|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
ülkeyi savunan asker |
fencible n.
|
|
2 |
General |
savunan kimse |
defender n.
|
|
3 |
General |
savunan kimse |
apologist n.
|
|
4 |
General |
işçi haklarını savunan kişi |
labourist n.
|
|
5 |
General |
savunan tarafın kendisinden çıkarak yarma harekatı düzenleyebileceği sur kapısı |
sally port n.
|
|
6 |
General |
kadınların seçme hakkını savunan kadın |
suffragette n.
|
|
7 |
General |
tartışma olsun diye zayıf tarafı savunan kimse |
devil's advocate n.
|
|
|
8 |
General |
seçkincilik ilkesini savunan |
elitist n.
|
|
9 |
General |
yaratılış teorisini savunan kişi |
creationist n.
|
|
10 |
General |
savunan kişi |
defender n.
|
|
11 |
General |
teslis prensibini savunan görüş |
trinitarianism n.
|
|
12 |
General |
eşcinsellerin eşcinsel olduklarını rahatlıkla söylemeleri gerektiğini savunan düşünce |
gay pride n.
|
|
13 |
General |
genişlemeyi savunan |
extensionist n.
|
|
14 |
General |
ekstansiyonu savunan |
extensionist n.
|
|
15 |
General |
içeriğinde cıva bulunan ilaçların hasta tedavisinde kullanılmasını savunan doktor |
mercurialist n.
|
|
16 |
General |
hristiyanlık kuramını savunan ilahi dal |
apologetics n.
|
|
17 |
General |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli olarak vaftiz edilmeyi savunan |
anabaptist n.
|
|
18 |
General |
savunan kimse |
assertor n.
|
|
19 |
General |
(abd) güneyde beyazların üstünlüğünü savunan partili |
dixiecrat n.
|
|
20 |
General |
ölümsüzlüğü savunan/ölümsüzlük felsefesine inanan |
immortalist n.
|
|
21 |
General |
işçi haklarını savunan kişi |
laborist n.
|
|
22 |
General |
absürdizmi savunan kimse |
absurdist n.
|
|
23 |
General |
evrenin anlamsız olduğunu savunan kimse |
absurdist n.
|
|
24 |
General |
bir komplo teorisini savunan kimse |
conspiracist n.
|
|
25 |
General |
beyazların diğer ırklardan daha üstün olduğunu ve toplumu yöntenen kesim olması gerektiğini savunan ırkçı düşünce |
white supremacy n.
|
|
26 |
General |
tartışma olsun diye zayıf tarafı savunan kimse |
advocatus diaboli n.
|
|
27 |
General |
evrensel nedensellik yasasını savunan kimse |
causationist n.
|
|
|
28 |
General |
doğru ve yanlış arasındaki ayrımların doğal doğal olgular temelinde yapılabileceğini savunan bir etik görüş |
naturalism n.
|
|
29 |
General |
kürtaj hakkını savunan kimse |
antilifer [us] n.
|
|
30 |
General |
deneyimden bağımsız olarak insan zihninde gerçek bilginin var olabileceğini savunan kimse |
apriorist n.
|
|
31 |
General |
atomculuk felsefesini savunan kimse |
atomician [obsolete] n.
|
|
32 |
General |
özerkliği savunan kimse |
autoomist n.
|
|
33 |
General |
ezoterizmi savunan kimse |
esotericist n.
|
|
34 |
General |
bir ilkeyi savunan grup |
bastion n.
|
|
35 |
General |
serbest irade doktrinini savunan kimse |
libertarian n.
|
|
36 |
General |
bir davayı ateşli bir şekilde savunan kimse |
evangelist n.
|
|
37 |
General |
gönüllülüğü savunan kimse |
voluntary n.
|
|
38 |
General |
tartışmada savı ortaya süren ve savunan taraf |
affirmative n.
|
|
39 |
General |
beyazlardan ayrılıp özerk siyahi topluluklarının kurulmasını savunan bir siyahi militan grubu üyesi |
black nationalist n.
|
|
40 |
General |
erkek üstünlüğünü savunan kimse |
masculinist n.
|
|
41 |
General |
aşırı uçların ortasını savunan kimse |
middle-of-the-roader n.
|
|
42 |
General |
sınıf ayrımını savunan kimse |
classist n.
|
|
43 |
General |
onluk sistemi savunan kimse |
decimalist n.
|
|
44 |
General |
bir konuyu yeterince anlamak için tarihi farkındalığın önemli olduğunu savunan görüş |
historicism n.
|
|
45 |
General |
insan gelişiminin değişmez yasalarca belirlendiğini savunan kuram |
historicism n.
|
|
46 |
General |
ikonaları savunan kimse |
iconodule n.
|
|
47 |
General |
ikonaları savunan kimse |
iconodulist n.
|
|
48 |
General |
fikir savunan kimse |
opinionator n.
|
|
49 |
General |
devinimselciliği savunan kimse |
dynamist n.
|
|
50 |
General |
dini gücün artmasını savunan kimse |
clericalist n.
|
|
51 |
General |
her şeyin kaderle önceden belirlenmiş olduğunu savunan doktrin |
fatalism n.
|
|
52 |
General |
başkasının davasını savunan kimse |
fellow traveler n.
|
|
53 |
General |
başka birinin politikası veya amacını savunan kimse |
interpreter n.
|
|
54 |
General |
sezgicilik öğretisini savunan kimse |
intuitionalist n.
|
|
55 |
General |
yunanca eta harfinin e şeklinde telaffuzunu savunan kimse |
itacist n.
|
|
56 |
General |
yaptırımları savunan kimse |
sanctioneer n.
|
|
57 |
General |
saçma ve saygınlığı olmayan bir teoriye inanan veya bu teoriyi savunan kimse |
flat-earther n.
|
|
58 |
General |
tüm hastalıkların vücuttaki sıvıların durumundan kaynaklandığını savunan teori |
fluidism [obsolete] n.
|
|
59 |
General |
deist ve cumhuriyetçi ilkeleri savunan bir 18. yüzyıl alman gizli topluluğu üyesi |
perfectibilist n.
|
|
60 |
General |
teorikten ziyade uygulamayı savunan kimse |
practicalist n.
|
|
61 |
General |
belirli bir düzeni savunan kimse |
schemist n.
|
|
62 |
General |
(17. yüzyılda) yerel cemaat kontrolünü savunan muhalif ingiliz grup |
seeker n.
|
|
63 |
General |
yahudilerin çıkarlarını savunan politika |
semitism n.
|
|
64 |
General |
kurulu düzeni savunan kimse |
pretorian n.
|
|
65 |
General |
belirli bir grubun üstünlüğünü savunan kimse |
supremacist n.
|
|
66 |
General |
beyaz ırkın üstünlüğünü savunan kimse |
supremacist n.
|
|
67 |
General |
protestan tarikatlarının kendi içinde ve roma katolik kilisesi ile birleşmesini savunan lüterci bir parti hareketi |
syncretism n.
|
|
|
68 |
General |
senkretizmi savunan kimse |
syncretist n.
|
|
69 |
General |
kendi kendini savunan |
self asserting adj.
|
|
70 |
General |
efsanelerin geleneklerden kaynaklandığını savunan |
euhemeristic adj.
|
|
71 |
General |
hakkını savunan |
assertive adj.
|
|
72 |
General |
hakkını savunan |
feisty adj.
|
|
73 |
General |
ekonomide devlet müdahaleciliğini savunan |
dirigiste adj.
|
|
74 |
General |
merkezciliği savunan |
centralistic adj.
|
|
75 |
General |
merkeziyetçiliği savunan |
centralistic adj.
|
|
76 |
General |
kürtaj hakkını savunan |
antilife [us] adj.
|
|
77 |
General |
körü körüne savunan |
zealous adj.
|
|
78 |
General |
körü körüne savunan |
evangelic adj.
|
|
79 |
General |
ilerici politikaları savunan |
young adj.
|
|
80 |
General |
galyalıları savunan |
gallican adj.
|
|
81 |
General |
etik ikilemlerde kurallara uygun olanın yapılmasını savunan |
rigorist adj.
|
|
82 |
General |
adaleti gayretle savunan |
overjust adj.
|
|
83 |
General |
(etkilerini düşünmeksizin) belirli bir ahlaki faaliyeti savunan |
do-gooding adj.
|
|
84 |
General |
müdahaleciliği savunan |
interventionist adj.
