wet - Turco Inglés Diccionario

wet

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "wet" en diccionario turco inglés : 41 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
wet v. ıslatmak
Children often wet their beds at night.
Çocuklar genellikle geceleri yataklarını ıslatırlar.

More Sentences
wet adj. ıslak
My hair is still wet.
Saçım halen ıslak.

More Sentences
wet adj. yaş
The paint is still wet.
Boya hâlâ yaş.

More Sentences
General
wet v. ıslanmak
No one can dry another's tears without wetting his own hands.
Hiç kimse kendi ellerini ıslatmadan başkasının gözyaşlarını kurulayamaz.

More Sentences
wet v. ıslatmak
She wetted a towel.
Bir havluyu ıslattı.

More Sentences
wet adj. nemli
Tropical rainforests are located near the equator, where it's almost always warm and wet.
Tropikal yağmur ormanları hemen hemen her zaman sıcak ve nemli olan ekvator yakınında yer alırlar.

More Sentences
wet adj. yağmurlu
Will there be wet weather today?
Bugün yağmurlu olacak mı?

More Sentences
wet adj. yağışlı
Will there be wet weather today?
Bugün hava yağışlı olacak mı?

More Sentences
wet adj. ıslak
My underpants are wet.
İç çamaşırım ıslak.

More Sentences
wet adj. yaş
This grass is too wet to sit on.
Bu çim üstüne oturmak için çok yaş.

More Sentences
Technical
wet v. ıslatmak
My baby brother still wets his bed.
Küçük kardeşim hâlâ yatağını ıslatıyor.

More Sentences
wet adj. ıslak
The street is wet and slippery.
Cadde ıslak ve kaygandır.

More Sentences
wet adj. yaş
The paint on the seat on which you are sitting is still wet.
Oturduğun yerdeki boya hâlâ yaştır.

More Sentences
Textile
wet v. ıslatmak
He wetted his towel with water.
Havlusunu suyla ıslattı.

More Sentences
wet adj. ıslak
Change out of those wet clothes.
Şu ıslak kıyafetleri değiştir.

More Sentences
General
wet n. rutubet
wet n. yaşlık
wet n. ıslaklık
wet n. su
wet n. yağmur
wet n. nem
wet n. içkinin serbest olduğu
wet n. yağmurlu hava
wet n. martavalcı
wet n. içki yasağı karşıtı
wet n. içki
wet v. işemek
wet v. ıslamak
wet v. -e işemek
wet adj. sulu
wet adj. hatalı
wet adj. içkili
wet adj. isteksiz
wet adj. (boya) kurumamış
Irregular Verb
wet v. wet/wetted - wet/wetted
Technical
wet adj. rutubetli
Chemistry
wet adj. sulu
Slang
wet n. sarhoş
wet adj. azmış (kadın)
wet adj. çakırkeyif
wet adj. kafası dumanlı

Significados de "wet" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
get wet v. ıslanmak
Come under my umbrella, or you'll get wet.
Şemsiyemin altına gel, yoksa ıslanacaksın.

More Sentences
General
wet ground n. ıslak zemin
This kind of shoe is apt to slip on wet ground.
Bu tür bir ayakkabı ıslak zeminde kaymaya müsaittir.

More Sentences
wet nurse n. sütanne
My baby's wet nurse is also my family's dietitian.
Bebeğimin sütannesi aynı zamanda aile diyetisyenimiz.

More Sentences
wet surfaces n. ıslak zeminler
Cars with AWD stand out on slippery and wet surfaces.
AWD'li arabalar kaygan ve ıslak zeminlerde öne çıkar.

More Sentences
wet dream n. erotik rüya
Everybody has wet dreams.
Herkesin erotik rüyaları vardır.

More Sentences
wet food n. yaş mama
My cat only eats wet food.
Kedim sadece yaş mama yer.

More Sentences
wet wipe n. ıslak mendil
I use wet wipes instead of toilet paper.
Tuvalet kağıdı yerine ıslak mendil kullanıyorum.

More Sentences
wet paint n. ıslak boya
Don't touch the wet paint.
Islak boyaya dokunma.

More Sentences
be soaking wet v. sırılsıklam olmak
Tom was soaking wet.
Tom sırılsıklam olmuştu.

More Sentences
wet the bed v. yatağını ıslatmak
I wet the bed until I was ten years old.
On yaşıma kadar yatağımı ıslattım.

