relate - Turco Inglés Diccionario

relate

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "relate" en diccionario turco inglés : 18 resultado(s)

Inglés Turco
General
relate v. nakletmek
She related her adventure to her friends.
Yaşadığı macerayı arkadaşlarına nakletti.

More Sentences
relate v. anlatmak
The film relates the tragic fate of the slaves in the eighteenth century.
Film, on sekizinci yüzyıldaki kölelerin trajik kaderini anlatıyor.

More Sentences
relate v. ilişki kurmak
It’s impossible to relate them.
Aralarında ilişki kurmak olanaksız.

More Sentences
relate v. ilgili olmak
It must fulfil necessary political pre-conditions and relate to countries in clear geographical proximity.
Gerekli siyasi önkoşulları yerine getirmeli ve açık bir coğrafi yakınlık içindeki ülkelerle ilgili olmalıdır.

More Sentences
relate v. bağlantı kurmak
I know how to relate to guys.
Erkeklerle nasıl bağlantı kuracağımı biliyorum.

More Sentences
relate v. ilgisi olmak
I don’t understand how your question relates to the topic.
Sorduğunuz sorunun konuyla ne ilgisi olduğunu anlamıyorum.

More Sentences
relate v. ilişkilendirmek
It is difficult to relate his suggestions to the situation.
Önerilerini durumla ilişkilendirmek zor.

More Sentences
relate v. anlamak
She has a hard time relating to her teenage children.
Ergenlik çağındaki çocuklarını anlamakta epey zorlanıyor.

More Sentences
Trade/Economic
relate v. anlatmak
The film relates the tragic fate of the slaves in the eighteenth century.
Film, on sekizinci yüzyıldaki kölelerin trajik kaderini anlatıyor.

More Sentences
General
relate v. bağlı olmak
relate v. söylemek
relate v. ait olmak
relate v. hikaye etmek
relate v. arasında bağlantı kurmak (olaylar/durumlar/insanlar)
relate v. rivayet etmek
relate v. ilişkisi olmak
Colloquial
relate v. aynı hissetmek
relate v. halinden anlamak

Significados de "relate" con otros términos en diccionario inglés turco: 19 resultado(s)

Inglés Turco
General
relate to v. ile ilgili olmak
European Union telecommunications directives ought to relate to the European Union.
Avrupa Birliği telekomünikasyon direktifleri Avrupa Birliği ile ilgili olmalıdır.

More Sentences
Phrasals
relate (something) to (one) v. (birine bir şeyi) anlatmak
I can relate to that.
Bunu anlayabilirim.

More Sentences
relate (something) to (one) v. (birine bir şeyi) açıklamak
My last explanation of vote relates to economic actors during the period of transition to the euro.
Oylamaya ilişkin son açıklamam, avroya geçiş dönemindeki ekonomik aktörlerle ilgilidir.

More Sentences
relate (something) to (something) v. (bir şeyi bir şeyle) ilişkilendirmek
If that text originates from that convention, how will the Council then relate to it?
Eğer metin bu sözleşmeden kaynaklanıyorsa Konsey bu metinle nasıl bir ilişki kuracaktır?

More Sentences
General
relate to v. ile ilgisi olmak
relate to v. ile iyi ilişki kurmak
be able to relate v. bağdaştırabilmek
relate someone (about) one's feelings v. duygularını anlatmak
(a question) apply/relate to (someone) v. sorunun muhatabı olmak
relate one's self v. düşüncelerini kelimelere dökmek
Phrasals
relate something to something else v. bir şeyi başka bir şeyle ilişkilendirmek
relate (something) to (one) v. (birine bir şeyi) aktarmak
relate (something) to (one) v. (birine bir şeyi) tanımlamak
relate to (someone or something) v. (birinin/bir şeyin) durumunu anlayabilmek
relate to (someone or something) v. kendini (biriyle/bir şeyle) ilişkilendirmek
relate to (someone or something) v. (biriyle/bir şeyle) benzerlik/ilişki kurmak
Colloquial
can't relate v. aynı duyguyu hissedememek
Law
relate back v. geç tamamlanmış olsa da gerçek tarihinden daha erken bir tarihte tamamlanmış gibi muamele etmek
Politics
relate the incident as follows v. olayı şöyle anlatmak