konser - Turco Inglés Diccionario

konser

Significados de "konser" en diccionario inglés turco : 4 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
konser concert n.
I believe this is an appropriate encore to the concert we enjoyed on Monday.
Bunun Pazartesi günü gerçekleştirdiğimiz konser için uygun bir bis olduğuna inanıyorum.

More Sentences
General
konser gig n.
We have a gig at the club tomorrow night.
Yarın akşam kulüpte konserimiz var.

More Sentences
Art
konser concert n.
This concert, recorded at an industry convention, was a great discovery.
Bir sanayi kongresinde kaydedilen bu konser harika bir keşif oldu.

More Sentences
General
konser performance n.

Significados de "konser" con otros términos en diccionario inglés turco: 89 resultado(s)

Turco Inglés
General
konser salonu concert hall n.
This concert hall has wonderful acoustics.
Bu konser salonu harika akustiğe sahiptir.

More Sentences
konser piyanisti concert pianist n.
Tom is a concert pianist.
Tom bir konser piyanisti.

More Sentences
konser vermek give a concert v.
When will they give a concert?
Ne zaman konser verecekler?

More Sentences
Art
konser salonu concert hall n.
People came to the concert hall to listen to the famous orchestra.
İnsanlar ünlü orkestrayı dinlemek için konser salonuna geldiler.

More Sentences
Music
konser salonu concert hall n.
Tom left for the concert hall about 30 minutes ago.
Tom yaklaşık 30 dakika önce konser salonuna gitti.

More Sentences
General
konser salonu auditorium n.
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası lineup n.
hasılat (maç/konser/sirk vb'nde bilet satışından sağlanan) gate n.
gösteri veya konser vb yerine ilerisi için verilen bilet rain check n.
yardım amacıyla düzenlenen konser benefit concert n.
konser listesi concert list n.
konser listesi list of concerts n.
konser alanı concert area n.
konser müdavimi concertgoer n.
dünya turu konser serisi world tour concert series n.
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup opening act (us) n.
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup warm-up act (us) n.
konser/gösteri izleme hakkını daha sonra kullanma hakkı rain check n.
konser piyanosu concert piano n.
konser piyanosu concert grand n.
konser meraklısı concertgoer n.
konser vb gibi bir etkinlikte sanatçıların sahne alma sırası line-up n.
hayır işi konser charity concert n.
hayır amacıyla düzenlenen konser charity concert n.
hayır işi konser benefit concert n.
hayır amacıyla düzenlenen konser benefit concert n.
konser yeri place of concert n.
konser yeri location of concert n.
danslı konser record hop n.
dinleyicilerin dans da edebildiği konser record hop n.
konser salonu veya stadyumda koltuk numarası olmayan (rezerve edilmemiş) bölüm general admission n.
konser salonu veya stadyumda koltuk numarası olmayan (rezerve edilmemiş) bölümün bilet ücreti general admission n.
konser veren kimse gigman n.
konser müdavimi concert-goer n.
konser meraklısı concert-goer n.
konser öncesi ana grup öncesi çıkan grup supporting act [uk] n.
yalnızca erkeklere açık konser smoker [uk] n.
ayakta dinlenen konser promenade concert n.
konser vermek appear in concert v.
konser vermek perform v.
gitmek (konser müze vb'ne) take something in v.
taşrada konser vermek barnstorm v.
konser izlemek watch a concert v.
(konser sırasında) sahneden seyirciye doğru atlamak stage-dive v.
birlikte konser veren erkek ve kadınlara ait olan mixed adj.
konser sonrası gelişen postconcert adj.
konser sonrası meydana gelen postconcert adj.
konser öncesine ait veya ilgili preconcert adj.
Phrasals
(konser/sinema vb) birini bir yere getirmek usher someone into some place v.
(konser/sinema vb) birini bir yere getirmek usher someone or something in v.
Phrases
gösteri/konser vs. sona erdi elvis has left the building expr.
Colloquial
güzel parti/konser stone groove n.
on numara parti/konser stone groove n.
konser gibi bir kalabalıkta havada elden ele dolaşmak body-surf v.
Idioms
stadyumda, konser alanında yüksekte kalan ve sahaya/sahneye en uzak bölüm nosebleed seat n.
stadyumda, konser salonunda en ucuz koltuk kategorisi nosebleed seat n.
iptal edilmiş bir maç veya konser vb'nin daha ileri bir tarihteki tekrarı için verilen bileti almak take a rain check on v.
Speaking
(bu saatlerde) iyi bir konser var mı? are there any good concerts on? expr.
iyi bir konser var mı? are there any good concerts? expr.
konser saat kaçta başlıyor? what time does the concert begin? expr.
Institutes
cemal reşit rey konser salonu cemal resit rey concert hall n.
Telecom
abonelerin telefonla konser veya tiyatro dinlemelerine olarak sağlayan, 19. yüzyılın sonlarında verilen bir hizmet theatrophone n.
Architecture
çağdaş konser salonları odea n.
çağdaş bir konser salonu odeon n.
çağdaş konser salonu odeum n.
Education
konser sahte pasifliği concert pseudo-passiveness n.
Geography
new york'ta bulunan dünyaca ünlü konser salonu carnegie hall n.
londra'da bir konser salonu festival hall n.
londra'da bir konser salonu royal festival hall n.
Music
ara (konser) interlude n.
konser ara interlude n.
konser bandosu concert band n.
konser dansı concert dance n.
konser arası intermission n.
müzikal performansların gerçekleştirildiği konser salonu music hall n.
(orkestra, opera, konser, koro) müzik grubu veya etkinliklerini yönetme sanatı ve tekniği direction n.
konser uvertürü concert overture n.
tüm şarkıcıların aynı anda farklı şarkılar söyledikleri konser dutch concert n.
konser performansına uygun parça concertstück n.
konser olmaması disconcert n.
konser vermeme disconcertion n.
konser alanı dışında çalınması için bestelenmiş müzik (kutlamalar, filmler) gebrauchsmusik n.
uzun bir eserden alınan müziğin konser için yapılan orkestral düzenlemesi suite n.
konser vermek concertize v.
konser vermek concertise v.
müzik konserleri veya konser dansları için tasarlanmış concert adj.
müzik konserleri veya konser danslarında icra edilen concert adj.
Theatre
konser ara intermission n.
1888'de amsterdam'da açılmış bir konser salonu concertgebouw n.