin devlet eliyle yönetimi	etatism n.
38	General	reformcu devlet	reformist state n.
39	General	taraf devlet	high contracting party n.
40	General	iktisadi devlet kuruluşları	public economic enterprises n.
41	General	hızır gibi yetişen devlet kuşu	godsend n.
42	General	devlet dairesi	office n.
43	General	devlet otlağını kiralayan kimse	squatter n.
44	General	daha güçlü başka bir devletçe kontrol edilip korunan devlet	protectorate n.
45	General	sovyetler birliği olarak bilinen devlet	union of soviet socialist republics n.
46	General	devlet olma	statehood n.
47	General	devlet okulu	state school n.
48	General	devlet kurumları	government agencies n.
49	General	devlet memurları	public officers n.
50	General	devlet giderleri	public expenditures n.
51	General	devlet memuru	officeholder n.
52	General	yasakçı devlet	prohibitive state n.
53	General	bir memleketin sanayi ve tarımının devlet eliyle yürütülmesi	etatism n.
54	General	devlet hizmeti	government service n.
55	General	devlet geliri	internal revenue n.
56	General	savaşan devlet	belligerent n.
57	General	devlet şurası	council of state n.
58	General	devlet adamı	government man n.
59	General	devlet memurları	bureaucracy n.
60	General	iki devlet arasındaki dar toprak parçası	corridor n.
61	General	ulaştırma ve devlet	transportation and state n.
62	General	bilim ve devlet	science and state n.
63	General	devlet başkanlarının eşleri	presidents' spouses n.
64	General	tüzel devlet	corporate state n.
65	General	devlet geliri	revenue n.
66	General	devlet hazinesi	public purse n.
67	General	devlet baba	the state n.
68	General	plüralist devlet	pluralistic state n.
69	General	devlet tutanakları	government paperwork n.
70	General	devlet bakanı	junior minister n.
71	General	devlet oluşturan halk kitlesi	body politic n.
72	General	bilim ve devlet	science and states n.
73	General	devlet memuru	office holder n.
74	General	devlet arşivleri	public records n.
75	General	devlet hastanesi	nonprofit hospital n.
76	General	kadro (devlet kuruluşundaki)	staff n.
77	General	ev sahibi devlet	host state n.
78	General	sosyalist devlet	socialist state n.
79	General	devlet ormanlarında görevli ormancı	forest ranger n.
80	General	devlet dairesi	agency n.
81	General	devlet hesabına gezi	junket n.
82	General	devlet hazinesi	fisc n.
83	General	devlet yönetimi	government n.
84	General	devlet denetimi	state supervision n.
85	General	finlandiya devlet nişanı	order of white rose of finland n.
86	General	süper devlet	superpower n.
87	General	devlet sırrı	secret of the state n.
88	General	başında tek bir hükümdar olan devlet veya ülke	monarchy n.
89	General	devlet ve basın	government and press n.
90	General	federe devlet	federation n.
91	General	bazı ülkelerde devlet ve hükümet başı	president n.
92	General	sivil devlet memurları	civil service n.
93	General	devlet hastanesi	state hospital n.
94	General	devlet tabanlı teknoloji bilgisi	technocratic n.
95	General	devlet hazinesi	the exchequer n.
96	General	teokratik devlet	theocratic state n.
97	General	hukuk ve devlet	law and state n.
98	General	devlet töreni	state ceremony n.
99	General	spor ve devlet	sports and state n.
100	General	devlet geliri	public revenue n.
101	General	devlet kuşu	windfall n.
102	General	devlet adamları	statesmen n.
103	General	vatandaşlarının ortak dil, tarih vb faktörlerce birbirlerine bağlı olduğu egemen devlet	nation state n.
104	General	devlet hazinesi	state treasury n.
105	General	hakem devlet	adjudicator state n.
106	General	mahkeme önünde suçlandırmak (devlet memurunu)	impeach n.
107	General	teknoloji ve devlet	technology and state n.
108	General	devlet misyonları	government missions n.
109	General	devlet mülkiyeti	government ownership n.
110	General	devlet adamlığı	statesmanship n.
111	General	devlet işleri	state affairs n.
112	General	devlet bütçesi	government budget n.
113	General	devlet memurluğunda başarıya göre atama ve terfi sistemi	merit system n.
114	General	devlet adamı	politician n.
115	General	devlet konutu	official residence n.
116	General	donanması güçlü devlet	sea power n.
117	General	paternalist devlet	paternal state n.
118	General	abd yaşlılar için devlet sağlık sigortası	medicare n.
