|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
tutulma (ısı/su vb) |
retention n.
|
|
After the accident, his knee was swollen due to fluid retention.
Kazadan sonra sıvı tutulması nedeniyle dizi şişti.
More Sentences
|
2 |
Common Usage |
eşik (kıyamet/sorun vb) |
edge n.
|
|
We were at the edge of the hurricane.
Biz kasırganın eşiğindeydik.
More Sentences
|
3 |
Common Usage |
aralık (yaş vb) |
range n.
|
|
The patient was relieved to learn from the doctor that his blood pressure was within the normal range.
Doktordan tansiyonunun normal aralıkta olduğunu öğrenen hasta rahatladı.
More Sentences
|
4 |
Common Usage |
(öykü/film vb'de) kötü adam |
villain n.
|
|
With the help of the victims, what counts is getting at the big villains.
Kurbanların yardımıyla, önemli olan esas kötü adamlara ulaşmaktır.
More Sentences
|
5 |
Common Usage |
kalmak (bir pozisyonda/derecede vb) |
remain v.
|
|
Illegal immigrants were allowed to remain in the USA under certain conditions.
Yasadışı göçmenlerin belirli koşullar altında ABD'de kalmalarına izin verildi.
More Sentences
|
6 |
Common Usage |
işlemek (suç vb) |
commit v.
|
|
The only crime they have committed is to endorse a referendum on democracy.
İşledikleri tek suç demokrasi referandumuna destek vermektir.
More Sentences
|
7 |
Common Usage |
yerine getirmek (plan vb'ni) |
implement v.
|
|
We now stand here having implemented frontloading which gives us the opportunity to comply with what we promised.
Şimdi burada, bize söz verdiklerimizi yerine getirme fırsatı veren önden yüklemeyi uygulamış olarak duruyoruz.
More Sentences
|
General |
|
8 |
General |
askı (kırık kol vb için) |
sling n.
|
|
Tom's left arm is in a sling.
Tom'un sol kolu askıda.
More Sentences
|
9 |
General |
teminat (borca karşı gösterilen ve bir mülk, tahvil, senet vb'ne dayalı) |
collateral n.
|
|
It is about credit standing and the collateral needed for it.
Bu, kredi durumu ve bunun için gereken teminatla ilgilidir.
More Sentences
|
10 |
General |
kirlenme (mikrop/zehir vb ile) |
contamination n.
|
|
She spoke of contamination of the seas in Ireland and Denmark.
İrlanda ve Danimarka'da denizlerin kirlendiğinden bahsetti.
More Sentences
|
11 |
General |
verme (yardım/kredi vb) |
extension n.
|
|
Therefore, if she will excuse me, I shall concentrate on the Lamfalussy procedure extension.
Bu nedenle, eğer izin verirse, Lamfalussy prosedürü uzantısına odaklanacağım.
More Sentences
|
12 |
General |
kulübe (odun/kömür vb konan) |
shed n.
|
|
We keep the lawnmower in that shed.
Çim biçme makinesini o kulübede tutuyoruz.
More Sentences
|
13 |
General |
başlangıç aşaması (tasarı/iş vb'nin) |
infancy n.
|
|
Twenty years ago, the information security industry was still in its infancy.
Yirmi yıl önce bilgi güvenliği sektörü henüz başlangıç aşamasındaydı.
More Sentences
|
14 |
General |
patlama (bir yerin ticaret, nüfus vb'nde) |
boom n.
|
|
We are faced with a boom in freight transport, which will expand even further with enlargement.
Genişlemeyle birlikte daha da artacak olan yük taşımacılığında bir patlama ile karşı karşıyayız.
More Sentences
|
15 |
General |
şasi (otomobil/kamyon vb'nde) |
frame n.
|
|
I decided to paint my bicycle's frame.
Bisikletimin şasisini boyamaya karar verdim.
More Sentences
|
16 |
General |
temeller (bir düşüncenin vb) |
fundamentals n.
|
|
I think we should concentrate on fundamentals.
Bence temel konulara odaklanmalıyız.
More Sentences
|
17 |
General |
pul (balık/sürüngen vb'nde) |
scale n.
|
|
Make sure you remove all the scales when cleaning the fish.
Balığı temizlerken tüm pulları çıkardığınızdan emin olun.
More Sentences
|
18 |
General |
kıyı (nehir/göl/vb'ne ait) |
bank n.
|
|
We played on the banks of the Thames.
Biz Thames kıyılarında oynadık.
More Sentences
|
|
19 |
General |
yağış (yağmur vb) |
precipitation n.
|
|
There is a high chance of precipitation.
Yağış ihtimali çok yüksek.
More Sentences
|
20 |
General |
öğütücü (makine/alet vb) |
grinder n.
|
|
Pass me the pepper grinder.
Biber öğütücüyü uzatır mısın?
More Sentences
|
21 |
General |
kap (kutu/şişe vb) |
container n.
|
|
The characteristics of the material make the recovery of the used ceramic containers pointless.
Malzemenin özellikleri kullanılmış seramik kapların geri kazanımını anlamsız kılmaktadır.
More Sentences
|
22 |
General |
devamsızlık (işe/okula vb'ne) |
absenteeism n.
|
|
Harassment has repercussions for the economy of the company, leads to absenteeism, inefficiency and low productivity.
Tacizin şirket ekonomisine yansımaları vardır; devamsızlığa, verimsizliğe ve düşük üretkenliğe yol açar.
More Sentences
|
23 |
General |
zayıflık (umut/şans vb'nde) |
frailty n.
|
|
Her frailty prevented her from carrying heavy objects.
Kadının zayıflığı ağır nesneleri taşımasını engelliyordu.
More Sentences
|
24 |
General |
saygı (hükümdara vb'ne gösterilen) |
homage n.
|
|
I would like to ask you to observe a minute's silence to pay homage to all the victims.
Sizlerden tüm kurbanlar için bir dakikalık saygı duruşunda bulunmanızı rica ediyorum.
More Sentences
|
25 |
General |
dokunulmazlık (kutsal birşey vb) |
inviolability n.
|
|
This fight is about the inviolability of human life as the highest value in our democracy.
Bu mücadele, demokrasimizdeki en yüksek değer olan insan hayatının dokunulmazlığı ile ilgilidir.
More Sentences
|
26 |
General |
parlaklık (ışık vb) |
brightness n.
|
|
The brightness of the sky showed that the storm had passed.
Gökyüzünün parlaklığı fırtınanın geçtiğini gösterdi.
More Sentences
|
27 |
General |
zehir (yılan/akrep/arı vb) |
venom n.
|
|
Either way, it is a creeping venom seeping into our open society and becoming a burden on it.