|
|
85 |
General |
popülizmi savunan |
populist adj.
|
|
86 |
General |
popülizmi savunan |
populistic adj.
|
|
87 |
General |
şirket usulü devlet yönetimini savunan |
corporatist adj.
|
|
88 |
General |
kendini savunan |
self-asserting adj.
|
|
89 |
General |
hakkını savunan |
self-asserting adj.
|
|
90 |
General |
iddiasını savunan |
self-asserting adj.
|
|
91 |
General |
kendini savunan |
self-defensive adj.
|
|
92 |
General |
insanların davranışlarını bencillikten hareket ile geliştirdiğini savunan |
selfish adj.
|
|
93 |
General |
ayrılıkçılığı savunan |
separatist adj.
|
|
94 |
General |
sosyalizm öğretilerini savunan |
socialist adj.
|
|
95 |
General |
belirli bir grubun üstünlüğünü savunan |
supremacist adj.
|
|
96 |
General |
savunan anlamındaki son ek |
-ist suf.
|
|
Phrases |
|
97 |
Phrases |
sırf zıtlaşmak için karşıt görüşü savunan kimse |
devils advocate n.
|
|
Colloquial |
|
98 |
Colloquial |
altının zenginlik simgesi olduğunu savunan kimse |
gold bug n.
|
|
99 |
Colloquial |
altının zenginlik simgesi olduğunu savunan kimse |
goldbug n.
|
|
100 |
Colloquial |
abd kongresinde muhafazakar politikaları savunan demokrat |
blue dog n.
|
|
101 |
Colloquial |
işçi sınıfının iyileştirilmesi için devlet yardımı yapılması gerektiğini savunan bir grup alman siyasal iktisatçı |
socialism of the chair n.
|
|
102 |
Colloquial |
aşırıya kaçmadan savunan |
softcore adj.
|
|
Idioms |
|
103 |
Idioms |
olayın olumlu taraflarına bakıp savunan |
angel's advocate n.
|
|
104 |
Idioms |
köhne fikirleri savunan |
colonel blimp n.
|
|
Trade/Economic |
|
105 |
Trade/Economic |
sermaye dağılımındaki eşitsizlikleri azaltmayı savunan ekonomi teorisi |
redistribution n.
|
|
106 |
Trade/Economic |
arz yanlı ekonomi politikalarını savunan iktisatçılar |
supply-siders n.
|
|
107 |
Trade/Economic |
bütün üretim araçlarını topluma mal etmeyi savunan iktisadi kuram |
collectivism n.
|
|
108 |
Trade/Economic |
ekonomik ve siyasal ilişkilerde kişisel özgürlükleri savunan ekonomik felsefe |
libertarianism n.
|
|
109 |
Trade/Economic |
ekonomideki dalgalanmaların aşırı yatırım hacminden kaynaklandığını savunan kuram |
over investment theory of the business cycle n.
|
|
110 |
Trade/Economic |
göreceli düşük masraflarla endüstriye girilebildiği durumlarda endüstrideki firma sayısı ne olursa olsun rekabetçi sonuçlara yaklaşılacağını savunan teori |
theory of contestable markets n.
|
|
111 |
Trade/Economic |
herhangi bir olayın sadece küçük bir kısmının görünür olduğunu savunan düşünce |
iceberg principle n.
|
|
112 |
Trade/Economic |
ücretin işçi ve işveren arasındaki pazarlık sonucu belirlendiğini savunan teori |
bargaining theory of wages n.
|
|
113 |
Trade/Economic |
ülkelerin ekonomik anlamda gelişmişlik düzeyleri ile ülkede yaşayan insanların mutluluk seviyeleri arasında bir ilişki olmadığını savunan ekonomik kuram |
easterlin paradox n.
|
|
114 |
Trade/Economic |
verginin kamu hizmetlerinden elde edilen fayda oranında alınmasını savunan kuram |
compensatory principle of taxation n.
|
|
115 |
Trade/Economic |
amerikan sistemini savunan ekonomistler |
american school n.
|
|
116 |
Trade/Economic |
kağıt yerine metal para kullanımını savunan bir doktrin |
metallism n.
|
|
117 |
Trade/Economic |
metallere dayalı para sistemini savunan kimse |
metallist n.
|
|
118 |
Trade/Economic |
metallere dayalı para sistemini savunan kimse |
metalist n.
|
|
119 |
Trade/Economic |
yüksek faiz oranlarını ve enflasyonu yüksek tutmayı sağlayan diğer mali politikaları savunan memur |
hawk n.
|
|
120 |
Trade/Economic |
serbest ticareti savunan prensipler |
free trade n.
|
|
121 |
Trade/Economic |
serbest ticareti savunan politika |
free trade n.
|
|
Law |
|
122 |
Law |
ücretlerin işçilerle işverenler arasında gerçekleştirilen pazarlık neticesinde kararlaştırıldığını savunan kuram |
bargaining theory of wages n.
|
|
123 |
Law |
doğmamış bebeğin yaşam hakkını savunan kimse |
right-to-lifer [us] n.
|
|
124 |
Law |
(özellikle ihlallere karşı) sivil özgürlükleri savunan kimse |
civil libertarian n.
|
|
125 |
Law |
başkasını savunan kimse |
cojuror n.
|
|
126 |
Law |
ölümcül hasta veya komada olan kimsenin hayatta tutulmayı reddetme hakkını savunan |
right-to-die adj.
|
|
127 |
Law |
yaşam hakkını savunan |
right-to-life adj.
|
|
Politics |
|
128 |
Politics |
vergilerin ve devlet harcamalarının azaltılmasını savunan amerikan siyasal hareketi |
tea party n.
|
|
129 |
Politics |
devleti bilim insanları, mühendisler ve teknik uzmanların yönetmesi gerektiğini savunan kimse |
technocrat n.
|
|
130 |
Politics |
fransa'da aşırı cumhuriyetçi doktrini savunan kişi |
red republican n.
|
|
131 |
Politics |
çalışan insanlar için daha iyi sosyal ve ekonomik koşulları savunan 19. yüzyıl ingiliz reformcusu |
chartist n.
|
|
132 |
Politics |
abd eyaletlerinin federal yasalara fesih yoluyla karşı koyabileceğini savunan kimse |
nullifier n.
|
|
133 |
Politics |
amerika'da sosyal ve politik alanda muhafazakarlığı savunan siyasi grup |
religious right n.
|
|
134 |
Politics |
zencilere eşit hak ve özgürlükler verilmesini savunan politik görüş |
negrophilism n.
|
|
135 |
Politics |
neokapitalizmin öğretilerini savunan kimse |
neocapitalist n.
|
|
136 |
Politics |
muhafazakar iç ve dış politikaların izlenmesinde devlet gücünün aktif kullanımını savunan akım |
neoconservatism n.
|
|
137 |
Politics |
muhafazakar iç ve dış politikaların izlenmesinde devlet gücünün aktif kullanımını savunan akım |
neo-conservatism n.
|
|
138 |
Politics |
nüfus artış hızı düzenlenmezse maddi kaynakların yetersiz kalacağını savunan doktrin |
neo-malthusianism n.
|
|
139 |
Politics |
ekonomide bırakınız yapsınlar politikasını, refah karşıtlığını ve birey haklarının kamu yararından önce geldiğini savunan radikal sağcı bir ideoloji |
new right n.
|
|
140 |
Politics |
her türlü dini inanç ve ibadetin özgürce yaşanmasını savunan kimse |
tolerationist n.
|
|
141 |
Politics |
barack obama'nın abd değil kenya doğumlu olduğunu iddia eden ve bu yüzden de abd başkanı olmayacağını savunan hareket |
birtherism n.
|
|
142 |
Politics |
demokrasi ile birlikte geçmişten gelen kurumların ve geleneksel ilkelerin korunmasını savunan politik felsefe |
tory democracy n.
|
|
143 |
Politics |
demokrasi ile birlikte geçmişten gelen kurumların ve geleneksel ilkelerin korunmasını savunan kimse |
tory democrat n.
|
|
144 |
Politics |
1921'deki bağımsız irlanda cumhuriyetini kuran antlaşmayı savunan kimse |
treatyite n.
|
|
145 |
Politics |
üç ülke veya bölge arasında dostane ilişkileri teşvik etmeye yönelik siyasi ve ekonomik politikayı savunan kimse |
trilateralist n.
|
|
146 |
Politics |
aşırı uç siyasal görüşleri savunan grup veya insan |
far-right n.