119	General	piyasa ve fiyat mekanizmasına dayalı devlet	state bound by market and price mechanism n.
120	General	devlet hizmeti görevleri	civil service positions n.
121	General	devlet kuşu	godsend n.
122	General	devlet hesabına seyahat etme	junketing n.
123	General	devlet yönetimi	state government n.
124	General	tahsisat (devlet bütçesinde)	subsidy n.
125	General	devlet borcu	public debt n.
126	General	devlet alım işleri	government purchasing n.
127	General	devlet denetimi	government auditing n.
128	General	devlet bilgisi	government information n.
129	General	devlet bankası	national bank n.
130	General	devlet başkanı	head of the state n.
131	General	devlet adamı	politico n.
132	General	devlet tahvili	government bond n.
133	General	devlet kanunu	act of state n.
134	General	dine dayalı devlet	theocratic state n.
135	General	bağımsız devlet	free state n.
136	General	sanat ve devlet	art and state n.
137	General	devlet muhasebesi	government accounting n.
138	General	hiyerarşik devlet	hierarchical state n.
139	General	devlet kuruluşu	public body n.
140	General	devlet hastanesi	public hospital n.
141	General	devlet desteği	subvention n.
142	General	anlaşma (iki devlet arasında olan)	accord n.
143	General	devlet memurluğu	civil service n.
144	General	devlet tahvili	funds n.
145	General	komünist devlet	communist state n.
146	General	devlet hizmeti reformu	civil service reform n.
147	General	elektronik devlet	electronic state n.
148	General	devlet yönetimi	etatisme n.
149	General	manda uygulayan devlet	mandatary n.
150	General	devlet idaresi	statecraft n.
151	General	devlet yayınları	government publications n.
152	General	teknoloji ve devlet	technology and states n.
153	General	direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında)	hot line n.
154	General	ulusal devlet durum çalışmaları	national state case studies n.
155	General	güçlü bir devletin koruma ve denetimi altında olan devlet	protectorate n.
156	General	eğitim ve devlet	education and state n.
157	General	devlet memurları	the civil service n.
158	General	bir başka devlete bağımlı olan veya onun tarafından kontrol edilen küçük devlet	satellite state n.
159	General	tiyatro ve devlet	theater and state n.
160	General	özgürlükçü devlet	liberal state n.
161	General	devlet politikası	government policy n.
162	General	devlet dairelerinin ve ticari işletmelerin de çoğunun kapalı olduğu gün	public holiday n.
163	General	devlet okullarında din	religion in the public schools n.
164	General	anayasalı devlet	state with constitution n.
165	General	devlet tahvilleri	government monopolies n.
166	General	devlet hizmeti	civil service n.
167	General	uydu devlet	satellite n.
168	General	dikey devlet	hierarchical state n.
169	General	devlet felsefesi	state philosophy n.
170	General	bireyci devlet	individualistic state n.
171	General	devlet güvenliği	government security n.
172	General	devlet bakanı	minister of state n.
173	General	devlet memurluğu	the civil service n.
174	General	devlet tahvilleri	consols n.
175	General	bürokratik devlet	bureaucratic state n.
176	General	devlet idaresi	conduct of state n.
177	General	devlet ilişkileri	government relations n.
178	General	liberal devlet	liberal state n.
179	General	spor ve devlet	sport and state n.
180	General	devlet yardımı	state assistance n.
181	General	korporatif devlet	corporate state n.
182	General	devlet geliri	public revenues n.
183	General	devlet bakanlığı	ministry of state n.
184	General	din ve devlet	religion and state n.
185	General	birleşik devlet	corporate state n.
186	General	devlet müdahalesi	intervention of the state n.
187	General	müteşebbis devlet	enterprising state n.
188	General	devlet işleri raporu	white book n.
189	General	baba devlet	paternal state n.
190	General	yüksek eğitim ve devlet	higher education and state n.
191	General	devlet hizmetinde aylıkla çalışan kimse, görevli	servant n.
192	General	uydu devlet	satellite state n.
193	General	devlet desteği	subsidy n.
194	General	muhatap devlet	state party n.
195	General	bir devlet ya da ulusa mensup kişi	citizen n.
196	General	varlığını yabancı güçlerden alan devlet	puppet state n.
197	General	yenilikçi devlet	reformist state n.
