|
Catégorie |
Turc |
Anglais |
|
General |
|
1 |
General |
bir yeminin belirlenmiş biçimi |
set form of an oath n.
|
|
2 |
General |
bir dağın zirvesi vb gibi harita üzerinde belirlenmiş bir yükseklik |
spot height n.
|
|
3 |
General |
belirlenmiş görev |
mission n.
|
|
4 |
General |
şekil ve kullanılış tarzı belirlenmiş ilahi |
cantus firmus n.
|
|
5 |
General |
önceden belirlenmiş sonuç |
fix n.
|
|
6 |
General |
daha önceden belirlenmiş olan standartları karşılama |
living up to n.
|
|
7 |
General |
bir taşıtın izlediği belirlenmiş rota |
path n.
|
|
8 |
General |
belirlenmiş süre |
set period n.
|
|
9 |
General |
önceden belirlenmiş tarih |
predetermined time n.
|
|
10 |
General |
önceden programlanmış/belirlenmiş randevu sistemi |
pre-scheduled appointment system n.
|
|
11 |
General |
belirlenmiş/belirlenen alan |
designated area n.
|
|
12 |
General |
bir devlet kurumu tarafından belirlenmiş, nesli tükenmekte olan bitki ya da hayvan türü |
candidate species n.
|
|
13 |
General |
bir eylem için belirlenmiş dönem, saat veya tarih |
termtime [scottish] n.
|
|
14 |
General |
bir makamda çalışmaya müsaade edilen, önceden belirlenmiş hizmet süresi |
term limit n.
|
|
15 |
General |
işvereni tarafından önemli bir pozisyon için yedek olarak belirlenmiş çalışan |
key employee n.
|
|
16 |
General |
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulduğu ve sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer |
mail drop n.
|
|
17 |
General |
gizli haberleşme materyallerinin veya yasadışı malların tutulup sonrasında hemen elden çıkarıldığı önceden belirlenmiş yer |
maildrop n.
|
|
18 |
General |
bir oyuncunun sahnedeki veya setteki önceden belirlenmiş konumunu gösteren bant parçası veya tebeşir çizgisi |
mark n.
|
|
19 |
General |
oyunda taşın oynanabileceği belirlenmiş hamle |
move n.
|
|
|
20 |
General |
bir grup kişinin sırayla ziyaret ettiği belirlenmiş güzergah |
circuit n.
|
|
21 |
General |
bir etkinlik için özel belirlenmiş gün |
diet [scotland] n.
|
|
22 |
General |
her şeyin kaderle önceden belirlenmiş olduğunu savunan doktrin |
fatalism n.
|
|
23 |
General |
kilise takviminde belirlenmiş özel günler |
feast n.
|
|
24 |
General |
belirlenmiş olma |
fixedness n.
|
|
25 |
General |
belirlenmiş koşul |
ordinance n.
|
|
26 |
General |
belirlenmiş zaman dilimi |
particular date n.
|
|
27 |
General |
önceden belirlenmiş amaç |
predetermination n.
|
|
28 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
seaward launch point n.
|
|
29 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
seaward recovery point n.
|
|
30 |
General |
önceden belirlenmiş |
predetermined adj.
|
|
31 |
General |
fiyatı belirlenmiş |
valorised adj.
|
|
32 |
General |
fiyatı belirlenmiş |
valorized adj.
|
|
33 |
General |
önceden belirlenmiş |
prespecified adj.
|
|
34 |
General |
önceden belirlenmiş |
foregone adj.
|
|
35 |
General |
önceden belirlenmiş |
cut-and-dried adj.
|
|
36 |
General |
belirlenmiş bir şekilde sahip olan |
shapen adj.
|
|
37 |
General |
yasalarla belirlenmiş |
laid down by the laws adj.
|
|
38 |
General |
kanunlarla belirlenmiş |
laid down by the laws adj.
|
|
39 |
General |
önceden belirlenmiş |
preestablished adj.
|
|
40 |
General |
sınırları belirlenmiş |
bordered adj.
|
|
41 |
General |
önceden yazılmış/belirlenmiş (kader) |
preordained adj.
|
|
42 |
General |
sabit üst limit belirlenmiş |
capitated adj.
|
|
43 |
General |
kurallarla belirlenmiş ve nominal |
basic adj.
