affirmative - Turco Inglés Diccionario

affirmative

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "affirmative" en diccionario turco inglés : 24 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
affirmative adj. olumlu
'Euro' will, in my view, become the affirmative word of 2002.
Benim görüşüme göre 'Euro' 2002 yılının olumlu kelimesi olacak.

More Sentences
General
affirmative n. olumlu cevap
Tom answered in the affirmative.
Tom olumlu cevap verdi.

More Sentences
affirmative adj. olumlu
The answer to that is in the affirmative.
Bunun cevabı olumludur.

More Sentences
Law
affirmative adj. olumlu
As regards the request that was put forward, I can only reply in the affirmative.
İleri sürülen taleple ilgili olarak, olumlu yanıt vermekten başka bir şey yapamam.

More Sentences
General
affirmative n. tartışmada savı ortaya süren ve savunan taraf
affirmative adj. olumlayıcı
affirmative adj. müspet
affirmative adj. doğrulayıcı
affirmative adj. kesin
affirmative adj. doğrulayan
affirmative adj. onaylayıcı
affirmative adj. tasdik edici
Colloquial
affirmative adv. evet
affirmative adv. tamam
affirmative adv. kabul
Law
affirmative n. olumlu iddia
affirmative n. tasdik eden kişi
affirmative adj. doğrulayıcı
affirmative adj. müspet
affirmative adj. teyit edici
Technical
affirmative adj. doğrulayıcı
Philosophy
affirmative adj. olurlayan
affirmative adj. evetleyici
Military
affirmative expr. evet

Significados de "affirmative" con otros términos en diccionario inglés turco: 44 resultado(s)

Inglés Turco
General
affirmative sentence n. olumlu tümce
affirmative verb n. olumlu eylem
affirmative action programs n. eşit ekonomik fırsatlara yönelik programlar
affirmative decision n. olumlu karar
affirmative vote n. olumlu oy
cast an affirmative vote v. lehte oy vermek
answer in the affirmative v. olumlu cevap vermek
reply in the affirmative v. olumlu yanıt vermek
Phrases
in the affirmative expr. olumlu yönde
Idioms
the affirmative has it expr. hakkı olan kazandı
the affirmative has it expr. haklı taraf kazandı
Trade/Economic
affirmative vote n. müspet oy
affirmative action n. onaylayıcı eylem
affirmative condition n. olumlu şart
affirmative condition n. olumlu koşul
affirmative covenant n. taahhütname
affirmative covenant n. taraflardan birine veya her ikisine de müspet bir taahhüt yükleyen akit
Law
affirmative pleading n. davacıyı onaylayan savunma
affirmative defense n. karşı cevap layihası
affirmative defense n. karşı ispat layihası
affirmative easement n. kullanılan gayrimenkul üzerinde bir iş yapılmasını şart koşan irtifak hakkı
affirmative easement n. müspet irtifak hakkı
affirmative statute n. müspet kanun
affirmative statute n. müspet hüküm içeren kanun
affirmative easement n. olumlu bir içeriği olan irtifak hakkı
affirmative easement n. olumlu irtifak hakkı
affirmative conflict of venue n. olumlu yetki uyuşmazlığı
affirmative covenant n. onaylayan akit
affirmative covenant n. olumlu akit
affirmative conflict of venue n. yetkide icabı ihtilaf
affirmative consent n. cinsel ilişkide kişinin rızası/onayı
affirmative justice n. adalette cinsiyet eşitliği adına kanunların cinsiyet gözetmeksizin uygulanması
Politics
affirmative vote n. beyaz oy
affirmative vote n. evet oyu
affirmative vote n. kabul oyu
affirmative action n. olumlayıcı eylem
affirmative reply n. olumlu cevap
affirmative action n. olumlu ayrımcılık
affirmative reply n. onaylayıcı yanıt
affirmative action n. olumlu eylem
affirmative action n. pozitif ayrımcılık
Marine
affirmative flag n. evet sancağı
Psychology
affirmative action n. olumlayıcı eylem
Linguistics
affirmative sentence n. olumlu tümce