|
|
147 |
Politics |
devletin kiliseden üstün olduğunu savunan doktrin |
caesaropapism n.
|
|
148 |
Politics |
devletin kiliseden üstün olduğunu savunan doktrin |
erastianism n.
|
|
149 |
Politics |
işçi egemenliğini savunan siyasal bir doktrin |
laborism n.
|
|
150 |
Politics |
işçi egemenliğini savunan siyasal bir doktrin |
labourism n.
|
|
151 |
Politics |
kadınların seçme hakkını savunan kadın |
suffragette n.
|
|
152 |
Politics |
kadınların oy hakkını savunan kadın |
suffragette n.
|
|
153 |
Politics |
komşu ülke toprakların ilhakını savunan siyasi akım |
irredentism n.
|
|
154 |
Politics |
savunan kişi |
advocate n.
|
|
155 |
Politics |
savaşların belirli kurallar dahilinde yürütülmesi gerektiğini savunan kuram |
just war theory n.
|
|
156 |
Politics |
siyasetin büyük şirketlerin yoğun etkisi ve baskısı altında belirlendiği yönetim anlayışını savunan kimse |
corporatist n.
|
|
157 |
Politics |
aristokratik yönetimi savunan kimse |
aristocrat n.
|
|
158 |
Politics |
birleşik krallık ile birliğin devam etmesini savunan, kuzey irlanda'da bir siyasi parti |
ulster democratic unionist party n.
|
|
159 |
Politics |
birleşik krallık ile birliğin devam etmesini savunan, kuzey irlanda'da bir siyasi parti |
ulster unionist council n.
|
|
160 |
Politics |
birleşik krallık ile birliğin devam etmesini savunan, kuzey irlanda'da bir siyasi parti |
ulster unionist party n.
|
|
161 |
Politics |
otarşiyi savunan kimse |
autarkist n.
|
|
162 |
Politics |
işçi sınıflarının mücadelesinin yalnızca yaşam standartlarını iyileştirmek için iktisadi bir mücadele olmasını, siyasi reformların yapılmaması gerektiğini savunan görüş |
economism n.
|
|
163 |
Politics |
tek taraflı silahsızlanmayı savunan kimse |
unilateralist n.
|
|
164 |
Politics |
tek taraflı silah bırakmayı savunan kimse |
unilateralist n.
|
|
165 |
Politics |
tek bir resmi dil olması gerektiğini savunan kimse |
unilingualist n.
|
|
166 |
Politics |
birleşik krallık ile birliğin devam etmesini savunan, kuzey irlanda'da bir siyasi parti |
unionist party n.
|
|
167 |
Politics |
siyahilerin beyazlardan daha az zeki savunan inanış |
jensenism n.
|
|
168 |
Politics |
ulusal birliği ve beraberliği savunan bir maori siyasi hareketi |
kotahitanga [new zealand] n.
|
|
169 |
Politics |
ingiltere'de 1980'li yıllarda işçi partisinde siyahi haklarını savunan gayri resmi bir grup |
black section n.
|
|
170 |
Politics |
(kanada'da) quebec bölgesinin özerkliğini savunan bir siyasi parti |
bloc québécois n.
|
|
171 |
Politics |
sert bir politikayı savunan kimse |
hard-liner n.
|
|
172 |
Politics |
bir programı yürürlüğe sokmak veya birtakım hedeflere ulaşmak için derhal ve doğrudan eyleme geçilmesi gerektiğini savunan kimse |
maximalist n.
|
|
173 |
Politics |
gücün parlamenter demokrasi gibi yavaş işleyen süreçlerle değil, devrimsel yollarla derhal ele geçirilmesini savunan sosyalist |
maximalist n.
|
|
174 |
Politics |
elias hicks'in önderliğindeki liberal partiyi savunan kimse |
hicksite [us] n.
|
|
175 |
Politics |
dini yönetimi savunan kimse |
hierocrat n.
|
|
176 |
Politics |
özerk yönetimi savunan kimse |
home ruler n.
|
|
177 |
Politics |
irlanda özerklik politikasını savunan kimse |
home ruler n.
|
|
178 |
Politics |
kadınların evlendikten sonra da kendi soyadlarını kullanmaları görüşünü savunan kimse |
lucy stoner n.
|
|
179 |
Politics |
demokrasiyi savunan bir siyasi partinin üyesi |
locofoco [us] n.
|
|
180 |
Politics |
belirli bir grup için eşit hakları savunan kimse |
righter n.
|
|
181 |
Politics |
demokrasiyi savunan siyasi parti üyesi |
democrat n.
|
|
182 |
Politics |
filistin'in ideallerine ancak devrimle ulaşabileceğini savunan marksist-leninist bir grup |
democratic front for the liberation of palestine n.
|
|
183 |
Politics |
filistin'in ideallerine ancak devrimle ulaşabileceğini savunan marksist-leninist bir grup |
popular democratic front for the liberation of palestine n.
|
|
184 |
Politics |
abd iç savaşı'ndan sonra kurulmuş, itibari para kullanımını savunan bir siyasi partiye mensup kimse |
greenbacker n.
|
|
185 |
Politics |
lonca sosyalizmini savunan kimse |
guildsman n.
|
|
186 |
Politics |
yerel yönetimleri savunan öğreti |
municipalism n.
|
|
187 |
Politics |
muhalefet politikasını savunan veya uygulayan kimse |
oppositionist n.
|
|
188 |
Politics |
köleliğin hemen kaldırılmasını savunan politika |
immediatism n.
|
|
189 |
Politics |
tüketimci kapitalizmin antisosyal etkilerine karşı koymak için insanların doğrudan sosyal etkileşim kurması gerektiğini savunan bir siyasi felsefe |
immediatism n.
|
|
190 |
Politics |
oligarşiyi savunan kimse |
oligarchist n.
|
|
191 |
Politics |
azınlıklara diğer gruplarla eşit hakların verilmesini savunan siyasi hareket lideri |
civil rights leader n.
|
|
192 |
Politics |
azınlıklara diğer gruplarla eşit hakların verilmesini savunan siyasi hareket lideri |
civil rights worker n.
|
|
193 |
Politics |
siyasi bir kulübün ilkelerini savunan kimse |
clubbist n.
|
|
194 |
Politics |
17. yüzyılda ingiltere'de kiliselerin bağımsızlığını savunan harekete mensup kimse |
independent n.
|
|
195 |
Politics |
siyasi muhafazakarlığı savunan kimse |
conservative n.
|
|
196 |
Politics |
(kanada'da) birleşik krallık ve ingiliz milletler topluluğu ile yakın bağlar kurmayı hedefleyen ve ekonomik milliyetçiliği savunan ana parti |
conservative party n.
|
|
197 |
Politics |
irredenta statüsündeki bölgenin etnik veya tarihi bağlantılı olduğu ülke tarafından kontrol edilmesi gerektiğini savunan doktrin |
irridentism n.
|
|
198 |
Politics |
afrika ülkelerinin siyasi birleşimini savunan kimse |
pan-african n.
|
|
199 |
Politics |
afrika ülkelerinin siyasi ittifak veya iş birliğini savunan görüş |
pan-africanism n.
|
|
200 |
Politics |
arap milletlerinin siyasi ittifakını veya iş birliğini savunan görüş |
pan-arabism n.
|
|
201 |
Politics |
amerikan halkını her şeyin üzerinde/birinci sırada tutan, her konuda öncelik verilmesi gerektiğini savunan milliyetçi bir politika |
america-first n.
|
|
202 |
Politics |
fidel castro'nun ilkelerini savunan kimse |
fidelista n.
|
|
203 |
Politics |
sembolü çiçek olup barış ve sevgiyi savunan, 1960'ların sonunda ortaya çıkmış bir gençlik hareketi |
flower power n.
|
|
204 |
Politics |
irlanda'nın özerkliğini savunan charles stewart parnell taraftarlarının benimsediği ilkeler |
parnellism n.
|
|
205 |
Politics |
irlanda'nın özerkliğini savunan charles stewart parnell'in taraftarı |
parnellite n.
|
|
206 |
Politics |
(kanada'da) 1968'de kurulan ve quebec'in özerkliğini savunan siyasi bir parti |
parti québécois n.
|
|
207 |
Politics |
iskoçya'nın bağımsızlığını savunan siyasi bir parti |
scottish national party n.