Her iki durumda da açık toplumumuza sızan ve onun üzerinde bir yük haline gelen sürünen bir zehirdir.
More Sentences
|
28 |
General |
düşüş (fiyat/talep/ısı vb'nde) |
fall n.
|
|
His painting depicts the fall of Babylon.
Tablosu Babil'in düşüşünü tasvir ediyor.
More Sentences
|
29 |
General |
bank (park vb gibi yerlerdeki) |
park bench n.
|
|
Tom slept on a park bench.
Tom bir bankın üstünde uyudu.
More Sentences
|
30 |
General |
baskı (dergi, kitap vb) |
edition n.
|
|
This book has gone through eight editions.
Bu kitap sekiz baskı yaptı.
More Sentences
|
31 |
General |
başlık (bir yazı/kitap bölümü vb için) |
title n.
|
|
We must bear in mind the title of and the reason for this resolution, namely the terrorist attacks in India.
Bu kararın başlığını ve nedenini, yani Hindistan'daki terörist saldırıları aklımızda tutmalıyız.
More Sentences
|
32 |
General |
ayrım (ırk, cinsiyet vb) |
discrimination n.
|
|
Everyone, without any discrimination, has the right to equal pay for equal work.
Herkes, hiçbir ayrım gözetmeksizin, eşit iş için eşit ücret alma hakkına sahiptir.
More Sentences
|
33 |
General |
düşüş (fiyat/oy/müşteri sayısı vb'nde) |
slump n.
|
|
The 'Everything but arms' initiative, therefore, to some extent offset the slump observed in 2001 and 2002.
Dolayısıyla 'Silahlar hariç her şey' girişimi, 2001 ve 2002'de gözlemlenen düşüşü bir ölçüde telafi etti.
More Sentences
|
34 |
General |
fırlatma (roket vb) |
launching n.
|
|
The launching of artificial earth satellites is commonly looked upon as an exploration of space.
Yapay dünya uydularının fırlatılması genellikle uzayın keşfi olarak görülmektedir.
More Sentences
|
35 |
General |
isim (kitap/piyes/film vb'ne ait) |
title n.
|
|
I really liked it and thought it would make a great song and/or album title.
Bunu gerçekten beğendim ve bunun güzel bir parça ve/veya albüm ismi olacağını düşündüm.
More Sentences
|
36 |
General |
nemlendirici (krem vb) |
moisturizer n.
|
|
She applied moisturizer to her skin to keep it hydrated.
Cildini nemli tutmak için nemlendirici sürdü.
More Sentences
|
37 |
General |
tecrit (cezaevi vb) |
lockdown n.
|
|
The turmoil in the prison eventually led to a complete lockdown.
Hapishanedeki kargaşa sonunda tamamen tecrite yol açtı.
More Sentences
|
38 |
General |
esneklik (zaman vb) |
wiggle room n.
|
|
Is there any wiggle room?
Esneme payı var mı?
More Sentences
|
|
39 |
General |
(darağacı vb) ilmik |
noose n.
|
|
Ignorance smothers like a noose.
Cehalet bir ilmik gibi boğar.
More Sentences
|
40 |
General |
(altın vb) külçe |
nugget n.
|
|
This project is a gold nugget.
Bu proje altın bir külçe.
More Sentences
|
41 |
General |
(otel vb) daire |
suite n.
|
|
I'd like a suite.
Bir daire istiyorum.
More Sentences
|
42 |
General |
(arı vb'de) iğne |
sting n.
|
|
The sting is quite powerful and can be dangerous to humans.
İğnesi bir hayli güçlüdür ve insanlar için tehlikeli olabilir.
More Sentences
|
43 |
General |
(yol vb) geçiş ücreti |
toll n.
|
|
In the meantime, the Federal German Government has postponed the introduction of the motorway toll indefinitely.
Bu arada Federal Alman Hükümeti otoyol geçiş ücretinin uygulamaya konulmasını süresiz olarak erteledi.
More Sentences
|
44 |
General |
sızıntı (su gaz vb) |
leakage n.
|
|
I have been especially anxious about the possibility of carbon leakage.
Özellikle karbon sızıntısı olasılığı konusunda endişeliyim.
More Sentences
|
45 |
General |
(roman/oyun vb 'de) kahraman |
protagonist n.
|
|
And, in this historic present we are living through, the European Union is taking shape as one of its main protagonists.
Ve içinde yaşadığımız bu tarihi dönemde, Avrupa Birliği, ana kahramanlarından biri olarak şekilleniyor.
More Sentences
|
Common Usage |
|
46 |
Common Usage |
çekirdek (elma/portakal vb'nde) |
pip n.
|
|
47 |
Common Usage |
çalma (zil vb) |
ringing n.
|
|
48 |
Common Usage |
dikme (heykel/direk vb'ni) |
erection n.
|
|
49 |
Common Usage |
seri (ürün vb) |
range n.
|
|
50 |
Common Usage |
(olta vb) takım |
tackle n.
|
|
51 |
Common Usage |
izlemek (iz vb) |
track v.
|
|
52 |
Common Usage |
geçirmek (geceyi vb) |
spend v.
|
|
53 |
Common Usage |
dökmek (gözyaşı vb) |
shed v.
|
|
54 |
Common Usage |
kırmak (fiyat vb) |
reduce v.
|
|
55 |
Common Usage |
(yasa vb) uygulamaya koymak |
impose v.
|
|
56 |
Common Usage |
bozulmak (sağlık/durum vb) |
deteriorate v.
|
|
57 |
Common Usage |
işlemek (suç vb) |
perpetrate v.
|
|
58 |
Common Usage |
eritmek (kar/buz vb) |
thaw v.
|
|
59 |
Common Usage |
(uçak/kap) (yolcu/su vb) taşımak |
hold v.
|
|
60 |
Common Usage |
(isyanın başlamasına vb) önayak olmak |
instigate v.
|
|
61 |
Common Usage |
(sınıfta vb) çağırmak |
call on v.
|
|
62 |
Common Usage |
kör (bıçak vb) |
blunt adj.
|
|
63 |
Common Usage |
bıyık (kedi vb hayvanlara ait) |
whiskers n.
|
|
General |
|
64 |
General |
internet vb ağlar aracılığıyla bilginin hızla bilgisayarlar arasında aktarılabildiği ortam |
superhighway n.
|
|
65 |
General |
bir konsolos vb'ni tanıma |
exequatur n.
|
|
66 |
General |
ağı (yılan/akrep/arı vb) |
venom n.
|
|
67 |
General |
çevirme (manivela vb'ni) |
wind n.
|
|
68 |
General |
sıklık (orman/saç vb için) |
density n.
|
|
69 |
General |
topak (şeker vb) |
pulp n.
|
|
70 |
General |
kükreme (aslan vb) |
roaring n.