More Sentences
wet through adj. sırılsıklam
You're wet through.
Sırılsıklam olmuşsun.

More Sentences
soaking wet adj. sırılsıklam
I got soaking wet.
Sırılsıklam oldum.

More Sentences
Colloquial
wet dream n. ıslak rüya
Have you ever had a wet dream?
Hiç ıslak rüya gördün mü?

More Sentences
all wet adj. sırılsıklam
Tom is all wet.
Tom sırılsıklam.

More Sentences
General
a wet day n. yağmurlu bir gün
wet blanket n. mızıkçı
wet dream n. uykuda boşalma
the wet n. yağmur
wet surface n. ıslak yüzey
wet floor n. ıslak zemin
wet clay n. balçık
intermediate wet n. ara ıslatımlı
wet brain n. beyin ödemi
wet nurse n. sütnine
wet fly n. su sineği
wet dock n. yüzer havuz
wet fog n. ıslak sis
wet sponge n. ıslak sünger
wet rag n. nemli bez
wet cloth n. nemli bez
wet napkin n. ıslak mendil
wet suit n. dalgıç kıyafeti
wet-nurse n. sütanne
wet environment n. ıslak ortam
wet market n. meyve sebze satılan pazar
wet market n. pazar
wet place n. ıslak mekan/yer
wet towel n. ıslak mendil
wet nap n. ıslak mendil
wet weather n. yağmurlu hava
wet-on-wet painting technique n. ıslak boya üstüne ıslak boya kullanma tekniği
wet vac n. ıslak elektrik süpürgesi
wet-nurse n. sütana
wet nurse n. sütana
wet nurse n. süt anne
wet-nurse n. süt anne
wet bell n. dalma çanı
wet room n. küvetsiz/duş teknesiz banyo
wet room n. düz ayak duş
wet-erase pen n. ıslak silinen kalem
wet sand color n. ıslak kum rengi
wet cake n. ıslak kek
wet-look n. (saç) ıslak görünüm
wet blanket n. oyunbozan
wet nurse v. süt annelik yapmak
get wet through v. sırsıklam olmak
wet or soil one's clothes v. altına yapmak
become wet v. yaşarmak
get wet in the rain v. yağmur yemek
wet one's underclothes v. altına işemek
wet one's clothes/bed v. altını ıslatmak
make wet v. nemlendirmek
get wet through v. sucuk gibi olmak
wet through v. sırılsıklam etmek
be a wet blanket v. oyunbozanlık etmek
wet one's underpants v. donuna etmek
wet one's whistle v. içki içmek
wet one's bed v. yatağını ıslatmak
get wet through v. sucuk gibi ıslanmak
wet one's clothes v. altını ıslatmak
wet oneself v. altına işemek
wet one's nappies v. altını doldurmak
wet one's bed v. altını ıslatmak
wet one's bed v. yatağına işemek
wet the bed v. yatağa işemek
wet someone's whistle v. kafayı çekmek
wet-nurse v. -e özenle bakmak
wet-nurse v. -e sütninelik etmek
wet-nurse v. emzirmek
wet oneself v. altını ıslatmak
wet the bed v. yatağı ıslatmak
get wet through v. sırılsıklam olmak
get wet in the rain v. yağmurda ıslanmak
wet the end of a cigarette v. sigaranın filtresini ıslatmak
have a wet dream v. uykuda boşalmak
have a wet dream v. hamamcı olmak
wet oneself v. altına yapmak
wet-nurse v. özenle tedavi etmek
wet-nurse v. özenle ilgilenmek
be wet v. ıslatılmak
sopping wet adj. sırılsıklam
dripping wet adj. sırsıklam
wet enough adj. yeterince ıslak
wringing wet adj. sırsıklam
sopping wet adj. sırsıklam
wringing wet adj. sırılsıklam
sopping wet adj. ıpıslak
dripping wet adj. sırılsıklam
soaking wet adj. su gibi
wringing wet adj. sucuk gibi
wet to the skin adj. iliklerine kadar ıslanmış
as wet as adj. kadar ıslak
soaking wet adj. sırsıklam
wringing-wet adj. sırılsıklam
completely wet adj. ıpıslak
wet-shod adj. ıslak ayaklı olan
wet-shod adj. ıslak ayakkabılı olan
Phrasals
wet down v. suyla/bir sıvıyla yatıştırmak
wet down v. suyla/bir sıvıyla düzleştirmek
wet down v. ıslatıp düzeltmek/düzleştirmek
wet someone or something down v. birini veya bir şeyi ıslatmak
wet someone or something down v. tepeden aşağı ıslatmak
wet someone or something down v. yüzeyini tamamen ıslatmak
wet someone or something down v. suyla/bir sıvıyla yatıştırmak
wet someone or something down v. suyla/bir sıvıyla düzleştirmek
wet someone or something down v. ıslatıp düzeltmek/düzleştirmek
wet back v. ıslatıp düzleştirmek
