car. - Turc Anglais Dictionnaire

car.

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Sens de "car." dans le Dictionnaire Turc-Anglais : 1 résultat(s)

Anglais Turc
Abbreviation
car. n. karat

Sens de "car." avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 500 résultat(s)

Anglais Turc
Common Usage
car park n. otopark
Bodrium Hotel&You Spa Bodrum is located 1.6 km from French Tower and offers a free car park.
Fransız Kulesi'ne 1,6 km mesafede yer alan Bodrium Hotel&You Spa Bodrum, ücretsiz otopark hizmeti sunmaktadır.

More Sentences
car n. otomobil
In the case of cars we have an end-of-life vehicle directive.
Otomobiller söz konusu olduğunda ömrünü tamamlamış araçlar yönetmeliğimiz var.

More Sentences
car n. araba
The more enlightened car manufacturers and oil companies are supporting this strategy.
Daha aydın araba üreticileri ve petrol şirketleri bu stratejiyi destekliyor.

More Sentences
General
rent a car n. araç kiralama
Renting a car was the best option.
Araç kiralamak en iyi seçenekti.

More Sentences
police car n. polis arabası
The police car was driving at fairly high speed.
Polis arabası, oldukça yüksek bir hızla gidiyordu.

More Sentences
car n. oto
Sami is a car wash cleaner.
Sami bir oto yıkama temizleyicisidir.

More Sentences
cable car n. teleferik
I'd like to ride the cable car, but I'm afraid of heights.
Teleferiğe binmek istiyorum ama yükseklikten korkuyorum.

More Sentences
car park n. araba parkı
Dozens of cars are parked in the car park.
Otoparkta düzinelerce araba park etmişti.

More Sentences
car rental n. araba kiralama
Dan was spotted at a local car rental agency.
Dan yerel bir araba kiralama acentesinde görüldü.

More Sentences
freight car n. yük vagonu
After some freight cars were derailed, services were suspended on the Chuo Line.
Bazı yük vagonları raydan çıktıktan sonra, Chuo Hattı'ndaki seferler askıya alındı.

More Sentences
sports car n. spor araba
So you have found a sports car with a fairly powerful engine.
Çok kuvvetli motoru olan bir spor araba buldunuz yani.

More Sentences
sleeping car n. yataklı vagon
Does this train have a sleeping car?
Bu trenin bir yataklı vagonu var mı?

More Sentences
street car n. tramvay
Which is cheaper, the bus or the street car?
Hangisi daha ucuz, otobüs mü yoksa tramvay mı?

More Sentences
car n. araç
That costs a lot of money, of course, and causes a lot of inconvenience for car owners.
Bu elbette çok paraya mal oluyor ve araç sahipleri için çok fazla rahatsızlığa neden oluyor.

More Sentences
race car n. yarış arabası
Who's your favorite race car driver?
En sevdiğin yarış arabası sürücüsü kim?

More Sentences
car key n. araba anahtarı
Give me the car keys.
Araba anahtarlarını bana ver.

More Sentences
car n. vagon
This train is made up of seven cars.
Bu tren yedi vagondan oluşuyor.

More Sentences
car door n. araba kapısı
Tom shut the car door.
Tom arabanın kapısını kapattı.

More Sentences
old car n. hurda
The old car was taken for scrap.
Eski araba hurdaya çıkarıldı.

More Sentences
dining car n. yemekli vagon
The dining car's at the front end of the train.
Yemek vagonu trenin ön tarafında.

More Sentences
car n. araba
The car is not an automatic, and Greece and Italy must therefore now change up to a higher gear.
Araba otomatik değildir ve bu nedenle Yunanistan ve İtalya şimdi daha yüksek bir vitese geçmelidir.

More Sentences
used car n. kullanılmış araba
This used car is as good as new.
Bu kullanılmış araba yenisi kadar iyi.

More Sentences
car wash n. araba yıkama
Let's go to the car wash.
Araba yıkamaya gidelim.

More Sentences
car sales n. araba satışları
Why do we need to have special rules for car dealers and for car sales?
Neden araba satıcıları ve araba satışları için özel kurallara ihtiyacımız var?

More Sentences
luxury car n. lüks araba
Fadil owned several luxury cars.
Fadıl'ın birkaç lüks arabası vardı.