|
|
208 |
Politics |
(19. yüzyıl abd'sinde) güçlü federal hükümeti savunan siyasi partinin destekçileri |
silk stocking n.
|
|
209 |
Politics |
(19. yüzyıl abd'sinde) gümüşün altınla beraber para standardı olmaya devam etmesini savunan siyasi harekete mensup kimse |
silverite n.
|
|
210 |
Politics |
(kuzey irlanda'da) irlanda cumhuriyeti ile barışçıl birliği savunan siyasi bir parti |
social democratic and labour party n.
|
|
211 |
Politics |
quebec'in bağımsızlığını savunan kimse |
sovereigntist n.
|
|
212 |
Politics |
yerli toplumların haklarını ve devamlılığını savunan |
nativistic adj.
|
|
213 |
Politics |
nazi görüşlerini savunan |
nazi adj.
|
|
214 |
Politics |
charles de gaulle’u savunan |
gaullist adj.
|
|
215 |
Politics |
otarşiyi savunan |
autarkist adj.
|
|
216 |
Politics |
tek taraflı silahsızlanmayı savunan |
unilateralist adj.
|
|
217 |
Politics |
tek taraflı silah bırakmayı savunan |
unilateralist adj.
|
|
218 |
Politics |
tek bir resmi dil olması gerektiğini savunan |
unilingualist adj.
|
|
219 |
Politics |
başka devletlerin işine karışmamayı savunan |
hands-off adj.
|
|
220 |
Politics |
değişimi savunan görüş ile ilgili |
revisionist adj.
|
|
221 |
Politics |
komünizmi savunan |
communist adj.
|
|
222 |
Politics |
1950'li ve 1960'lı yıllarda azınlıklara diğer gruplarla eşit hakların verilmesini savunan siyasi harekete ait veya ilgili |
civil-rights adj.
|
|
223 |
Politics |
muhafazakarlık ilkelerini savunan siyasi partiye ait veya ilişkili |
conservative adj.
|
|
224 |
Politics |
muhafazakarlık ilkelerini savunan siyasi partiyi oluşturan |
conservative adj.
|
|
225 |
Politics |
(kanada'da) birleşik krallık ve ingiliz milletler topluluğu ile yakın bağlar kurmayı hedefleyen ve ekonomik milliyetçiliği savunan ana partiye ait veya ilişkili |
conservative adj.
|
|
226 |
Politics |
uluslararasıcılığı savunan |
internationalist adj.
|
|
227 |
Politics |
uluslarasıcılığı savunan |
internationalistic adj.
|
|
228 |
Politics |
afrika ülkelerinin siyasi birleşimini savunan görüşe ait veya ilgili |
pan-african adj.
|
|
229 |
Politics |
(19. yüzyıl abd'sinde) güçlü federal hükümeti savunan siyasi partiye ait veya ilişkili |
silk-stocking adj.
|
|
230 |
Politics |
quebec'in bağımsızlığını savunan |
sovereignist adj.
|
|
231 |
Politics |
quebec'in bağımsızlığını savunan |
sovereigntist adj.
|
|
232 |
Politics |
filistin'in ideallerine ancak devrimle ulaşabileceğini savunan marksist-leninist bir grup |
dflp (democratic front for the liberation of palestine) abrev.
|
|
233 |
Politics |
filistin'in ideallerine ancak devrimle ulaşabileceğini savunan marksist-leninist bir grup |
pdflp (popular democratic front for the liberation of palestine) abrev.
|
|
Media |
|
234 |
Media |
genelde gazeteyi temsil eden başyazıdaki görüşün tersini savunan yazı |
opposite editorial (op-ed) n.
|
|
Computer |
|
235 |
Computer |
internetin büyük çoğunluğunun gerçek kullanıcılar yerine botlardan oluştuğunu savunan teori |
dead internet theory n.
|
|
Medical |
|
236 |
Medical |
ötanaziyi savunan kimse |
euthanasiast n.
|
|
237 |
Medical |
aralıklı oruç şeklinde vejetaryen ve çiğ beslenmeyi savunan bir alternatif tıp felsefesi |
orthopathy n.
|
|
Anatomy |
|
238 |
Anatomy |
vücutta her bir organın kendine özgü yapısı olduğunu savunan bir teori |
organicism n.
|
|
Psychology |
|
239 |
Psychology |
ilişkide olduğu çevrenin niteliğini belirlemede etkili olduğunu savunan bir psikolojik teori |
niche-picking n.
|
|
240 |
Psychology |
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori |
association theory n.
|
|
241 |
Psychology |
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori |
associationism n.
|
|
242 |
Psychology |
zihinsel aktivitenin esasının düşünceleri bir şeylerle ilişkilendirme olduğunu savunan teori |
associationist n.
|
|
243 |
Psychology |
jung'un teorilerini savunan kimse |
jungian n.
|
|
244 |
Psychology |
algısal alandaki benzer şekilde hareket eden veya çalışan unsurların tek birim olarak algılandığını savunan gestalt ilkesi |
common fate n.
|
|
245 |
Psychology |
kişiliğin bireyin bedensel tipine bağlı olduğu fikrini savunan ekol |
constitutional psychology n.
|
|
246 |
Psychology |
panseksüelliği savunan kimse |
pansexualist n.
|
|
247 |
Psychology |
panseksüalizmi savunan kimse |
pansexualist n.
|
|
248 |
Psychology |
jung'un psikolojik teorilerini savunan |
jungian adj.
|
|
Veterinary |
|
249 |
Veterinary |
dirikesimi savunan kimse |
vivisectionist n.
|
|
Math |
|
250 |
Math |
matematiksel bir nesnenin doğal sayılar ile sonlu adımda oluşturulabileceği görüşünü savunan aşırı yapısalcılık türü |
finitism n.
|
|
251 |
Math |
bayes teorisini savunan |
bayesian adj.
|
|
Physics |
|
252 |
Physics |
vakum teorisini savunan kimse |
vacuist n.
|
|
253 |
Physics |
dünya'nın evrende yaşam barındırma açısından ender olduğunu savunan hipotez |
rear earth hypothesis n.
|
|
Chemistry |
|
254 |
Chemistry |
bütün bileşik moleküllerinin birer birim olduğunu savunan teori |
unitary theory n.
|
|
255 |
Chemistry |
bileşikleri oluşturan elementlerin arasında daima sabit oran bulunduğunu savunan kanun |
law of definite proportions n.
|
|
Biology |
|
256 |
Biology |
organizmadaki değişikliklerin vücut parçalarının kullanılma düzeyi ile ilgili olduğu ve yavru döllere aktarıldığını savunan bir teori |
lamarckianism n.
|
|
257 |
Biology |
organizmadaki değişikliklerin vücut parçalarının kullanılma düzeyi ile ilgili olduğu ve yavru döllere miras bırakıldığını savunan bir teori |
lamarckism n.
|
|
258 |
Biology |
üç terimli taksonomik sınıflandırmayı savunan kimse |
trinomialist n.
|
|
259 |
Biology |
canlı bir tohumda gelecek nesli oluşturacak tüm tohumların bulunduğunu savunan kuram |
encasement n.
|
|
260 |
Biology |
her canlının başka bir canlıdan doğduğunu savunan kimse |
panspermatist n.
|
|
261 |
Biology |
yaşam öncüllerinin uzayda var olduğunu ve uygun koşulları bularak gelişeceğini savunan bir evrim teorisi |
panspermia n.
|
|
262 |
Biology |
yaşam öncüllerinin uzayda var olduğunu ve uygun koşulları bularak gelişeceğini savunan bir evrim teorisi |
panspermatism n.
|
|
263 |
Biology |
yaşam öncüllerinin uzayda var olduğunu ve uygun koşulları bularak gelişeceğini savunan bir evrim teorisi |
panspermy n.
|
|
264 |
Biology |
yaşam öncüllerinin uzayda var olduğunu ve uygun koşulları bularak gelişeceğini savunan bir evrim teorisi |
panspermism n.
|
|
265 |
Biology |
evrimsel dönüşümün ani değişimlerle gerçekleştiğini savunan kimse |
saltationist n.
|
|
266 |
Biology |
yaşam ve yaşam süreçlerinin bir arada işlediğini savunan bir teori |
organicism n.
|
|
267 |
Biology |
dinamik yaşam gücünün bir nesilden diğerine aktarıldığını savunan üreme teorisi |
perigenesis [obsolete] n.