198	General	devlet borçları	public debts n.
199	General	halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet	democracy n.
200	General	tarım ve devlet	agriculture and state n.
201	General	devlet borçları	public debt n.
202	General	hindistan'da yazları devlet görevlilerine tahsis edilen yüksek rakımdaki siteler	hill station n.
203	General	bir antlaşmaya imza atan devlet	signatory state n.
204	General	lehdar devlet	recipient state n.
205	General	devlet borcu	national debt n.
206	General	devlet meteoroloji işleri genel müdürlüğü	general directorate of meteorology n.
207	General	devlet memuriyeti yemini	official oath n.
208	General	mini devlet	microstate n.
209	General	minimal devlet	minimal state n.
210	General	üniter devlet	unitary state n.
211	General	devlet istatistik enstitüsü (die)	state institute of statistics n.
212	General	devlet baba	benevolent state n.
213	General	müşfik devlet	benevolent state n.
214	General	devlet kuşu (konmak)	unexpected good luck n.
215	General	devlet kuşu (konmak)	a windfall n.
216	General	devlet binası	state building n.
217	General	devlet memuru	civil service employee n.
218	General	devlet hisseleri	public securities n.
219	General	devlet tahvilleri	public securities n.
220	General	sosyal bilimler ve devlet	social sciences and state n.
221	General	devlet adamları	stattesmen n.
222	General	edebiyat ve devlet	literature and state n.
223	General	islam ve devlet	islam and state n.
224	General	devlet hizmet ahlakı	civil service ethics n.
225	General	totaliter devlet	totalitarian state n.
226	General	devlet kapısı	government office n.
227	General	devlet koruması	legal protection n.
228	General	devlet baba	the government n.
229	General	devlet görevlisi	government officer n.
230	General	devlet görevlisi	government official n.
231	General	devlet konservatuvarı	state conservatory n.
232	General	İktisadi devlet teşekkülü	state economic enterprise n.
233	General	devlet organı	government body n.
234	General	devlet organları	government bodies n.
235	General	devlet başkanlığı	presidency n.
236	General	müdahaleci devlet	interventionalist government n.
237	General	devlet memuru	city official n.
238	General	devlet baskısı	government pressure n.
239	General	devlet konutu	state housing n.
240	General	devlet müessesesi	federal agency n.
241	General	devlet müessesesi	government agency n.
242	General	devlet karayolu	state route n.
243	General	devlet karayolu	state road n.
244	General	devlet karayolu	state highway n.
245	General	devlet memurları	civil service n.
246	General	devlet yetkisini kullanma	exercising state authority n.
247	General	devlet egemenliği	state sovereignty n.
248	General	devlet desteği	government grant n.
249	General	devlet kurumu	governmental institution n.
250	General	devlet orkestrası	state orchestra n.
251	General	devlet hazinesi	exchequer n.
252	General	devlet tiyatrosu	state theatre n.
253	General	özerk bir devlet	a self-governing state n.
254	General	laik devlet	laic-secular state n.
255	General	devlet hastanesi sağlık hizmetleri	health-service hospital n.
256	General	devlet kontrolünde olmayan okul	free state-run school n.
257	General	e-devlet	electronic state n.
258	General	devlet-ordu ilişkileri	civil-military relations n.
259	General	adem-i merkeziyetçi devlet	decentralize state n.
260	General	devlet okulu	grant-maintained n.
261	General	ab üyesi olmayan devlet	non-member state n.
262	General	devlet okulu	state-run school n.
263	General	adem-i merkeziyetçi devlet	non-centralist state n.
264	General	milli devlet	nation-state n.
265	General	denk bütçeli devlet	well-balanced budget state n.
266	General	devlet kurumu	state-owned company n.
267	General	kilise ile devlet arasındaki anlaşma	concordat n.
268	General	ikamet edilen devlet	state of residence n.
269	General	devlet güçlerini kullanma hakkı	imperium n.
270	General	devlet güçlerini kullanma yetkisi	imperium n.
271	General	devlet yolu	state highway n.
272	General	devlet çiftliği	state farm n.
273	General	devlet tahvili	stock n.
274	General	devlet aygıtı	state apparatus n.
275	General	devlet opera ve bale binası	state opera and ballet building n.