wet back v. ıslatarak yapıştırmak
Phrases
caution wet floor expr. dikkat ıslak zemin
caution wet floor expr. dikkat zemin ıslak
Proverb
the cat would eat fish, but would not wet her feet başarı yolu taşlıdır/zorludur
the cat would eat fish, but would not wet her feet istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir
the cat would eat fish, but would not wet her feet ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır
the cat would eat fish, but would not wet her feet başarı yolu taşlıdır/zorludur
the cat would eat fish, but would not wet her feet istediğini elde etmek için bazı zorluklara katlanman gerekebilir
the cat would eat fish, but would not wet her feet ekmek yemek isteyen elini hamura bulaştırır
the cat would eat fish, but would not wet her feet aç elini kora sokar
the cat would eat fish, but would not wet her feet istediğine ulaşmak için risk almaktan korkmamalısın
the cat would eat fish, but would not wet her feet istediğine ulaşmak için sıkıntılara/zorluklara katlanmalısın
the cat would eat fish, but would not wet her feet istediğine ulaşmak için elini taşın altına sokmalısın
Colloquial
the wet n. yağmurlu hava
the wet n. yağmur
a wet blanket n. rahatsızlık yaratan tip
a wet blanket n. sıkıntı veren tip
a wet blanket n. tatsız kimse
wet dream n. uykuda boşalma
wet work n. kirli işler (cinayet/kan dökme)
wet one n. soğuk bir bira
wet (one's) pants v. altını ıslatmak
wet (one's) pants v. altına işemek
wet (one's) pants v. altına yapmak
wet (one's) pants v. altına kaçırmak
wet (one's) pants v. çişini kaçırmak
wet (one's) pants v. gülmekten altına işemek
wet (one's) pants v. heyecandan altına işemek
all wet adj. tamamen ıslak/ıslanmış
all wet adj. tamamen ıslak/ıslanmış
all wet adj. sırılsıklam
is water wet? expr. heralde yani
is water wet? expr. bu da soru mu?
is water wet? expr. bir de soruyor musun?
is water wet? expr. tabii ki evet
Idioms
a wet blanket n. eğlence bozan kimse
a wet blanket n. keyif kaçıran çıkıntı tip
a wet blanket n. soğuk nevale
wet behind the ears n. toy
wet dishrag n. iradesiz kimse
wet dishrag n. aciz kimse
wet dishrag n. güçsüz kimse
wet dishrag n. ödlek/cesaretsiz kimse
wet dishrag n. korkak kimse
wet dishrag n. kararsız kimse
wet dishrag n. manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse
wet dishrag n. yorgun/bitkin kimse
wet dishrag n. enerjisi kalmamış kimse
wet dishrag n. pestili çıkmış kimse
wet dishrag n. pestil gibi olmuş kimse
wet rag n. iradesiz kimse
wet rag n. aciz kimse
wet rag n. güçsüz kimse
wet rag n. ödlek/cesaretsiz kimse
wet rag n. korkak kimse
wet rag n. kararsız kimse
wet rag n. manevi güce veya motivasyona sahip olmayan kimse
wet rag n. yorgun/bitkin kimse
wet rag n. enerjisi kalmamış kimse
wet rag n. pestili çıkmış kimse
wet rag n. pestil gibi olmuş kimse
throw a wet blanket over (something) v. bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek
throw a wet blanket over (something) v. tadını tuzunu kaçırmak
throw a wet blanket over (something) v. … limon sıkmak
throw a wet blanket over something v. bir şeyi daha az keyifli/başarılı ya da önemli hale getirmek
throw a wet blanket over something v. tadını tuzunu kaçırmak
throw a wet blanket over something v. … limon sıkmak
wet (one's) beak v. arpasını/arpalığını almak
wet (one's) beak v. haracını almak/yemek
wet (one's) beak v. haraca bağlamak/kesmek
be wet behind the ears v. acemi olmak
wet behind the ears v. ağzı süt kokmak
be wet behind the ears v. ağzı süt kokmak
wet the baby's head v. alkollü bir içecek eşliğinde bir bebeğin doğum gününü kutlamak
have a face as long as a wet week (aus) v. aşırı mutsuz görünmek
have a face like a wet weekend (brit) v. aşırı mutsuz görünmek
be wet with sweat v. aşırı terlemek
be dripping wet v. aşırı terlemek
be soaking wet v. aşırı terlemek
