birleşme - Turc Anglais Dictionnaire

birleşme

Sens de "birleşme" dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 105 résultat(s)

Turc Anglais
Common Usage
birleşme joining n.
Collagen is a protein that aids the joining of tissues.
Kolajen, dokuların birleşmesine yardımcı olan bir proteindir.

More Sentences
birleşme union n.
Extremist militia of Muslim activists who demand union with Pakistan are very active here.
Pakistan ile birleşmeyi talep eden Müslüman aktivistlerden oluşan aşırılıkçı milisler burada çok aktiftir.

More Sentences
birleşme merger n.
The number of transnational corporate mergers has risen steadily in recent years.
Ulusötesi şirket birleşmelerinin sayısı son yıllarda giderek artmıştır.

More Sentences
birleşme association n.
Our policy for achieving that is the stabilisation and association process.
Bunu başarmak için uyguladığımız politika istikrar ve birleşme sürecidir.

More Sentences
General
birleşme unification n.
It is proposed amongst other things to raise the age limit for family unification to 24 in the case of marriage.
Diğer hususların yanı sıra evlilik durumunda aile birleşimi için yaş sınırının 24'e yükseltilmesi önerilmektedir.

More Sentences
birleşme confluence n.
Koblenz lies on the confluence of the Rhine and Moselle rivers.
Koblenz, Ren ve Moselle Nehirlerinin birleşme noktasında bulunur.

More Sentences
birleşme integration n.
Integration means inclusion, unification, political, as well as economic, completion.
Entegrasyon, kapsayıcılık, birleşme, siyasi ve aynı zamanda ekonomik tamamlanma anlamına gelir.

More Sentences
birleşme reunion n.
Recruitment is also hampered by restrictions on family reunion, business tells us.
İş dünyası, aile birleşimine getirilen kısıtlamaların da işe alımları engellediğini söylüyor.

More Sentences
birleşme combination n.
The combination of these factors has led to an interesting result.
Bu faktörlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.

More Sentences
Trade/Economic
birleşme merger n.
Competition, however, cannot be used as the sole criterion when assessing the acceptability of a planned merger.
Ancak rekabet, planlanan bir birleşmenin kabul edilebilirliğini değerlendirirken tek kriter olarak kullanılamaz.

More Sentences
birleşme combination n.
The combination of these factors has led to an interesting result.
Bu etmenlerin birleşmesi ilginç bir sonuca neden oldu.

More Sentences
birleşme union n.
Because it represents the hard reflect of people who against the union.
Çünkü bu, birleşmeye karşı olanların sert tepkisini simgeliyor.

More Sentences
Politics
birleşme union n.
There is no chance of a union between the two countries.
İki ülke arasında birleşme şansı yok.

More Sentences
Astronomy
birleşme merger n.
However, mergers also have an impact on employment and social cohesion.
Ancak birleşmelerin istihdam ve sosyal uyum üzerinde de etkisi vardır.

More Sentences
General
birleşme alliance n.
birleşme sexual intercourse n.
birleşme marriage n.
birleşme merging n.
birleşme join n.
birleşme accord n.
birleşme meeting n.
birleşme concrescence n.
birleşme league n.
birleşme joinder n.
birleşme copulation n.
birleşme coalition n.
birleşme concretion n.
birleşme hookup n.
birleşme unity n.
birleşme cohesion n.
birleşme conjunction n.
birleşme juncture n.
birleşme amalgamation n.
birleşme fusion n.
birleşme incorporation n.
birleşme consolidation n.
birleşme coalescence n.
birleşme mixture n.
birleşme concert n.
birleşme mating n.
birleşme contiguity n.
birleşme assembly n.
birleşme mergence n.
birleşme copulating n.
birleşme hook-up n.
birleşme addition n.
birleşme adunation n.
birleşme rally n.
birleşme twinning n.
birleşme unition n.
birleşme esemplasy n.
birleşme jointure n.
birleşme linkage n.
birleşme bland [dialect] [uk] n.
birleşme conjugation n.
birleşme connection n.
birleşme concourse n.
birleşme consertion n.
birleşme consortion n.
birleşme coupling n.
birleşme inosculate n.
birleşme synartesis n.
birleşme synoecism n.
birleşme synoicism n.
birleşme synoecious adj.
Trade/Economic
birleşme absorbition n.
birleşme consolidation n.
birleşme absorption n.
birleşme amalgamation n.
birleşme fusion n.
birleşme integration n.
Law
birleşme adjunction n.
birleşme amalgamation n.
birleşme joining n.
birleşme fusion n.
Technical
birleşme junction n.
birleşme juncture n.
birleşme adhesion n.
birleşme conjunction n.
birleşme mixture n.
birleşme association n.
birleşme cohesion n.
birleşme coalescence n.
birleşme splice n.
birleşme link-up n.
birleşme scaffolding n.
Computer
birleşme associativity n.
birleşme conjunction n.
Telecom
birleşme junction n.
birleşme splicing n.
Construction
birleşme cohesion n.
Medical
birleşme conglutination n.
Food Engineering
birleşme coalescence n.
Physics
birleşme fusion n.
Biochemistry
birleşme conjugation n.
Marine Biology
birleşme coalessence n.
Agriculture
birleşme cohesion n.
Linguistics
birleşme cliticization n.
birleşme conjugation n.
birleşme symphytism n.
Meteorology
birleşme confluence n.
birleşme coalescence n.
Latin
birleşme accessio n.
Archaic
birleşme unitude n.
birleşme complection n.

