|
Categoría |
Turco |
Inglés |
|
General |
|
1 |
General |
sinemada kadınlar |
women in motion pictures n.
|
|
2 |
General |
fazla kilolu ve şişman kadınlar |
overweight and obese women n.
|
|
3 |
General |
genç kadınlar |
young women n.
|
|
4 |
General |
mimarlık ve kadınlar |
architecture and women n.
|
|
5 |
General |
kadınlar hamamı |
bath for women n.
|
|
6 |
General |
baş rahibe (kadınlar manastırında) |
abbess n.
|
|
7 |
General |
hamile kadınlar |
pregnant women n.
|
|
8 |
General |
evlenmemiş kadınlar |
unmarried women n.
|
|
9 |
General |
politikada kadınlar |
women in politics n.
|
|
10 |
General |
kötü muamele edilmiş kadınlar |
abused women n.
|
|
11 |
General |
kadınlar ve savaş |
women and war n.
|
|
12 |
General |
kadınlar için kuaför salonu |
beauty shop n.
|
|
13 |
General |
sinema ve kadınlar |
motion pictures and women n.
|
|
14 |
General |
kadınlar ve edebiyat |
women and literature n.
|
|
15 |
General |
besin endüstrisinde kadınlar |
women in the food industry n.
|
|
16 |
General |
islamda kadınlar |
women in islam n.
|
|
17 |
General |
kalkınmada kadınlar |
women in development n.
|
|
18 |
General |
kırsal kalkınmada kadınlar |
women in rural development n.
|
|
19 |
General |
kadınlar komitesi |
ladies committee n.
|
|
|
20 |
General |
edebiyatta bekar kadınlar |
single women in literature n.
|
|
21 |
General |
evli kadınlar |
married women n.
|
|
22 |
General |
duayen (kadınlar için) |
doyenne n.
|
|
23 |
General |
porto riko’lu kadınlar |
puerto rican women n.
|
|
24 |
General |
yoksul kadınlar |
poor women n.
|
|
25 |
General |
kadınlar için uğraşı eğitimi |
occupational training for women n.
|
|
26 |
General |
bekar kadınlar |
single women n.
|
|
27 |
General |
eğitimde kadınlar |
women in education n.
|
|
28 |
General |
orta yaşlı kadınlar |
middle aged women n.
|
|
29 |
General |
şüpheli kadınlar sınıfı |
demimonde n.
|
|
30 |
General |
tarımda kadınlar |
women in agriculture n.
|
|
31 |
General |
kadınlar manastırı |
convent n.
|
|
32 |
General |
orta sınıf kadınlar |
middle class women n.
|
|
33 |
General |
edebiyatta kadınlar |
women in literature n.
|
|
34 |
General |
müslüman kadınlar |
muslims women n.
|
|
35 |
General |
özel oda (kadınlar için) |
bower n.
|
|
36 |
General |
boşanmış kadınlar |
divorced women n.
|
|
37 |
General |
beyaz kadınlar |
white women n.
|
|
38 |
General |
kitle iletişim araçları ve kadınlar |
mass media and women n.
|
|
39 |
General |
köylü kadınlar |
women peasants n.
|
|
40 |
General |
kadınlar ve gazetecilik |
women and journalism n.
|
|
41 |
General |
kadınlar ve psikanaliz |
women and psychonalysis n.
|
|
42 |
General |
kadınlar ve komünizm |
women and communism n.
|
|
43 |
General |
kadınlar ve sosyalizm |
women and socialism n.
|
|
44 |
General |
sosyal reformcu kadınlar |
women social reformers n.
|
|
45 |
General |
amerikalı kadınlar |
american women n.
|
|
46 |
General |
nasyonal sosyalizm ve kadınlar |
national socialism and women n.
|
|
47 |
General |
dünya kadınlar günü |
international women's day n.
|
|
48 |
General |
işçi kadınlar |
female workers n.
|
|
49 |
General |
anadolu kadınlar birliği |
the first turkish-muslim women’s union in anatolia n.
|
|
50 |
General |
serbest çalışan kadınlar |
self-employed women n.
|
|
51 |
General |
feministlerin men kelimesini kullanmadan ifade ettikleri kadınlar anlamına gelen kelime |
womyn n.
|
|
52 |
General |
kadınlar toplantısı |
kaffeeklatsch n.
|
|
53 |
General |
kadınlar toplantısı |
coffee klatch n.
|
|
54 |
General |
cumhuriyetçi kadınlar derneği |
association of republican women n.
|
|
55 |
General |
ıraklı kadınlar |
iraqi women n.
|
|
56 |
General |
japonya'da müşterilere görevli kadınlar tarafından banyo yaptırılan yer |
soapland n.
|
|
57 |
General |
güzel kadınlar |
beautiful women n.
|
|
58 |
General |
kadınlar koğuşu |
women's ward n.
|
|
59 |
General |
kadınlar hapishanesi |
women's prison n.
|
|
|
60 |
General |
kadınlar için kısa |
pixie cut n.