be wringing wet with sweat v. aşırı terlemek
be wringing wet v. aşırı terlemek
wet one's whistle v. boğazını ıslatmak
wet the baby's head v. bebeğin doğumunu içerek kutlamak
get feet wet v. bir şeyi ilk defa denemek
be soaking wet v. çok terlemek
wet behind the ears v. dünkü çocuk olmak
be wringing wet v. çok terlemek
be dripping wet v. çok terlemek
be wet with sweat v. çok terlemek
be wringing wet with sweat v. çok terlemek
wet one's whistle v. gırtlağını ıslatmak
get one's feet wet v. ilk kez deneyimlemek
get one's feet wet v. ilk kez denemek
get wet to the skin v. iliklerine kadar ıslanmak
wet one's whistle v. içki içmek
be as mad as a wet hen v. küplere binmek
be wringing wet with sweat v. kan ter içinde kalmak
be soaking wet v. kan ter içinde kalmak
be wet with sweat v. kan ter içinde kalmak
be dripping wet v. kan ter içinde kalmak
be wringing wet v. kan ter içinde kalmak
wet one's whistle v. kafayı çekmek
have a face like a wet weekend v. suratından düşen bin parça olmak
have a face as long as a wet week v. suratından düşen bin parça olmak
be wet behind the ears v. toy olmak
feel like a wet rag v. turşusu çıkmak
be all wet v. tamamen yanlış olmak
feel like a wet rag v. turşu gibi olmak
be wringing wet v. terden sırılsıklam olmak
be wet with sweat v. terden sırılsıklam olmak
be soaking wet v. terden sırılsıklam olmak
be dripping wet v. terden sırılsıklam olmak
be wringing wet with sweat v. terden sırılsıklam olmak
wet behind the ears v. toy olmak
have a face like a wet weekend (brit) v. yüzünden düşen bin parça olmak
wet the baby's head v. (içki) ıslatmak
have a face as long as a wet week v. yüzünden düşen bin parça olmak
have a face like a wet weekend v. yüzünden düşen bin parça olmak
have a face as long as a wet week (aus) v. yüzünden düşen bin parça olmak
be all wet v. donuna kadar ıslanmak
be all wet v. iliklerine kadar ıslanmak
be all wet v. sırılsıklam ıslak olmak
be all wet v. sıksan su çıkacak olmak
be all wet v. baştan aşağı yanlış olmak
be all wet v. tamamen yanlış düşünmek
be all wet v. tamamen hatalı olmak
be all wet v. tümüyle gerçek dışı olmak
be all wet v. bambaşka bir konu olmak
be all wet v. çok farklı bir durum olmak
be all wet v. tamamen ayrı bir mesele olmak
ride hard and put (something) away wet [us] v. atı terletene kadar sürüp/koşturup kurutmadan ahıra koymak
ride hard and put (something) away wet [us] v. atı terletip soğutmadan ahıra koymak
ride hard and put (something) away wet [us] v. (bir şeyi) hor kullanmak
ride hard and put (something) away wet [us] v. (bir şeyi) hırpalamak
ride hard and put (something) away wet [us] v. (bir şeye) kötü bakmak
ride hard and put (something) away wet [us] v. (bir şeyi) bakımsız bırakmak
ride hard and put (something) away wet [us] v. (bir şeyi) haşat etmek
ride hard and put (something) up wet [us] v. atı terletene kadar sürüp/koşturup kurutmadan ahıra koymak
ride hard and put (something) up wet [us] v. atı terletip soğutmadan ahıra koymak
ride hard and put (something) up wet [us] v. (bir şeyi) hor kullanmak
ride hard and put (something) up wet [us] v. (bir şeyi) hırpalamak
ride hard and put (something) up wet [us] v. (bir şeye) kötü bakmak
ride hard and put (something) up wet [us] v. (bir şeyi) bakımsız bırakmak
ride hard and put (something) up wet [us] v. (bir şeyi) haşat etmek
be all wet v. tamamen yanlış olmak
be all wet v. baştan aşağı yanlış olmak
be all wet v. tamamen hatalı olmak
be all wet v. tamamen yanlış olmak
be all wet v. baştan aşağı yanlış olmak
be all wet v. tamamen hatalı olmak
throw a wet blanket on (something) v. (bir şeyi) bozmak
throw a wet blanket on (something) v. (bir şeye) gölge düşürmek
throw a wet blanket on (something) v. (bir şeyin) keyfini kaçırmak
throw a wet blanket on (something) v. (bir şeyin) tadını kaçırmak