Sens de "birleşme" avec d'autres termes dans le Dictionnaire Anglais-Turc : 333 résultat(s)

Turc Anglais
General
yeniden birleşme reunion n.
In our opinion, this represents European reunion, not enlargement.
Bize göre bu, Avrupa'nın genişlemesini değil yeniden birleşmesini temsil etmektedir.

More Sentences
yeniden birleşme reunification n.
We will judge your presidency primarily by your achievements in preparing the reunification of our continent.
Başkanlığınızı öncelikle kıtamızın yeniden birleşmesini hazırlama konusundaki başarılarınızla değerlendireceğiz.

More Sentences
Common Usage
birleşme yeri junction n.
cinsel birleşme sexual intercourse n.
birleşme yeri joint n.
General
birleşme değeri valency n.
birleşme noktası commissure n.
birleşme yeri juncture n.
sendikacılıkta uluslararası birleşme international unionism alliance n.
birleşme noktası join n.
cinsel birleşme copulation n.
bir noktada birleşme convergence n.
uluslararası birleşme international unification n.
birleşme (şirket vb) merging n.
birleşme değeri valence n.
birleşme anlaşması merger agreement n.
ikinci birleşme second joint n.
erkeğin, kadının içine gelmediği cinsel birleşme coitus reservatus n.
cinsel birleşme olmadan hamile kalma adosculation n.
cinsel birleşme sexual act n.
birleşme maddeleri articles of incorporation n.
tam birleşme full sexual intercourse n.
cinsel birleşme sexual relationship n.
birleşme yeri commissure n.
(cinsel) birleşme intercourse n.
cinsel birleşme coitus n.
cinsel birleşme coition n.
uygunsuz birleşme mismatching n.
birleşme çizgisi suture n.
tam cinsel birleşme full sexual intercourse n.
yeniden birleşme reassociation n.
birleşme noktaları commissures n.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks outercourse n.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks dry sex n.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks dry humping n.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks heavy petting n.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks non-penetrative sex n.
cinsel birleşme olmadan gerçekleştirilen seks petting n.
yeniden birleşme reincorporation n.
ulusal birleşme national unification n.
yeniden birleşme reaffiliation n.
cinsel birleşme union n.
birleşme ve alımlar m and a (mergers and acquisitions) n.
uygun olmayan birleşme misalliance n.
cinsel birleşme mount n.
birleşme noktası junction point n.
cinsel birleşme congress n.
cinsel birleşme conjugality n.
cinsel birleşme conjunction [obsolete] n.
büyüyerek birleşme coadunation n.
büyüyerek birleşme coadunition n.
tek kitlede birleşme concorporation n.
tek vücutta birleşme concorporation n.
doğal birleşme sonucu oluşan birikme concrement n.
cinsel birleşme coupling n.
son ipliğin birleşme noktası fell n.
cinsel birleşme intromission n.
cinsel birleşme possession n.
cinsel birleşme cohabitation n.
makasın tutma halkaları ile sapların birleşme noktası arasındaki bölümlerden her biri shank n.
(şirket) birleşme amalgamation n.
birleşme suretiyle bir araya gelmiş olan şirketler grubunu ayrı şirketlere ayırmak delist v.
değişme veya birleşme sürecinde olmak verge v.
birleşme noktası oluşturmak meet v.
(varilin birleşme yerlerini) hasırotu gibi sazlarla su geçirmez hale getirmek flag v.
cinsel birleşme içermeyen film veya dergi gibi erotik materyal softcore adj.
yarı çıplak veya cinsel birleşme içermeyen film vb softcore adj.
birleşme eğilimi gösteren affinitative adj.
birleşme eğiliminde olan integrative adj.
cinsel birleşme öncesi precopulatory adj.
cinsel birleşme ile ilgili coital adj.
cinsel birleşme içermeyen noncoital adj.