|
|
71 |
General |
tahta yaya kaldırımı (kum/bataklık vb üzerindeki) |
boardwalk n.
|
|
72 |
General |
biçme makinesi vb´nin bir geçişte kestiği yer |
swath n.
|
|
73 |
General |
yayılan dalga (radyo/telgraf vb'nden) |
transmission n.
|
|
74 |
General |
stand (fuar vb) |
booth n.
|
|
75 |
General |
ayak (masa vb) |
leg n.
|
|
76 |
General |
tesviye hatlarına uygun sürüm (arsa vb) |
contour plowing n.
|
|
77 |
General |
boş olan memuriyet vb |
vacancy n.
|
|
78 |
General |
çürütme (bir fikri vb) |
confuting n.
|
|
|
79 |
General |
oturan kimse (ev/bina/oda vb'nde) |
occupant n.
|
|
80 |
General |
çevirme (duvar/çit vb ile) |
enclosure n.
|
|
81 |
General |
arama (yiyecek vb) |
foraging n.
|
|
82 |
General |
uç (mızrak/ok vb) |
fluke n.
|
|
83 |
General |
ateş (sigara vb için) |
light n.
|
|
84 |
General |
007 ile biten herhangi bir yıl (2007 vb) |
bond year n.
|
|
85 |
General |
çıkarma (maden vb) |
mining n.
|
|
86 |
General |
boş oda (otel/pansiyon vb'nde) |
vacancy n.
|
|
87 |
General |
ocak (ülkü vb) |
seedbed n.
|
|
88 |
General |
denizlerin ötesinde bulunan ülke vb |
overseas n.
|
|
89 |
General |
göbek (marul/enginar vb'nde) |
heart n.
|
|
90 |
General |
ağız (bardak vb) |
brim n.
|
|
91 |
General |
çevrili olan yer (duvar/çit vb ile) |
enclosure n.
|
|
92 |
General |
teneke kutu (çay/kahve vb konulan) |
canister n.
|
|
93 |
General |
halatla yükleme (kamyonla vb) |
cross haul n.
|
|
94 |
General |
ısı vb verme |
evolution n.
|
|
95 |
General |
taşıma hizmetleri (insan vb) |
relocation services n.
|
|
96 |
General |
denge (bisiklet vb) |
bridle n.
|
|
97 |
General |
hayırlı olsun (bebeğin doğumu vb) |
congrats n.
|
|
98 |
General |
çalma (maviye vb) |
tendency n.
|
|
99 |
General |
düşüş (uyuşturucu vb etkisinden) |
falling n.
|
|
100 |
General |
yol kenarında han vb bir işletme |
roadhouse n.
|
|
101 |
General |
tesisatı döşeme (kalorifer/elektrik vb) |
installation n.
|
|
102 |
General |
çile (yün/ip vb için) |
skein n.
|
|
103 |
General |
iğne (arı vb) |
sting n.
|
|
104 |
General |
banılmış ekmek lokması (yemeğin suyuna vb'ne) |
sop n.
|
|
105 |
General |
dip dalga (isyan vb) |
roust n.
|
|
106 |
General |
açıklık (ifade vb) |
explicity n.
|
|
107 |
General |
para vb bulma |
accommodation n.
|
|
108 |
General |
dökme (göz yaşı vb) |
shedding n.
|
|
109 |
General |
bir hayır kurumu vb için gelir sağlayan |
endower n.
|
|
110 |
General |
soyma (giysi vb) |
disrobing n.
|
|
111 |
General |
sızma (örgüt/kuruluş vb'ne) |
infiltration n.
|
|
112 |
General |
gemi yükü vb dengeleme |
trimming n.
|
|
113 |
General |
vazgeçme (ceza vb'nden) |
remittance n.
|
|
114 |
General |
boşaltma (sıvı vb dökmek) |
pouring n.
|
|
115 |
General |
bir kuruluş vb'nin 25. yıl dönümü |
silver anniversary n.
|
|
116 |
General |
tırtıl (tank vb tırtıllı araçlara ait) |
track n.
|
|
117 |
General |
dökme kabı (sirke, yağ vb) |
caster n.
|
|
118 |
General |
çıkmasını yasaklama (yayının/haberin vb) |
suppression n.
|
|
119 |
General |
devam (bir okula vb) |
attendance n.
|
|
120 |
General |
kaynak (kitap vb) |
source n.
|
|
121 |
General |
ev vb oturma |
occupancy n.
|
|
122 |
General |
düşme vb gibi nedenlerle özellikle kafada oluşan sakatlıklar |
concussions n.
|
|
123 |
General |
tutma (ısı/su vb'ni) |
retention n.
|
|
124 |
General |
birleşme (şirket vb) |
merging n.
|
|
125 |
General |
zorlayan şey (bir kimsenin takatını/sabrını vb'ni) |
tax n.
|
|
126 |
General |
kirletme (mikrop/zehir vb ile) |
contamination n.
|
|
127 |
General |
en ağır kısım (saldırı/azarlama/baskı vb'nin) |
brunt n.
|
|
128 |
General |
midye vb kabuk |
cockleshell n.
|
|
129 |
General |
uzun bir uçak yolculuğundan sonra zaman farkından doğan uyku düzensizliği, yorgunluk vb |
jet lag n.
|
|
130 |
General |
belli bir süre etkili olan (moda vb) |
wave n.
|
|
131 |
General |
fitil (mum/kandil vb'nde) |
wick n.
|
|
132 |
General |
son derece sesli müzik sistemi (araba vb) |
king kong n.
|
|
133 |
General |
koyverme (halat vb) |
stopover n.
|
|
134 |
General |
kaynak kullanma (yazı vb) |
referencing n.
|
|
135 |
General |
tavşan vb hayvanların dişisi |
doe n.
|
|
136 |
General |
kabinli bina (plaj/göl vb kenarında) |
bathhouse n.
|
|
137 |
General |
vücudun rahatına hizmet eden şeyler, gıda, refah, konfor vb |
creature conforts n.
|
|
138 |
General |
pilot alevi (şofben, fırın vb'nde) |
pilot light n.
|
|
139 |
General |
yavaş yavaş ödeme (borç vb) |
sinking n.
|
|
140 |
General |
film vb hakkında övgü dolu yazı |
rave review n.
|
|
141 |
General |
kum vb yapı malzemelerini ölçmekte kullanılan ve her yanı çoğunlukla 75cm olan küp ölçek |
hold n.
|
|
142 |
General |
müdür (banka, hapishane vb) |
governor n.
|
|
143 |
General |
çöp sepeti (kağıt vb atılan) |
wastebasket n.
|
|
144 |
General |
bilgisayar verilerini gösteren monitör vb |
visual display unit n.