276	General	devlet radyosu	state radio n.
277	General	devlet televizyonu	public television n.
278	General	devlet hastanesi	state-run hospital n.
279	General	devlet halk dansları topluluğu	the state folk dances group n.
280	General	devlet tiyatroları ve özel tiyatrolar	state and private theatres n.
281	General	devlet piyangosu	state lottery n.
282	General	devlet okulu	state-funded school n.
283	General	devlet onayı	government approval n.
284	General	dinle devlet işlerini birbirinden ayırma	secularization n.
285	General	dinle devlet işlerini birbirinden ayırma	secularisation n.
286	General	devlet fonu	state fund n.
287	General	devlet ormanı	state-owned forest n.
288	General	sanal devlet	virtual state n.
289	General	devlet memuru	state official n.
290	General	devlet yapısı	state structure n.
291	General	devlet başkanı karısı/eşi	first lady n.
292	General	resmi devlet yapıları/kurumları	formal government structures n.
293	General	devlet üniversitesi	public university n.
294	General	devlet okulu	government school n.
295	General	devlet okulu	governmental school n.
296	General	devlet hizmet yükümlülüğü	civil service obligation n.
297	General	(19. yy abd'sinde) devlet okulu	common school n.
298	General	devlet görevlisi	administrative official n.
299	General	bir devlet kurumu tarafından belirlenmiş, nesli tükenmekte olan bitki ya da hayvan türü	candidate species n.
300	General	yüksek rütbeli devlet memuru makamı	cancellariate n.
301	General	(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavı	agrégation n.
302	General	(fransa) bazı makamlar için yapılan devlet memurluğu sınavını geçen aday	agrégé n.
303	General	devlet kuşu	catch n.
304	General	devlet hazinesi	chamber [obsolete] n.
305	General	devlet hazinesi	checker [obsolete] n.
306	General	beceriksiz devlet memuru	throttlebottom n.
307	General	devlet tarafından düzenlenmiş fotoğraf	a government-issued photo n.
308	General	çin'de 1949 yılına kadar çeşitli devlet kurumlarına verilen isim	yamen n.
309	General	fikir danışılan çok deneyimli eski devlet adamı	elder statesman n.
310	General	roma'da devlet gelirlerini tahsil etmekle görevli yüksek dereceli memur	quaestuary n.
311	General	önceden çeşitli ülkelerde yüksek rütbeli devlet görevlilerine verilen onursal bir unvan	marshall n.
312	General	sikke yapımı ile görevlendirilen devlet dairesi	mint n.
313	General	madeni paraların, banknotların ve nişanların devlet otoritesi altında üretildiği yer	mint n.
314	General	diğerleri üzerinde hakimiyeti olduğu düşünülen ülke veya devlet	mistress n.
315	General	devlet kayıtlarını içeren kitap	liber n.
316	General	devlet konutu	lodgings n.
317	General	devlet törenlerinde altın başlı sopayı taşımaya yetkili kimse	gold stick n.
318	General	(devlet yönetiminde) sivil haklar, yükümlülük ve hususi adalet dayanışması	civility n.
319	General	devlet veya hükümdara ait topraklar	demean [obsolete] n.
320	General	devlet arazisi	demean [obsolete] n.
321	General	devlet veya hükümdara ait topraklar	demeane [obsolete] n.
322	General	devlet arazisi	demeane [obsolete] n.
323	General	devlet veya hükümdara ait topraklar	demeanes n.
324	General	devlet arazisi	demeanes n.
325	General	devlet kaydı	diploma n.
326	General	(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisi	gestapo n.
327	General	devlet arazisinde koyun yetiştiriciliği yapan kimse	grazier [australia] n.
328	General	devlet yönetimi	gubernance [obsolete] n.
329	General	devlet adamları	officiality n.
330	General	(devlet kurumu) kokuşma	rot n.
331	General	(devlet kurumu) karışıklık	rot n.
332	General	devlet malı	government property n.
333	General	özerk devlet	commonalty [obsolete] n.
334	General	kendi kendini yöneten devlet	commonalty [obsolete] n.
335	General	halkın seçtiği temsilcilerce yönetilen ülke veya devlet	commonalty [obsolete] n.
336	General	irlanda devlet arması	ireland n.
337	General	ihtiyaç sahiplerinin barındığı devlet destekli yapı	poor farm n.
338	General	devlet töreni	state funeral n.
339	General	asayişi sağlayıp bazı ufak yargı görevleri bulunan devlet memuru	constable n.
340	General	bazı yeni ingiltere koloni ve eyaletlerinde devlet adamlarının ibadet ve oruç tatili ilan ettiği gün	fast day n.