More Sentences
car tyre n. araba lastiği
This contrast was highlighted once again during the debate on car tyres.
Araba lastikleriyle ilgili tartışmalar sırasında bu tezat bir kez daha vurgulanmıştır.

More Sentences
car horn n. araba kornası
Tom heard a car horn beep.
Tom bir araba kornası duydu.

More Sentences
private car n. özel araç
In some states, these vehicles make up over 50% of private cars.
Bazı eyaletlerde bu araçlar özel araçların %50'sinden fazlasını oluşturmaktadır.

More Sentences
car stereo n. araba teybi
The car stereo doesn't work.
Arabanın teybi çalışmıyor.

More Sentences
toy car n. oyuncak araba
This toy car runs on batteries.
Bu oyuncak araba pille çalışıyor.

More Sentences
passenger car n. binek otomobili
This stage would be based on limit values and test cycles that currently apply to passenger cars.
Bu aşama, şu anda binek otomobiller için geçerli olan sınır değerlere ve test döngülerine dayanacaktır.

More Sentences
flying car n. uçan araba
I was told the future would have flying cars.
Bana gelecekte uçan arabalar olacağı söylendi.

More Sentences
passenger car n. binek araç
We can therefore rely on the test procedure for passenger cars.
Bu nedenle binek araçlara yönelik test prosedürüne güvenebiliriz.

More Sentences
car crash n. araba kazası
Dan survived the car crash.
Dan araba kazasında hayatta kaldı.

More Sentences
patrol car n. devriye arabası
The police told Tom to sit in the back of the patrol car.
Polis Tom'a devriye arabasının arkasına oturmasını söyledi.

More Sentences
racing car n. yarış otomobili
Tom doesn't have what it takes to be a race car driver.
Tom bir yarış otomobili sürücüsü olmak için gerekenlere sahip değildir.

More Sentences
fast car n. hızlı araba
What is the fastest car in the world?
Dünyadaki en hızlı araba nedir?

More Sentences
new car n. yeni araba
So it is hard to arrange finance for the new cars.
Bu nedenle yeni arabalar için finansman ayarlamak zor.

More Sentences
car thief n. araba hırsızı
While in jail, Tom befriended John, an infamous car thief.
Hapisteyken, Tom nam salmış bir araba hırsızı olan John ile arkadaş oldu.

More Sentences
driving car n. araba kullanma
Tom isn't used to driving a left-hand drive car.
Tom soldan direksiyonlu bir araba kullanmaya alışık değildir.

More Sentences
electric car n. elektrikli araba
Electric cars are getting popular.
Elektrikli arabalar giderek popülerleşiyor.

More Sentences
car radio n. araba radyosu
Tom turned on the car radio.
Tom araba radyosunu açtı.

More Sentences
driverless car n. sürücüsüz araba
Driverless cars are now widely in use.
Sürücüsüz arabalar artık yaygın olarak kullanılıyor.

More Sentences
car factory n. araba fabrikası
Mary is making spare parts in a car factory.
Mary bir araba fabrikasında yedek parça yapıyor.

More Sentences
two-car garage n. iki arabalık garaj
It is quite common in North America for homes to have a one or two-car garage.
Kuzey Amerika'da evlerin bir veya iki arabalık garaja sahip olması oldukça yaygındır.

More Sentences
drive a car v. araba kullanmak
You must have a driver's license before you can drive a car.
Araba kullanabilmeniz için önce ehliyetinizin olması gerekir.

More Sentences
start the car v. arabayı çalıştırmak
John started the car.
John arabayı çalıştırdı.

More Sentences
steal a car v. araba çalmak
I stole a car.
Bir araba çaldım.

More Sentences
lose control of (the car) v. arabanın kontrolünü kaybetmek
Tom lost control of his car.
Tom arabasının kontrolünü kaybetti.

More Sentences
rent a car v. araba kiralamak
Tom had to rent a car.
Tom bir araba kiralamak zorunda kaldı.

More Sentences
fix the car v. arabayı tamir etmek
I fixed the car yesterday.
Dün arabayı tamir ettim.

More Sentences
go by car v. arabayla gitmek
Why don't we go by car?
Arabayla gitsek.

