prevail - Turco Inglés Diccionario

prevail

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "prevail" en diccionario turco inglés : 17 resultado(s)

Inglés Turco
General
prevail v. üstün gelmek
The wisdom of the Convention members has therefore prevailed over the demands of certain sporting organisations.
Dolayısıyla Sözleşme üyelerinin aklı, bazı spor kuruluşlarının taleplerine üstün gelmiştir.

More Sentences
prevail v. hüküm sürmek
The same lack of solidarity has prevailed in the telecommunications sector.
Telekomünikasyon sektöründe de aynı dayanışma eksikliği hüküm sürmektedir.

More Sentences
prevail v. galip gelmek
Love will prevail over hate.
Sevgi nefrete galip gelecektir.

More Sentences
prevail v. geçerli olmak
We must conclude that the precautionary principle did not prevail in this case.
Bu davada ihtiyatlılık ilkesinin geçerli olmadığı sonucuna varmalıyız.

More Sentences
Technical
prevail v. hakim olmak
We should like to support Georgia's cause, but the bottom line is that democracy must prevail there.
Gürcistan'ın davasını desteklemek isteriz ancak sonuçta orada demokrasinin hakim olması gerekir.

More Sentences
prevail v. yaygın olmak
This ancient custom prevails over the northern villages.
Bu eski gelenek kuzey köylerinde yaygındır.

More Sentences
General
prevail v. galebe çalmak
prevail v. yenmek
prevail v. yerine geçmek
prevail v. başarmak
prevail v. yürürlükte olmak
prevail v. kafalamak
prevail v. egemenlik sürmek
prevail v. baskın gelmek
prevail v. baskın çıkmak
Politics
prevail v. yürürlükte olmak
Technical
prevail v. etkili olmak

Significados de "prevail" con otros términos en diccionario inglés turco: 38 resultado(s)

Inglés Turco
General
prevail upon v. ikna etmek
See whether you can prevail upon your teacher to give you an extension for the assignment.
Ödeviniz için size ek süre verme konusunda öğretmeninizi ikna edip edemeyeceğinize bir bakın.

More Sentences
prevail on v. razı etmek
I prevail on her to have a date with me.
Onu benimle buluşmaya razı ettim.

More Sentences
prevail on v. ikna etmek
I prevail on her to have a date with me.
Benimle çıkması için onu ikna ettim.

More Sentences
Phrases
justice will prevail expr. adalet yerini bulacak
Justice will prevail.
Adalet yerini bulacak.

More Sentences
General
prevail among v. içinde en çok ... bulunmak
prevail in v. içinde en çok ... bulunmak
prevail among v. yaygın olmak
prevail against v. yenmek
prevail up v. ikna etmek
prevail over v. yenmek
prevail up v. razı etmek
prevail on somebody to do something v. razı etmek
prevail upon v. razı etmek
prevail in v. yaygın olmak
prevail on v. gönlünü etmek
prevail in v. -de en çok ... bulunmak
prevail over v. -e üstün kabul etmek
prevail among v. -de en çok ... bulunmak
prevail in v. en sık -e rastlanmak
prevail over v. -den baskın çıkmak
prevail against v. -den baskın çıkmak
prevail among v. en sık -e rastlanmak
prevail [obsolete] v. güçlenmek
prevail [obsolete] v. canlılığı artmak
prevail [obsolete] v. enerji dolmak
prevail [obsolete] v. yaramak
prevail [obsolete] v. faydalı olmak
prevail [obsolete] v. fayda sağlamak
Phrasals
prevail upon (one) to (do something) v. (birini bir şey yapmaya) razı etmek
prevail upon (one) to (do something) v. (birini bir şey yapmaya) ikna etmek
prevail on (one) to (do something) v. (birini bir şey yapmaya) razı etmek
prevail on (one) to (do something) v. (birini bir şey yapmaya) ikna etmek
prevail against (someone or something) v. (birini/bir şeyi) yenmek
prevail against (someone or something) v. (birinden/bir şeyden) baskın çıkmak
Proverb
cooler heads will prevail soğukkanlı olanlar kazanır
cooler heads will prevail aklıselim olan kazanır
Idioms
cooler heads prevail expr. soğukkanlı olanlar kazanır
Law
prevail over any non-english versions v. ingilizce olmayan nüshalar karşısında amir nüsha olmak