|
|
44 |
General |
net bir şekilde belirlenmiş |
black-and-white adj.
|
|
45 |
General |
soruşturmayla belirlenmiş |
determined adj.
|
|
46 |
General |
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine ait veya ilgili |
instalment adj.
|
|
47 |
General |
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine dayanan |
instalment adj.
|
|
48 |
General |
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesini içeren |
instalment adj.
|
|
49 |
General |
kesin olarak belirlenmiş |
pinpoint adj.
|
|
50 |
General |
önceden belirlenmiş |
fateful adj.
|
|
51 |
General |
sözleşmeyle belirlenmiş |
contract adj.
|
|
52 |
General |
geleneğin aksine sözleşmeyle belirlenmiş (kadro türü) |
conventionary adj.
|
|
53 |
General |
(kader) önceden belirlenmiş |
preordinate [obsolete] adj.
|
|
54 |
General |
geri dönülemez şekilde belirlenmiş, son sözü söylenmiş |
sealed adj.
|
|
55 |
General |
önceden belirlenmiş |
preordained adj.
|
|
56 |
General |
önceden belirlenmiş/belirli bir süre sonrasında |
beyond a predetermined period adv.
|
|
57 |
General |
gazın mevcut olduğu belirlenmiş anlamını veren bir ön ek |
phys- pref.
|
|
58 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin sahile ilerleyip operasyon düzenlemek üzere intikal edeceği kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
slp (seaward launch point) abrev.
|
|
59 |
General |
özel harekat kuvvetlerinin hücum sonrası müdafaa yerine geri dönmek üzere kullanacağı kıyı açıklarında belirlenmiş konum |
srp (seaward recovery point) abrev.
|
|
|
Colloquial |
|
60 |
Colloquial |
bazı avustralya eyaletleri arasında tel örgüyle belirlenmiş sınır |
rabbit-proof fence n.
|
|
61 |
Colloquial |
belirlenmiş yerler |
designated places n.
|
|
62 |
Colloquial |
zamanı belirlenmiş bir şeyi olmak |
have something doing v.
|
|
63 |
Colloquial |
zamanı belirlenmiş bir şeyi olmak |
have something on v.
|
|
64 |
Colloquial |
kimliği doğru bir şekilde tespit edilmiş/belirlenmiş |
nailed adj.
|
|
65 |
Colloquial |
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uymayan |
off message expr.
|
|
66 |
Colloquial |
belirlenmiş olan plandan, görüşten, fikirden sapmış |
off message expr.
|
|
67 |
Colloquial |
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uygun |
on message expr.
|
|
68 |
Colloquial |
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre sadık |
on message expr.
|
|
Idioms |
|
69 |
Idioms |
belirli/önceden belirlenmiş bir düzen alınarak yapılan savaş |
a pitched battle n.
|
|
70 |
Idioms |
önceden belirlenmiş bir fiyat |
a set price n.
|
|
71 |
Idioms |
belirlenmiş kurallara göre hareket etmek ve düşünmek |
color inside the lines v.
|
|
72 |
Idioms |
belirlenmiş kurallara göre hareket etmek ve düşünmek |
colour inside the lines v.
|
|
73 |
Idioms |
belirlenmiş bir ölçeğe göre |
to scale adv.
|
|
Trade/Economic |
|
74 |
Trade/Economic |
piyasa fiyatı önceden belirlenmiş bir düzeye ulaştığında piyasaya yavaş yavaş sunulan devlet tahvili |
tap n.
|
|
75 |
Trade/Economic |
belirlenmiş emeklilik planı |
defined benefit pension plan n.
|
|
76 |
Trade/Economic |
belirlenmiş katkı planı |
defined contribution plan n.
|
|
77 |
Trade/Economic |
belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri |
defined benefit obligation based on present value n.
|
|
78 |
Trade/Economic |
belirlenmiş yükleme limanı |
named port of shipment n.
|
|
79 |
Trade/Economic |
belirlenmiş şartlar |
specified requirement n.
|
|
80 |
Trade/Economic |
belirlenmiş tarih |
designated date n.
|
|
81 |
Trade/Economic |
belirlenmiş müdahale fiyatı |
derived intervention price n.