More Sentences
sell car v. araba satmak
He is engaged in selling cars.
Araba satmakla uğraşıyor.

More Sentences
hire a car v. araba kiralamak
She could also hire a car.
O da bir araba kiralayabilirdi.

More Sentences
wash the car v. arabayı yıkamak
My father got me to wash the car.
Babam bana arabayı yıkattı.

More Sentences
come by car v. arabayla gelmek
I'll come by car.
Arabayla geleceğim.

More Sentences
by car adv. arabayla
It only takes thirty minutes by car.
Arabayla sadece otuz dakika sürüyor.

More Sentences
Colloquial
rent a car v. araba kiralamak
Tom didn't have enough money to rent a car.
Tom'un araba kiralamak için yeterli parası yoktu.

More Sentences
stop the car interj. arabayı durdur
How about stopping the car and taking a rest?
Arabayı durdurup dinlenmeye ne dersin?

More Sentences
General
car park n. park
prowl car n. polis arabası
rent a car service n. araba kiralama servisi
crashing car n. çarpışan oto
tank car n. tank
baby car seat n. bebek arabası koltuğu
car pool n. araba parkı
freight car n. eşya vagonu
squad car n. polise ait devriye arabası
logging car n. tomruk vagonu
man who repairs car hoods n. kaportacı
car hire n. araba kiralama
trolley car n. tramvay arabası
scout car n. keşif aracı
dining car n. diner
refrigerator car n. frigorifik vagon
car bomb n. arabaya yerleştirilen bomba
cable car n. kablo ile çekilen araba
parlor car n. rahat koltuklu vagon
passenger car n. binek arabası
car mechanic n. araç mekaniği
camera car n. şaryo
car body firm n. otomobil karoser firması
car n. yolcu taşıyan herhangi bir aracın bölmesi
cable car n. bir kabloya tutturulmuş ve onun vasıtasıyla hareket eden büyük kabin
official car n. makam aracı
baby car chair n. bebek araba koltuğu
mail car n. posta vagonu
motor car insurance n. araba sigortası
baggage car n. furgon
estate car n. steyşın
car assembly plant n. otomobil montaj firması
racing car n. yarış arabası
motor car n. otomotris
dining car n. vagon restoran
touring car n. gezinti arabası
car company n. otomobil firması
car racing n. araba yarışı
car n. kabin
car lifter n. kriko
car licence n. otomobil ruhsatı
armoured car n. zırhlı araba
passenger car n. yolcu arabası
car park n. park yeri
observatin car n. yolcuların etrafı seyretmelerine uygun, geniş pencereli vagon
railway car n. vagon
car body n. oto gövdesi
car heater n. oto kaloriferi
stunt car n. çarpışan araba
car owner n. araba sahibi
sport car n. spor araba
car holder n. arabalarda telefon vb koymak için kullanılan tutacak
buffet car n. vagon restoran
car wash n. oto yıkama yeri
car battery n. otomobil aküsü
mine car n. ocak arabası
official car n. resmi araç
official car n. makam arabası
palace car n. saray arabası
car sickness n. yol tutması (dolayısıyla kusma
motor car n. motris
car n. makine
multistorey car park n. otopark
car body n. otomobil karoseri
patrol car n. ekip otosu
baggage car n. yük vagonu
wrecking car n. enkaz arabası
trolley car n. tramvay
delivery car n. kamyonet
rental car n. kiralık otomobil
passenger car n. yolcu vagonu
rail car n. vagon
mail car n. posta arabası
car bumper n. tampon
hire car n. kiralık vagon
car selling n. galericilik
car rentals n. araba kiralamaları
car phone n. araç telefonu
saloon car n. sedan
car glass n. araba camı
car door n. araç kapısı
getaway car n. çalıntı araba
car lighter n. araba çakmağı
car fleet n. araç filosu
car wash n. araç yıkama
car travel n. araba seyahati
car travel n. araba yolculuğu
car cover n. araba örtüsü
car lighter n. araç çakmağı
car phone n. araba telefonu
private car n. özel araba
car audio n. araba teybi
private car n. binek otomobili
private car n. binek otomobil
car modification n. araba modifiyesi
car industry n. otomobil sanayi
car sector n. otomobil sektörü
car industry n. otomobil sektörü
saloon car n. sedan araba
car park mafia n. otopark mafyası
car washer n. araba yıkayıcısı