|
|
268 |
Biology |
organik maddelerin inorganik maddelerde olmayan bazı temel bileşenlere sahip olduğunu savunan |
neovitalist adj.
|
|
269 |
Biology |
dinamik yaşam gücünün bir nesilden diğerine aktarıldığını savunan üreme teorisine ait |
perigenetic adj.
|
|
Astronomy |
|
270 |
Astronomy |
evrende yaşamın olmasının erken evrimleşmeyi sınırlayacağını savunan kozmolojik teori |
anthropic principle n.
|
|
271 |
Astronomy |
uzaylı üstün varlıkların kasıtlı olarak dünya'ya saldırmayıp doğal yaşamın gelişmesini uzaktan izlediklerini savunan varsayımsal açıklama |
zoo hypothesis n.
|
|
Zoology |
|
272 |
Zoology |
mikroskobik hayvanlarla ilgili psikolojik ve patolojik olguları açıklayan teoriyi savunan kimse |
animalculist n.
|
|
Botanic |
|
273 |
Botanic |
retinal adlı bir pigment yerine bitkilerin geçmişte mor renkli olduğunu savunan hipotez |
purple earth hypothesis n.
|
|
Social Sciences |
|
274 |
Social Sciences |
eşcinsellerin haklarını savunan kimse |
pro-gay n.
|
|
275 |
Social Sciences |
kadınların sosyal konumlarının cinsiyetleri dışında sınıf ve etnik kökenleri tarafından da etkilendiğini savunan görüş |
intersectionalism n.
|
|
276 |
Social Sciences |
tüketim çılgınlığına karşı olan ve bu amaçla kaynakların minimum seviyede kullanılması gerektiğini savunan görüş |
freeganism n.
|
|
277 |
Social Sciences |
tüketim çılgınlığına karşı olan ve bu amaçla kaynakların minimum seviyede kullanılması gerektiğini savunan düşünce biçimi |
freeganism n.
|
|
278 |
Social Sciences |
rudolf steiner'ın öğretilerine dayanan, doğru eğitim ve kişisel disiplinle insanın manevi dünya deneyimine sahip olabileceğini savunan bir inanç sistemi |
anthroposophy n.
|
|
279 |
Social Sciences |
rudolf steiner'ın öğretilerine dayanan, doğru eğitim ve kişisel disiplinle insanın manevi dünya deneyimine sahip olabileceğini savunan bir inanç sistemi |
anthroposophical medicine n.
|
|
280 |
Social Sciences |
arapların çıkarlarını savunan kimse |
arabist n.
|
|
281 |
Social Sciences |
tüm mülklerin ortak kullanıma ait olması gerektiğini savunan öğreti |
aspheterism n.
|
|
282 |
Social Sciences |
asimilasyonu savunan kimse |
assimilationist n.
|
|
283 |
Social Sciences |
bireyin tek nesnel analiz birimi olduğunu savunan bir doktrin |
atomism n.
|
|
284 |
Social Sciences |
belirli kişilere zeka, sosyal durum veya ekonomik statü nedeniyle ayrıcalıklı davranmayı savunan düşünce |
elitism n.
|
|
285 |
Social Sciences |
başkalarına danışmadan bağımsız hareket etmeyi savunan kimse |
unilateralist n.
|
|
286 |
Social Sciences |
komünyonun herkesçe yapılması gerektiğini savunan hus doktrini |
utraquism n.
|
|
287 |
Social Sciences |
komünyonun herkesçe yapılması gerektiğini savunan hus doktrini |
utraquist n.
|
|
288 |
Social Sciences |
nüfus artışının geçim kaynağı artışını geride bırakacağını savunan doktrin |
malthusian theory n.
|
|
289 |
Social Sciences |
nüfus artışının geçim kaynağı artışını geride bırakacağını savunan doktrin |
malthusianism n.
|
|
290 |
Social Sciences |
ayrımcılığa uğradığını düşünen (kadınlar, şişmanlar, afrikalılar, engelliler) sosyoekonomik konumlarının kimlikleri dışında sınıf ve etnik kökenleri tarafından da etkilendiğini savunan görüş |
intersectionality n.
|
|
291 |
Social Sciences |
insan ve doğa kanunlarının tek bir uyumlu kuvvette birleştiğini savunan sosyolojik doktrin |
monism n.
|
|
292 |
Social Sciences |
yidiş dili ve kültürünü savunan bir hareket |
yiddishism n.
|
|
293 |
Social Sciences |
devletin kiliseden üstün olduğunu savunan doktrin |
byzantinism n.
|
|
294 |
Social Sciences |
devletin kiliseden üstün olduğunu savunan sistem |
byzantinism n.
|
|
295 |
Social Sciences |
beyaz ırkın, özellikle de germen ırkının diğerlerinden üstün olduğunu savunan teori |
gobinism n.
|
|
296 |
Social Sciences |
olayların insanlardan ziyade tarihi koşullardan etkilendiğini savunan kuram |
historicism n.
|
|
297 |
Social Sciences |
tarihselciliği savunan kimse |
historicist n.
|
|
298 |
Social Sciences |
çok kültürlüğü savunan kimse |
multiculti n.
|
|
299 |
Social Sciences |
birey yerine toplumun önemini savunan bir öğreti |
multitudinism n.
|
|
300 |
Social Sciences |
yayılmacılık kuramını savunan kimse |
diffusionist n.
|
|
301 |
Social Sciences |
engellilerin engelli olmayan bireylerle hak ve fırsat eşitliğini savunan bir sosyal hareket |
independent living n.
|
|
302 |
Social Sciences |
insanların farklı ancak eşit olduğunu savunan teori |
intersectionality theory n.
|
|
303 |
Social Sciences |
insanların farklı ancak eşit olduğunu savunan teori |
intersectional theory n.
|
|
304 |
Social Sciences |
ikinci dalga feminizmi savunan kimse |
postfeminist n.
|
|
305 |
Social Sciences |
eşcinsellik karşıtı olan ve hristiyan olmayanların şeytanla iş birliği yaptığını savunan aşırı muhafazakar bir topluluk |
american family association n.
|
|
306 |
Social Sciences |
toplumun fikir, inanç ve iradeden meydana gelip canlı organizmalar gibi doğduğunu, büyüdüğünü ve öldüğünü savunan bir teori |
organicism n.
|
|
307 |
Social Sciences |
falanster sistemini savunan kimse |
phalansterian n.
|
|
308 |
Social Sciences |
falanster sistemini savunan kimse |
phalansterist n.
|
|
309 |
Social Sciences |
erkek cinsiyetinin kadın cinsiyetinden üstün olduğunu savunan erkek |
phallocrat n.
|
|
310 |
Social Sciences |
dilde kuralcılığı savunan kimse |
prescriptivist n.
|
|
311 |
Social Sciences |
elitizmi savunan |
elitist adj.
|
|
312 |
Social Sciences |
başkalarına danışmadan bağımsız hareket etmeyi savunan |
unilateralist adj.
|
|
313 |
Social Sciences |
siyahi haklarını savunan |
black adj.
|
|
314 |
Social Sciences |
insan çabasıyla dünyanın daha yaşanılabilir bir yer haline getirileceğine inanan görüşün ilkelerini savunan |
meliorist adj.
|
|
315 |
Social Sciences |
yayılmacılığı savunan |
diffusionist adj.
|
|
316 |
Social Sciences |
erkeğin kadından üstün olduğunu savunan |
phallocratic adj.
|
|
Education |
|
317 |
Education |
antik yunanca ve latince eğitimini savunan kimse |
classicist n.
|
|
318 |
Education |
mesleki eğitime önem ve ağırlık verilmesini savunan kimse |
vocationalist n.
|
|
319 |
Education |
işitme engelli bireylerle iletişimde oral yöntemlerin kullanımını savunan kimse |
oralist n.
|
|
Literature |
|
320 |
Literature |
bacon teorisi'ni savunan kimse |
baconian n.
|
|
321 |
Literature |
metnin üretildiği tarihi, sosyal ve kültürel bağlamda incelenmesini savunan edebiyat eleştirisi kuramı |
new historicism n.
|
|
322 |
Literature |
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım |
parnasism n.
|
|
323 |
Literature |
fransa'da 1860 yılında çağdaş parnas şiir dergisi etrafında toplanan sanatçılarca ortaya çıkarılmış bir şiirde gerçekliği savunan bir edebi akım |
parnassianism n.