341	General	iskoçya'da yazın ibadet ve oruç için devlet adamlarınca ilan edilen yasal tatil	fast day n.
342	General	devlet mührü taşıyan kart	postcard n.
343	General	hakim devlet	power n.
344	General	mahkeme, devlet dairesi gibi resmi kurumlara sunulan belge	filing n.
345	General	kadın devlet başkanının eşi	first gentleman n.
346	General	devlet memuru	fiscal n.
347	General	papa, piskopos gibi devlet erkanının törenlerde kullandığı yelpaze	flabellum n.
348	General	hükümdar veya devlet eliyle verilen itibara sahip bir grup insan	order n.
349	General	fransız devlet görevlisi	prefect n.
350	General	(fransız) devlet görevliliği	prefectship n.
351	General	devlete veya devlet başkanına bağlı egemenlik hakkı	prerogative n.
352	General	devlet okulu binası	public school n.
353	General	devlet memuriyeti sırasında gerçekleşen gizli suiistimal	prevarication n.
354	General	mesleki eğitim sağlayan devlet destekli kuruluş	skillcentre [uk] n.
355	General	komünist bir devlet	soviet n.
356	General	devlet adamı	sovran n.
357	General	(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü	spread eagle n.
358	General	(abd devlet mühründe yer alan) kanatları açık kartal sembolü	spread-eagle n.
359	General	devlet arazisine konan kimse	squatterism n.
360	General	devlet arazisine çökme	squatterism n.
361	General	devlet arazisine çöken kimse	squatterism n.
362	General	kiranın belirli bir bölümünde indirim sağlayan devlet desteği	standard housing benefit n.
363	General	devlet ve bölgesel savunma amaçlı hava ikmali	state and regional defense airlift n.
364	General	devlet büyüklerince kullanılan gösterişli fayton	state carriage n.
365	General	resmi devlet etkinliklerinde kullanılan kılıç	state sword n.
366	General	devlet erkanı	summit n.
367	General	büyük bir devlet memurunu görevindeki kusurdan dolayı yüce divanda suçlamak	impeach v.
368	General	devlet çeşitli yatırımlarla ekonomiyi canlandırmaya çalışmak	prime the pump v.
369	General	devlet kuşu (konmak)	a godsend (occur) v.
370	General	devlet kurmak	establish a state v.
371	General	devlet kurmak	found a state v.
372	General	bir devlet memurunu sorgulamak	interpellate v.
373	General	devlet kurmak	form a government v.
374	General	(devlet) el koymak	expropriate v.
375	General	devlet mührünü bir komisyon üyesine teslim etmek	put the great seal into commission v.
376	General	devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma yapmak	means-test v.
377	General	devlet desteği için başvuran kişinin mali durumuna yönelik araştırma gerektirmek	means-test v.
378	General	devlet desteği başvurusunda mali duruma yönelik teste tabi olmak	means-test v.
379	General	devlet kurumunu dairelere ayırmak	bureaucratize v.
380	General	devlet dairelerinin sayısını artırmak	bureaucratize v.
381	General	devlet kurumunu dairelere ayırmak	bureaucratise v.