car lighter n. araba sigara çakmağı
car seller n. araba satıcısı
car paint n. araba boyası
passenger car n. binek aracı
waste car n. pert araç
waste car n. ıskarta (otomobil)
scrap car n. pert araç
scrap car n. pert otomobil
scrap car n. ıskarta (otomobil)
waste car n. pert otomobil
car ferry n. araba vapuru
car n. vagonet
commercial car n. ticari araba
car upholstery n. araba döşemesi
dining car n. lokanta bölmesi
battery-operated car n. akülü araba
battery-powered car n. akülü araba
battery-operated car n. akü ile çalışan araba
battery-powered car n. akü ile çalışan araba
car-key n. araç anahtarı
high-quality car n. lüks araba
dining-car n. yemekli vagon
multi-storey car park n. çok katlı otopark
multi-storey car park n. katlı otopark
old junky car n. külüstür araba
natural gas operated car n. doğal gazlı araba
car n. ingiltere'de tekerlekli, motorlu veya motorsuz kara taşıma aracı
motor car n. otomobil
private car n. yolcu vagonu
restaurant car n. yemekli vagon
motor car traffic n. otomobil trafiği
lift-car door n. asansör kabin kapısı
freight car n. vagon
railroad car n. vagon
underground car park n. zemin altı otopark
underground car park n. yeraltı otopark
a broken down car n. bozuk araba
stock-car racing n. çarpışan araba yarışı
stock-car racing n. arabaların birbirlerine çarparak yarıştıkları yarış
car seller n. oto satıcısı
car seller n. otomobil satıcısı
car care service n. araba bakım servisi
patrol car n. devriye aracı
top model car n. son model araba
patrol car n. polis arabası
family car n. aile arabası
slightly used car n. az kullanılmış araba
car of the year n. senenin aracı
car of the year n. yılın aracı
car addiction n. otomobil bağımlılığı
car top n. araba tavanı
bumper car n. çarpışan oto
model car collection n. model araba koleksiyonu
junk car n. hurda araba
bridal car n. gelin arabası
police car siren n. polis sireni
car racer n. otomobil yarışçısı
car racer n. araba yarışçısı
car tent n. araba çadırı
car shelter n. araba çadırı
car deck n. araba güvertesi
passenger car rental n. binek araç kiralama
commercial car rental n. ticari araç kiralama
car free day n. otomobilsiz gün
car free day n. otomobilsiz kent günü
vintage car n. klasik araba
car designer n. araba tasarımcısı
car graveyard n. araba mezarlığı
car chase n. araba takibi
a white car n. beyaz bir araba
police car n. polis otosu
armor-plated car n. zırhlı araç
armored car n. zırhlı araç
armor-plated car n. zırhlı araba
armored car n. zırhlı araba
mule car n. katır arabası
parked car n. park halindeki araba
parked car n. park edilmiş araba
armored car n. zırhlı vagon
club car n. salonlu vagon
coal car n. kömür vagonu
lounge car n. salonlu vagon
bumper car n. çarpışan araba
dodgem car n. çarpışan araba
stalled car n. istop etmiş araba
car-sharing n. ortaklaşa binme
car-sharing n. aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması
car-sharing n. otomobil ortak kullanımı
car steering wheel n. araba direksiyonu
car surfing n. bisiklet sürücüsünün diğer araçların tamponuna asılarak gitmesi
solar car n. güneş arabası
compact car n. küçük ve ekonomik aile arabası
new car n. sıfır araba
car park attendant n. otoparkçı
car park owner n. otoparkçı
car park owner n. otopark sahibi
car park attendant n. otopark görevlisi
car window film n. cam filmi
car crash n. araba çarpması
car hit n. araba çarpması
car seat cushion n. araba koltuğu minderi
car seat pad n. araba koltuğu minderi
cable car station n. telesiyej hattı
chauffeur- driven car n. özel şoförlü araba
sleeper car [us] n. sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
q-car [uk] n. sıradan görünüşünün aksine çok yüksek motor gücüne sahip araç
car charger n. çakmak şarj
opening car n. öncü araç
zero car n. öncü araç
town car n. limuzin
car breakdown n. araba arızalanması
car breakdown n. araba arızası
car breakdown n. araba bozulması
baby car seat n. bebek araba koltuğu