|
|
61 |
General |
kadınlar tuvaleti |
ladies' room n.
|
|
62 |
General |
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı |
sybian n.
|
|
63 |
General |
(kadınlar için tasarlanmış) üzerine oturulan frekansı ayarlanabilir titreşimli mastürbasyon cihazı |
sybian saddle n.
|
|
64 |
General |
kiliseye giden kadınlar |
church-going women n.
|
|
65 |
General |
kadınlar cemiyeti |
ladyhood n.
|
|
66 |
General |
kötü kadınlar |
tibs n.
|
|
67 |
General |
hafif meşrep kadınlar |
women of easy virtue n.
|
|
68 |
General |
8 mart dünya emekçi kadınlar günü |
march 8 international women's day n.
|
|
69 |
General |
çoğunlukla kadınlar tarafından kurulan yardım derneği |
auxiliary n.
|
|
70 |
General |
evin yüksek kasttan kadınlar için ayrılmış bölümü |
zanana n.
|
|
71 |
General |
evin yüksek kasttan kadınlar için ayrılmış bölümü |
zenana n.
|
|
72 |
General |
tüm kadınlar |
every woman n.
|
|
73 |
General |
(kadınlar hapishanesi gibi kurumlarda) kadın gardiyan veya görevli |
matron n.
|
|
74 |
General |
kadınlar veya çocuklar tuvaletini temizleyen ve müşterilere yardımcı olan görevli kadın |
matron n.
|
|
75 |
General |
kadınlar için elbise, pelerin diken kimse |
mantuamaker n.
|
|
76 |
General |
tüm kadınlar |
womenfolks n.
|
|
77 |
General |
kadınlar tuvaleti |
women's room n.
|
|
78 |
General |
müslüman evlerindeki kadınlar |
harem n.
|
|
79 |
General |
kadınlar ve çocuklar tarafından giyilen denizci yakalı bol bluz |
middie n.
|
|
80 |
General |
kadınlar ve çocuklar için kullanılan bir sevgi sözcüğü |
hinny [dialect/scotland] [uk] n.
|
|
81 |
General |
bir ülkeyi veya şehri temsil eden kadınlar için kullanılan unvan |
mrs n.
|
|
82 |
General |
bir ülkeyi veya şehri temsil eden kadınlar için kullanılan unvan |
mrs. n.
|
|
83 |
General |
(özellikle kadınlar için) kazulet |
gammerstang n.
|
|
84 |
General |
17. ve 18. yüzyıllarda kadınlar arasında moda olan süslü bir saç modeli |
commode n.
|
|
85 |
General |
beguines and beghards tarikatına mensup kadınlar manastırı |
beguinage n.
|
|
86 |
General |
kadınlar arası dostluk |
female bonding n.
|
|
87 |
General |
kadınlar için tasarlanan bir eyer türü |
side-saddle n.
|
|
88 |
General |
(italyan kadınlar için) hanımefendi |
signora n.
|
|
89 |
General |
dayanışma halindeki kadınlar |
sisterhood n.
|
|
90 |
General |
feminist kadınlar topluluğu |
the sisterhood n.
|
|
91 |
General |
feminist kadınlar ağı |
the sisterhood n.
|
|
92 |
General |
kadınlar cemaati |
sistership n.
|
|
93 |
General |
kadınlar birliği |
sistership n.
|
|
94 |
General |
kadınlar topluluğu |
sistership n.
|
|
95 |
General |
bazı müslüman ülkelerde kadınlar tarafından giyilen uzun siyah elbise |
abaya n.
|
|
96 |
General |
kadınlar birliği |
sorory n.
|
|
97 |
General |
kadınlar kulübü |
sorory n.
|
|
98 |
General |
kadınlar derneği |
sorory n.
|
|
99 |
General |
kadınlar birliği |
sorosis n.
|
|
100 |
General |
kadınlar kulübü |
sorosis n.
|
|
101 |
General |
kadınlar derneği |
sorosis n.
|
|
102 |
General |
abd'de yaşayan latin amerikalı kadınlar ile ilişkili |
latina adj.
|
|
103 |
General |
(özellikle kadınlar için) çekici |
bodacious adj.
|
|
104 |
General |
genellikle kadınlar için kullanılan bir tür bisiklet kasasına ait veya ilgili |
mixte adj.
|
|
105 |
General |
toplumca lekelenmiş kadınlar ile ilgili |
demimondaine adj.
|
|
106 |
General |
(gündelik konuşmada) kadınlar için kullanılan bir hitap şekli |
missus interj.
|
|
107 |
General |
medeni hali bilinmeyen kadınlar için kullanılan bir unvan |
ms interj.
|
|
108 |
General |
belirli bir şeyle ilişkili kadınlar |
-trices suf.
|
|
109 |
General |
belirli bir işi yapan kadınlar |
-trices suf.
|
|
110 |
General |
beyaz olmayan kadın/kadınlar |
woc (woman/women of color) abrev.