382	General	devlet dairelerinin sayısını artırmak	bureaucratise v.
383	General	bir devlet dairesinde çalışırken diğerinden emekli maaşı almak	double-dip v.
384	General	(birini) devlet memuru adayı olmak için ikna etmek	draft v.
385	General	(birini) devlet memuru adayı olmak için zorlamak	draft v.
386	General	devlet yardımıyla teşvik edilmek	featherbed v.
387	General	(kilisedeki, devlet memuriyetindeki veya devlet makamındaki) üyeliğinden etmek	sequester [obsolete] v.
388	General	(devlet görevlisini) usulsüz harcamalardan sorumlu tutmak	surcharge [uk] v.
389	General	devlet tarafından yapılan (tören/ziyafet vb)	state adj.
390	General	devlet adamına yakışır	statesmanlike adj.
391	General	görkemli bir şekilde yapılan (dini tören/devlet töreni)	solemn adj.
392	General	devlet adamına yakışmayan	unstatesmanlike adj.
393	General	devlet garantili	state guaranteed adj.
394	General	devlet güdümlü	state-controlled adj.
395	General	devlet tarafından işletilen	state-run adj.
396	General	devlet destekli	state-sanctioned adj.
397	General	devlet sponsorluğunda	state-sponsored adj.
398	General	ekonomide devlet müdahaleciliğini savunan	dirigiste adj.
399	General	yöneticileri ve erk sahiplerinin yozlaşması ile nitelenen (hükümet, devlet)	kleptocratic adj.
400	General	(ingiltere'deki devlet okullarında) aynı soyada sahip öğrencilerin en küçüğü	minimus adj.
401	General	(ingiltere'deki devlet okullarında) aynı soyada sahip iki veya daha çok oğlan çocuğu arasında yaş veya derece bakımından ikinci sırada gelen	minor adj.
402	General	(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisine ait	gestapo adj.
403	General	(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisiyle ilgili	gestapo adj.
404	General	(nazi rejiminde) alman gizli devlet polisine özgü	gestapo adj.
405	General	(devlet) bağımlı	client adj.
406	General	şirket usulü devlet yönetimini savunan	corporatist adj.
407	General	(krallık veya devlet) yabancı bir devletin boyunduruğunda olan	feudatory adj.
408	General	devlet desteksiz	private adj.
409	General	fransız devlet görevlisine ait	prefectorial adj.
410	General	fransız devlet görevlisi ile ilgili	prefectorial adj.
411	General	devlet okuluna giden	public adj.
412	General	devlet okuluna kayıtlı	public adj.
413	General	devlet sırrının bir alt gizlilik derecesinde olan	secret adj.
414	General	din ve devlet işlerinin ayrı olmasını isteyen	secularist adj.
415	General	grup veya devlet kontrolünde olan	socialised adj.
416	General	grup veya devlet kontrolünde olan	socialized adj.
417	General	devlet büyüğüne yakışan	statesmanly adj.
418	General	devlet adamına layık	statesmanly adj.
419	General	devlet destekli	state-supported adj.
420	General	(devlet dairesi) yüce	sudder adj.
421	General	devlet kurum ve programlarının varlıklarını sürdürebilmeleri için periyodik olarak gözden geçirilmesini şart koşan	sunset adj.
