man! - Turco Inglés Diccionario

man!

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "man!" en diccionario turco inglés : 2 resultado(s)

Inglés Turco
General
man! interj. yahu
What did I say, man?
Ne dedim ben yahu?

More Sentences
man! interj. be

Significados de "man!" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
man n. insan
When reading this report, I wonder whether, in the rapporteur's mind, man is still included in this biodiversity.
Bu raporu okurken, sözcünün zihninde insanın hala bu biyoçeşitliliğe dahil olup olmadığını merak ediyorum.

More Sentences
man n. adam
This report proves once again that Eurofederalism is divorced from the reality of the man in the street.
Bu rapor bir kez daha Eurofederalizmin sokaktaki adamın gerçekliğinden kopuk olduğunu kanıtlıyor.

More Sentences
man n. erkek
Still I cling to the good Biblical institution of marriage as a lasting union between man and woman.
Ben yine de kadın ve erkek arasında kalıcı bir birliktelik olarak İncil'deki iyi evlilik kurumuna bağlıyım.

More Sentences
General
good man n. iyi adam
What a noble heart that good man has!
O iyi adamın ne kadar asil bir kalbi var!

More Sentences
man of letters n. yazar
He is a man of letters.
O yazardır.

More Sentences
working man n. işçi
Working men drank hard apple cider.
İşçiler sert elma şarabı içiyordu.

More Sentences
medicine man n. büyücü doktor
The medicine man lived alone, even without a mate, on the edge of the village.
Büyücü doktor, köyün kenarında eşi olmadan bile tek başına yaşardı.

More Sentences
single man n. bekar adam/erkek
Layla hoped to work for a wealthy single man.
Leyla zengin bir bekar adam için çalışmayı umuyordu.

More Sentences
family man n. aile babası
I'm a family man.
Ben bir aile babasıyım.

More Sentences
rich man n. zengin adam
This rich man is greedy.
Bu zengin adam açgözlü.

More Sentences
wise man n. bilge
According to a Chinese proverb, when a wise man points at the moon, the fool looks at his finger.
Bir Çin atasözüne göre, bilge bir adam ayı işaret ettiğinde, aptal onun parmağına bakar.

More Sentences
man and wife n. karı koca
They pretend to be man and wife.
Karı koca gibi davranıyorlar.

More Sentences
married man n. evli adam
The married men that Layla robbed were reluctant to report her because of the embarrassment.
Leyla'nın soyduğu evli adamlar, utançlarından onu ihbar etmekten çekiniyorlardı.

More Sentences
old man n. ihtiyar adam
Wine is the milk of old men.
İhtiyar adamların sütü şaraptır.

More Sentences
old man n. ihtiyar
Tom is a grouchy old man.
Tom huysuz yaşlı bir ihtiyar.

More Sentences
medicine man n. sihirbaz hekim
We will not drown ourselves, said the medicine man; we have found a nation who are afraid of us.
Kendimizi boğmayacağız, dedi sihirbaz hekim; bizden korkan bir ulus bulduk.

More Sentences
man n. adam
The man in the street in the countries of Latin America is the one who will pay.
Latin Amerika ülkelerinde sokaktaki adam bunun bedelini ödeyecek olan kişidir.

More Sentences
fellow man n. ahbap
The world would be a beautiful place if everyone was a bit kinder towards their fellow men.
Eğer herkes ahbaplarına biraz daha kibar olursa dünya güzel bir yer olur.

More Sentences
best man n. sağdıç
Tom told me he was going to ask you to be his best man.
Tom bana onun sağdıcı olmanı isteyeceğini söyledi.

More Sentences
old man n. baba
You're starting to sound like your old man.
Baban gibi konuşmaya başladın.

More Sentences
young man n. genç
Without these kinds of new technologies, the future for young men like that is extremely bleak.
Bu tür yeni teknolojiler olmadan bu gibi gençlerin geleceği son derece kasvetli.

More Sentences
man n. insanoğlu
We are the Europe we have built, the best thing man has given mankind.
Biz inşa ettiğimiz Avrupa'yız, insanoğlunun insanlığa verdiği en iyi şeyiz.