birleşme ile ilgili annexational adj.
birleşme yeri olmayan unjointed adj.
cinsel birleşme içeren (pornografi) hard-core adj.
birleşme öncesi prenuptial adj.
Colloquial
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı precum n.
Idioms
mecburi/zaruri/elzem birleşme a shotgun wedding n.
mücbir sebepten birleşme a shotgun wedding n.
Trade/Economic
birleşme anlaşması acquisition agreement n.
at birleşme düzenlemesi ec merger regulation n.
aralarındaki gümrükleri kaldıran fakat dışa karşı ortak tarifeyi öngörmeyen bir iktisadi birleşme hareketi european free trade association n.
abd dışı birleşme müsaadeleri non-u.s. merger clearances n.
başka şirketlerle arzulanmayan bir birleşme durumunda sahibine bedelinin ödenmesini talep etme hakkı veren tahviller poison put n.
benzer ürün üreten iki firma arasındaki birleşme horizontal merger n.
birleşme teklifi merger bid n.
birleşme ortağı merger partner n.
birleşme tali şirketi merger sub n.
birleşme sırasında ana girişimin diğer firmaya yaptığı iyi niyet ödemesi consolidated good-will n.
birleşme sırasında ana girişimin diğer firmaya yaptığı iyi niyet ödemesi consolidation excess n.
birleşme maddeleri articles of incorporation n.
birleşme sonrası yapılan varlık satışı asset stripping n.
birleşme nedeniyle hisse senetlerinin değiştirilmesi conversion of securities in the merger n.
birleşme sonucu doğan şirket surviving company n.
birleşme ve alımlar mergers and acquisitions n.
birleşme anlaşması merger accord n.
birleşme bedeli merger consideration n.
birleşme ve satın alma merger and acquisition n.
birleşme sonrası post acquisition n.
birleşme sertifikası certificate of merger n.
birleşme öncesi kar profit prior to consolidation n.
birleşme öncesi bildirim şartları pre-merger notification requirements n.
birleşme öncesi bildiri yapma pre-merger notification n.
dikey birleşme vertical merger n.
dikey birleşme vertical combination n.
dikey birleşme vertical integration n.
ekonomik birleşme economic union n.
ekonomik birleşme economic integration n.
füzyon katılma yoluyla birleşme merger n.
eyalet birleşme kanunları state takeover laws n.
hafta sonu yapılan ve kamuoyuna pazartesi duyurulan birleşme merger monday n.
işletme birleşme şekilleri business combinations n.
iktisadi birleşme teorisi economic integration theory n.
katılma suretiyle birleşme absorption merger n.
katılma yoluyla birleşme merger n.
ortak pazar ile veya avrupa topluluğu ile birleşme anlaşması veya tercihli ticaret anlaşması imzalamış olup topluluğa üye olmayan devletler associated state n.
ortağı çıkararak birleşme cash-out merger n.
ortağı çıkararak birleşme squeeze-out merger n.
satın alma ve birleşme sonrasında yapılan varlık satışı asset stripping n.
şirket ya da şirket ortaklarının vergi durumunun değişmediği birleşme tax free merger n.
ticari birleşme business combination n.
yatay birleşme lateral combination n.
yatay birleşme horizontal combination n.
(satın alma yolu ile) ortağı çıkararak birleşme squeeze-out merger n.
(satın alma yolu ile) ortağı çıkararak birleşme cash-out merger n.
birleşme ya da satılma sürecindeki bir şirketin hissesi deal stock n.
aniden ortaya çıkan şirketlerin birbiriyle kurumsal birleşme furyası/dalgası/çılgınlığı merger-mania n.
şirketlerin birbiriyle birleşme ihtiyacı/gereksinimi merger-mania n.
bir birleşme anlaşmasının parçası olarak şirketin hisselerinin diğer şirketin hisseleriyle takas edilmesi stock-for-stock n.
ters birleşme reverse merger n.
ters birleşme reverse takeover n.
abd'de vergi masraflarını azaltmak amacıyla şirket birleşme ve satın almalarıyla gerçekleştirilen bir kurumsal yeniden yapılanma tax inversion n.
