likely - Turco Inglés Diccionario

likely

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "likely" en diccionario turco inglés : 20 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
likely adv. büyük ihtimalle
Tom is more than likely to be late.
Tom büyük ihtimalle geç kalacak.

More Sentences
General
likely adj. olası
The options decided upon will influence the likely costs to the farmers of introducing the new system.
Karar verilen seçenekler, yeni sistemin uygulanmasının çiftçilere getireceği olası maliyetleri etkileyecektir.

More Sentences
likely adj. muhtemel
With this dream-team, victory is the most likely outcome.
Bu rüya takımıyla alınacak en muhtemel sonuç galibiyettir.

More Sentences
likely adj. mümkün
Nor is it likely that I will ever be President of Parliament.
Parlamento Başkanı olmam da mümkün değil.

More Sentences
likely adj. olması muhtemel
It is likely to end up costing more money than we think at the moment.
Şu anda düşündüğümüzden daha pahalıya mal olması muhtemeldir.

More Sentences
likely adj. uygun
Let's come up with a more likely solution.
Daha uygun bir çözüm bulalım.

More Sentences
likely adv. galiba
We're likely to continue reading this book up to the end of the year.
Galiba bu kitabı okumaya sene sonuna kadar devam edeceğiz.

More Sentences
likely adv. muhtemelen
It is likely that the democracies will have to maintain a commitment for many years to come.
Muhtemelen demokrasiler önümüzdeki uzun yıllar boyunca taahhütlerini sürdürmek zorunda kalacaklardır.

More Sentences
likely adv. (büyük) ihtimalle
I'd very likely have gone home if you hadn't invited me out.
Beni dışarı davet etmeseydiniz büyük ihtimalle eve gitmiş olurdum.

More Sentences
likely adj. mantıklı
likely adj. geleceği parlak
likely adj. güzel
likely adj. inandırıcı
likely adj. inanılır
likely adj. iyi
likely adj. önemsiz
likely adj. ümit verici
likely adj. cazip
likely adv. belki
likely adv. kuvvetle muhtemel

Significados de "likely" con otros términos en diccionario inglés turco: 85 resultado(s)

Inglés Turco
General
likely to be adj. olması muhtemel
The total number of cases in 2001, excluding the UK, is likely to be in the region of 1,000 cases.
İngiltere hariç 2001 yılındaki toplam vaka sayısının 1.000 civarında olması muhtemeldir.

More Sentences
more likely adv. olması daha muhtemel
Is it not more likely that they are merely the result of a lack of consultation and coordination?
Bu durumun sadece istişare ve koordinasyon eksikliğinin bir sonucu olması daha muhtemel değil midir?

More Sentences
very likely adv. büyük bir olasılıkla
Tom is very likely to be late.
Tom büyük bir olasılıkla geç kalacak.

More Sentences
most likely adv. büyük bir olasılıkla
Tom knew what Mary would most likely do.
Tom Mary'nin büyük bir olasılıkla ne yapacağını biliyordu.

More Sentences
less likely adv. daha az olası
A large accession wave in 2004 is therefore becoming increasingly less likely.
Bu nedenle 2004 yılında büyük bir katılım dalgası giderek daha az olası hale gelmektedir.

More Sentences
most likely adv. büyük ihtimalle
This small device most likely saved our lives.
Bu küçük alet büyük ihtimalle hayatımızı kurtardı.

More Sentences
very likely adv. büyük ihtimalle
It's very likely he'll come.
Büyük ihtimalle gelecek.

More Sentences
quite likely adv. büyük ihtimalle
It's quite likely that Tom won't be there.
Büyük ihtimalle Tom orada olmayacak.

More Sentences
quite likely adv. büyük olasılıkla
It's quite likely that he'll be late.
Büyük olasılıkla geç kalacak.

More Sentences
likely to prep. muhtemelen
European legislation is unsuitable as a means to address the causes of bullying and is likely to be ineffective.
Avrupa mevzuatı, zorbalığın nedenlerini ele almak için uygun bir araç değildir ve muhtemelen etkisiz olacaktır.