|
|
82 |
Trade/Economic |
belirlenmiş sermaye |
declared capital n.
|
|
83 |
Trade/Economic |
belirlenmiş fayda modeli |
defined benefit model n.
|
|
84 |
Trade/Economic |
belirlenmiş tazminat yükümlülüğünün bugünkü değeri |
present value of defined benefit obligation n.
|
|
85 |
Trade/Economic |
belirlenmiş konut |
elected domicile n.
|
|
86 |
Trade/Economic |
belirlenmiş olan taban fiyat |
floor price n.
|
|
87 |
Trade/Economic |
belirlenmiş tazminat yükümlülüğü |
defined benefit obligation n.
|
|
88 |
Trade/Economic |
belirlenmiş karışma bedeli |
derived intervention price n.
|
|
89 |
Trade/Economic |
belirlenmiş senaryolar ile mağazaları müşteriymiş gibi ziyaret edip genel anlamda sergilenen tutumu raporlayan kişi |
secret shopper n.
|
|
90 |
Trade/Economic |
belirlenmiş senaryolar ile mağazaları müşteriymiş gibi ziyaret edip genel anlamda sergilenen tutumu raporlayan kişi |
mystery shopper n.
|
|
91 |
Trade/Economic |
belirlenmiş senaryolar ile mağazaların müşteriymiş gibi ziyaret edilerek sergilenen tutumun raporlanması |
secret shopping n.
|
|
92 |
Trade/Economic |
belirlenmiş senaryolar ile mağazaların müşteriymiş gibi ziyaret edilerek sergilenen tutumun raporlanması |
mystery shopping n.
|
|
93 |
Trade/Economic |
belirlenmiş fayda esaslı planlar |
defined benefit plans n.
|
|
94 |
Trade/Economic |
belirlenmiş varış limanı |
named port of destination n.
|
|
95 |
Trade/Economic |
belirlenmiş katkı modeli |
defined contribution model n.
|
|
96 |
Trade/Economic |
belirlenmiş tazminat borcu |
defined benefit liability n.
|
|
97 |
Trade/Economic |
borçlu tarafın hesabından alacaklı tarafın hesabına belirlenmiş bir tarihte yapılan otomatik ödeme |
preauthorized debit n.
|
|
98 |
Trade/Economic |
borsada belirlenmiş bulunan en düşük fiyat |
limit down n.
|
|
99 |
Trade/Economic |
değeri belirlenmiş hisse |
appraisal share n.
|
|
100 |
Trade/Economic |
değişken oranlı borç senetlerinde faiz oranı için belirlenmiş üst sınır |
cap n.
|
|
101 |
Trade/Economic |
değeri belirlenmiş sigorta |
valued insurance n.
|
|
102 |
Trade/Economic |
devlet ya da piyasaya hakim firmaca belirlenmiş fiyat |
administered price n.
|
|
103 |
Trade/Economic |
mahkeme tarafından belirlenmiş borç |
judgement debt n.
|
|
104 |
Trade/Economic |
önceden belirlenmiş asgari fiyat |
reserved price n.
|
|
105 |
Trade/Economic |
önceden belirlenmiş masraf |
predetermined cost n.
|
|
106 |
Trade/Economic |
önceden belirlenmiş fiyattan hisse alma hakkı |
share call options n.
|
|
107 |
Trade/Economic |
önceden belirlenmiş fiyattan satınalma hakkı |
call options n.
|
|
108 |
Trade/Economic |
önceden belirlenmiş maliyet |
predetermined cost n.
|
|
109 |
Trade/Economic |
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi |
initial contract duration n.
|
|
110 |
Trade/Economic |
sözleşmede herhangi bir yenileme yapmadan önce belirlenmiş olan asıl sözleşme süresi |
initial term of the contract n.
|
|
111 |
Trade/Economic |
vadesinden önce bir varlığın önceden belirlenmiş bir fiyattan satılması |
put option n.
|
|
112 |
Trade/Economic |
önceden belirlenmiş satış hedefini geçen satış temsilcisine verilen prim |
sales incentive n.
|
|
113 |
Trade/Economic |
fiyatına göre belirlenmiş ticari ürün kategorisi |
price bracket n.
|
|
114 |
Trade/Economic |
fazla/aşırı belirlenmiş |
overdetermined adj.
