yarın - Turco Inglés Diccionario

yarın

Significados de "yarın" en diccionario inglés turco : 13 resultado(s)

Turco Inglés
General
yarın morrow n.
See you on the morrow!
Yarın görüşürüz!

More Sentences
Common Usage
yarın tomorrow adv.
General
yarın tomorrow n.
yarın future n.
yarın morn n.
yarın the morn [scotland] n.
yarın morne [obsolete] n.
yarın morwe [obsolete] n.
yarın manana adv.
yarın to morrow adv.
yarın tomorn [obsolete] adv.
yarın mañana adv.
yarın in the morning expr.

Significados de "yarın" con otros términos en diccionario inglés turco: 163 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
yarın gel come tomorrow interj.
Please come tomorrow.
Lütfen yarın gel.

More Sentences
General
yarın akşam tomorrow night n.
How about tomorrow night at nine?
Yarın akşam 9'a ne dersin?

More Sentences
yarın gece tomorrow night n.
The surprise party for Laura is not tonight, but tomorrow night.
Laura için sürpriz parti bu gece değil, yarın gece.

More Sentences
yarın bu zamanlar this time tomorrow adv.
By this time tomorrow, Tom will be in Boston.
Tom yarın bu zamanda Boston'da olacak.

More Sentences
yarın bütün gün all day tomorrow adv.
I'll be here all day tomorrow.
Yarın bütün gün burada olacağım.

More Sentences
yarın tüm gün all day tomorrow adv.
Tom needs to be here all day tomorrow.
Tom'un yarın tüm gün burada bulunması lazım.

More Sentences
Phrases
bugün yarın any day now expr.
We're expecting Tom any day now.
Tom'u bugün yarın bekliyoruz.

More Sentences
yarın ilk iş first thing tomorrow expr.
I want Tom here first thing tomorrow.
Tom'un yarın ilk iş burada olmasını istiyorum.

More Sentences
Proverb
yarın asla gelmez tomorrow never comes
Tomorrow never comes now that the European Commission has proposed to subsidise shipbuilding again.
Avrupa Komisyonu gemi inşasını yeniden sübvanse etmeyi önerdiğine göre yarın asla gelmeyecek.

More Sentences
Colloquial
yarın öğlene kadar by noon tomorrow expr.
I want it delivered to me by noon tomorrow.
Yarın öğlene kadar bana teslim edilmesini istiyorum.

More Sentences
yarın görüşürüz (I'll) see you tomorrow expr.
OK, see you tomorrow.
Tamam, yarın görüşürüz.