More Sentences
Colloquial
not likely! exclam. mümkün değil!
They are not likely to make negotiations any easier, quite the contrary.
Müzakereleri kolaylaştırmaları da mümkün değil, tam tersine.

More Sentences
Speaking
not likely expr. olmayabilir
This proposal is not likely to bring the people of Europe closer, nor is it a condition for peace on the continent.
Bu öneri ne Avrupa halklarını birbirine yakınlaştıracak ne de kıtada barışın sağlanmasının bir koşulu olacaktır.

More Sentences
not likely expr. olası değil
You're not likely to notice the difference.
Farkı fark etmeniz pek olası değil.

More Sentences
General
likely to break off v. yol ayrımına gelmek
deem likely v. ihtimal vermek
be likely v. olası olmak
likely to happen adj. varit
likely to cheat one's spouse adj. gözü dışarıda
more likely to develop adj. gelişme olasılığı daha yüksek
most likely adv. yüksek ihtimalle
highly likely adv. kuvvetle muhtemel
less likely adv. olmayacak gibi
less likely adv. olmaması muhtemel
most likely adv. en iyi ihtimalle
highly-likely adv. kuvvetle muhtemel
more likely to adv. büyük bir olasılıkla
highly likely adv. büyük ihtimalle
it’s more than likely adv. büyük ihtimalle
less likely adv. olması daha düşük ihtimal
as likely as not adv. belki de
quite likely adv. yüksek olasılıkla
more likely to prep. kuvvetle muhtemel
Phrases
not likely to happen expr. olması pek muhtemel değil
as likely as not expr. büyük ihtimalle
as likely as not expr. büyük bir ihtimalle
as likely as not expr. büyük bir olasılıkla
far less likely expr. çok daha az olası
more likely scenario expr. gerçekleşmesi daha olası/muhtemel senaryo
more likely than not expr. olma ihtimali olmama ihtimalinden daha yüksek
it is likely that expr. olasıdır ki
it is likely that expr. muhtemeldir ki
how likely expr. ne ihtimalle
Colloquial
as likely as not expr. büyük ihtimalle
as likely as not expr. büyük olasılıkla
as likely as not expr. yüksek ihtimalle
as likely as not expr. büyük bir olasılıkla
most/very likely expr. büyük ihtimalle
most/very likely expr. büyük olasılıkla
most/very likely expr. yüksek ihtimalle
most/very likely expr. büyük bir olasılıkla
(that's a) likely story expr. her zamanki hikaye
(that's a) likely story expr. külahıma anlat/anlatsın
(that's a) likely story expr. yine aynı hikaye
likely as not expr. belki de
likely as not expr. büyük ihtimalle
likely as not expr. büyük bir olasılıkla
likely as not expr. büyük bir ihtimalle
likely as not expr. yüksek ihtimalle
likely as not expr. büyük olasılıkla
most likely expr. kuvvetle muhtemel
not likely! exclam. imkansız!
not likely! exclam. kesinlikle olmaz!
not likely! exclam. kesinlikle hayır!
not likely! exclam. mümkünatı yok!
Idioms
a likely story n. her zamanki hikaye (birinin söylediğinin yalan olduğu düşünülerek söylenir)
likely story n. her zamanki hikaye
likely story n. külahıma anlat/anlatsın
likely story n. yine aynı hikaye
likely story n. hep aynı hikaye/terane
a likely tale expr. külahıma anlat
a likely story expr. sen onu benim külahıma anlat
Speaking
likely enough expr. büyük bir olasılıkla
least likely expr. en az ihtimalle
possible, but not likely expr. muhtemel ancak olacağını/gerçekleşeceğini sanmıyorum
very likely expr. kuvvetle muhtemel
likely enough expr. öyle görünüyor ki
possible, but not likely expr. olması ihtimal dahilinde fakat beklenmiyor
possible, but not likely expr. olası ama zor ihtimal
Trade/Economic
likely purchaser n. beklenen müşteri
likely purchaser n. muhtemel alıcı
Computer
likely path n. benzer yol
Traffic
queues likely n. muhtemel trafik sıkışıklığı
Math
equally likely adv. eşit olasılıklı
Statistics
equally likely event n. eşit şanslı olay
British Slang
not bloody likely expr. hiç de bile