pazarlık etmek - Turco Inglés Diccionario

pazarlık etmek

Significados de "pazarlık etmek" en diccionario inglés turco : 18 resultado(s)

Turco Inglés
General
pazarlık etmek bargain v.
You're in no position to bargain.
Pazarlık edecek durumda değilsin.

More Sentences
pazarlık etmek negotiate v.
We want to negotiate.
Pazarlık etmek istiyoruz.

More Sentences
Trade/Economic
pazarlık etmek bargain v.
Tom didn't get what he bargained for.
Tom pazarlık ettiği şeyi almadı.

More Sentences
General
pazarlık etmek haggle v.
pazarlık etmek chaffer v.
pazarlık etmek dicker with v.
pazarlık etmek dicker v.
pazarlık etmek bargain with v.
pazarlık etmek do a bargain v.
pazarlık etmek cheap [obsolete] v.
pazarlık etmek boggle v.
pazarlık etmek dispose [obsolete] v.
pazarlık etmek prig [scotland] v.
Phrasals
pazarlık etmek argue (something) down v.
pazarlık etmek argue down v.
Trade/Economic
pazarlık etmek troke [scottish] v.
Archaic
pazarlık etmek cheapen v.
pazarlık etmek negociate v.

Significados de "pazarlık etmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 34 resultado(s)

Turco Inglés
Phrasals
(biriyle) pazarlık yapmak/etmek haggle with (someone) v.
This is not the moment to haggle with the USA over the cost of reconstruction.
Yeniden yapılanmanın maliyeti konusunda ABD ile pazarlık yapmanın zamanı değil.

More Sentences
General
sıkı pazarlık etmek haggle v.
çekişe çekişe pazarlık etmek haggle v.
sıkı bir pazarlık sonucu birçok şey elde etmek drive a hard bargain v.
tartışma veya pazarlık yoluyla ikna etmek banter v.
Phrasals
(biriyle bir şey) için pazarlık etmek haggle with (one) over (something) v.
(biriyle bir fiyat) üzerinden pazarlık etmek haggle with (one) over (something) v.
(birine/bir şeye) sahip olmak için pazarlık etmek bargain for (someone or something) v.
(biri/bir şey) için pazarlık etmek bargain for (someone or something) v.
bir şey için pazarlık etmek bargain for v.
bir şey için pazarlık etmek bargain over v.
bir şeyi almak/elde etmek için biriyle pazarlık etmek bargain for v.
(biriyle birisi/bir şey) için pazarlık etmek bargain for (someone or something) with (someone) v.
(biriyle birisi/bir şey) üzerine pazarlık etmek bargain over (someone or something) with (someone) v.
bir şey için pazarlık etmek jew (one) down v.
(biriyle) pazarlık etmek bargain (someone) down v.
(biriyle birine/bir şeye) sahip olmak için tartışmak/pazarlık etmek bargain (over someone or something) (with someone) v.
(biriyle birine/bir şeye) sahip olmak için tartışmak/pazarlık etmek and bargain (for someone or something) (with someone) v.
(biriyle) pazarlık etmek bargain with (one) v.
biriyle (bir şey için) pazarlık etmek dicker with someone (for something) v.
biriyle (bir şey için) pazarlık etmek dicker with someone (over something) v.
(biriyle) pazarlık etmek dicker with (one) v.
(biriyle bir şey için) pazarlık etmek dicker with (one) for (something) v.
(biriyle bir şey) üzerine pazarlık etmek dicker with (one) over (something) v.
için pazarlık yapmak/etmek haggle about v.
bir şey için pazarlık yapmak/etmek haggle about something v.
için/üzerine pazarlık yapmak/etmek haggle over v.
(bir şey) için/üzerine pazarlık yapmak/etmek haggle over (something) v.
(biriyle bir konuda) pazarlık etmek negotiate (with one) about (something) v.
(biriyle bir konuda) pazarlık etmek negotiate (with one) over (something) v.
(biriyle) pazarlık etmek negotiate with (one) v.
Idioms
çekişe çekişe pazarlık etmek beat down v.
Trade/Economic
fiyatı pazarlık etmek bargain off the price v.
Law
fiyatı pazarlık etmek bargain off the price v.