422	General	(federal fiyat destek programı altında) devlet tarafından satılan, stoklanan veya dağıtılan mallar ile ilgili	surplus adj.
423	General	devlet tarafından	publically adv.
424	General	devlet anlamına gelen son ek	-dom suf.
425	General	devlet geliri	rev (revenue) abrev.
426	General	devlet geliri	rev (revenue) abrev.
Phrases
427	Phrases	çin devlet başkanı mao zedong'un 1956 yılında çin hükümetinin eleştirilebilmesinin yolunu açmak için kullandığı bir ifade	let a hundred flowers bloom expr.
Proverb
428	Proverb	olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi	health is better than wealth
429	Proverb	devlet personeli	public official
430	Proverb	devlet personeli	civil servant
Colloquial
431	Colloquial	eski devlet görevlilerinin çalıştıkları dönemde iş yürüttükleri özel firmalarca işe alınması	revolving door n.
432	Colloquial	erkek devlet görevlisi	hizzoner [us] n.
433	Colloquial	(ingiltere'de) çalışanlarına sosyal sigorta yardımı yapmakla yükümlü devlet dairesi	social [uk] n.
434	Colloquial	işçi sınıfının iyileştirilmesi için devlet yardımı yapılması gerektiğini savunan bir grup alman siyasal iktisatçı	socialism of the chair n.
435	Colloquial	ya devlet başa ya kuzgun leşe	make or break expr.
436	Colloquial	paylaşılması yasak (devlet belgesi)	nodis (no distribution) expr.
437	Colloquial	dağıtımı yasak (devlet belgesi)	nodis (no distribution) expr.
438	Colloquial	gizli tutulması gereken (devlet belgesi)	nodis (no distribution) expr.
439	Colloquial	devlet sırrı	nodis (no distribution) expr.
Idioms
440	Idioms	dürüst devlet adamı	statesman of integrity n.
441	Idioms	(işleri yokuşa süren) gıcık devlet memuru	civil serpent n.
442	Idioms	devlet kuşu	bunce n.
443	Idioms	devlet kuşu	manna from heaven n.
444	Idioms	devlet kuşu	boom n.
445	Idioms	devlet kuşu	windfall n.
446	Idioms	devlet kuşu	gravy n.
447	Idioms	devlet kuşu	pennies or manna from heaven n.
448	Idioms	devlet kuşu	bonanza n.
449	Idioms	devlet kuşu	godsend n.
450	Idioms	devlet kuşu	gold rush n.
451	Idioms	komplo teorisyenlerine göre bir olayda, devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş kişi	crisis actor n.