More Sentences
General
bir yarın açık yüzüne yapılmış yol corniche n.
arkası yarın soap opera n.
yarın sabah tomorrow morning n.
arkası yarın cliffhanger n.
arkası yarın cliff-hanger n.
yarın olma tomorrowness n.
yarın akşam the morn's nicht [scotland] n.
yarın olacak olmak be due tomorrow v.
yarın için hazırlanmak prepare for tomorrow v.
ha bugün ha yarın soon adv.
ha bugün ha yarın in a short time adv.
bugün yarın soon adv.
bugün yahut yarın one or other day adv.
en geç yarın only before tomorrow adv.
en geç yarın not later than tomorrow adv.
yarın sabah tomorrow morning adv.
Phrases
uç, uç böceğim, yarın düğün olacak, annem sana terlik pabuç alacak ladybug, ladybug, fly away home expr.
ha bugün ha yarın either today or tomorrow expr.
en geç yarın tomorrow at the latest expr.
yarın asla beklemez tomorrow never waits expr.
yarın her zaman dünden iyidir tomorrow is always better than yesterday expr.
yarın daima dünden iyidir tomorrow is always better than yesterday expr.
yarın her zaman bugünden iyidir tomorrow is always better than today expr.
yarın daima bugünden iyidir tomorrow is always better than today expr.
yarın bu zamanlarda by this time tomorrow expr.
güneş gökyüzünü kızıla boyarsa, yarın hava güzel olacak demektir red sky at night, shepherd's delight expr.
bugün (bir yer), yarın bütün dünyaca fethedilecek today (some place), tomorrow the world expr.
bugün (bir yerde), yarın bütün dünyaca (tanınacak/bilinecek) today (some place), tomorrow the world expr.
Proverb
bugün var yarın yok here today and gone tomorrow
ye, iç, eğlen; yarın yokuz eat, drink, and be merry, for tomorrow we die
yarın başka bir gündür tomorrow is another day
yarın ola hayrola tomorrow is another day
bugün burada yarın bütün dünyaca (tanınacak/bilinecek) today here tomorrow the world
yarın bir muammadır ama bugün bir armağan one today is worth two tomorrows
bugün yediğin hurmalar yarın götünü tırmalar the chickens are coming home to roost
Colloquial
yarın sabah tomorrow morning n.
kimse yarın ne olacağını bilemez nobody knows what will happen tomorrow expr.
yarın akşam 6'da burada ol be here tomorrow at six p.m expr.
yarın bekleyebilir tomorrow can wait expr.
yarın, dinç kafa ile sunrise, new eyes expr.
yarın çok geç olabilir tomorrow might be too late expr.
yarın çok geç olabilir tomorrow may be too late expr.
yarın bizi neyin beklediğini hiçbirimiz bilemeyiz none of us knows what waits for us tomorrow expr.
yarın bizi neyin beklediğini hiçbirimiz bilemeyiz none of us knows what lies in store for us tomorrow expr.
yarın sabah erkenden tomorrow morning bright and early expr.
yarın benim doğum günüm tomorrow is my birthday expr.
yarın görüşmek üzere (I'll) see you tomorrow expr.
çok şükür ki yarın cuma tgiaf (thank god it's almost friday) expr.
Idioms
yarın yokmuş gibi harcama yapmak throw (one's) money about v.
bugün var yarın yok olmak exist on borrowed time v.
bugün var yarın yok olmak write on water v.
yarın yokmuşçasına bir şey yapmak do something as if there's no tomorrow v.
yarın yokmuş gibi bir şey yapmak do something as if there's no tomorrow v.
yarın olmayacakmış gibi bir şey yapmak do something as if there's no tomorrow v.
yarın yokmuşçasına bir şey yapmak do something like there's no tomorrow v.
yarın yokmuş gibi bir şey yapmak do something like there's no tomorrow v.
yarın olmayacakmış gibi bir şey yapmak do something like there's no tomorrow v.
bugün var yarın yok olmak be living on borrowed time v.
bugün var yarın yok olmak be living on borrowed time v.
bugün var yarın yok olmak be on borrowed time v.
yarın yokmuşçasına bir şey yapmak do something as if there's no tomorrow v.
yarın yokmuşçasına bir şey yapmak do something like there's no tomorrow v.
yarın olmayacakmış gibi like there's no tomorrow expr.
yarın yokmuş gibi like there's no tomorrow expr.
yarın olmayacakmış gibi like there ain't no tomorrow expr.
yarın yokmuş gibi as if there is no tomorrow expr.
yarın yokmuş gibi like there ain't no tomorrow expr.
yarın yokmuş gibi as if there was/were no tomorrow expr.
yarın olmayacakmış gibi as if there is no tomorrow expr.
yarın olmayacakmış gibi as if there was/were no tomorrow expr.
bugün sen bana iyilik yap yarın ben sana iyilik yapayım ka me, ka thee [scotland] expr.
yarın yokmuşçasına as if there was no tomorrow expr.
yarın yokmuş gibi as if there was no tomorrow expr.
yarın olmayacakmış gibi as if there was no tomorrow expr.
yarın yokmuşçasına as though there were no tomorrow expr.
yarın yokmuş gibi as though there were no tomorrow expr.