runaway car n. kaçan araba
runaway car n. suçluların kaçtığı araba
runaway car n. kaçış arabası
car title n. araç ruhsatı
car title n. araba ruhsatı
multi storey car park n. çok katlı kapalı otopark
pace car n. güvenlik aracı
safety car n. güvenlik aracı
safety car n. formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç
pace car n. formula 1 gibi yarışlarda kaza durumlarında piste girip güvenlik sağlamak amacıyla yarışçıların hızlarını ayarlayan araç
baby car seat n. araç için bebek koltuğu
car enthusiast n. araba sevdalısı
driverless car n. şoförsüz araba
radio car n. telsiz ile donatılmış polis arabası
car n. balık ve ıstakoz saklanan kutu
car port n. iki yanı açık garaj
car boot sale n. araba bagajında yapılan satış
car boot sale n. bit pazarı
tumble car n. kağnı
tumble car n. yük arabası
governess car n. dingil akslı ve iki koltuklu araba
tumble car n. dingil akslı ve iki koltuklu araba
new car smell n. yeni araba kokusu
new car smell n. sıfır araba kokusu
car mat n. araba paspası
jaunting car n. (atların çektiği) bir tür gezinti arabası
jaunty car n. (atların çektiği) bir tür gezinti arabası
rented car n. kiralanmış araba
horse car n. at arabası
horse car n. at taşıma aracı
demonstration car n. satış bayisinin çalışanları tarafından sürülen veya test sürüşü için kullanılan yeni araba
getaway car n. suçluların suç mahallinden çabuk kaçabilmesi için çalışır durumda bırakılan araba
ghost car [canada] n. gizli polis aracı
ghost car [canada] n. sivil polis aracı
grip car n. teleferik
hire car n. kiralık araba
hired car n. kiralık araba
armored cash transport car n. zırhlı para taşıma aracı
jaunting car n. irlanda'ya özgü bir at arabası
jaunty car n. irlanda'ya özgü bir at arabası
radio-controlled car n. uzaktan kumandalı araç
drawing-room car n. günlük yolculuklarda kullanılan ve bireysel koltuklar için ekstra ücret ödenen yolcu vagonu
parlour car n. günlük yolculuklarda kullanılan ve bireysel koltuklar için ekstra ücret ödenen yolcu vagonu
pedal car n. pedallı araba
first-class car n. birinci sınıf araç
undercover car [uk] n. sivil polis aracı
unmarked car [uk] n. sivil polis aracı
slot car n. elektrikli oyuncak yarış arabası
car trouble n. araba arızası
repair a car v. araba tamir etmek
sleep in the car v. arabada uyumak
gun the car up v. gaza basmak
drive a car v. otomobil kullanmak
have a car accident v. araba çarpmak
rent a car v. araç kiralamak
run the car v. arabayı çalıştırmak
(a car) to hit v. araba çarpmak
get out (the car) v. arabadan inmek
leave the car v. aracı terk etmek
take the car in for service v. servise bırakmak (arabayı)
take the car in for service v. arabayı servise götürmek
take (someone) to (somewhere) by car v. arabayla bırakmak
take the car in for service v. servise götürmek (arabayı)
hit a car coming in the opposite direction v. karşı yönden gelen arabaya çarpmak
abandon the car v. aracı terk etmek
get in (the car) v. arabaya binmek
wait (for someone) in the car v. arabada beklemek
take the car in for service v. arabayı servise bırakmak
hit a car coming in the opposite direction v. karşı yönden seyreden arabaya çarpmak
collide with a car v. araba ile çarpışmak
start the car v. araba çalıştırmak
pile into (the car) v. arabaya doluşmak
turn the car key v. kontağı çevirmek
get out the car v. araçtan inmek
get out of the car v. araçtan inmek
manage a car-park v. otopark işletmek
run a car-park v. otopark işletmek
enter a stranger's car v. bir yabancının arabasına binmek
come out unharmed from an overturned car v. takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak
come out scot-free from an overturned car v. takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak
come out uninjured from an overturned car v. takla atan araçtan burnu bile kanamadan kurtulmak
come out unharmed from an overturned car v. takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak
come out uninjured from an overturned car v. takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak
come out scot-free from an overturned car v. takla atan araçtan burnu bile kanamadan çıkmak
drive a car v. araba sürmek
(car) hit the pole v. (araba) direğe çarpmak
check the car v. aracı incelemek
check the car v. arabayı incelemek
change the engine/motor oil of the car v. yağını değiştirmek
key the car v. (anahtarla vb.) arabayı çizmek
pull the car over v. arabayı kenara çekmek
roll up the window (of a car) v. (araba) camı kapamak
roll down window (of a car) v. (araba) pencereyi indirmek
roll down window (of a car) v. (araba) camı açmak
roll up the window (of a car) v. (araba) pencereyi kapamak
roll down window (of a car) v. (araba) camı indirmek
make a car accident v. araba kazası yapmak
have a car accident v. araba kazası yapmak
be brought to the er following a car accident v. bir araba kazasının ardından acile getirilmek
fuel the car up v. arabaya benzin/yakıt koymak/almak
go to someone's house on the pretense of buying their car v. arabasına müşteriymişim gibi evine gitmek
wait in the car v. arabada beklemek
drive a car/bus v. direksiyon sallamak
dispatch a squad car v. bir devriye arabası göndermek
drive the car too fast v. arabayı çok hızlı sürmek
run back to the car v. geri arabaya koşmak
run back to the car v. arabaya geri koşmak
put the bags in the car v. çantaları arabaya koymak
get the car back v. arabayı geri almak
get out the car v. arabandan inmek
go out the car v. arabandan inmek
put gasoline on someone's car v. birinin arabasına benzin koymak
have a car v. arabası olmak
have a car v. altında araba olmak
lose control of one's car v. arabasının kontrolünü kaybetmek
lose control of one's car v. arabanın kontrolünü kaybetmek
hear the sound of music coming from a passing car v. yoldan geçen bir arabadan gelen müziğin sesini duymak
ease a car into a narrow space v. arabayı dar/sıkışık bir yere yerleştirmek/park etmek
kill himself in one's car v. kendini arabasında öldürmek
impound the car v. arabayı bağlamak
tow the car to the impound lot v. (polis vb) arabayı bağlamak
roll start a car v. arabayı iterek çalıştırmak
roll start a car v. arabayı vurdurmak
wash someone's car v. birinin arabasını yıkamak
get the car washed v. arabayı yıkatmak
have the car washed v. arabayı yıkatmak
let the car idle v. aracı/arabayı boşta bekletmek
let the car idle v. aracı/arabayı boşa almak
work for a car rental company v. oto kiralamacıda çalışmak
jump out of a moving car v. hareket halindeki bir arabadan atlamak
put a tracker in one's car v. birinin arabasına takip cihazı yerleştirmek
wash a car v. araba yıkamak
come by car v. araba ile gelmek
get on a cable car v. teleferiğe binmek
ride a cable car v. teleferiğe binmek
be run over by a car v. araba tarafından ezilmek
be run over by a car v. arabanın altında kalmak
get the car out of the garage v. arabayı garajdan çıkarmak
take the car out of the garage v. arabayı garajdan çıkarmak
car-sized adj. araba boyutunda
car-sick adj. araba tutması yaşayan
car-sick adj. arabada giderken midesi bulanan
the car is near exit number ... expr. araba … numaralı çıkışın yakınında
the car is near junction number ... expr. araba … numaralı kavşağın yakınında
the car is still under warranty expr. araba halen garanti kapsamı altında
the car skidded expr. araba (bayırda, karda, vs.) kaydı
slo (slovenia) (international car registration) abrev. slovenya
Colloquial
car crash n. başına felaket gelmiş kimse
car crash n. musibete uğramış kimse
car crash n. afetzede
get in the car n. arabaya bin
squad car n. ekip otosu
a passing car n. yoldan geçen bir araba
car note n. araba kredisi
wait in the car v. arabada beklemek
jump in the car v. arabaya atlamak
wrap car around v. arabayı (büyük bir süratle) çarpmak
hey you by the car interj. hey sen arabanın yanındaki