|
|
324 |
Literature |
20. yüzyılın başlarında rus simgeciliğine tepki olarak çıkmış dilde klasik duruluğa ve gerçekliğe yakın nesnelliği savunan edebiyat akımı |
acmeism n.
|
|
325 |
Literature |
20. yüzyılın başlarında rus simgeciliğine tepki olarak çıkmış dilde klasik duruluğa ve gerçekliğe yakın nesnelliği savunan edebiyat akımı |
acmeist poetry n.
|
|
326 |
Literature |
bacon teorisi'ni savunan |
baconian adj.
|
|
327 |
Literature |
bacon teorisi'ni savunan |
baconic adj.
|
|
328 |
Literature |
hakkını savunan |
unmeek adj.
|
|
Linguistics |
|
329 |
Linguistics |
fonetik yasalarda açıklanamayacak istisnalar olmadığını savunan dilbilimci |
neogrammarian n.
|
|
330 |
Linguistics |
volapük dilini savunan kimse |
volapükist n.
|
|
331 |
Linguistics |
betimleyiciliği savunan kimse |
descriptivist n.
|
|
332 |
Linguistics |
bir şeyi savunan anlamı veren son ek |
-arian suf.
|
|
History |
|
333 |
History |
yehova olarak çevrilmiş tetragramatondaki harf vurgularının adonai kelimesindeki harf vurgularına ait olduğunu savunan kişi |
adonist n.
|
|
334 |
History |
mesih'in yalnızca tek bir yaratılışı olduğunu savunan 6. yüzyıldan kalma, hristiyan inancına ters düşen bir doktrin |
theopaschitism n.
|
|
335 |
History |
(nazizm ve neo-nazizm'de) aryan ırkın üstünlüğünü savunan propaganda, inanış veya doktrin |
aryanism n.
|
|
336 |
History |
(orta çağ'da) krallıklar arasındaki sınır bölgelerini yöneten ve düşmana karşı savunan lord |
marcher n.
|
|
337 |
History |
sosyal devrimcilerin devrim sonrası acilen demokrasinin uygulanmaya başlamasını savunan fraksiyonuna mensup kimse |
minimalist n.
|
|
338 |
History |
1815'te rusya, prusya ve avusturya hükümdarlarınca imzalanan ve hükümeti hristiyan ilkelerine göre savunan bir belge |
holy alliance n.
|
|
339 |
History |
kral III. richard'ın yalnızca kral olduğu görüşünü savunan kimse |
ricardian n.
|
|
340 |
History |
abd iç savaşı'ndan sonra kurulmuş, itibarı para kullanımını savunan bir siyasi parti |
greenback party [us] n.
|
|
341 |
History |
evrenin işleyiş bakımından kusursuz bir saate benzediğini savunan görüş |
clockwork universe n.
|
|
342 |
History |
ortak arazi mülkiyetini savunan radikal bir ingiliz püriten grubu |
the diggers n.
|
|
343 |
History |
iskenderiye'de ortaya çıkan, hazreti isa'nın vücudunun bozulmaz olduğunu savunan antik bir mezhep |
incorruptible n.
|
|
344 |
History |
yeni toprakların iç meselelerde federal müdahaleden muaf bulunması gerektiğini savunan doktrin |
popular sovereignty n.
|
|
345 |
History |
devletlerin birleşimini savunan siyasi grup |
federal party n.
|
|
346 |
History |
(abd) güçlü federal hükümeti savunan siyasi parti |
federalist party n.
|
|
347 |
History |
merkezi hükümeti savunan devrim sonrası siyasi grup |
federalists n.
|
|
348 |
History |
papazın kilise cemaatinin arzusu hilafına göreve getirilmesini savunan kimse |
intrusionist n.
|
|
349 |
History |
fransa'da 1791 yılında kurulmuş olan, parlamenter monarşiyi savunan bir partiye mensup kimse |
feuillant n.
|
|
Religious |
|
350 |
Religious |
rahip sınıfından olan/olmayan herkesin hem kadeh hem de ekmeği alarak ayin yapmaları gerektiğini savunan hussites üyesi |
calixtine n.
|
|
351 |
Religious |
kutsal ruh'un rehberliğinin incil'i anlamak için yeterli olduğunu savunan, okuma yazmayı reddeden anabaptist mezhebi üyesi |
abecedarian n.
|
|
352 |
Religious |
komünyon ayinindeki ekmek ve şarabın isa'nın bedeni ve kanı olmadığını, fakat bunlardan yiyip içenlerin isa'nın bedeni ve kanını alacağını savunan dini öğreti |
receptionism n.
|
|
353 |
Religious |
19. yüzyıl abd'sinde yahudiliği dini bir medeniyet olarak gören ve yahudilerin seçilmiş insanlar olduğunu savunan dini doktrin |
reconstructionism n.
|
|
354 |
Religious |
ilahi bilginin yalnızca insan aklı ve gözlemle elde edilebileceğini savunan bir inanç sistemi |
natural theology n.
|
|
355 |
Religious |
insanların iflah olması için ancak sınırlı miktarda süre olduğunu savunan kimse |
terminist n.
|
|
356 |
Religious |
tanrısal ruhun evreni yönettiğini savunan metafiziksel birlik felsefesi |
theomonism n.
|
|
357 |
Religious |
tanrı'nın tek gerçeklik olduğunu savunan mistik doktrin |
theopantism n.
|
|
358 |
Religious |
bireyin kendi çabalarıyla kişisel kurtuluşunu savunan, budizm inancının iki büyük ekolünden biri |
hinayana n.
|
|
359 |
Religious |
bireyin kendi çabalarıyla kişisel kurtuluşunu savunan, budizm inancının iki büyük ekolünden biri |
theravada n.
|
|
360 |
Religious |
bireyin kendi çabalarıyla kişisel kurtuluşunu savunan, budizm inancının iki büyük ekolünden biri |
theravada buddhism n.
|
|
361 |
Religious |
etik ikilemlerde kurallara uygun olanın yapılmasını savunan katolik inancı |
tutiorism n.
|
|
362 |
Religious |
etik ikilemlerde kurallara uygun olanın yapılmasını savunan katolik inancı |
rigorism n.
|
|
363 |
Religious |
etik ikilemlerde kurallara uygun olanın yapılmasını savunan katolik inancına mensup kimse |
tutiorist n.
|
|
364 |
Religious |
hz. isa ile kutsal ruhun aynı özden olmadığını savunan akım |
racovianism n.
|
|
365 |
Religious |
papanın yanılmayacağı ve yanıltmayacağı görüşünü savunan roma katolik inanışı |
papal infallibility n.
|
|
366 |
Religious |
tüm hristiyanların birleşmesini savunan görüş |
ecumenicalism n.
|
|
367 |
Religious |
tüm hristiyanların birleşmesini savunan görüş |
ecumenicism n.
|
|
368 |
Religious |
tüm hristiyanların birleşmesini savunan görüş |
ecumenism n.
|
|
369 |
Religious |
tüm hristiyanların birleşmesini savunan görüş |
ecumenicity n.
|
|
370 |
Religious |
tüm hristiyanların birleşmesini savunan kimse |
ecumenist n.
|
|
371 |
Religious |
tüm hristiyanların birleşmesini savunan kimse |
ecumenicist n.
|
|
372 |
Religious |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi |
anabaptist denomination n.
|
|
373 |
Religious |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi |
anabaptistry n.
|
|
374 |
Religious |
bebekken vaftiz edilmeyi kabul etmeyip yetişkinlikte bilinçli vaftizi savunan bir protestan mezhebi |
anabaptists n.
|
|
375 |
Religious |
merkezi canterbury'de bulunan ingiltere ulusal kilisesinin öğretilerini savunan mezhep |
anglicanism n.
|
|
376 |
Religious |
kötüler için ölümden sonra yaşam olmadığını savunan teolojik doktrin |
annihilationism n.
|
|
377 |
Religious |
kötüler için ölümden sonra yaşam olmadığını savunan teolojik doktrini savunan kimse |
annihilationist n.
|
|
378 |
Religious |
aryanizm'i savunan kimse |
arian n.
|
|
379 |
Religious |
mesih'in tanrı'nın oğlu olmadığını savunan, ortodoksların sapkın olarak gördüğü bir doktrin |
arianism n.
|
|
380 |
Religious |
isa mesih'in gerçekte tanrı olmadığı inancını savunan kimse |
arianist n.
|
|
381 |
Religious |
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin |
athanasianism n.
|
|
382 |
Religious |
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin |
homoiousianism n.