abd'de vergi masraflarını azaltmak amacıyla şirket birleşme ve satın almalarıyla gerçekleştirilen bir kurumsal yeniden yapılanma corporate inversion n.
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya sunduğu daha başarılı olma potansiyeli synergism n.
bağımsız kuruluşların birleşme sonucu ortaya çıkardığı başarılı performans synergism n.
birleşme öncesi premerger adj.
birleşme öncesi döneme ait premerger adj.
birleşme nedeniyle by virtue of the merger expr.
Law
katılma suretiyle birleşme absorbition n.
birleşme yasası acts of union n.
cinsel birleşme copulation n.
cinsel birleşme coition n.
cinsel birleşme sex act n.
cinsel birleşme intercourse n.
cinsel birleşme sexual intercourse n.
cinsel birleşme sexual relation n.
cinsel birleşme coitus n.
cinsel birleşme carnal knowledge n.
cinsel birleşme sexual congress n.
cinsel birleşme copula n.
dikey birleşme vertical integration n.
gayrimeşru birleşme illicit cohabitation n.
gayrimeşru birleşme unlawful cohabitation n.
gerçek birleşme real union n.
gizli birleşme machination n.
hakiki birleşme real union n.
hukuki birleşme legal relation n.
karışma ve birleşme confusion and adhesion n.
kişisel birleşme personal union n.
katılma suretiyle birleşme absorption n.
uluslararası birleşme international unification n.
yatay birleşme horizontal integration n.
rekabet hukukunda ilgili makamlardan izin alınmadan birleşme ya da devralma işlemlerinin yapılması gun-jumping n.
Politics
birleşme ve karşılıklı hizmet anlaşması acquisition and cross-servicing agreement (acsa) n.
ab birleşme tüzüğü eu regulation on mergers n.
ayrılık/birleşme secession/accession n.
birleşme anlaşması merger treaty n.
birleşme özelliği associativity n.
birleşme antlaşması merger treaty n.
birleşme (füzyon) antlaşması merger treaty n.
birleşme politikası consolidation policy n.
çıkar sağlamak amacıyla kanunsuz olarak birleşme plunder bund n.
geçici birleşme coalition n.
ulusal birleşme konseyi national unification council n.
yasadışı birleşme unlawful combination n.
birleşme sonucu oluşan siyasi kuruluş federation n.
birleşme öncesi preunification adj.
birleşme öncesi döneme ait preunification adj.
Industry
katılma yoluyla birleşme sırasında başka bir şirket tarafından satın alınan şirket mergee n.
Technical
alından birleşme butt joint n.
birleşme yeri joint n.
birleşme kenarı joint edge n.
birleşme yüzeyi joint face n.
birleşme borusu collector n.
birleşme hattı parting joint n.
birleşme hatları butt n.
birleşme hatası bonding fault n.
birleşme noktası vanishing point n.
birleşme değeri valency n.
birleşme mekanizmalarının tork şiddeti torque strength of coupling mechanisms n.
birleşme yarıçapı radius of integration n.
birleşme yeri junction n.
birleşme hattı partition line n.
birleşme hattı parting line n.
birleşme çizgisi/yeri knit line n.
birleşme noktası juncture n.
birleşme eğilimi (kimyasal) elective affinity n.
cıvatalı birleşme bolted connection n.
doğrudan birleşme direct combination n.
elektriksel birleşme uzunluğu electrical engagement length n.
gövde birleşme yüzeyi casing split n.
iki suyun birleşme yeri conflux n.
iki yivli tahtanın birbirine geçmesi ile oluşan birleşme yeri rabbet joint n.
iki yivli tahtanın birbirine geçmesi ile oluşan birleşme yeri rabbet n.
iki parça arasındaki birleşme çizgisi commissure n.
küt birleşme butt joint n.
moleküler birleşme molecular association n.
su ile birleşme direnci hydration resistance n.
su ile birleşme ısısı heat of hydration n.
su ile birleşme hydration n.
türbin gövde flanşları birleşme hattı parting line n.
türbin gövde flanşları birleşme hattı partition line n.