|
|
145 |
General |
ateşleme (tüfek/top vb'ni) |
firing n.
|
|
146 |
General |
kızamık vb dökme |
eruption n.
|
|
147 |
General |
kitapta son okunan sayfayı bulmak için araya konulan karton, kurdele vb |
bookmark n.
|
|
148 |
General |
doküman vb taşıyan kuryenin yaptığı yolculuk |
courier flight n.
|
|
149 |
General |
para vb devir hızı |
turnover n.
|
|
150 |
General |
atma (top, gülle vb) |
toss n.
|
|
151 |
General |
dönme (eski durum/alışkanlık/inanç vb'ne) |
reversion n.
|
|
152 |
General |
dağıtma (kağıt, not vb) |
handout n.
|
|
153 |
General |
yüz (para, madolyon vb) |
obverse n.
|
|
154 |
General |
mücadele içinde olma {hayat mücadelesi vb} |
struggling n.
|
|
155 |
General |
hükümet binaları, mahkeme, kütüphane vb'nin bulunduğu şehir merkezi |
civic center n.
|
|
156 |
General |
çözme (makaradan vb) |
unwinding n.
|
|
157 |
General |
sulu yulaf vb lapası |
gruel n.
|
|
158 |
General |
ötme (düdük vb) |
blast n.
|
|
159 |
General |
kaplumbağa vb yüzgeç |
flipper n.
|
|
160 |
General |
(araba/radyo vb) meraklısı |
buff n.
|
|
161 |
General |
rüzgar vb nedenlerle ısının farklı algılanması |
chill factor n.
|
|
162 |
General |
ağızlık (köpek vb) |
muzzle n.
|
|
163 |
General |
süslemeler (deri vb) |
tooling n.
|
|
164 |
General |
ruh vb geçme |
transmigration n.
|
|
165 |
General |
patlama (yanardağ vb) |
erupting n.
|
|
166 |
General |
borca karşı gösterilen ve bir mülk senet vb'ne dayalı teminat |
collateral security n.
|
|
167 |
General |
ağaç gövdelerinin bataklık vb riskli zeminlere yanyana yatırılmasıyla oluşturulan yol |
corduroy road n.
|
|
168 |
General |
kayma (araba vb) |
skid n.
|
|
169 |
General |
kın (bıçak vb) |
spear carrier n.
|
|
170 |
General |
yayma (radyo dalgaları/telgraf sinyalleri vb'ni) |
transmission n.
|
|
171 |
General |
içine çekme (sigara dumanı vb'ni) |
inhalation n.
|
|
172 |
General |
hayranlık (bir ünlüye vb) |
fandom n.
|
|
173 |
General |
çöp kutusu (kağıt vb atılan) |
wastebasket n.
|
|
174 |
General |
ortak bir zevk, görüş, tutku vb |
common ground n.
|
|
175 |
General |
çözme (makaradan vb) |
unreeling n.
|
|
176 |
General |
boru vb dirsek |
offset n.
|
|
177 |
General |
yatay akım (su/hava vb) |
advection n.
|
|
178 |
General |
bekçi (sahibi yokken malikane/ev vb'ne bakan) |
caretaker n.
|
|
179 |
General |
ayarlanabilir sırt (koltuk vb) |
adjustable back n.
|
|
180 |
General |
çekirdeğini çıkarma (meyve vb) |
coring n.
|
|
181 |
General |
iş ilanları (gazete'de vb) |
job ads n.
|
|
182 |
General |
enkaz (gemi vb) |
carcass n.
|
|
183 |
General |
kuyruksuyu batıklığı (baraj vb'de) |
tailwater submergence n.
|
|
184 |
General |
çamaşırların arasına konulan içi hoş kokulu kuru bitki vb ile dolu bez kese |
sachet n.
|
|
185 |
General |
oturan kimse (koltuk/masa vb'nde) |
occupant n.
|
|
186 |
General |
bekleme salonu (havalimanı vb) |
lounge n.
|
|
187 |
General |
rapor vb neticeleri |
returns n.
|
|
188 |
General |
bilet parçası (tiyatro/sinema vb'ne girdikten sonra müşterinin elinde kalan) |
stub n.
|
|
189 |
General |
zararlı taraflarını açığa vurma (insan/davranış vb'nin) |
denunciation n.
|
|
190 |
General |
çul (döşeme vb) |
haircloth n.
|
|
191 |
General |
soyguncu (kamyon/tren vb'ni durdurarak soyan) |
hijacker n.
|
|
192 |
General |
trafik vb dönüş yeri |
turnaround n.
|
|
193 |
General |
sallama (el, mendil vb) |
wave of n.
|
|
194 |
General |
tane (arpa/buğday/mısır vb) |
grain n.
|
|
195 |
General |
duvarda oyuk (heykel vb için) |
niche n.
|
|
196 |
General |
ek (belge vb) |
rider n.
|
|
197 |
General |
ince taneli (sprey vb) |
fine mist n.
|
|
198 |
General |
gazete vb gibi hediye |
giveaway n.
|
|
199 |
General |
sivri uçlu silah (kılıç, bıçak vb) |
edged weapon n.
|
|
200 |
General |
kısa detaylar (dedikodu vb) |
deets n.
|
|
201 |
General |
fış fış (gazoz/soda/şampanya vb) |
fizz n.
|
|
202 |
General |
yumuşaklık (et/sebze/meyve vb için) |
tenderness n.
|
|
203 |
General |
kirletilme (mikrop/zehir vb ile) |
contamination n.
|
|
204 |
General |
gerçek kimliğini gizleyerek girme (örgüt/kuruluş vb'ne) |
infiltration n.
|
|
205 |
General |
düğüm (saç/kıl/lif vb'nde) |
mat n.
|
|
206 |
General |
sonradan kazanılan veya verilen isim (atatürk vb) |
nametake n.
|
|
207 |
General |
ayrılma (gruplara vb) |
splitting n.
|
|
208 |
General |
ağaççık vb´nden oluşan bitki örtüsü |
undergrowth n.
|
|
209 |
General |
tabanlık (ayakkabı vb) |
insock n.
|
|
210 |
General |
çırpacak (yumurta vb için) |
whip n.
|
|
211 |
General |
mektup ve yazışmaları okuyan görevli (ordu, okul vb'de) |
censor n.
|
|
212 |
General |
verme (sorumluluk/yetki vb'ni) |
investment n.
|
|
213 |
General |
kötü taraflarını açığa vurma (insan/davranış vb'nin) |
denunciation n.
|
|
214 |
General |
göz zevkini bozan (bina vb) |
an eyesore n.
|
|
215 |
General |
daha üst bir sınıfa vb geçme |
promotion to n.