More Sentences
man n. erkek
One is born one and, from that moment, one faces a huge number of obstacles which would not be there if one were a man.
Kişi bir kez doğar, ve o andan itibaren, erkek olsaydı hiç var olmayacak olan çok sayıda engelle yüz yüze gelir.

More Sentences
man n. kişi
It is a mission involving, if we have rightly understood, 500 men, including those in command.
Eğer doğru anlamışsak, komuta kademesi de dahil olmak üzere 500 kişinin katıldığı bir görev bu.

More Sentences
man n. biri
For a man with limited speaking time you did well!
Kısıtlı konuşma süresi olan biri için iyi iş çıkardınız!

More Sentences
strong man n. güçlü adam
Tom is the strongest man I know.
Tom benim tanıdığım en güçlü adam.

More Sentences
little man n. küçük adam
You can't leave the house like this, little man!
Evi bu şekilde terk edemezsin, küçük adam!

More Sentences
dead man n. ölü adam
Water was found in the dead man's lungs.
Ölü adamın akciğerlerinde su bulundu.

More Sentences
invisible man n. görünmez adam
Can you see the invisible man?
Görünmez adamı görebiliyor musun?

More Sentences
ugly man n. çirkin adam
Between you and me, the fat ugly man is on a diet.
Aramızda kalsın, şişman çirkin adam diyette.

More Sentences
right-hand man n. sağ kol
Be my right-hand man.
Benim sağ kolum ol.

More Sentences
yes-man n. dalkavuk
Are we to be the United States's puppy or a group of fully paid-up yes-men who cheer the US on whenever it wants us to?
Biz ABD'nin köpek yavrusu mu olacağız yoksa ABD ne zaman isterse onu alkışlayan bir grup paralı dalkavuk mu?

More Sentences
lucky man n. şanslı adam
I'm the luckiest man in the world.
Ben dünyadaki en şanslı adamım.

More Sentences
armed man n. silahlı adam
Four armed men held up the bank and escaped with $4 million.
Dört silahlı adam bankayı soydu ve 4 milyon dolarla kaçtı.

More Sentences
man-made structures n. insan yapımı yapılar
Which man-made structures are visible from space?
Hangi insan yapımı yapılar uzaydan görülebilir?

More Sentences
angry man n. kızgın adam
He tried to soothe the angry man.
Kızgın adamı yatıştırmaya çalıştı.

More Sentences
a rich man n. zengin bir adam
There's a rich man called Gao Kun in another city.
Başka bir şehirde Gao Kun adında zengin bir adam var.

More Sentences
man-eater n. yamyam
Is it a man-eater?
O bir yamyam mı?

More Sentences
family man n. aile adamı
Tom is a hard-working family man.
Tom çalışkan bir aile adamı.

More Sentences
a married man n. evli bir adam
I'm a married man.
Ben evli bir adamım.

More Sentences
wise man n. bilge adam
Receive a cure from a doctor, learn from a wise man.
Bir doktordan tedavi al, bir bilge adamdan öğren.

More Sentences
drowning man n. boğulan adam
The drowning man grasped at the rope.
Boğulan adam ipi yakaladı.

More Sentences
fat man n. şişman adam
Tom is one of the fattest men I know.
Tom tanıdığım en şişman adamlardan biri.

More Sentences
sick man n. hasta adam
They lost no time in getting the sick man to a hospital.
Hasta adamı hastaneye götürmede hiç zaman kaybetmediler.

More Sentences
every man n. her erkek
This is unacceptable for French people, but also for every man and woman that advocates humanism.
Bu Fransız halkı için olduğu kadar hümanizmi savunan her erkek ve kadın için de kabul edilemez bir durumdur.