tavan birleşme çıtası roof joint moulding n.
yarı iletken birleşme semiconductor junction n.
yeniden birleşme recombination n.
yüksek birleşme kontağı high recombination rate contact n.
kaynaklanmış küt birleşme jam weld n.
bir dökümdeki birleşme çizgisinin her iki tarafında karşılıklı yer alan metal levha match plate n.
krank piminin eksenini oluşturduğu birleşme yeri wrist n.
malzemelerdeki çatlakları ve birleşme yerlerini düzleştirmek için kullanan alet seamset n.
lehimlenmiş birleşme yeri soldering n.
(boru) birleşme yeri yapmak wipe a joint v.
yeniden birleşme ile ilgili recombinational adj.
Computer
fonksiyonları ve birleşme şekillerini tanımlayan, üst seviye programlama dillerinde kullanılan hesaplama modeli lambda calculus n.
birleşme çizgisi join line n.
birleşme çizgisi açılışı join line popup n.
yeniden birleşme recombination n.
yazma birleşme write combining n.
Telecom
birleşme frekansı fusion frequency n.
birleşme antlaşması merger treaty n.
dikey ve yatay birleşme vertical integration and horizontal integration n.
şebeke tabanlı bilgi için birleşme coalition for networked information n.
uyumlu birleşme consonant combination n.
yatay ve dikey birleşme vertical integration and horizontal integration n.
Electric
yüksek birleşme kontağı high recombination rate contact n.
Mechanic
birleşme yüzü flange n.
kaynayıp birleşme fuse n.
kaynayıp birleşme fuze n.
kurşun borular arasındaki birleşme yerlerini düzelten demir grozing iron n.
Television
kanal birleşme ünitesi aggregation unit n.
Construction
iki kiriş arasındaki dik açılı birleşme yerini güçlendirmek için kullanılan t şeklindeki metal plaka tee-plate n.
iki kiriş arasındaki dik açılı birleşme yerini güçlendirmek için kullanılan t şeklindeki metal plaka t-plate n.
atomsal birleşme tepkiyicisi fusion reactor n.
su ile birleşme hydration n.
düz veya v tabanlı teknelerin tabanı ile yanlarının birleşme yeri chine n.
düz veya v tabanlı teknelerin tabanı ile yanlarının birleşme yerinde sintine boyunca uzanan bir boylamsal bir eleman chine n.
çatının alt tarafıyla birleşme noktasındaki düz çatı kalıbı deck molding n.
Automotive
birleşme kökü root of a joint n.
birleşme noktası junction n.
birleşme yeri yalıtımı seam sealing n.
birleşme yüzeyi faying surface n.
cıvatalı birleşme bolted connection n.
Railway
çitin iki panelinin birbirine takıldığı birleşme yeri lock n.
Aeronautic
birleşme çizgisi connecting line n.
birleşme noktası cusp n.
birleşme noktası confluence point n.
yaklaşma-birleşme confluence n.
Marine
saç levhası birleşme hattı butt n.
manş denizi veya dover boğazı'ndaki savaş zamanında deniz kuvvetleri birleşme noktası olarak kullanılan bir deniz yolu down n.
Medical
birleşme yeri detektörü splice detector n.
birleşme açısı junction angle n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı preseminal fluid n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı cowper's fluid n.
cinsel birleşme coition n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı pre-cum n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı pre-ejaculate n.
cinsel birleşme öncesinde erkeğin cinsel organından gelen renksiz sıvı pre-ejaculatory fluid n.
cinsel birleşme coitus n.
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven accessory hemiazygos vein n.
göğüs omurlarının sol tarafında aşağıya doğru seyrettikten sonra sağa dönerek vena azygos’a ya da bu ven’in vena hemiazigos ile birleşme yerine açılan ven accessory hemiazygous vein n.
ilk cinsel birleşme coitarche n.
kesintili cinsel birleşme (hamileliğin engellenmesi amacıyla) coitus interruptus n.
