isteksiz

Significados de "isteksiz" en diccionario inglés turco : 64 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	isteksiz	unwilling adj.
The court must only be involved if the country concerned is unwilling or unable to deal with the matter. Mahkeme sadece ilgili ülkenin konuyla ilgilenmek istememesi veya ilgilenememesi durumunda devreye girmelidir. More Sentences
2	Common Usage	isteksiz	reluctant adj.
He was reluctant to accept the offer. Adam, teklifi kabul etme konusunda isteksizdi. More Sentences
General
3	General	isteksiz	grudging adj.
They are minimalist and grudging in their response to this crisis for the Irish airline. İrlandalı hava yolu şirketinin bu krize verdiği yanıt minimalist ve isteksizdir. More Sentences
4	General	isteksiz	jaded adj.
Tom is jaded and cynical. Tom isteksiz ve alaycıdır. More Sentences
5	General	isteksiz	unenthusiastic adj.
Tom may be unenthusiastic about that. Tom bunun hakkında isteksiz olabilir. More Sentences
6	General	isteksiz	reluctant adj.
I was reluctant at first, but I ended up liking the movie. Başta isteksizdim ama sonunda filmi sevdim. More Sentences
7	General	isteksiz	unenthusiastic adj.
Tom seemed unenthusiastic. Tom isteksiz görünüyordu. More Sentences
8	General	isteksiz	gutless adj.
9	General	isteksiz	half hearted adj.
10	General	isteksiz	unwilled adj.
11	General	isteksiz	backward adj.
12	General	isteksiz	halfhearted adj.
13	General	isteksiz	plodding adj.
14	General	isteksiz	sticky adj.
15	General	isteksiz	loath adj.
16	General	isteksiz	loth adj.
17	General	isteksiz	indisposed adj.
18	General	isteksiz	undisposed adj.
19	General	isteksiz	undesirous adj.
20	General	isteksiz	wishless adj.
21	General	isteksiz	wet adj.
22	General	isteksiz	averse adj.
23	General	isteksiz	indispose adj.
24	General	isteksiz	faint adj.
25	General	isteksiz	disinclined adj.
26	General	isteksiz	lukewarm adj.
27	General	isteksiz	languid adj.
28	General	isteksiz	tepid adj.
29	General	isteksiz	half-hearted adj.
30	General	isteksiz	off adj.
31	General	isteksiz	affectionless adj.
32	General	isteksiz	afraid adj.
33	General	isteksiz	uneager adj.
34	General	isteksiz	all-overish adj.
35	General	isteksiz	unaspiring adj.
36	General	isteksiz	unfestlich adj.
37	General	isteksiz	unsolicitous adj.
38	General	isteksiz	unwishful adj.
39	General	isteksiz	unzealous adj.
40	General	isteksiz	zealless adj.
41	General	isteksiz	begrudging adj.
42	General	isteksiz	lustless adj.
43	General	isteksiz	loathful [scotland] adj.
44	General	isteksiz	dainty [obsolete] adj.
45	General	isteksiz	shy adj.
46	General	isteksiz	stanck adj.
47	General	isteksiz	involuntarily adv.
48	General	isteksiz	willy nilly adv.
49	General	isteksiz	unwillingly adv.
50	General	isteksiz	grudgingly adv.
Colloquial
51	Colloquial	isteksiz	under protest adj.
52	Colloquial	isteksiz	not bothered [uk] adj.
53	Colloquial	isteksiz	soggy adj.
54	Colloquial	isteksiz	heart not in it expr.
55	Colloquial	isteksiz	in no mood expr.
Idioms
56	Idioms	isteksiz	half-hearted adj.
57	Idioms	isteksiz	half a heart adv.
58	Idioms	isteksiz	in no rush expr.
59	Idioms	isteksiz	not in a/any rush expr.
Trade/Economic
60	Trade/Economic	isteksiz	involuntary adj.
Computer
61	Computer	isteksiz	coy adj.
Archaic
62	Archaic	isteksiz	sweer [scotland] v.
63	Archaic	isteksiz	heartless adj.
64	Archaic	isteksiz	scrupulous adj.

Significados de "isteksiz" con otros términos en diccionario inglés turco: 57 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
General
1	General	isteksiz olmak	be reluctant to v.
I suspect that Tom is reluctant to do that. Tom'un bunu yapmaya isteksiz olduğundan şüpheleniyorum. More Sentences
2	General	isteksiz olarak	reluctantly adv.
Tom reluctantly published Mary's tragic novel. Tom, Mary'nin trajik romanını isteksiz olarak yayınladı. More Sentences