More Sentences
Common Usage
garbage man n. çöpçü
young man n. delikanlı
straw man n. korkuluk
General
front man n. paravan kişi
an upright man n. adam gibi adam
rewrite man n. yeniden yazıcı
a man of the world n. görmüş geçirmiş kimse
girlie man n. kız gibi erkek
eight stages of man n. insanlık gelişminin sekiz aşaması
man friday n. köle gibi sadık uşak
man about town n. tiyatro ve gece kulübüne sıkça giden adam
hit man n. kiralık katil
man of the people n. halk adamı
man n. birader
learned man n. bilgin
straw man n. saman adam
brave man n. erkek adam
the man in the street n. sokaktaki adam
g man n. fbi memuru
man made noise n. suni gürültü
old man n.
man n. kul
the man in the street n. sıradan kimse
man vc control setting n. manuel vc kontrol ayarı
brave man n. dadaş
conjure man n. sihirbaz
cave man n. mağara adamı
fall of man n. hz adem ve havva'nın işlediği günah ve sonuçları
liege man n. vasal
a man in my position n. benim durumumda olan bir adam
ape man n. maymun adam
contact man n. bağlantı
brave man n. aslan
plainclothes man n. sivil giyimli dedektif
man child n. erkek çocuk
qualified man power n. yetişmiş insan gücü
man in the street n. herhangi bir adam
finger man n. ispiyoncu
brave man n. er
man n. mide
man of letters n. bilim adamı
man of straw n. erkek müsveddesi
fancy man n. acayip adam
a marked man n. mimlenmiş adam
railway man n. demiryolu işçisi
confidence man n. dolandırıcı
end man n. komedyen
cavalry man n. süvari
man n. taş
preacher man n. vaiz
man of the world n. engin tecrübeli
red man n. kızılderili
unmarried man n. evlenmemiş adam
fancy man n. aşık
a man of few wants n. pek az isteği olan bir adam
leading man n. esas oğlan
man who acts slowly n. ağır adam
con man n. hilekar
white man n. beyaz adam
man friday n. köle
man of learning n. bilim adamı
a man of the world n. görmüş geçirmiş adam
bogy man n. öcü
man n. er kişi
old man n. patron
man n. beşer
sandwich man n. sırtında reklamla dolaşan adam
old man n. koca
man of the world n. görmüş geçirmiş adam
family man n. ev bark sahibi
a man of means n. han hamam sahibi
salvage man n. cankurtaran
the old man n. baba
superior man n. üstünlüklü insan
inner man n. iştah
learned man n. allame
man in the iron mask n. demir maskeli adam
young man n. jön
man n. yönetim
modern man n. çağdaş insan
young man n. yiğit
mechanical man n. robot
government man n. devlet adamı
swag man n. serseri
man about town n. boşgezen
leading man n. başrol oyuncusu erkek
economic man n. iktisadi adam
man of war n. savaş gemisi
man of the world n. çok tecrübeli
little man n. adamcık
man of substance n. zengin adam
fancy man n. sevgili
huge man n. zebella
old man n. yaşlı
man made fibre n. sentetik lif
man eater n. yamyam
man n. lan
assembly man n. meclis üyesi
a man of few words n. az konuşan adam
peking man n. pekinli
primitive man n. ilk insan
a man of a few words n. az konuşan adam
common man n. sıradan insan
poor man n. adamcağız
betting man n. bahisçi
holdup man n. soyguncu
old man n. babalık
the height of a man n. adam boyu
man of science n. bilim adamı
brave man n. yiğit
mountain man n. dağ adamı
spider man n. örümcek adam
fellow man n. adam
inner man n. ruh
man n. koca
publicity man n. reklamcı
common man n. sokaktaki adam
leading man n. başroldeki erkek
the inner man n. vicdan
a hulk of man n. çam yarması
strapping man n. adam azmanı
finger man n. muhbir
man made fiber n. insan yapısı lif
man who repairs car hoods n. kaportacı
feral man n. yabani
commercial man n. tüccar
man n. merdüm
the isle of man n. man adası
maintenance man n. bakım elemanı
military man n. ordu mensubu
self made man n. kendi kendini yetiştirmiş adam