|
|
115 |
Trade/Economic |
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine ait veya ilgili |
installment adj.
|
|
116 |
Trade/Economic |
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesine dayanan |
installment adj.
|
|
117 |
Trade/Economic |
toplamın önceden belirlenmiş yüzdesini içeren |
installment adj.
|
|
Law |
|
118 |
Law |
meşru bir vasiyete ve geçerli kanunlara uygun olarak belirlenmiş halefiyet |
testamentary succession n.
|
|
119 |
Law |
fahişelerin tutuklanmadan çalışabilecekleri belirlenmiş alan |
tolerance zone n.
|
|
120 |
Law |
belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart |
abandonment clause n.
|
|
121 |
Law |
kanun veya anlaşma hükmüyle önceden belirlenmiş olmayıp olaya göre ikamesi mümkün olan her türlü yasal delil |
casual evidence n.
|
|
122 |
Law |
konusu belirlenmiş olan borç |
determinate obligation n.
|
|
123 |
Law |
terk şartı. belirlenmiş şartların gerçekleşmesinde sigortalının gemiyi sigortacıya terkine dair şart |
abandonment clause n.
|
|
124 |
Law |
yasada belirlenmiş süre |
period stated by law n.
|
|
125 |
Law |
yasada belirlenmiş süre |
period fixed by law n.
|
|
126 |
Law |
yasada belirlenmiş süre |
period fixed by judge n.
|
|
127 |
Law |
yasada belirlenmiş süre |
period fixed by code n.
|
|
128 |
Law |
(yerleşim, maden işletme hakkı) sınırları resmen belirlenmiş arazi parçası |
location n.
|
|
129 |
Law |
yasal olarak belirlenmiş yargı bölgesi |
circuit n.
|
|
Politics |
|
130 |
Politics |
politik amaçlarla belirlenmiş alan |
division n.
|
|
131 |
Politics |
kurallarla belirlenmiş |
prescribed adj.
|
|
132 |
Politics |
belirlenmiş süre zarfında |
during the considered period expr.
|
|
133 |
Politics |
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre uygun/uymayan |
on/off message expr.
|
|
134 |
Politics |
belirlenmiş olan plana, görüşe, fikre sadık/belirlenmiş olan plandan, görüşten, fikirden sapan |
on/off message expr.
|
|
Insurance |
|
135 |
Insurance |
belirlenmiş katkı modeli |
defined contribution model n.
|
|
136 |
Insurance |
belirlenmiş fayda modeli |
defined benefit model n.
|
|
Technical |
|
137 |
Technical |
dünya yüzeyinde önceden belirlenmiş bir nokta |
checkpoint n.
|
|
138 |
Technical |
önceden belirlenmiş bir değere ayarlanabilen tork sınırlama mekanizmasına sahip somun anahtarı |
torque spanner n.
|
|
139 |
Technical |
belirlenmiş madde |
designated substance n.
|
|
140 |
Technical |
belirlenmiş zaman röleleri |
specified time relays n.
|
|
141 |
Technical |
belirlenmiş düşük sıcaklık özellikleri |
specified low temperatures properties n.
|
|
142 |
Technical |
deney yükü değerleri belirlenmiş somunlar |
nuts with specified proof load values n.
|
|
143 |
Technical |
kenarı belirlenmiş film beslemeli büyüme |
edge-defined film-fed growth n.
|
|
144 |
Technical |
önceden belirlenmiş yük |
proofload n.
|
|
145 |
Technical |
lazerle işaretlenmiş veya belirlenmiş bir hedeften yansıyan enerjiye kilitlenen ve hedefin yönünü tanımlayan bir cihaz |
laser spot tracker (lst) n.
|
|
146 |
Technical |
sıkı belirlenmiş koşullar altında ölçülebilir cihaz özelliği |
device characteristic n.
|
|
147 |
Technical |
belirlenmiş şartlar altında çalışan |
operating under defined conditions adj.
|
|
148 |
Technical |
yanabilirliği belirlenmiş |
of defined flammability adj.
|
|
149 |
Technical |
yanlış belirlenmiş |
misspecified adj.
|
|
150 |
Technical |
genetik olarak belirlenmiş |
wired adj.