|
|
216 |
General |
bir arazi/toprak parçası vb'nin genel görünümü |
scenery n.
|
|
217 |
General |
ekme (tohum vb) |
sowing n.
|
|
218 |
General |
halka gösterilen yabani hayvanlar (sirkte vb) |
menagerie n.
|
|
219 |
General |
beton parçası (bina/kat/dans pisti vb döşemesini oluşturan) |
slab n.
|
|
220 |
General |
kapama (cihaz vb) |
switching off n.
|
|
221 |
General |
tüylerini yalama (kedi vb) |
preening n.
|
|
222 |
General |
tarama (resim vb) |
hatching n.
|
|
223 |
General |
fışırtılı ses (köpüren gazoz/soda vb'nin çıkardığı) |
fizz n.
|
|
224 |
General |
yeni alınan eşya veya kitap vb (koleksiyona) |
accession n.
|
|
225 |
General |
değersiz süs (düğme vb) |
trinket n.
|
|
226 |
General |
bir dağın zirvesi vb gibi harita üzerinde belirlenmiş bir yükseklik |
spot height n.
|
|
227 |
General |
kişi (roman/hikaye/oyun vb'nde) |
character n.
|
|
228 |
General |
ekme (ağaç vb) |
planting n.
|
|
229 |
General |
fayrap etmek (soba/kalorifer vb'ni) |
fire something up n.
|
|
230 |
General |
hat (telefon/telgraf/tren/gemi vb için) |
line n.
|
|
231 |
General |
saç vb uçlarından alma |
trimming n.
|
|
232 |
General |
emanet, bavul vb'nin bırakıldığı yer |
left luggage n.
|
|
233 |
General |
kereste veya ağaç kütüklerinden yapılma kulübe vb mesken |
log cabin n.
|
|
234 |
General |
nahoşluk (söz vb) |
infelicity n.
|
|
235 |
General |
yağmur (kurşun, ok vb) |
flight n.
|
|
236 |
General |
tekneye giren suyu boşaltmak için kullanılan kova, maşrapa vb |
bail n.
|
|
237 |
General |
önemsizleştirme (bir konuyu vb) |
trivialization n.
|
|
238 |
General |
istatistik vb grafiği |
chart n.
|
|
239 |
General |
açık (bütçe/hesap vb'nde) |
deficit n.
|
|
240 |
General |
kabuk (bakla vb) |
pod n.
|
|
241 |
General |
telefon vb gibi teknolojik gelişmelerin insanların arasındaki mesafeyi ortadan kaldırması |
glocalization n.
|
|
242 |
General |
kuvvetli darbe (kılıç, bıçak vb ile indirilen) |
slash n.
|
|
243 |
General |
arabalarda telefon vb koymak için kullanılan tutacak |
car holder n.
|
|
244 |
General |
tahammül (organizma vb'ne özgü) |
tolerance n.
|
|
245 |
General |
satranç vb oyun tahtası |
board n.
|
|
246 |
General |
kendine layık olmayan bir işte kullanma (yeteneğini vb'ni) |
prostitution n.
|
|
247 |
General |
bozma (yasa/yargı/sözleşme vb'ni) |
annulment n.
|
|
248 |
General |
sürme (süre vb) |
lasting n.
|
|
249 |
General |
başlangıç (bir olayın vb) |
onset of n.
|
|
250 |
General |
en şiddetli kısım (saldırı/azarlama/baskı vb'nin) |
brunt n.
|
|
251 |
General |
yıkayıcı (film vb) |
developer n.
|
|
252 |
General |
damar (ağaç vb) |
streak n.
|
|
253 |
General |
kabuk (ceviz/fıstık/bezelye vb) |
hull n.
|
|
254 |
General |
minimum süre (uyku vb) |
duration minimum n.
|
|
255 |
General |
konsolos vb tanıma |
exequatur n.
|
|
256 |
General |
tesviye terası (arsa vb) |
contour terrace n.
|
|
257 |
General |
sallayış (el, mendil vb) |
wave of n.
|
|
258 |
General |
vatandaşlarının ortak dil, tarih vb faktörlerce birbirlerine bağlı olduğu egemen devlet |
nation state n.
|
|
259 |
General |
deniz vb üzerinde yüzen yağ tabakası |
oil slick n.
|
|
260 |
General |
gazoz vb satılan büfe |
soda fountain n.
|
|
261 |
General |
temel çalışma (bir konu vb) |
background study n.
|
|
262 |
General |
müdür (kütüphane, müze vb) |
curator n.
|
|
263 |
General |
oluşma (fırtına/basınç vb) |
development n.
|
|
264 |
General |
anlatıcı (maç vb) |
commentator n.
|
|
265 |
General |
bel (etek/pantolon vb'nde) |
waistband n.
|
|
266 |
General |
sap (mızrak/ok vb'ne ait) |
shaft n.
|
|
267 |
General |
toz haline getirilmiş kimyon, zerdaçal vb baharat karışımı |
curry powder n.
|
|
268 |
General |
ünvanlı kimse (dük/marki/kont/vikont/baron vb) |
peer n.
|
|
269 |
General |
özellikle güney afrika'da yuvarlak kulübe vb gibi basit yapı |
rondavel n.
|
|
270 |
General |
ibik (horoz vb'nde) |
comb n.
|
|
271 |
General |
affetme (günah/suç vb'ni) |
remittance n.
|
|
272 |
General |
gösteri veya konser vb yerine ilerisi için verilen bilet |
rain check n.
|
|
273 |
General |
(dağdan vb) aşağıya kayma |
glissade n.
|
|
274 |
General |
sürü (balık/balina vb için) |
school n.
|
|
275 |
General |
önceden tanışılmayan biriyle eğlence yeri lokanta vb'ne gitme |
blind date n.
|
|
276 |
General |
donmuşluk (jöle/çikolata vb'ne özgü) |
firmness n.
|
|
277 |
General |
dolandırma (laf vb) |
roundaboutation n.
|
|
278 |
General |
yayınlama (kitap vb) |
publishing n.
|
|
279 |
General |
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası |
lineup n.
|
|
280 |
General |
tekrar kullanım (atık vb) |
recycling n.
|
|
281 |
General |
dam (bina vb) |
rooftop n.
|
|
282 |
General |
molekül vb gibi şeylerin yakınlık sırası |
the affinity order of n.
|
|
283 |
General |
malzeme (pizza vb) |
topping n.
|
|
284 |
General |
dökme kabı veya şişesi (sirke, yağ vb için) |
castor n.
|
|
285 |
General |
uzaklardan kolaylıkla fark edilen (topografik özellik/yüksek bina vb) |
landmark n.
|
|
286 |
General |
kuyruksuyu (baraj vb'de) |
tailwater n.