inner man n. vicdan
society man n. sosyete
man influence on nature n. doğaya insan etkisi
literary man n. edip
property man n. aksesuarcı
man of letters n. yazıncı
stunt man n. dublör
the outer man n. dış görünüş
the inner man n. ruh
economic man n. ekonomi insanı
hired man n. adam
session man n. sesi kaydedilen bir şarkıcıya eşlik eden kayıt stüdyosunda görevli çalgıcı
yes man n. dalkavuk
party man n. parti adamı
divorced man n. boşanmış adam
the man in the street n. sokaktaki insan
man of letters n. edebiyatçı
a familiar address to an older man n. amca
man of letters n. edip
key man n. üstün adam
a marked man n. mimli adam
man movable n. çekilerek götürülen malzeme
man movable n. itilerek taşınan malzeme
man space n. insan taşıma hacmi
man n. uşak
man n. er
man n. satranç taşı
man n. erkek işçi
man n. oyun taşı
man n. dama taşı
man n. şahıs
man n. beyaz adam
man n. işçi
man n. kimse
seafaring man n. denizci
seafaring man n. gemici
key man n. kilit adam
man island n. man adası
gingerbread man n. zencefilli kurabiye adam
man of love n. aşk adamı
man of romance n. gönül adamı
small man n. küçük adam
a man of middle height n. orta boylarda adam
a man of middle height n. orta boylu adam
ladies' man n. flörtçü
ladies' man n. zampara
ladies' man n. çapkın erkek
ladies' man n. kadın peşinden koşan erkek
mature man n. olgun erkek
a man of property n. mal mülk sahibi
unwanted man n. istenmeyen adam
empty headed man n. boş adam
weather man n. hava durumu sunucusu
a man in the limelight n. günün adamı
man of wide interests n. birçok şeye ilgi duyan adam
day man labourer n. gündelikçi işçi
wise old man n. ak sakallı dede
small man syndrome n. boy kompleksi
man about town n. gösteriş düşkünü
man of straw n. bostan korkuluğu
emergency man n. yedek oyuncu
general duties man n. genel hizmet işçisi
gas man n. havagazı memuru
hang-man n. adamasmaca
man-in-the-street n. vatandaş
fallacy of the straw-man n. iddiayı zayıflatma safsatası
man-at-arms n. silahşor
g-man n. federal ajan
man-made fibres n. suni elyaflar
man-woman relationships n. erkek-kadın ilişkileri
man-system integration n. insan sistem bütünleşmesi
half-man n. yarım adam
man-at-arms n. asker
man-child n. erkek çocuk
man-to-man defense n. adam adama defans
odd-job man n. ufak tefek işlerde becerikli olan kimse
right-hand man n. en çok güvenilen kimse
taxi-man n. taksici
mic-man n. mikrofoncu
serious-minded man n. ağır adam
rag-and-bone man n. eskici
one-man show n. tek kişilik sergi
red-blooded man n. taş fırın erkeği
taxi-man n. taksi şoförü
yes-man n. evet efendimci
yes-man n. emir kulu
yes-man n. şakşakçı
yes-man n. evetefendimci
yes-man n. patron yalakası
man of business n. vekilharç
man of weight n. nüfuzlu kişi
reliable man n. güvenilir adam
man of honour n. namuslu adam
waiting man n. uşak
moneyed man n. paralı adam
yes-man n. liderinin her dediğini yapan kişi yalaka
man n. (satranç) taş
man n. amele
man-hour n. adam-saat
well-to-do man n. zengin adam
waiting man n. hizmetçi
man of weight n. nüfuzlu adamlar
garbage man n. çöp toplayıcı
garbage man n. temizlik işçisi
sugar man n. şeker pişirici
backup man n. dublör
backup man n. yedek
stunt man n. (tehlikeli sahnelerde oynayan) dublör
systems man n. organizatör
lookout man n. nöbetçi
self made man n. kendi kendini yetiştirmiş insan
best man n. nikah şahidi
country man n. çiftçi
old clothes-man n. eski elbiseler satan kimse
old clothes-man n. eskici
man-trap n. tuzak
man of letter n. entelektüel
man hater n. erkek düşmanı
the killed man n. öldürülen adam
the man who saved the world n. dünyayı kurtaran adam
right hand man n. en güvenilir adam