|
|
151 |
Technical |
belirlenmiş koşullar altında |
under specified conditions expr.
|
|
Computer |
|
152 |
Computer |
belirlenmiş ölçme erimi |
specified working range n.
|
|
153 |
Computer |
belirlenmiş renkler |
preset colors n.
|
|
154 |
Computer |
belirlenmiş ölçme erimi |
specified measuring range n.
|
|
155 |
Computer |
önceden belirlenmiş gradyan |
preset gradient n.
|
|
156 |
Computer |
önceden belirlenmiş doku |
preset texture n.
|
|
157 |
Computer |
önceden belirlenmiş parametre |
preset parameter n.
|
|
158 |
Computer |
belirlenmiş sabitler grubu |
enumeration n.
|
|
159 |
Computer |
önceden belirlenmiş kenar boşluklarına uygun olması için satır sonundaki kelimenin otomatik bölünmesi |
word wrapping n.
|
|
160 |
Computer |
belirlenmiş amacı bulunmayan oyun yazılımı ile ilgili |
nongame adj.
|
|
161 |
Computer |
önceden belirlenmiş |
preset adj.
|
|
162 |
Computer |
zamanı belirlenmiş |
scheduled adj.
|
|
163 |
Computer |
iana tarafından japonya için belirlenmiş kod |
jp abrev.
|
|
Informatics |
|
164 |
Informatics |
belirlenmiş ölçme erimi |
specified measuring range n.
|
|
165 |
Informatics |
önceden belirlenmiş parametre |
preset parameter n.
|
|
166 |
Informatics |
önceden belirlenmiş özelliklere göre bilgiyi düzenleme |
data formatting n.
|
|
167 |
Informatics |
önceden belirlenmiş |
preset adj.
|
|
Telecom |
|
168 |
Telecom |
belirlenmiş müdahale fiyatı |
derived intervention price n.
|
|
169 |
Telecom |
önceden belirlenmiş kanal |
default channel n.
|
|
Electric |
|
170 |
Electric |
sadece önceden belirlenmiş yükseklikteki gerilimin geçmesine izin veren bir elektrik devresinden oluşan bir cihaz |
kicksorter n.
|
|
Construction |
|
171 |
Construction |
belirlenmiş beton |
designated concrete n.
|
|
172 |
Construction |
(britanya'da) ev inşaatı, tasarımı ve tesisleri konusunda belirlenmiş bir dizi standart |
parker morris standard n.
|
|
Automotive |
|
173 |
Automotive |
belirlenmiş artık değer |
stated residual value n.
|
|
174 |
Automotive |
belirlenmiş oturma kapasitesi |
designated seating capacity n.
|
|
175 |
Automotive |
belirlenmiş oturma pozisyonu |
designated seating position n.
|
|
Railway |
|
176 |
Railway |
yüksekliği birbirinden farklı olan önceden belirlenmiş iki nokta arasındaki hattın uzunluğunu artırarak demiryolundaki eğimi düşürme |
development n.
|
|
Aeronautic |
|
177 |
Aeronautic |
önceden belirlenmiş bir eksen üzerinde uçan bir uçağın açısal hızını ölçen alet |
turn meter n.
|
|
178 |
Aeronautic |
belirlenmiş rnav rotası |
designated rnav route n.
|
|
179 |
Aeronautic |
dme cihazı ile belirlenmiş pozisyon |
dme fix n.
|
|
180 |
Aeronautic |
uçakların havalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yolu |
traffic pattern n.
|
|
181 |
Aeronautic |
uçakların havaalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yolu |
approach pattern n.
|
|
182 |
Aeronautic |
uçakların havaalanına yaklaşırken veya ayrılırken izlemeleri gereken belirlenmiş uçuş yolu |
pattern n.
|
|
183 |
Aeronautic |
(askeri) birlik ve/veya kargo yükleyip indiren uçaklar için belirlenmiş iniş bölgesi |
vertical landing zone n.
|
|
184 |
Aeronautic |
belirlenmiş tedarikçi kalite temsilcisi |
designated supplier quality representative (dsqr) n.
|
|
185 |
Aeronautic |
uçak pilotuna iniş sırasında kılavuzluk etmesi için ışıklarla belirlenmiş uçuş pisti hatları |
flare path n.