throw a wet blanket on (something) v. (bir şeye) limon sıkmak
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag v. kötü oyun çıkarmak
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag v. kötü oyuncu olmak
couldn't act (one's) way out of a wet paper bag v. kötü rol yapmak
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag v. kendine hayrı dokunmamak
couldn't fight (one's) way out of a wet paper bag v. kendine bile hayrı olmamak
get your feet wet [us] v. ilk kez denemek
get your feet wet [us] v. ilk kez deneyimlemek
get your feet wet [us] v. ilk deneyimini kazanmak
wet yourself v. altına işemek
wet yourself v. altını ıslatmak
wet yourself v. altına yapmak
wet your pants/knickers v. altına işemek
wet your pants/knickers v. altını ıslatmak
wet your pants/knickers v. altına yapmak
wet around the edges adj. gözleri nemlenmiş
wet around the edges adj. hafif/yarı sarhoş
wet around the edges adj. gözleri yaşarmış
wet around the edges adj. çakırkeyif
wet around the edges adj. gözleri dolmuş
wet behind the ears adj. acemi çaylak
wet around the edges adj. gözleri yaşla dolmuş
wet around the edges adj. gözleri dolu dolu olmuş
wet around the edges adj. biraz sarhoş
wet around the edges adj. hafif sarhoş
ridden hard and put away wet [us] adj. (at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
ridden hard and put away wet [us] adj. (at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
ridden hard and put away wet [us] adj. hor kullanılmış
ridden hard and put away wet [us] adj. hırpalanmış
ridden hard and put away wet [us] adj. kötü bakılmış
ridden hard and put away wet [us] adj. bakımsız bırakılmış
ridden hard and put away wet [us] adj. haşat edilmiş
ridden hard and put away wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
ridden hard and put away wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
ridden hard and put away wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
ridden hard and put up wet [us] adj. (at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
ridden hard and put up wet [us] adj. (at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
ridden hard and put up wet [us] adj. hor kullanılmış
ridden hard and put up wet [us] adj. hırpalanmış
ridden hard and put up wet [us] adj. kötü bakılmış
ridden hard and put up wet [us] adj. bakımsız bırakılmış
ridden hard and put up wet [us] adj. haşat edilmiş
ridden hard and put up wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
ridden hard and put up wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
ridden hard and put up wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
ridden hard and put up wet [us] adj. bitkin
rode hard and put away wet adj. (at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
rode hard and put away wet adj. (at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
rode hard and put away wet adj. hor kullanılmış
rode hard and put away wet adj. hırpalanmış
rode hard and put away wet adj. kötü bakılmış
rode hard and put away wet adj. bakımsız bırakılmış
rode hard and put away wet adj. haşat edilmiş
rode hard and put away wet adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
rode hard and put away wet adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
rode hard and put away wet adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
rode hard and put away wet adj. bitkin
rode hard and put away wet adj. gerektiği gibi kullanılmamış
rode hard and put away wet adj. hatalı kullanılmış
rode hard and put away wet adj. suistimal edilmiş
rode hard and put up wet [us] adj. (at) terletene kadar sürülüp/koşturulup kurutulmadan ahıra konmuş
rode hard and put up wet [us] adj. (at) terletilip soğutulmadan ahıra konmuş
rode hard and put up wet [us] adj. hor kullanılmış