Idioms
3	Idioms	(bir şey yapmaya) isteksiz	reluctant to (do something) adj.
People are reluctant to look closely at these. İnsanlar bunlara yakından bakmak konusunda isteksiz. More Sentences
4	Idioms	yapmaya isteksiz	reluctant to do adj.
Member States who are reluctant to do this do not want to face up to the fact that our coasts have to be protected. Bunu yapmakta isteksiz olan Üye Devletler, kıyılarımızın korunması gerektiği gerçeğiyle yüzleşmek istememektedir. More Sentences
General
5	General	isteksiz cinsel birliktelik	acokoinonia n.
6	General	isteksiz olma	reluctation [obsolete] n.
7	General	isteksiz olma	undisposedness n.
8	General	memleketini veya çocukluk evini terk etmeye isteksiz kimse	homebird n.
9	General	isteksiz olmak	be sticky about doing something v.
10	General	isteksiz olmak	grudge v.
11	General	isteksiz olmak	be undesirous of v.
12	General	isteksiz olmak	be loath v.
13	General	isteksiz olmak	be unwilling to do v.
14	General	ayaklarını sürürcesine isteksiz hareket etmek	shufflingly v.
15	General	isteksiz olmak	nill v.
16	General	isteksiz olmak	languish v.
17	General	isteksiz olmak	reluct v.
18	General	isteksiz olmak	reluctate v.
19	General	güçsüz ve isteksiz bir tempoda ilerlemek	sag v.
20	General	isteksiz olmak	hesitate v.
21	General	isteksiz olma	hesitating v.
22	General	isteksiz olmak	shrink v.
23	General	isteksiz olmak	stick v.
24	General	-e karşı isteksiz	averse to adj.
25	General	isteksiz olmayan	unreluctant adj.
26	General	okumaya isteksiz	aliterate adj.
27	General	rutin, cansız ve isteksiz performansı sebebiyle makineye benzeyen	mechanic adj.
28	General	yetkin ama isteksiz	businesslike adj.
29	General	eşit sosyal, siyasi veya profesyonel haklar vermeye isteksiz	intolerant adj.
30	General	yardıma isteksiz bir biçimde	uncooperatively adv.
31	General	isteksiz bir şekilde	unaspiringly adv.
32	General	ağır ve isteksiz bir şekilde	hard adv.
Phrasals
33	Phrasals	isteksiz olmak	hang back v.
Colloquial
34	Colloquial	(bir şey yapmaya) isteksiz olmak/niyeti olmamak	not about to v.
35	Colloquial	bir şey yapmaya isteksiz olmak/niyeti olmamak	not be about to do something v.
36	Colloquial	gönülsüzce/isteksiz yapmak	drag (one's) tail v.
37	Colloquial	yapmaya sıcak bakmamak/isteksiz olmak	be ill-disposed to doing v.
38	Colloquial	(bir şeyi yapmaya) isteksiz	disinclined to (do something) adj.
39	Colloquial	bir şeye isteksiz	disinclined to adj.
40	Colloquial	(biri) isteksiz	(one's) heart isn't in it expr.
41	Colloquial	(bir şey yapmaya) isteksiz	in no mood to (do something) expr.
42	Colloquial	yapmaya isteksiz	in no mood to do expr.
Idioms
43	Idioms	isteksiz bir gülüş	half smile n.
44	Idioms	bir şeyi yapmaya sıcak bakmamak/isteksiz olmak	ill-disposed to doing something v.
45	Idioms	isteksiz olmak	be no ball of fire v.
46	Idioms	(bir şeyi yapmak için) isteksiz olmak	be loath to do something v.
47	Idioms	(bir şeyi yapmak için) isteksiz davranmak	be loath to do something v.
48	Idioms	bir şeye karşı isteksiz olmak	have no stomach for something v.
49	Idioms	(bir şeyde) isteksiz olmak	not have (one's) heart in (something) v.
50	Idioms	isteksiz olmak	not have one's heart in it v.
51	Idioms	(biriyle/bir şeyle) ilgili isteksiz	half-hearted about (someone or something) adj.
52	Idioms	isteksiz şekilde	with a bad grace expr.
53	Idioms	(biri/bir şey hakkında) isteksiz	halfhearted (about someone or something) expr.
54	Idioms	isteksiz şekilde	with bad grace expr.
Slang
55	Slang	sevişirken ilgisiz/isteksiz olan kimse	dead fish n.
56	Slang	kaba ve isteksiz kimse	cocktail [uk] n.
57	Slang	gönülsüzce/isteksiz yapmak	drag (one's) ass v.