|
|
Marine |
|
186 |
Marine |
belirlenmiş hareket noktası |
named departure point n.
|
|
187 |
Marine |
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterilmesi |
transposed hurricane n.
|
|
188 |
Marine |
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterimi |
hypohurricane n.
|
|
189 |
Marine |
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterimi |
standard project hurricane n.
|
|
190 |
Marine |
bir kasırganın belirlenmiş özelliğiyle gösterimi |
hypothetical hurricane n.
|
|
191 |
Marine |
yan rüzgarlar ve akıntı sebebiyle belirlenmiş rotadan sapma |
drift n.
|
|
192 |
Marine |
yükünü belirlenmiş zamanda alamaması veya indirememesinden dolayı yük gemisi işleticisinin ödemekle |
demurrage n.
|
|
193 |
Marine |
müttefiklerin saldırmasını önlemek üzere, denizaltı ve diğer gemilerin geçmesi için belirlenmiş deniz yolu |
safety lane n.
|
|
Mining |
|
194 |
Mining |
ödemesi sabit olarak belirlenmiş iş |
tutwork [dialect] n.
|
|
195 |
Mining |
götürü işi için sabit olarak belirlenmiş ödeme |
tut money [dialect] n.
|
|
Medical |
|
196 |
Medical |
hastalığı taşımadığı test sonucuyla belirlenmiş |
tested adj.
|
|
Statistics |
|
197 |
Statistics |
belirlenmiş değişken |
predetermined variable n.
|
|
Biology |
|
198 |
Biology |
grup kurulduktan sonra veya takson yazarı dışında biri tarafından belirlenmiş tür veya alt takson |
holotype n.
|
|
199 |
Biology |
önceden belirlenmiş eksenlere sahip olmayan |
isotropic adj.
|
|
Astronomy |
|
200 |
Astronomy |
bir gezegenin veya kuyruklu yıldızın gökyüzündeki çok sayıda gözlemle ve hata payı en aza indirilerek belirlenmiş olan yeri |
normal place n.
|
|
Astrology |
|
201 |
Astrology |
güneşin hareketlerine göre belirlenmiş (burç sistemi) |
tropical adj.
|
|
Forestry |
|
202 |
Forestry |
birincil belirlenmiş fonksiyon |
primary designated function n.
|
|
Social Sciences |
|
203 |
Social Sciences |
kültürün dış etkileşim yerine önceden belirlenmiş iç etkenlere göre belirli bir yönde çeşitlenmesi |
orthogenesis n.
|
|
Religious |
|
204 |
Religious |
şekil ve kullanılış tarzı belirlenmiş ilahi |
canto fermo n.
|
|
205 |
Religious |
dini törenlerin önceden kurallarla belirlenmiş olan düzeni |
ceremonial n.
|
|
206 |
Religious |
kurallarla belirlenmiş bayram ritüellerini içeren bir yahudi dua kitabı |
machzor n.
|
|
207 |
Religious |
kurallarla belirlenmiş bayram ritüellerini içeren bir yahudi dua kitabı |
mahzor n.
|
|
208 |
Religious |
ayinsel olarak belirlenmiş dini tören |
order n.
|
|
209 |
Religious |
kurallarla belirlenmiş dini tören |
ordinary n.
|
|
210 |
Religious |
levi kabilesinden olduğu belirlenmiş |
levitical adj.
|
|
211 |
Religious |
levi kabilesinden olduğu belirlenmiş |
levitic adj.
|
|
Environment |
|
212 |
Environment |
uluslararası düzeyde öneme sahip olduğunu belirlenmiş doğal ve kültürel alanlar |
world heritage sites n.
|
|
Meteorology |
|
213 |
Meteorology |
azami irtifası en fazla 16 metre (52 feet) olarak belirlenmiş |
zero adj.
|
|
Military |
|
214 |
Military |
ölü ve yaralılarla ilgilenilmesi için belirlenmiş yüzer gezer gemi |
casualty receiving and treatment ship n.
|
|
215 |
Military |
belirlenmiş komutanlık ilgi sahası |
named area of interest n.
|
|
216 |
Military |
tabur veya benzeri iniş takımının saldırı inişi yapması için belirlenmiş kıyı |
numbered beach n.