a man with style n. tarz sahibi adam
a man for all seasons n. her devrin adamı
brave man n. mert adam
milk livered man n. ciğeri beş para etmez
one man n. adamın biri
a man of culture n. kültür insanı
real man n. erkek adam
make-up man n. erkek güzellik uzmanı
make-up man n. erkek makyöz
man-handling n. tartaklama
man-handling n. kaba kuvvetle (birşeyi) taşıma
man-handling n. kol gücü ile yapma
man-handling n. kaba kuvvete başvurma
man-handling n. kaba kuvvetle itip kakma
man of high attainments n. üstün yetenekleri olan
man in tuxedo n. smokinli adam
tuxedo man n. smokinli adam
nameless man n. isimsiz adam
muslim man n. müslüman adam
man/male slippers n. erkek terliği
muscle man n. kaslı adam
stick man n. çöp adam
stick man n. çubuk adam
a man of honour n. şerefli adam
a man of honour n. onurlu adam
hired man n. çiftlik işçisi
hired man n. rençper
hired man n. ırgat
the man of system n. sistem adamı
race of man n. insan ırkı
old man with white beard n. ak sakallı yaşlı adam
man with white hair n. beyaz saçlı adam
a sixtyish man n. altmış yaşlarında adam
the man in the street n. sokaktaki sade vatandaş
man-eater n. insan eti yiyen
the man in my dreams n. hayallerimdeki erkek
the man in my dream n. hayalimdeki erkek
strong man n. güçlü erkek
man in the suit n. takım elbiseli adam
a man with an ankle holster n. ayak bileğinde silah kılıfı olan adam
a man of high moral standing n. yüksek ahlak değerleri olan bir adam
honest man n. dürüst adam
man in the red jacket n. kırmızı ceketli adam
rich man n. varlıklı/zengin adam
man of means n. varlıklı/zengin adam
wealthy man n. varlıklı/zengin adam
a proper man n. düzgün bir adam
fetish man n. fetiş adamı
maintenance man n. tamirci
service man n. tamirci
the man in charge n. görevli
man fashion n. erkek modası
man of heart n. gönül adamı
sand man n. kum adam
a young black man n. genç bir siyah adam
a man dressed as father christmas n. noel baba kılığında bir adam
gas-bottle delivery man n. tüpçü
propane delivery man n. tüpçü
a man with a murderous obsession n. cinayet saplantısı olan bir adam
a man of god n. papaz
one-man show n. tek kişilik gösteri
popeye the sailor man n. temel reis
the dice man n. zar adam
miracle man n. mucize yaratan
lookout man n. gözcü
macho man n. maço erkek
one man army n. tek kişilik ordu
a man in a suit n. takım elbiseli bir adam
grumpy old man n. huysuz ihtiyar
the wounded man n. yaralı adam
woman seeking a man n. erkek arayan kadın
the thinking man sculpture n. düşünen adam heykeli
man bag n. bel çantası
man-day n. bir kişinin bir günde yapabildiği iş miktarı
man-hour n. bir kişinin bir saatte yapabildiği iş miktarı
man of wisdom n. bilge adam
confidence man n. üçkağıtçı
short man syndrome n. boy kompleksi
little man syndrome n. boy kompleksi
man with long mustache n. uzun bıyıklı adam
career man n. kariyer yapan kimse
career man n. kariyer adamı
man in a bathrobe n. bornozlu adam
the most hated man in the world n. dünyanın en nefret edilen adamı
button man n. düğme adam
the man in the street n. sokaktaki vatandaş
man of action n. girişken kimse
man of action n. girişimci adam
machete-wielding man n. elinde pala olan adam
bin man (uk) n. çöpçü
sanman (sanitation man) (us) n. çöp toplama görevlisi
rubbish man (uk) n. çöp toplama işçisi
dustbin man (uk) n. çöpçü
rubbish man (uk) n. çöp toplama görevlisi
rubbish man (uk) n. çöpçü
sanman (sanitation man) (us) n. çöp toplama işçisi
sanman (sanitation man) (us) n. çöpçü
bin man (uk) n. çöp toplama işçisi
dustbin man (uk) n. çöp toplama görevlisi
bin man (uk) n. çöp toplama görevlisi
dustbin man (uk) n. çöp toplama işçisi
man lift n. insan asansörü