rode hard and put up wet [us] adj. hırpalanmış
rode hard and put up wet [us] adj. kötü bakılmış
rode hard and put up wet [us] adj. bakımsız bırakılmış
rode hard and put up wet [us] adj. haşat edilmiş
rode hard and put up wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen yorgun
rode hard and put up wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen hırpalanmış
rode hard and put up wet [us] adj. fiziksel olarak/duygusal olarak/zihnen kötü muamele görmüş
rode hard and put up wet [us] adj. bitkin
(as) wet as a drowned rat adj. sırılsıklam
(as) wet as a drowned rat adj. sıçan gibi ıslanmış
(as) wet as a drowned rat adj. sucuk gibi ıslanmış
(as) wet as a drowned rat adj. iliğine kadar ıslanmış
(still) wet behind the ears adj. ağzı süt kokan
(still) wet behind the ears adj. dünkü çocuk
(still) wet behind the ears adj. toy
(still) wet behind the ears adj. acemi çaylak
(still) wet behind the ears adj. acemi
(still) wet behind the ears adj. deneyimsiz
madder than a wet hen adj. çok sinirli
madder than a wet hen adj. küplere binmiş
madder than a wet hen adj. sinirden deliye dönmüş
madder than a wet hen adj. sinirden çılgına dönmüş
madder than a wet hen adj. tepesi atmış
wet behind the ears expr. acemi
as mad as a wet hen expr. çok sinirli
wet behind the ears expr. deneyimsiz
mad as a wet hen expr. çok sinirli
as mad as a wet hen expr. çok sinirlenmiş
could talk under wet cement expr. her durumda konuşan
as mad as a wet hen expr. küplere binmiş
could talk under wet cement expr. söyleyecek lafı hiç bitmez
as mad as a wet hen expr. sinirden çılgına dönmüş
as mad as a wet hen expr. sinirden deliye dönmüş
could talk under wet cement expr. söyleyecek lafı hep vardır
as mad as a wet hen expr. tepesi atmış
(one's) way out of a wet paper bag expr. (birinin) kendine hayrı yok
(one's) way out of a wet paper bag expr. (biri) beyinsiz
(one's) way out of a wet paper bag expr. (biri) en basit işi bile beceremez
(one's) way out of a wet paper bag expr. (biri) beceriksiz
sorry for being a wet blanket [cliché] expr. rahatsızlık verdiğim için üzgünüm
sorry for being a wet blanket [cliché] expr. keyfinizi kaçırdığım için üzgünüm
sorry for being a wet blanket [cliché] expr. oyunbozanlığım için özür dilerim
sorry for being a wet blanket [cliché] expr. eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm
sorry for being a wet blanket [cliché] expr. hevesinizi kırdığım için özür dilerim
sorry to be a wet blanket [cliché] expr. rahatsızlık verdiğim için üzgünüm
sorry to be a wet blanket [cliché] expr. keyfinizi kaçırdığım için üzgünüm
sorry to be a wet blanket [cliché] expr. oyunbozanlığım için özür dilerim
sorry to be a wet blanket [cliché] expr. eğlencenizi böldüğüm için üzgünüm
sorry to be a wet blanket [cliché] expr. hevesinizi kırdığım için özür dilerim
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. kendine hayrı yok
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. en basit işi bile beceremez
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. kendine bile hayrı yok
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. beceriksiz
can't punch (one's) way out of a wet paper bag expr. zayıf
water is wet expr. heralde yani
water is wet expr. iki kere iki dört eder
water is wet expr. zaten biliyoruz
water is wet expr. zaten ortada
Speaking
wet rag n. ıslak bez
don't stand out there in the wet! expr. orada yağmurun altında durma!
his hair is still wet expr. saçları hala ıslak
his hair is still wet expr. saçı hala ıslak
her hair is still wet expr. saçı hala ıslak
her hair is still wet expr. saçları hala ıslak
his hair's still wet expr. saçı hala ıslak
his hair's still wet expr. saçları hala ıslak
her hair's still wet expr. saçları hala ıslak
her hair's still wet expr. saçı hala ıslak