|
|
217 |
Military |
belirlenmiş bir coğrafi bölgede deniz kıyı harbi için görevlendirilen subay |
naval coastal warfare commander n.
|
|
218 |
Military |
belirlenmiş daimi depolama mevkii |
designated permanent storage site n.
|
|
219 |
Military |
belirlenmiş hız |
scheduled speed n.
|
|
220 |
Military |
belirlenmiş yol |
signed route n.
|
|
221 |
Military |
belirlenmiş alan denetimi |
specified area inspection n.
|
|
222 |
Military |
belirlenmiş bölge |
specified area n.
|
|
223 |
Military |
yakıt alan uçağın belirlenmiş bir bekleme sahasında komuta kontrol veya hava sahası devriye görevi icra ettiği durumlarda opsiyonel olarak kullanılabilecek bir randevu usulü |
modified point parallel rendezvous n.
|
|
224 |
Military |
yalnızca iki veya daha fazla farklı etkinin aynı anda veya önceden belirlenmiş bir sırayla gerçekleşmesiyle patlamak üzere tasarlanmış bir mayın |
combined influence mine n.
|
|
225 |
Military |
özel harekat kuvvetleri için belirlenmiş bir hedefin gerçekleştirilebilirliğini saptayan basit hedef analizi |
feasibility assessment n.
|
|
226 |
Military |
abd birliklerinin vietnam'da geliştirdikleri, belirlenmiş bir alandaki düşman birlikleri bulup imha etme şeklinde yürütülen harekat |
search and destroy mission n.
|
|
227 |
Military |
üzerinde önceden belirlenmiş |
slot time adj.
|
|
Hunting |
|
228 |
Hunting |
önceden belirlenmiş hedeflere nişan almak |
engage pre-selected v.
|
|
Sport |
|
229 |
Sport |
maç için belirlenmiş, yaralanma benzeri durumlar için verilen kayıp zamanın dahil edilmediği standart süre |
normal time n.
|
|
230 |
Sport |
yarış atları için önceden belirlenmiş fikstür |
race meeting n.
|
|
231 |
Sport |
galibi önceden belirlenmiş spor müsabakası |
hippodrome n.
|
|
232 |
Sport |
(golf) belirlenmiş bir parkurda bulunup maça karar verildikten sonra oynanmadan bırakılan delik |
bye n.
|
|
233 |
Sport |
(boks) sonucu önceden belirlenmiş maçta yalandan nakavt olma |
dive n.
|
|
234 |
Sport |
buz pateninde önceden belirlenmiş bir düzende yürütülen ve şampiyona yarışmasına ait aşamalı bir dizi temel artistik patinaj hareketlerinden her biri |
school figure n.
|
|
235 |
Sport |
belirlenmiş kuralları olmayan dağ bisikleti, kar kayağı veya kayak sporu stili |
freeride n.
|
|
236 |
Sport |
akışı önceden belirlenmiş profesyonel güreş yarışması gösterisi |
smackdown n.
|
|
237 |
Sport |
kazananı önceden belirlenmiş bir spor müsabakası düzenlemek |
hippodrome v.
|
|
238 |
Sport |
belirlenmiş hedef veya kurallar olmaksızın kar kayağı sporu yapmak |
freeride v.
|
|
239 |
Sport |
kazananı önceden belirlenmiş |
rigged adj.
|
|
Baseball |
|
240 |
Baseball |
vurucunun bulunduğu kale ile birinci ve üçüncü kaleler arasındaki dik açı ile belirlenmiş bölge |
fair territory n.
|
|
Card |
|
241 |
Card |
krupiye olarak belirlenmiş kimse |
button n.
|
|
Art |
|
242 |
Art |
kuralları dini adetlerle belirlenmiş sanat tarzlarıyla ilgili |
hieratic adj.
|
|
Music |
|
243 |
Music |
başta belirlenmiş tempoda |
a tempo adv.
|
|
Printery |
|
244 |
Printery |
optik karakter tanımada belge yüzeyinin bozulmamış kısmı ile basılı bir karakterdeki belirlenmiş bir nokta arasındaki mesafe |
embossment n.
|
|
Archaic |
|
245 |
Archaic |
belirlenmiş olma |
destination n.
|
|
246 |
Archaic |
önceden belirlenmiş |
predevote adj.
|
|