|
|
287 |
General |
bağlama (bir şeyi vb) |
fastening n.
|
|
288 |
General |
kıyı (göl/deniz vb'ne ait) |
front n.
|
|
289 |
General |
kayıt (kaset/plak vb'ne ait) |
recording n.
|
|
290 |
General |
kaza vb bir olayın ardından gemiden kurtarılan eşya ve yükler |
salvage n.
|
|
291 |
General |
orta yol (anlaşma vb) |
common way n.
|
|
292 |
General |
aylık (maaş vb) |
emolument n.
|
|
293 |
General |
yaygı (kilim vb) |
rug n.
|
|
294 |
General |
karar (mahkeme vb) |
verdict n.
|
|
295 |
General |
gözleme (inceleme vb) |
observing n.
|
|
296 |
General |
dalgalanma (bayrak, yelken vb) |
flap n.
|
|
297 |
General |
ışık veren cisim (güneş vb) |
luminary n.
|
|
298 |
General |
oda (manastır vb içinde) |
cell n.
|
|
299 |
General |
fazla çalıştırma (makine vb) |
overrunning n.
|
|
300 |
General |
hasılat (maç/konser/sirk vb'nde bilet satışından sağlanan) |
gate n.
|
|
301 |
General |
ceviz vb'yle kaplı dondurma |
sundae n.
|
|
302 |
General |
tutulmuş su (baraj vb ile) |
impoundment n.
|
|
303 |
General |
kuyruk (tavşan vb) |
scut n.
|
|
304 |
General |
mandal (pencere vb için) |
latch n.
|
|
305 |
General |
ayrılış nedeni (iş vb'den) |
reason for leaving n.
|
|
306 |
General |
balta vb ile yapılan kanal |
kerf n.
|
|
307 |
General |
yeni zelanda maori kültüründe doktor, büyücü, rahip vb |
tohunga n.
|
|
308 |
General |
hızla çarpan kimse (kapı vb) |
slammer n.
|
|
309 |
General |
sponsor (piyes vb) |
angel n.
|
|
310 |
General |
arasöz (kitap vb) |
excursus n.
|
|
311 |
General |
sızdıran (sıvı vb) |
leaker n.
|
|
312 |
General |
kesinti (maaş vb) |
stoppage n.
|
|
313 |
General |
çarşaf/örtü vb satışı |
white sale n.
|
|
314 |
General |
liste (seçmen vb) |
register n.
|
|
315 |
General |
çiftlik (ikilik vb) |
conjugateness n.
|
|
316 |
General |
uçukluk (fiyat vb) |
prohibitiveness n.
|
|
317 |
General |
yolsuzluk (bir yer vb) |
pathlessness n.
|
|
318 |
General |
tutma (çiş vb) |
shawshank n.
|
|
319 |
General |
köpük (bira vb) |
head n.
|
|
320 |
General |
uydurma (hikaye vb) |
fabulation n.
|
|
321 |
General |
nemlendirici (krem vb) |
moisturiser n.
|
|
322 |
General |
sallama (orak vb) |
swing n.
|
|
323 |
General |
özet (bir raporda vb) |
executive summary n.
|
|
324 |
General |
dizin konulduğu yer (masa altı vb) |
kneehole n.
|
|
325 |
General |
savurma (yumruk vb) |
swing n.
|
|
326 |
General |
veriliş tarihi (belge vb) |
issue date n.
|
|
327 |
General |
bir iple kazığa bağlama (at vb) |
tethering n.
|
|
328 |
General |
kısa kuyruk (kuş vb) |
scut n.
|
|
329 |
General |
geriye çekilme (dalga vb) |
ebbing n.
|
|
330 |
General |
aşırı kız tepkisi gösterme (alışveriş, takı vb gördüğünde) |
girlgasm n.
|
|
331 |
General |
kuyruk (elbise vb) |
trail n.
|
|
332 |
General |
gizli açma mekanizması (mücevher kutusu vb) |
hidden catch n.
|
|
333 |
General |
toplu davranış (miting vb) |
collective behaviour n.
|
|
334 |
General |
uğraşan (bir işle vb) |
treater n.
|
|
335 |
General |
bakan (hastaya vb) |
treater n.
|
|
336 |
General |
emekten tasarruf ettiren (makine vb) |
laboursaver n.
|
|
337 |
General |
düğüm noktası (öykü vb) |
nodus n.
|
|
338 |
General |
kılçık (fasulye vb) |
string n.
|
|
339 |
General |
çiğneme (yasayı vb) |
violating n.
|
|
340 |
General |
(bir elbiseyi vb) arçın ile ölçme |
alnage n.
|
|
341 |
General |
(nöbet vb için) geceleyin uyumama |
vigil n.
|
|
342 |
General |
yukarıya taşıyan (karı vb) |
maximizer n.
|
|
343 |
General |
sökme (örgü vb) |
unravelling n.
|
|
344 |
General |
açma (bağ vb) |
untying n.
|
|
345 |
General |
(bir durumun vb) altında yatan nedenler |
underlying results n.
|
|
346 |
General |
(bir durumun vb) altında yatan sonuçlar |
underlying results n.
|
|
347 |
General |
bir ürünün vb etiketindeki numara |
identifying number n.
|
|
348 |
General |
üniversitelerarası (müsabaka vb) |
intervarsity n.
|
|
349 |
General |
demlenmiş içecek (çay vb) |
infusion n.
|
|
350 |
General |
(saat vb için) bele takılan kancalı zincir |
chatelaine n.
|
|
351 |
General |
geçirmezlik (su vb) |
repellency n.
|
|
352 |
General |
cevap vermeyen (özellikle bir tedaviye vb) |
nonresponder n.
|
|
353 |
General |
kesici aletler (bıçak vb) |
cutlery n.
|
|
354 |
General |
(gemi/uçak vb) seyir defteri |
log n.
|
|
355 |
General |
destekleme (yastık vb ile) |
bolstering n.
|
|
356 |
General |
(tartışma vb'yi) yatıştırma görevi gören kimse |
reliever n.
|
|
357 |
General |
çekirdek (kahve vb) |
bean n.
|
|
358 |
General |
çarpma (kalp vb) |
beating n.
|
|
359 |
General |
çözme (ip vb) |
unraveling (us) n.
|
|
360 |
General |
çözme (ip vb) |
unravelling (br) n.
|
|
361 |
General |
(mal/hak vb) feragat |
cession n.
|
|
362 |
General |
en çok satılan (kitap vb) |
best seller n.
|
|
363 |
General |
(sinema/otel vb) kapıcı |
commissionaire n.
|
|
364 |
General |
(görevde vb) yükseltme |
promoting n.
|
|
365 |
General |
(film vb) özel gösterim |
preview n.