452	Idioms	devlet ya da gizli örgütler tarafından tutulmuş paralı oyuncu	crisis actor n.
453	Idioms	politikasında çevresel konuların etkin rol oynadığı ülke/devlet	green state n.
454	Idioms	politikasında çevresel konulara son derece önem veren ülke/devlet	green state n.
455	Idioms	çevreci ülke/devlet	green state n.
456	Idioms	çevreye önem veren ülke/devlet	green state n.
457	Idioms	politikasında çevresel konuları gözeten ülke/devlet	green state n.
458	Idioms	devlet başkanının resmi olmayan fakat çok etkili olduğu düşünülen danışman grubu	kitchen cabinet n.
459	Idioms	fikir danışılan çok deneyimli eski devlet adamı	an elder statesman n.
460	Idioms	(birine) direkt telefon hattı (özellikle devlet başkanları arasında)	a hot line (to somebody) n.
461	Idioms	cömert yönetici/devlet	benevolent overlord n.
462	Idioms	özellikle vergi artışı yoluyla devlet harcamalarını finanse etmek	feed the beast [us] v.
463	Idioms	(çocuğu) devlet gözetimine vermek	put (someone) into care v.
464	Idioms	başına devlet kuşu konmak	have manna from heaven v.
465	Idioms	başına devlet kuşu konmak	have a stroke of great luck v.
466	Idioms	başına devlet kuşu konmak	hit the jackpot v.
467	Idioms	devlet lehine şahitlik etmek	turn queen's evidence v.
468	Idioms	devlet lehine şahitlik etmek	turn king's evidence v.
469	Idioms	devlet lehine şahitlik etmek	turn state's evidence v.
470	Idioms	devlet gözetiminden uzakta yaşamak	live off the grid v.
471	Idioms	devlet gözetiminden uzakta	off the grid adj.
472	Idioms	ya devlet başa ya kuzgun leşe	neck or nothing expr.
473	Idioms	olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi.	health is better than wealth expr.
474	Idioms	çalışmayan ve devlet yardımı almayan	on the panel [old-fashioned] expr.
475	Idioms	genelde devlet daireleri veya müşteri temsilciliklerinde esnek ve akla yatkın olmayan reddedilme/bir şeylerin kabul edilmeme durumunu belirten bir ifade	computer says no [cliché] expr.
Formal
476	Formal	saygıdeğer unvanının resmi olarak verildiği çeşitli üst düzey ingiliz devlet memurlarına verilen ad	honorable n.
477	Formal	saygıdeğer unvanının resmi olarak verildiği çeşitli üst düzey ingiliz devlet memurlarına verilen ad	honourable n.
Trade/Economic
478	Trade/Economic	piyasa fiyatı önceden belirlenmiş bir düzeye ulaştığında piyasaya yavaş yavaş sunulan devlet tahvili	tap n.
479	Trade/Economic	bankaların borç verme eğilimini ölçmede kullanılan, üç ay vadeli devlet tahvili ile eurodolar arasındaki fark	ted spread n.
480	Trade/Economic	devlet tekeliyle satılan veya tedarik edilen tütün ürünleri	regie n.
481	Trade/Economic	belli bir seviyeyi aşan vergi oranlarının ekonomik büyümeyi engelleyerek devlet gelirlerini azalttığı teorisini gösteren bir eğri	laffer curve n.
482	Trade/Economic	meclis tarafından belirlenen ve devlet borçlarının aşmaması gereken miktarı gösteren en üst sınır	national debt ceiling n.
483	Trade/Economic	görev yeri değişen çalışanın işveren veya devlet kurumunca ödenen masrafları	relocation costs n.
484	Trade/Economic	görev yeri değişen çalışanın işveren veya devlet kurumunca ödenen masrafları	relocation expenses n.
485	Trade/Economic	avrupa birliği devlet ve hükümet başkanları konseyi	European Council n.
486	Trade/Economic	alacaklı devlet kurumu	government payee n.
487	Trade/Economic	belirli görevleri yerine getirmek üzere kurulmuş devlet dairesi veya makam	agency n.
488	Trade/Economic	bağımsız devlet	free state n.
489	Trade/Economic	bağımsız devlet eylemleri doktrini	acts of state doctrine n.
490	Trade/Economic	bütçe açığına dayalı devlet harcaması	deficit spending n.
491	Trade/Economic	devlet iç borçlanma senetleri (dibs)	government debt securities n.
492	Trade/Economic	devlet borçları	public debts n.
493	Trade/Economic	devlet tahvili	treasury bond n.
494	Trade/Economic	devlet tarafından yönetilen şirket	state-run company n.
495	Trade/Economic	devlet mülkiyeti	state ownership n.
496	Trade/Economic	devlet muhasebesi	administrative accounting n.
497	Trade/Economic	devlet bakanı	secretary of state n.
498	Trade/Economic	devlet kredisi	government credit n.
499	Trade/Economic	devlet tahvili	state bond n.
500	Trade/Economic	devlet emeklilik fonu	state pension fund n.