Trade/Economic
wet goods n. akar mallar
wet outlet n. içecek satan iş yeri
wet stamp n. ıslak kaşe
wet signature n. ıslak imza
document with wet signature n. ıslak imzalı belge
wet dock n. liman doku
wet goods n. sıvı mallar
wet goods n. şişe ve varillerle taşınan mallar
wet stamped adj. ıslak kaşeli
wet stamped adj. ıslak kaşe ile kaşelenmiş
Law
wet-ink signature n. ıslak imza
Institutes
water education for teachers project (wet) n. öğretmenlere su eğitimi projesi
Technical
wet steam decatizing n. bitim dekatürü
wet shrinkage value n. büzülme değeri
wet shrinkage stress n. büzülme gerilmesi
wet shrinkage crack n. büzülme çatlağı
wet storage n. dolu muhafaza (buhar kazanları için söylenir)
wet galvanizing n. elektrikli galvanizleme
determination of fineness by wet sieving n. ıslak eleme ile incelik tayini
wet rotor n. ıslak rotor
wet and dry sand n. ıslak veya kuru kum
wet-thermometer n. ıslak sıcaklıkölçer
wet fastness value n. ıslak haslık değeri
wet process n. ıslak yöntem
wet short circuit test n. ıslak kısa devre deneyi
wet cure n. ıslak kür
wet welding n. ıslak kaynak
wet tensile strength n. ıslak kopma mukavemeti
wet screening n. ıslak eleme
wet mechanical analysis n. ıslak elek analizi
wet cured n. ıslak bakım
wet-bulb thermometer n. ıslak hazneli sıcaklıkölçer
wet areas n. ıslak mekanlar
wet process rotary kiln n. ıslak yöntem döner fırın
wet-sieve analysis n. ıslak elek analizi
wet surface n. ıslak yüzey
wet liner n. ıslak silindir gömleği
wet-cell battery n. ıslak hücreli batarya
wet alarm valve n. ıslak alarm vanası
wet alarm valve n. ıslak alarm çek vanası
wet peel test n. ıslak sıyırma deneyi
wet vent n. ıslak havalık
wet storage n. ıslak depolama
wet density n. ıslak birim ağırlık
wet return n. ıslak dönüş
wet steam n. ıslak buhar
wet compression molding n. ıslak basınç kalıplama
wet period n. ıslak dönem
wet mix n. ıslak karışım
wet density n. ıslak yoğunluk
wet cut n. ıslak kazı
wet construction n. ıslak yapım
wet compression moulding n. ıslak basınç kalıplama
wet pressed process n. ıslak kalıplama yöntemi
wet dusting n. ıslak tozlama
wet and drying n. ıslatma ve kurutma
wet sieving n. ıslak eleme
wet preparation n. ıslak hazırlama
wet coating n. ıslak boyama
wet capacity n. ıslak kapasite
wet bursting strength n. ıslak patlama mukavemeti
creep factor under wet conditions n. ıslak şartlar altında sünme faktörü
wet type dust collector n. ıslak toz tutucu
wet fastness n. ıslak haslık
wet-and-dry-bulb thermometer n. ıslak ve kuru hazneli termometre
wet-dry signal n. işlenmemiş - işlenmiş sinyal
wet blasting n. ıslak kumlama
wet mass n. ıslak kütle
wet area n. ıslak hacim
wet cooling tower n. ıslak tip soğutma kulesi
wet contact n. ıslak temas
wet cooling tower n. ıslak soğutma kulesi
wet steam decatizing n. ıslak buharlı dekatirleme
wet grinding n. ıslak taşlama
wet grinding n. ıslak silme
wet alarm valve assembly n. ıslak tip alarm vana tertibatı
wet mechanical analysis n. ıslak elek çözümlemesi
wet filter pump n. ıslak filtre pompası
wet analysis n. ıslak çözümleme
wet-type electric precipitator n. ıslak tip elektrostatik filtre
wet barrel hydrant n. ıslak varil hidrant (itfaiyecilik)
wet bulk density n. ıslak hacim yoğunluğu
wet sand blasting n. ıslak kum püskürtme
wet drilling n. ıslak sondaj
wet bulb temperature n. ıslak termometre sıcaklığı
wet clay n. ıslak kil
wet analysis n. ıslak analiz
wet drawing n. kaplamalı tel çekme
wet sump system n. karterli yağlama sistemi
wet lime n. kaymak kireç
wet surface n. kazanın su tarafı
wet lime n. kireç kaymağı
wet pit n. lağım çukuru
wet room box n. nemli yer buvatı
wet air n. nemli hava
wet arc tracking resistance n. nemli ark izi direnci
wet-storage stains n. nemli depolama lekeleri
wet-type air cooler n. nemle çalışan hava soğutucu