|
|
383 |
Religious |
athanasius tarafından ortaya atılan, isa'nın tanrı ile aynı varlıktan geldiğini savunan teolojik doktrin |
homoousianism n.
|
|
384 |
Religious |
tüm dünyada dinler arasında işbirliği ve beraberliği savunan bir akım |
ecumenism n.
|
|
385 |
Religious |
teslis inancının aksine tanrının birliğini savunan hristiyan teolojisi |
unitarianism n.
|
|
386 |
Religious |
hristiyanlıktaki teslis inanışının aksine tanrı'nın birliğini savunan hristiyan inanç sistemi |
unitarianism n.
|
|
387 |
Religious |
kilisenin piskoposlarca yönetilmesi gerektiğini savunan inanış |
episcopalism n.
|
|
388 |
Religious |
protestanlık ve papalık arasında barış olması gerektiğini savunan görüş |
erasmism n.
|
|
389 |
Religious |
(özellikle din ile ilgili konuları) ateşli bir şekilde savunan kimse |
evangelist n.
|
|
390 |
Religious |
inancın gelenek ve kitabı mukaddes'e dayalı olduğunu savunan görüş |
extrascripturalism n.
|
|
391 |
Religious |
tanrı'nın sadece tövbe eden ve hz. isa'ya inananları bağışlayacağını savunan doktrin |
justification n.
|
|
392 |
Religious |
tanrı'nın sadece tövbe eden ve hz. isa'ya inananları bağışlayacağını savunan doktrin |
justification by faith n.
|
|
393 |
Religious |
17. yüzyılda anglikan kilisesi'nde katı kurallar ve düzenin gereksiz olduğunu savunan rahip |
latitudinarian n.
|
|
394 |
Religious |
ahlaki ikilemlerde her zaman daha hoşgörülü olunması gerektiğini savunan doktrin |
laxism n.
|
|
395 |
Religious |
ahlaki ikilemlerde her zaman daha hoşgörülü olunması gerektiğini savunan kimse |
laxist n.
|
|
396 |
Religious |
dünyanın salt iyi ve kötü güçlerden meydana geldiğini veya maddenin özü itibariyle kötücül olduğunu savunan düalistik bir inanç |
manichaeanism n.
|
|
397 |
Religious |
eski ahit'i reddeden ve tanrı'nın isa'nın bedeni ile enkarne olmadığını savunan hristiyanlık dinine aykırı gnostik bir mezhep |
marcionism n.
|
|
398 |
Religious |
robert browne'ın kilise yönetimi ilkelerini savunan kimse |
brownist n.
|
|
399 |
Religious |
hristiyanlık ilkeleri çerçevesinde insanlığın kendini gerçekleştirmesi gerektiğini savunan felsefe |
humanism n.
|
|
400 |
Religious |
isa'nın kutsal üçlü'den ayrı bir kişi olmadığı, daha çok tanrı'nın birbirini izleyen üç şeklinden veya tezahüründen biri olduğunu savunan monarşianizm görüşü |
modalistic monarchianism n.
|
|
401 |
Religious |
tanrı'nın lütfuyla iyi bir eylem gerçekleştirmeyi mümkün kılan şeyin insanın özgür işbirliği olduğunu savunan bir doktrin |
molinism n.
|
|
402 |
Religious |
luis molina'nın doktrinini savunan kimse |
molinist n.
|
|
403 |
Religious |
insanların ruhsal yenilenmesinden yalnızca kutsal ruh'un sorumlu olduğunu savunan bir hristiyan doktrini |
monergism n.
|
|
404 |
Religious |
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti |
monotheletism n.
|
|
405 |
Religious |
isa'nın hem ilahi hem de insani doğaya sahip olmasına karşın tek bir ilahi iradeyi teşkil ettiğini savunan bir öğreti |
monothelitism n.
|
|
406 |
Religious |
katolik ve protestan mezheplerinin birleşmesini savunan kimse |
reunionism n.
|
|
407 |
Religious |
ingiltere kilisesi ile anglikan kiliselerine bağlı olmayan protestan kiliseleri arasında büyük farklar olmadığını savunan prensip |
low churchism n.
|
|
408 |
Religious |
ingiltere kilisesi ile anglikan kiliselerine bağlı olmayan protestan kiliseleri arasında büyük farklar olmadığını savunan prensip |
low-churchism n.
|
|
409 |
Religious |
dini uygulamalarda yalınlığı savunan gruba ait prensipler |
low-churchism n.
|
|
410 |
Religious |
anglikan kilisesi'nde piskoposluğu, ruhbanlığı ve ayinleri önemsemeyen görüşleri savunan kimse |
low-churchman n.
|
|
411 |
Religious |
(takvayı, köleliğin kaldırılmasını savunan) ingiltere kilisesi protestanlarından oluşan cemaat |
clapham sect n.
|
|
412 |
Religious |
ritüele uymayı savunan kimse |
ritualist n.
|
|
413 |
Religious |
katolikliği savunan ilkeleri destekleyen kimse |
ritualist n.
|
|
414 |
Religious |
tanrı, akıl, ruh ve bireyin dünyayla olan ilişkisinin içkinlik olduğunu savunan teori |
immanentism n.
|
|
415 |
Religious |
suya daldırarak vaftizi savunan kimse |
immersionist n.
|
|
416 |
Religious |
her cemaatin kendi kendisini yönetmesi gerektiğini savunan protestanlık mezhebi |
congregational church n.
|
|
417 |
Religious |
ilahi inayetin tanrı tarafından bahşedilmesi nedeniyle faydalı olduğunu savunan molinist bir teori |
congruism n.
|
|
418 |
Religious |
tanrının insanın düşüşünü önceden görerek buna izin verdiği doktrinini savunan kimse |
infralapsarian n.
|
|
419 |
Religious |
yetişkin vaftizini savunan kimse |
dopper n.
|
|
420 |
Religious |
bebek vaftizini savunan kimse |
paedobaptist n.
|
|
421 |
Religious |
insan doğasının özünde iyi olduğunu savunan kimse |
pelagian n.
|
|
422 |
Religious |
isa'nın yeryüzüne ikinci gelişinin milenyumdan sonra olacağını savunan kimse |
postmillenarian n.
|
|
423 |
Religious |
teolojik öğretim ve kutsallığa ilgi duyup kabul gören doktrini savunan bir din alimi |
doctor n.
|
|
424 |
Religious |
(16. ve 17. yüzyıllarda) ingiltere'de kiliselerin bağımsızlığını savunan harekete mensup kimse |
separationist n.
|
|
425 |
Religious |
inancı gereği sessizliği savunan kimse |
silentiary n.
|
|
426 |
Religious |
tanrı'nın adem ve havva'nın cennetten kovulacağını önceden görerek buna izin verdiği doktrinini savunan kimse |
sublapsarian n.
|
|
427 |
Religious |
inançtan sapanların kiliseye yeniden kabul edilmeyeceğini ve ikinci kez evlenmenin yasadışı olduğunu savunan novatianus tarikatı |
novatian adj.
|
|
428 |
Religious |
cizvit prensiplerini savunan |
jesuited adj.
|
|
429 |
Religious |
bir davayı ateşli bir şekilde savunan |
evangelistic adj.
|
|
430 |
Religious |
körü körüne savunan |
evangelistic adj.
|
|
431 |
Religious |
yerli toplumların haklarını ve devamlılığını savunan (inanç sistemi) |
messianic adj.
|
|
432 |
Religious |
ritüel ve doktrinlerin serbestleştirilmesini savunan bir anglikan topluluğunun üyelerine ait |
broad-church adj.
|
|
433 |
Religious |
ritüel ve doktrinlerin serbestleştirilmesini savunan bir anglikan topluluğunun üyeleriyle ilgili |
broad-church adj.
|
|
434 |
Religious |
katolikliği savunan |
high church adj.
|
|
435 |
Religious |
oğul isa ile baba tanrı'nın benzer olup aynı özden olmadığı doktrinini savunan |
homoiousian adj.
|
|
436 |
Religious |
dini uygulamalarda yalınlığı savunan gruba ait |
low-church adj.
|
|
437 |
Religious |
dini uygulamalarda yalınlığı savunan grup ile ilgili |
low-church adj.
|
|
438 |
Religious |
ritüeli savunan |
ritualistic adj.
|
|
439 |
Religious |
ayini savunan |
ritualistic adj.