stay in the car expr. arabada kal
like in my car expr. aynı arabamda da olduğu gibi
get your hand off my car expr. çek elini arabamdan
Idioms
the dog that caught the car n. boşluğa düşmüş kimse
the dog that caught the car n. bir şeyi başardıktan sonra ne yapacağını bilemeyen/boşluğa düşen kimse
live out of (one's) car v. arabasında yaşamak
wrap one's car around something v. arabayı (büyük bir süratle) bir yere çarpmak
put a dent in one's car v. birinin arabasını çizmek
Speaking
where is the car? n. araba nerede?
get in the car interj. bin arabaya
where are the car keys? expr. arabanın anahtarları nerde?
is something wrong with your car? expr. arabanıza bir şey mi oldu?
I have a car expr. arabam var
I don't have a car expr. arabam yok
I wonder where I can rent a car expr. acaba nereden araba kiralayabilirim
what is the first thing that should be done when a car starts to skid? expr. araba kaymaya başladığında yapılması gereken ilk şey nedir?
he died like in a car accident or something expr. araba kazasında mı ne ölmüş
don't drive car expr. araba kullanma
the car is in your name expr. araba senin üzerine
step out of the car expr. arabadan çıkın
my car broke down expr. arabam bozuldu
don't load down my car with too many people expr. arabama bir sürü insan doldurma
don't load down my car with too many people expr. arabamı bir sürü insanla doldurma
I got my car painted expr. arabamı boyattım
I had my car painted expr. arabamı boyattım
you put a scratch on my car expr. arabamı çizmişsin
do you have a car? expr. araban var mı?
what model is your car? expr. arabanın markası ne?
what kind of car do you drive? expr. arabanın markası ne?
the car won't start expr. arabanın motorunu çalıştıramıyorum
I'm fixing the car expr. arabayı onarıyorum
hold the car still expr. arabayı sabit tut
have you ever considered selling the car? expr. arabayı satmayı düşündünüz mü?
I'm fixing the car expr. arabayı tamir ediyorum
can your father drive a car? expr. baban araba kullanabiliyor mu?
this car is environment friendly expr. bu araba çevre dostudur
when does your father wash his car? expr. baban arabasını ne zaman yıkar?
this car runs on gas expr. bu araba benzinle çalışıyor/çalışır
when does your father wash his car? expr. baban arabasını ne zaman yıkıyor?
I bought a car expr. ben araba aldım
whose car is it? expr. bu araba kimin?
can your father drive a car? expr. baban araba kullanabilir mi?
I bought a car expr. ben bir araba satın aldım
stop the car expr. durdur arabayı
I forgot my cell phone in the car expr. cep telefonumu arabada unutmuşum
I drove a car for the first time expr. ilk kez araba sürdüm
I drove a car for the first time expr. ilk kez araba kullandım
that's what I call a car expr. işte ben buna araba derim
whose car is it? expr. kimin bu araba?
our neighbor's car was stolen expr. komşumuzun arabası çalındı
whose car is that? expr. o araba kimin?
please move your car out of the road expr. lütfen arabanızı yoldan çekin
is that your car in the lot? expr. otoparktaki sizin arabanız mı?
whose car is this? expr. kimin arabası bu?
whose car is that? expr. şu araba kimin?
is your car new? expr. senin araban yeni mi?
I have the mechanic fix my car expr. tamirciye arabamı tamir ettiririm
I had the mechanic fix my car expr. tamirciye arabamı tamir ettirdim
I left my phone in your car expr. telefonumu arabanda unutmuşum
I bought a new car expr. yeni bir araba aldım
I purchased a new car expr. yeni bir araba aldım
Trade/Economic
car rental company n. araba kiralama şirketi
car business n. araba işi/ticareti
car pool n. aynı şirkette/yerde çalışan ve yakın yerlerde oturan 4-5 kişinin bir hafta birinin bir hafta diğerinin arabasıyla işe gidip gelmesi
rent a car service n. araba kiralama servisi
car loan n. araba kredisi
less than car load lot n. araba yükünden daha eksik kısım
on-car advertising n. araç giydirme reklam