plenary - Turco Inglés Diccionario

plenary

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "plenary" en diccionario turco inglés : 24 resultado(s)

Inglés Turco
General
plenary n. genel kurul toplantısı
I am now counting on a majority in the plenary meeting.
Şimdi genel kurul toplantısında çoğunluk sağlanacağına güveniyorum.

More Sentences
Politics
plenary n. genel kurul
Will you write to me before the next plenary with that information?
Bir sonraki genel kuruldan önce bana bu bilgileri yazacak mısınız?

More Sentences
General
plenary n. tüm üyelerin hazır bulunduğu oturum
plenary adj. sınırsız
plenary adj. tümel
plenary adj. bütün üyelerin hazır bulunduğu (toplantı/kurul)
plenary adj. mutlak
plenary adj. genel
plenary adj. külli
plenary adj. bütün üyelerin hazır bulunduğu
plenary adj. umumi
plenary adj. bütün
plenary adj. sonsuz
plenary adj. tam
plenary adj. nihai
plenary adj. kesin
plenary adj. her açıdan tam
plenary adj. salt
plenary adj. kusursuz
plenary adj. mükemmel
Trade/Economic
plenary adj. bütün üyelerin hazır bulunduğu
Technical
plenary n. komple
Telecom
plenary n. tam yetki
Religious
plenary n. aşai rabbani ayini sırasında okunan öğretiler, risaleler ve vaazlar kitabı

Significados de "plenary" con otros términos en diccionario inglés turco: 21 resultado(s)

Inglés Turco
General
plenary session n. genel kurul
In electoral years of course, the number of plenary sessions held in Strasbourg can be reduced to eleven.
Elbette seçim yıllarında Strazburg'da düzenlenen genel kurul oturumlarının sayısı on bire kadar düşebilir.

More Sentences
Trade/Economic
plenary session n. genel kurul
In electoral years of course, the number of plenary sessions held in Strasbourg can be reduced to eleven.
Elbette seçim yıllarında Strazburg'da düzenlenen genel kurul oturumlarının sayısı on bire kadar düşebilir.

More Sentences
Politics
plenary session n. genel oturum
That time could have been used more profitably in this plenary session.
Bu zaman, bu genel oturumda daha faydalı bir şekilde kullanılabilirdi.

More Sentences
General
plenary meeting n. genel toplantı
plenary authority n. tam yetki
plenary power n. sınırsız güç
Trade/Economic
plenary session n. genel kurul toplantısı
plenary committee n. genel kurul
Law
council of state, plenary session of the chambers for administrative cases n. danıştay idari dava daireleri kurulu
plenary session of administrative law divisions n. danıştay idari dava daireleri kurulu
plenary summons n. duruşma gününü bildirir meşruhatlı davetiye
Politics
sit in a plenary session n. genel kurul halinde toplanma
plenary session n. genel kurul toplantısı
plenary session of administrative law chambers n. idari dava daireleri genel kurulu
plenary session n. meclis genel kurulu
plenary session n. özel oturum
plenary session of the tax law chambers n. vergi dava daireleri genel kurulu
Religious
plenary indulgence n. katoliklerde mutlak af
plenary indulgence n. katoliklerde günah çıkardıktan sonra kişinin o zamana kadarki tüm günahlarının affedilmesi
plenary inspiration n. ilgili tüm konuları kapsayan vahiy
Military
plenary session n. toplantının açılış oturumu