|
|
366 |
General |
halat/tel vb'nin dolaşması |
kink n.
|
|
367 |
General |
bakım kitabı (çocuk vb) |
care book n.
|
|
368 |
General |
elektrik kesilmesi (elektrik idaresi vb tarafından yapılan) |
electricity cut-off n.
|
|
369 |
General |
gidiş-gelişe uygunluk (su vb) |
navigability n.
|
|
370 |
General |
ani baskın (polis vb) |
no-knock raid n.
|
|
371 |
General |
tutkal vb'nden oluşan ve kalıplara dökülerek çeşitli eşya yapılan madde |
papier-maché n.
|
|
372 |
General |
hoparlör sistemi (havaalanı alışveriş merkezi vb'nde) |
public-address system n.
|
|
373 |
General |
yiyecekleri kitapları vb kaplamak ve korumak için kullanılan elastik ince tabaka |
shrink-wrap n.
|
|
374 |
General |
gizlice dinleyen (telefon vb) |
wire-tapper n.
|
|
375 |
General |
bozma (anlaşma veya antlaşma vb) |
infringement n.
|
|
376 |
General |
binalar/dağlar vb'nin ufukta çizdiği siluet |
skyline n.
|
|
377 |
General |
(harita vb'de) açıklayıcı bilgiler |
legend n.
|
|
378 |
General |
(yengeçte vb) kıskaç |
nipper n.
|
|
379 |
General |
(patates vb'de) kabuk |
peelings n.
|
|
380 |
General |
(satranç/dama vb) taş |
piece n.
|
|
381 |
General |
çekirdekli meyve (elma armut vb) |
pome n.
|
|
382 |
General |
(renk vb) değiştiren (hayvan) |
protean n.
|
|
383 |
General |
(dükkan vb) işletme |
keeping n.
|
|
384 |
General |
(evrak vb) muhafaza etme |
keeping n.
|
|
385 |
General |
(radyo vb) alıcı |
receiver n.
|
|
386 |
General |
(kılıç vb) kın |
scabbard n.
|
|
387 |
General |
(memura/işçiye vb) zam müjdesi |
good news (tidings) on pay rise for civil servants/labourers etc n.
|
|
388 |
General |
göl kıyısı (ev vb) |
lakefront n.
|
|
389 |
General |
(memura/işçiye vb) zam müjdesi |
good news on the pay rise (for civil servants/workers) n.
|
|
390 |
General |
(memura/işçiye vb) zam müjdesi |
a good news of increase/raise of salary n.
|
|
391 |
General |
(çiçek vb) sökme |
deplantation n.
|
|
392 |
General |
cırcırlama (böcek vb) |
fritinancy n.
|
|
393 |
General |
(yumurta vb) çırpma aleti |
whisk n.
|
|
394 |
General |
(tren vb) tarife |
timetable n.
|
|
395 |
General |
(satranç vb) oyunu bitiren son hamle |
the final move n.
|
|
396 |
General |
(satranç vb) oyunu bitiren son hamle |
checkmate n.
|
|
397 |
General |
(elektrik/doğalgaz vb) gibi hizmet faturası |
utility bill n.
|
|
398 |
General |
güvenlik şeridi (metro vb) |
security strip n.
|
|
399 |
General |
(davranış/giyim vb'de) ortak standartlar |
convention n.
|
|
400 |
General |
(nehir/çay vb) iç su yolları |
drainage system n.
|
|
401 |
General |
(evrak vb) düzenlenme numarası |
issue number n.
|
|
402 |
General |
(yangından vb) kaçış yolları |
means of egress n.
|
|
403 |
General |
tarihsel şartlara göre (düşünme vb.) |
historico-pragmatic n.
|
|
404 |
General |
(ahşap vb.) boyayıcı işçi |
stainer n.
|
|
405 |
General |
(ödül vb.) vermeme yetkisi |
power to withhold n.
|
|
406 |
General |
üzerinde durulması gereken (nokta/husus vb.) |
the point(s) to be considered n.
|
|
407 |
General |
üzerinde durulması gereken (nokta/husus vb.) |
the point to be emphasized n.
|
|
408 |
General |
üç kap yemek (başlangıç, ana yemek, tatlı vb) |
three-course meal n.
|
|
409 |
General |
dükkanlarda vb. hırsızlığı önleme sistemi |
antishoplifting system n.
|
|
410 |
General |
(bir yazılı eseri vb) bariz aşırma |
blatant plagiarism n.
|
|
411 |
General |
(belge vb.) teslim listesi |
submittal list n.
|
|
412 |
General |
gümüş ile kaplanmış kesiciler (bıçak vb.) |
silver-plated cutlery n.
|
|
413 |
General |
altın kaplanmış kesiciler (bıçak vb.) |
gold-plated cutlery n.
|
|
414 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
rummage sale n.
|
|
415 |
General |
bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı |
jumble sale n.
|
|
416 |
General |
ailenin (bir vesile ile düğün vb.) yeniden bir araya gelmesi |
family reunion n.
|
|
417 |
General |
kişinin marka tercihleriyle (tarzı vb gibi) fiziksel görünümle ayırt edilen kimliği |
external personality n.
|
|
418 |
General |
(okula vb) uyum sağlama dönemi |
freshman orientation n.
|
|
419 |
General |
(dergi vb) ilk sayı |
first issue n.
|
|
420 |
General |
(tiyatro vb) denemeler |
tryouts n.
|
|
421 |
General |
hizmetçinin vb kaldığı ek ev |
lodge n.
|
|
422 |
General |
şüphelinin üzerinde kimlik tespitinde yardımı dokunabilecek bir işaret (dövme/ben vb) |
an identifying mark on the suspect n.
|
|
423 |
General |
bayram/tatil/noel vb. tebriği |
season's greeting n.
|
|
424 |
General |
malikane vb gibi göz alıcı ev |
des res n.
|
|
425 |
General |
mera/otlak/yayla vb yerlerde yerden çıkan (temiz) su kaynağı |
pasture spring n.
|
|
426 |
General |
yapmacık gülümseyen (tv.de vb.) |
eccedentesiast n.
|
|
427 |
General |
iç seslendirme (özellikle bir kitap vb. okurken) |
subvocalisation n.
|
|
428 |
General |
iç seslendirme (özellikle bir kitap vb. okurken) |
subvocalization n.
|
|
429 |
General |
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer |
boom gates n.
|
|
430 |
General |
tesis/garaj vb gibi mahallerde kullanılan otomatik demir bariyer |
boom barrier n.
|
|
431 |
General |
(müsabaka vb) ev sahipliği |
host n.
|
|
432 |
General |
özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen resmi kıyafet |
morning suit n.