yarın olmayacakmış gibi as though there were no tomorrow expr.
yarın yokmuşçasına as if there's no tomorrow expr.
yarın yokmuş gibi as if there's no tomorrow expr.
yarın olmayacakmış gibi as if there's no tomorrow expr.
bugün yediği hurmalar yarın kıçını tırmalar come back to bite (one) expr.
yarın yokmuşçasına like there was no tomorrow expr.
yarın yokmuşçasına like there were no tomorrow expr.
yarın olmayacakmış gibi like there were no tomorrow expr.
Speaking
belki yarın belki yarından da yakın maybe tomorrow maybe sooner than tomorrow n.
al davetiyen lütfen yarın partime katıl here is your invitation card please join my party tomorrow expr.
beni yarın ara give me a call tomorrow expr.
ben yarın gideceğim I will go tomorrow expr.
ben yarın okula gideceğim I am going to go to school tomorrow expr.
ben yarın gideceğim I am going tomorrow expr.
bugün var yarın yok here today gone tomorrow expr.
hava yarın nasıl olacak? what will the weather be like tomorrow? expr.
hava yarın nasıl olacak? what's the weather like tomorrow? expr.
işte davetiyen lütfen yarın partime katıl here is your invitation card please join my party tomorrow expr.
yarın partiye geliyor musun? are you coming to the party tomorrow? expr.
yarın partiye gelecek misin? are you coming to the party tomorrow? expr.
yarın akşam meşgul müsünüz? are you busy tomorrow evening? expr.
yarın bütün gün çalışmak zorundayım I have to work all day tomorrow expr.
ya peki yarın? how about tomorrow? expr.
yarın seni ararım I'll phone you tomorrow expr.
yarın gece iyi mi? is tomorrow night good? expr.
yarın yola çıkmadan önce bana uğra come by tomorrow before you hit the pavement expr.
yarın güneş batmadan before sundown tomorrow expr.
yarın yeni bir gün tomorrow's a new day expr.
yarın lisedeki ilk günüm tomorrow is my first day of high school expr.
yarın geç kalmayın don't be late tomorrow expr.
yarın hava nasıl olacak? what will the weather be like tomorrow? expr.
yarın ne yapıyorsun? what are you doing tomorrow? expr.
yarın ne yapacaksın? what are you doing tomorrow? expr.
yarın günlerden ne? what day will it be tomorrow? expr.
yarın günlerden ne? what day is it tomorrow? expr.
yarın okul var I have school tomorrow expr.
yarın okulum var I have school tomorrow expr.
yarın gece dışarı çıkıyoruz we're going out tomorrow night expr.
yarın ola hayır ola tomorrow will take care of itself expr.
yarın geceye kadar by tomorrow night expr.
yarın beni görmeye gel come see me tomorrow expr.
yarın hakim karşısına çıkarılması planlanıyor he's scheduled to be arraigned tomorrow expr.
yarın seni ararım I'll call you tomorrow expr.
yarın neler yapacaksın? what will you do tomorrow? expr.
yarın ilk iş olarak first thing tomorrow expr.
yarın görüşürüz see you tomorrow expr.
yarın yazılım var I have an exam tomorrow expr.
yarın konuşalım let's talk tomorrow expr.
yarın sınavım var I have an exam tomorrow expr.
yarın sınıfta görüşürüz I'll see you in class tomorrow expr.
yarın okula gitmek zorundayım I have to go to school tomorrow expr.
yarın akşam meşgul müsün? are you busy tomorrow evening? expr.
yarın ne yapacaksınız? what are you going to do tomorrow? expr.
yarın ofiste olacağım I'll be in the office tomorrow expr.
yarın ne yapacaksınız? what will you do tomorrow? expr.
yarın ofiste olacağım I will be in the office tomorrow expr.
yarın ne yapacaksın? what are you going to do tomorrow? expr.
yarın ofisteyim I will be in the office tomorrow expr.
yarın ne yapacaksın? what will you do tomorrow? expr.
yarın ofisteyim I'll be in the office tomorrow expr.
yarın ne yapıyorsun? what are you going to do tomorrow? expr.
yarın ne yapıyorsunuz? what are you going to do tomorrow? expr.
yarın ne yapıyorsunuz? what will you do tomorrow? expr.
yarın ne yapıyorsun? what will you do tomorrow? expr.
yarın ne zaman başlıyoruz? when do we start tomorrow? expr.
yarın kaçta başlıyoruz? when do we start tomorrow? expr.
yarın saat kacta başlıyoruz? when do we start tomorrow? expr.
yarın kaçta başlıyoruz? what time do we start tomorrow? expr.
yarın ne zaman başlıyoruz? what time do we start tomorrow? expr.
yarın saat kacta başlıyoruz? what time do we start tomorrow? expr.
yarın hava nasıl olacak? what's the weather like tomorrow? expr.
yarın burada olmayacağım I won't be here tomorrow expr.
Television
arkası yarın cliffhanger n.
arkası yarın cliff-hanger n.
Latin
bugün bana yarın sana hodie mihi cras tibi expr.
Slang
bugün yediğin hurmalar yarın kıçını tırmalar what goes around comes around expr.