the man in the wheelchair n. tekerlekli sandalyedeki adam
made man n. abd'de italyan kökenli/asli mafya üyesi
made man n. (mafyaya) tam/asli üye yapılmış kişi
made man n. esas adam
made man n. asil üye/aza
made man n. italyan menşeli organize suç örgütü mensubu
made man n. (mafyada) tam üye
a defenseless old man n. savunmasız yaşlı bir adam
civilized man n. uygar adam
holy man n. kutsal insan
holy man n. kutsal adam
leading man n. baş aktör
cannon man n. sirklerde gülle ile havaya fırlatılan sihirbaz adam
clean-cut man n. efendi (adam)
clean-cut man n. efendi adam
enlisted man n. deniz veya kara kuvvetlerinde rütbesiz asker
straw man fallacy n. korkuluk mantık hatası
fallacy of the straw-man n. korkuluk mantık hatası
man of nights n. gecelerin adamı
the man in charge n. kontrolün onda olduğu kişi
the man in charge n. yetkili
the man in charge n. yetkili kişi
figures of flying man n. uçan adam figürleri
common man n. sıradan insan/kişi
common man n. alelade insan
common man n. sıradan kişi
common man n. sıradan kimse
diamond man n. elmas adam
target man n. hedef adam
white masked man n. beyaz maskeli adam
man with white mask n. beyaz maskeli adam
man in white mask n. beyaz maskeli adam
man wearing white mask n. beyaz maskeli adam
man-made factors n. insan kaynaklı faktörler
show man n. gösteri adamı
typical turkish man n. tipik türk erkeği
an interesing man n. ilginç bir adam
a man with a cause n. dava adamı
man voice n. erkek sesi
wobbly man n. hacıyatmaz
infantry man n. yaya er
man child n. ruhen olgunlaşmamış yetişkin erkek
mechanical man n. android
mechanical man n. insana benzeyen bir otomaton
wise man n. arif adam
wise man n. arif insan
man of influence n. sözü geçen kimse
man of influence n. nüfuzlu kimse
man of influence n. nüfuz sahibi kimse
abraham-man n. delirmiş dilenci
abraham-man n. sadaka almak için deli numarası yapan dilenci
taurus man n. boğa burcu erkeği
taurus man n. boğa erkeği
main man n. asıl adam (baş karakter)
age of man n. kuaterner çağ
age of man n. dördüncü çağ
age of man n. bugüne kadarki son iki milyon yıl
reading man n. çok okuyan kimse
reading man n. çalışkan kimse
man bun n. erkek topuzu
reel man n. (eskiden avustralya ve yeni zelanda'da) sahil kurtarma ekibinde cankurtaranın yüzerken bağlı olduğu kemerin makarasını çalıştıran görevli
reel man n. makaracı
lady's man n. kadın düşkünü erkek
lady's man n. çapkın erkek
lady's man n. zampara
lady's man n. kadınlarla gönül eğlendiren erkek
lady's man n. kadın düşkünü erkek
lady's man n. çapkın erkek
lady's man n. zampara
lady's man n. kadınlarla gönül eğlendiren erkek
night man n. gece çalışan tuvalet temizlikçisi
night man n. gece görevlisi
new man n. doğasındaki özenli tarafı ortaya çıkararak, çocuk bakımı ve ev işlerinde eşit sorumluluk alan modern erkek
the next man n. önüne çıkan ilk kişi
remittance man n. evden gönderilen parayla yaşayan sürgündeki kimse
trans man n. trans erkek
trencher-man n. asalak
trencher-man n. beleşçi
trencher-man n. aşçı
black man n. siyahi adam
two-man tent n. iki kişilik çadır
a greegree man n. afrikalı muskacı
a greegree man n. afrikalı büyücü
a man of mark n. dikkat çeken, ünlü kişi
dark man n. karanlık adam
ape-man n. kaba adam
ape-man n. vahşi adam
elevator man n. asansörcü adam
elevator man n. asansör operatörü adam
end man n. sıranın sonundaki kimse
end man n. kuyruğun sonundaki kimse
barrow-man n. seyyar meyve sebze satıcısı
man n. insan ırkı
man n. insan türü
man n. ademoğlu
man n. amele
man n. tebaa
man n. zevç
elevator man n. asansörcü
belt man [australia] n. (eskiden) belinde iple yüzen cankurtaran
every man n. tüm erkekler