|
|
433 |
General |
(özellikle düğün vb. gibi davetlerde giyilen) resmi elbise/smokin/takım elbise |
morning suit n.
|
|
434 |
General |
dil hizmeti sağlayıcısı (çeviri şirketi/bürosu vb) |
language service provider n.
|
|
435 |
General |
(at vb) hızla çıkma |
bolting n.
|
|
436 |
General |
bıçağın vb. çelik kısmı üzerine kazınan marka |
tang stamp n.
|
|
437 |
General |
elektrik kesilmesi (elektrik idaresi vb tarafından yapılan) |
power cut-off n.
|
|
438 |
General |
(disneyland vb gibi) park/oyun alanı gibi insanların boş zaman etkinliklerine cevap veren alanların ticarileşmesi |
commercialization of leisure n.
|
|
439 |
General |
üzerinde kafatası çıkartması/işlemesi vb olan tişört |
skull t-shirt n.
|
|
440 |
General |
(kendi çıkarlarına göre vb) düzeltme/değiştirme |
doctoring n.
|
|
441 |
General |
üst malzeme (pizzada vb) |
topping n.
|
|
442 |
General |
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan koşu |
run in place n.
|
|
443 |
General |
koşu bandı vb gibi aletler üzerinde yapılan yürüyüş |
jog in place n.
|
|
444 |
General |
hamilelik vb. gibi nedenlerle yapılan mecburi evlilik |
forced wedding n.
|
|
445 |
General |
evin ana binasının arkasına yapılan bina (dış tuvalet/müştemilat vb) |
backhouse n.
|
|
446 |
General |
ters yönde akım (su vb) |
backset n.
|
|
447 |
General |
omuza takılan bant şeklinde askı (davul vb taşımak için) |
baldric n.
|
|
448 |
General |
kovan kimse (evden/ülkeden vb) |
banisher n.
|
|
449 |
General |
kitap vb imzalatmak isteyen (kimse) |
autograph seeker n.
|
|
450 |
General |
yemek sonrası yenilen tatlı vb. |
afters n.
|
|
451 |
General |
(ödeme vb) kalma |
arrearage n.
|
|
452 |
General |
tabanlık (ayakkabı vb) |
arch support n.
|
|
453 |
General |
(ayakkabı vb) yıkama küveti |
slop sink n.
|
|
454 |
General |
(ayakkabı vb) yıkama evyesi |
slop sink n.
|
|
455 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
rideshare n.
|
|
456 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
lift-sharing n.
|
|
457 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
carpool n.
|
|
458 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
car-sharing n.
|
|
459 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
ride-sharing n.
|
|
460 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
carpooling n.
|
|
461 |
General |
aynı yere giden kişilerin her ay birinin aracını ortaklaşa kullanarak hem trafik sıkışıklığını hem de yakıt vb gibi masrafları azaltması |
covoiturage n.
|
|
462 |
General |
(tarak vb) tutma yeri |
handle side n.
|
|
463 |
General |
sökme (örgü vb) |
unraveling n.
|
|
464 |
General |
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası |
line-up n.
|
|
465 |
General |
önemsizleştirme (bir konuyu vb) |
trivialisation n.
|
|
466 |
General |
enkaz (gemi vb) |
carcase n.
|
|
467 |
General |
yukarıya taşıyan (karı vb) |
maximiser n.
|
|
468 |
General |
farenin vb kaçtığı delik |
bolt hole n.
|
|
469 |
General |
içi bezelye, plastik vb şeylerle doldurulan bir çeşit oyun topu |
bean bag n.
|
|
470 |
General |
(dizinin vb) yayın saati |
airing time n.
|
|
471 |
General |
bir dilin alfabesindeki tüm harflerin kullanılmasıyla oluşturulan cümle, mısra v.b. |
pangram n.
|
|
472 |
General |
(park içinde vb) yaya yolu |
pedestrian pathway n.
|
|
473 |
General |
köpek vb. eğitiminde ödül |
treat n.
|
|
474 |
General |
kapı lastiği (buzdolabı vb) |
door liner n.
|
|
475 |
General |
plastik kasa (sebze vb taşımak için) |
plastic crate n.
|
|
476 |
General |
(çerez vb ikramında kullanılan) ufak cam veya seramik kase |
ramequin n.
|
|
477 |
General |
(çerez vb ikramında kullanılan) ufak cam veya seramik kase |
bouillon bowl n.
|
|
478 |
General |
(çerez vb ikramında kullanılan) ufak cam veya seramik kase |
ramekin n.
|
|
479 |
General |
gezegen yok eden (nükleer silah vb) |
planet buster n.
|
|
480 |
General |
(yiyecek vb satan) sokak satıcısı |
food stall n.
|
|
481 |
General |
fil vb. yavrusu |
calf n.
|
|
482 |
General |
zamanlayan (bütçe vb.) |
calendarist n.
|
|
483 |
General |
(bütçe vb.) bir yıl içinde eşit zaman birimlerine paylaştırma |
calendarization n.
|
|
484 |
General |
(bütçe vb.) bir yıl içinde eşit zaman birimlerine paylaştırma |
calendarisation n.
|
|
485 |
General |
gizlice takip eden kimse (dedektif vb) |
tailer n.
|
|
486 |
General |
(özellikle yabani hindi vb.) sürü |
rafter n.
|
|
487 |
General |
(derneğe vb) girme |
adherence n.
|
|
488 |
General |
(derneğe vb) katılma |
adherence n.
|
|
489 |
General |
şarap, bira (veya süt), şeker vb. karıştırılarak yapılan bir içki |
rambooze n.
|
|
490 |
General |
aniden iyileşme (hastalık, başarısızlık vb.) |
rally n.
|
|
491 |
General |
sıra (katır, at, tay vb.) |
rake n.
|
|
492 |
General |
elde taşınacak şekilde eğitilmiş, uygun yaştaki atmaca, şahin, kartal vb. |
carvist n.
|
|
493 |
General |
yeniden (suç, kabahat vb.) işleme |
recommitment n.
|
|
494 |
General |
(şarkı, şiir vb.) akılda kalan ufak kısım |
catch n.
|
|
495 |
General |
şekli karnabaharı andıran bulut vb. şey |
cauliflower n.
|
|
496 |
General |
sanatsal, felsefi vb. amaçlarla bir arada olan seçkin topluluk |
cénacle n.
|
|
497 |
General |
gazete veya derginin orta sayfasına takvim vb. ekleme |
centerfold n.
|
|
498 |
General |
küçük zincir mağaza, otel vb. |
chainlet [obsolete] n.
|
|
499 |
General |
demir içerikli ilaç, su vb. |
chalybeate n.
|
|
500 |
General |
(düzenlenmiş, yeni, vb.) basım |
redaction n.
|
|