1 |
dismantle |
kaldırmak |
v. |
|
- Admittedly, this reform is one of increasing flexibility rather than dismantling.
- Kabul etmek gerekir ki bu reform, esnekliğin ortadan kaldırılmasından ziyade arttırılmasına yönelik bir reformdur.
- I have already called for the dismantling of tobacco subsidies several times.
- Tütün sübvansiyonlarının kaldırılması için daha önce birçok kez çağrıda bulunmuştum.
- Or will we then want to enter into negotiations concerning their dismantling?
- Ya da bunların ortadan kaldırılmasına ilişkin müzakerelere mi girmek isteyeceğiz?
- We must continue to dismantle all barriers to freedom of movement.
- Hareket özgürlüğünün önündeki tüm engelleri kaldırmaya devam etmeliyiz.
- I hope that Parliament will continue the project of building Europe by dismantling monopolies.
- Parlamentonun tekelleri ortadan kaldırarak Avrupa'yı inşa etme projesini sürdüreceğini umuyorum.
- It is a tool for dismantling democracy.
- Demokrasiyi ortadan kaldırmak için bir araçtır.
- Or will we then want to enter into negotiations concerning their dismantling?
- Yoksa daha sonra bunların ortadan kaldırılmasına ilişkin müzakerelere mi girmek isteyeceğiz?
- Admittedly, this reform is one of increasing flexibility rather than dismantling.
- Kuşkusuz, bu reform, esnekliğin ortadan kaldırılmasından ziyade artırılmasına yöneliktir.
- Is the WTO an organisation for dismantling public services?
- DTÖ kamu hizmetlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir örgüt mü?
- I would like to know why something that is in fact perfect has to be changed or dismantled.
- Aslında mükemmel olan bir şeyin neden değiştirilmesi ya da ortadan kaldırılması gerektiğini bilmek istiyorum.
Show More (7)
|
2 |
dismantle |
ortadan kaldırmak |
v. |
|
- We need to dismantle the barriers here.
- Buradaki engelleri ortadan kaldırmamız gerekiyor.
- The reasons are budgetary and the objective is partly to dismantle or reduce the few common policies.
- Gerekçeler bütçe ile ilgilidir ve amaç kısmen az sayıdaki ortak politikayı ortadan kaldırmak ya da azaltmaktır.
- The reasons are budgetary and the objective is partly to dismantle or reduce the few common policies.
- Bunun nedeni bütçeseldir ve amaç kısmen az sayıdaki ortak politikayı ortadan kaldırmak ya da azaltmaktır.
- The reasons for this are budgetary and the objective is to dismantle the limited common policies.
- Bunun nedenleri bütçe ile ilgilidir ve amaç sınırlı ortak politikaları ortadan kaldırmaktır.
Show More (1)
|
3 |
dismantle |
sökmek |
v. |
|
- Unfortunately, we couldn't trade them to you without dismantling our whole ship.
- Ne yazık ki, bütün gemiyi sökmeden onlarla değiş tokuş yapamayız.
- Unfortunately, we couldn't trade them to you without dismantling our whole ship.
- Ne yazık ki, tüm gemimizi sökmeden bunları sizinle değiş tokuş edemedik.
- He completely dismantled his own computer.
- Bilgisayarının tüm parçalarını söktü.
- He completely dismantled his own computer.
- Kendi bilgisayarını tamamen söktü.
Show More (1)
|
4 |
dismantle |
dağıtmak |
v. |
|
- One of the key elements of dismantling networks that exploit migrants lies in obtaining information.
- Göçmenleri istismar eden ağları dağıtmanın kilit unsurlarından biri de bilgi edinmektir.
- Israel must therefore draw back within the borders established in 1967 and dismantle its illegal settlements.
- İsrail bu nedenle 1967'de belirlenen sınırlara geri çekilmeli ve yasadışı yerleşimlerini dağıtmalıdır.
- The German national team dismantled Portugal.
- Alman milli takımı Portekiz'i dağıttı.
Show More (0)
|
5 |
dismantle |
imha etmek |
v. |
|
- We did so on a commitment by Saddam Hussein that the weapons of mass destruction would be dismantled.
- Bunu Saddam Hüseyin'in kitle imha silahlarının imha edileceği taahhüdü üzerine yaptık.
Show More (-2)
|
6 |
dismantle |
parçalamak |
v. |
|
- Unfortunately, we couldn't trade them to you without dismantling our whole ship.
- Ne yazık ki, tüm gemimizi parçalamadan onları sizinle takas edemeyiz.
Show More (-2)
|