kesintili cinsel birleşme withdrawal n.
primer birleşme primary union n.
(cinsel) birleşme sonrası postcoital adj.
Anatomy
kafatasının oksipital ve parietal kemikleri arasındaki birleşme çizgisi lamboid suture n.
alın ve yüz kemiği arasındaki birleşme çizgisi transverse suture n.
kafatasında burun kemiği ile alın kemiğinin birleşme noktası nasion n.
burun kemiklerinin birleşme yerinin ucu rhinion n.
tendon ve sinir gibi lifli sert yapıların birleşme yeri communication n.
arka serebral birleşme noktası postcommissure n.
beyinde yer alan çapraz bir birleşme noktası postcommissure n.
Psychology
cinsel birleşme korkusu coitophobia n.
diğerleri ile bütüncül birleşme syntropy n.
birleşme özelliği bulunan associative adj.
Dentistry
diş etlerinin dişle birleşme yerindeki taraklı görünümü festoon n.
diş etleriyle birleşme yerindeki taraklı görünümü vermek için takma diş tabanında yapılan tasarım festoon n.
Math
birleşme kanunu associative law n.
birleşme özelliği associative property n.
birleşme özelliği associativity n.
toplamanın birleşme özelliği associative property of addition n.
Statistics
yatay birleşme horizontal combination n.
Chemistry
birleşme değeri valance n.
birleşme eğilimi affinity n.
birleşme kapasitesine sahip valent n.
farklı iki metalin birleşme yeri thermojunction n.
kimyasal birleşme chemical recombination n.
birleşme oranına göre yarısı anlamı veren ön ek hemi- pref.
Biology
kendiliğinden birleşme self-association n.
cinsel birleşme olmadan üretilen anaphroditic adj.
Biochemistry
yeniden birleşme annealing n.
Botanic
birleşme çizgisi connecting line n.
çok sayıda çim ve hasırotunun yaprak ayası ile kınının birleşme yerinde görülen zarsı sürgün ligula n.
çok sayıda çim ve hasırotunun yaprak ayası ile kınının birleşme yerinde görülen zarsı sürgün ligule n.
tohumlarını bırakmak için tek bir birleşme yerinden ayrılan ve kabuğu sulu veya yumuşak olmayan tek bölmeli meyve follicle n.
Apiculture
alın kemiği birleşme yeri frontal commisure n.
iki organın birbiriyle birleşme yeri commissure n.
Social Sciences
ırksal birleşme savunucusu kimse amalgamationist n.
Literature
yeniden birleşme rejoindure [obsolete] n.
kafiye ve ölçü sistemlerinin sözcükbirimler, birleşme ve duraklama kombinasyonları açısından incelenmesi typology n.
Linguistics
birleşme ekseni axis of combination n.
History
italya'nın kurtuluş ve birleşme dönemi risorgimento n.
(iskoçya) ingiltere ile birleşme sonrası doğan kimseler postnati n.
Religious
birleşme kilisesi unification church n.
ibranice'de birleşme anlamına gelen bir erkek ismi levi n.
Environment
ekvatoryal birleşme zonu equatorial convergence zone n.
Geography
rusya'da oka ve idil nehirlerinin birleşme bölgesinde bulunan liman şehri nizhni novgorod n.
rusya'da oka ve idil nehirlerinin birleşme bölgesinde bulunan liman şehri nizhniy novgorod n.
rusya'da oka ve idil nehirlerinin birleşme bölgesinde bulunan liman şehri nizhnyi novgorod n.
birleşme yeri infall n.
Geology
alp birleşme zonu alpine convergence zone n.
Photography
boyalarla birleşme sağlayan bir kimyasalla işlemek mordant v.
Archaic
yeniden birleşme reioyndure [obsolete] n.
birleşme yeri close n.
Engineering
dairesel birleşme yeriyle bağlı iki cetvelden oluşan bir alet isograph n.
Slang
cinsel birleşme içeren pornografi türü hard core n.
cinsel birleşme poontang n.
cinsel birleşme nookie n.
cinsel birleşme nooky n.
cinsel birleşme rumpo n.
cinsel birleşme olmadan sevişmek dry-hump v.
British Slang
anal birleşme back scuttle n.
Metallurgy
normal birleşme yasalarına göre birleşmiş birkaç kristalden meydana gelmiş gibi görünen bir kristal compound crystal n.