|
|
440 |
Religious |
töreni savunan |
ritualistic adj.
|
|
441 |
Religious |
doketizmi savunan |
docetic adj.
|
|
442 |
Religious |
doketizmi savunan |
doketic adj.
|
|
Philosophy |
|
443 |
Philosophy |
teknoloji kullanımının toplumları iyiye götüreceği düşüncesini savunan kimse |
technicist n.
|
|
444 |
Philosophy |
skolastisizme ve aristo'nun diyalektiğine karşı çıkan filozof ramus'un öğretilerini savunan kimse |
ramist n.
|
|
445 |
Philosophy |
yaratılışın ve tüm evrenin tesadüflere dayandığı görüşünü savunan kimse |
casualism n.
|
|
446 |
Philosophy |
soyut kavramların isimlerinden bağımsız olarak var olduğu doktrinini savunan kimse |
realist n.
|
|
447 |
Philosophy |
kıyamet kuramını savunan |
catastrophist n.
|
|
448 |
Philosophy |
fiziksel olayların ya da bilincin yalnızca beynin bir işlevi ya da ürünü olduğu teorisini savunan kişi |
cerebralist n.
|
|
449 |
Philosophy |
bilginin doğuştan geldiğini öne süren felsefi öğretiyi savunan kimse |
nativist n.
|
|
450 |
Philosophy |
ahlaki yargıların gerçekleri ifade etmediğini ve doğruluk değeri olmadığını savunan, doğacılığı ve doğaüstücülüğü reddeden, semantik etik-üstücülük savı |
noncognitivism n.
|
|
451 |
Philosophy |
ahlaki özelliklerin var olması yanında ampirik veya doğaüstü özelliklere indirgenemez olduğunu savunan felsefi görüş |
non-naturalism n.
|
|
452 |
Philosophy |
toplumsal olguların bireyler arasındaki ilişkilerden doğduğunu savunan öğreti |
relationism n.
|
|
453 |
Philosophy |
görelilik kuramını savunan kimse |
relativitist n.
|
|
454 |
Philosophy |
yeni hegelcilik akımını savunan kimse |
neo-hegelian n.
|
|
455 |
Philosophy |
yalnızca insanların eylemlerinin değil, tarih ve doğa olaylarının da belirli amaçlarla belirlendiğini ve yönetilegeldiğini savunan doktrin |
teleology n.
|
|
456 |
Philosophy |
iletim teorisini savunan kimse |
transmissionist n.
|
|
457 |
Philosophy |
insanın beden, ruh ve candan oluştuğu görüşünü savunan kimse |
trialist n.
|
|
458 |
Philosophy |
bir insanın dini ve doğaüstü kuvvetleri kabul etmeyerek kendini gerçekleştirebileceğini savunan doktrin |
secular humanism n.
|
|
459 |
Philosophy |
charles de gaulle’u savunan |
gaullist n.
|
|
460 |
Philosophy |
evrenin anlamsız olduğunu savunan felsefi akım |
absurdism n.
|
|
461 |
Philosophy |
kiliseye üstünlüğü olduğunu kabul eden ve savunan kişi |
erastian n.
|
|
462 |
Philosophy |
ahlak kurallarının var olmadığını savunan kimse |
amoralist n.
|
|
463 |
Philosophy |
insanın manevi bir doğasının olmadığını ve aslında bir hayvan olduğunu savunan doktrin |
animalism n.
|
|
464 |
Philosophy |
zihinsel ve fiziksel olgular arasında bir bağlantı olmadığını savunan felsefi doktrin |
anomalous monism n.
|
|
465 |
Philosophy |
ruhun maddeden oluşup sonlu olduğunu savunan bir düşünce akımı |
atomic philosophy n.
|
|
466 |
Philosophy |
ruhun maddeden oluşup sonlu olduğunu savunan bir düşünce akımı |
atomism n.
|
|
467 |
Philosophy |
atomculuk felsefesini savunan kimse |
atomist n.
|
|
468 |
Philosophy |
ruhun maddeden oluşup sonlu olduğunu savunan bir düşünce akımı |
atomist theory n.
|
|
469 |
Philosophy |
ruhun maddeden oluşup sonlu olduğunu savunan bir düşünce akımı |
atomistic theory n.
|
|
470 |
Philosophy |
sosyal birlik ve eşitliği savunan felsefi doktrin |
ubuntu n.
|
|
471 |
Philosophy |
bireylerin yalnızca kendi ilkelerine göre yaşamaları gerektiğini savunan bir doktrin |
autonomy n.
|
|
472 |
Philosophy |
bir eserin kendi kendini doğruladığını savunan görüş |
autotelism n.
|
|
473 |
Philosophy |
heraklius'un yazdığı monotelitizmi savunan mektup |
ecthesis n.
|
|
474 |
Philosophy |
türümcülüğü savunan kimse |
emanationalist n.
|
|
475 |
Philosophy |
evrim sürecindeki belirli kritik evrelerde yaşam ve bilinç gibi tamamen yeni özelliklerin belirdiğini savunan hipotez |
emergent evolution n.
|
|
476 |
Philosophy |
evrenin katı ve değişmez kanunlarla yönetildiğini savunan öğreti |
uniformitarianism n.
|
|
477 |
Philosophy |
evrendeki her şeyin kesintisiz bir olaylar silsilesinin bir parçası olduğunu savunan bir bilim felsefesi |
universology n.
|
|
478 |
Philosophy |
bilincin yalnızca fizyolojik ürünlerin yan ürünü olduğunu savunan dualistik doktrin |
epiphenomenalism n.
|
|
479 |
Philosophy |
evrendeki her şeyin birbirine sebep sonuç ilişkisiyle bağlı olduğunu savunan bir caynizm öğretisi |
karman n.
|
|
480 |
Philosophy |
hayati olayların ruhani bir özden kaynaklandığı ve fiziksel ve kimyasal fenomenler ile tamamen açıklanamayacağını savunan bir kuram veya doktrin |
vitalism n.
|
|
481 |
Philosophy |
wittgenstein'ın felsefedeki analitik yöntemlerini savunan kimse |
wittgensteinian n.
|
|
482 |
Philosophy |
maddenin kötülüğün kaynağı olduğunu savunan teori |
hylism n.
|
|
483 |
Philosophy |
tanrının maddeye denk olduğu görüşünü savunan kimse |
hyloist n.
|
|
484 |
Philosophy |
maddenin duyusal olduğunu savunan teori |
hylopathism n.
|
|
485 |
Philosophy |
maddenin duyusallığını savunan kimse |
hylopathist n.
|
|
486 |
Philosophy |
tanrının maddeye denk olduğunu savunan doktrin |
hylotheism n.
|
|
487 |
Philosophy |
tek madde tanrıcılığını savunan kimse |
hylotheist n.
|
|
488 |
Philosophy |
çocuk ruhunun ebeveynlerinin ruhlarından oluştuğunu savunan doktrin |
generationism n.
|
|
489 |
Philosophy |
problem çözmede olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiğini savunan bir ilke |
occam’s razor n.
|
|
490 |
Philosophy |
problem çözmede olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiğini savunan bir ilke |
occams razor n.
|
|
491 |
Philosophy |
hazzın en iyi şey olduğunu savunan doktrin |
hedonism n.
|
|
492 |
Philosophy |
nesne gerçekliğinin algılanabilirlik kaynaklı olduğunu savunan felsefi akım |
epistemological idealism n.
|
|
493 |
Philosophy |
varlık ve düşüncenin özdeş olduğunu savunan doktrin |
identism n.
|
|
494 |
Philosophy |
bütün gerçekliğin idealara dayandığını savunan felsefi akım |
metaphysical idealism n.
|
|
495 |
Philosophy |
ontolojik doktrinleri savunan kimse |
ontologist n.
|
|
496 |
Philosophy |
gerçekliğin özünde iyi, bütünüyle iyi veya mümkün mertebe iyi olduğu fikrini savunan kimse |
optimist n.
|
|
497 |
Philosophy |
fenomenal dünyanın yanılsamadan ibaret olduğunu savunan doktrin |
illusionism n.
|
|
498 |
Philosophy |
nesnenin doğrudan bilinebileceğini savunan epistemolojik teori |
immediatism n.
|
|
499 |
Philosophy |
pragmatizmi savunan kimse |
practicalist n.
|
|
500 |
Philosophy |
felsefe ile teolojinin ayrımını savunan duns scotus öğretisi |
scotism n.
|
|