|
|
111 |
General |
(kadınlar için) sayın |
srta (senorita) abrev.
|
|
112 |
General |
(kadınlar için) sayın |
srta. (senhorita) abrev.
|
|
113 |
General |
(kadınlar için) sayın |
srta. (senorita) abrev.
|
|
Phrases |
|
114 |
Phrases |
(kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması |
(the) clock is ticking expr.
|
|
115 |
Phrases |
(kadınlar için) çocuk yapma vaktinin giderek azalması |
biological clock is ticking expr.
|
|
116 |
Phrases |
kadınlar böyledir |
all women are like that expr.
|
|
117 |
Phrases |
bütün kadınlar böyledir |
all women are like that expr.
|
|
118 |
Phrases |
kadınlar böyledir |
all women are like that expr.
|
|
119 |
Phrases |
bütün kadınlar böyledir |
all women are like that expr.
|
|
120 |
Phrases |
kadınlar böyledir |
awalt (all women are like that) expr.
|
|
121 |
Phrases |
bütün kadınlar böyledir |
awalt (all women are like that) expr.
|
|
Proverb |
|
122 |
Proverb |
kadınlar maskülen davranışlar sergilememelidir |
whistling girls and crowing hens always come to some bad end
|
|
123 |
Proverb |
kadınlar maskülen davranışlar sergilememelidir |
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
|
|
124 |
Proverb |
kadınlar erkek fatmalık yapmamalıdır |
a whistling woman and a crowing hen are neither fit for god nor men
|
|
Colloquial |
|
125 |
Colloquial |
başta kadınlar olmak üzere herkese kaba saba davranan hoyrat kimse |
cave man n.
|
|
126 |
Colloquial |
kadınlar tuvaleti |
ladies n.
|
|
127 |
Colloquial |
genç kadınlar |
tids n.
|
|
128 |
Colloquial |
kolej mezunu olmayan kadınlar |
female non-college graduates n.
|
|
129 |
Colloquial |
kadınlar tuvaleti |
gab room n.
|
|
130 |
Colloquial |
içinde çene çalındığı düşünülen kadınlar tuvaleti |
gab room n.
|
|
131 |
Colloquial |
sıradan kadınlar |
the woman on the street n.
|
|
132 |
Colloquial |
kadınlar tuvaleti |
powder room n.
|
|
133 |
Colloquial |
kadınlar gecesi |
ladies' night n.
|
|
134 |
Colloquial |
bar veya kulüpte kadınlar için promosyon yapılan gece |
ladies' night n.
|
|
135 |
Colloquial |
kadınlar tuvaleti |
ladies' room n.
|
|
136 |
Colloquial |
kadınlar için ideal olduğu düşünülen erkek tipini belirten ifade |
tall, dark, and handsome adj.
|
|
137 |
Colloquial |
kadınlar arası rekabet içeren (spor) |
powder-puff adj.
|
|
138 |
Colloquial |
kadınlar için kullanılan samimi bir hitap şekli |
old girl interj.
|
|
139 |
Colloquial |
bütün kadınlar öyle değildir |
nawalt (not all women are like that) expr.
|
|
140 |
Colloquial |
bütün kadınlar aynı değildir |
nawalt (not all women are like that) expr.
|
|
Idioms |
|
141 |
Idioms |
(toplu olarak) kadınlar |
the fair n.
|
|
142 |
Idioms |
kadınlar nasıl tavlanır topluluğu |
pick-up community n.
|
|
143 |
Idioms |
kadınlar için bekarlığa veda partisi |
stagette n.
|
|
144 |
Idioms |
kadınlar için bekarlığa veda partisi |
hen's night n.
|
|
145 |
Idioms |
kadınlar için bekarlığa veda partisi |
hen party n.
|
|
146 |
Idioms |
kadınlar için bekarlığa veda partisi |
bachelorette party n.
|
|
147 |
Idioms |
kadınlar için bekarlığa veda partisi |
a hen party n.
|
|
148 |
Idioms |
kadınlar için bekarlığa veda partisi |
a hen night n.
|
|
149 |
Idioms |
kadınlar tarafından hayran olunan aktör |
matinee idol n.
|
|
150 |
Idioms |
bütün vaktini sosyalleşerek geçiren kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
151 |
Idioms |
sürekli birlikte sosyalleşerek vakit geçiren kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
152 |
Idioms |
birlikte sosyalleşerek boş vakit dolduran zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
153 |
Idioms |
yapacak işi olmayıp birlikte takılan zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
154 |
Idioms |
günlerde/kahvaltılarda/öğlen yemeklerinde vakit geçiren zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
155 |
Idioms |
çalışmayan ve tüm vaktini arkadaşlarıyla geçiren zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
156 |
Idioms |
boş gezen zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
157 |
Idioms |
işi gücü olmayan zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
158 |
Idioms |
öğlen yemeklerinde buluşup vakit geçiren zengin kadınlar |
ladies who lunch n.
|
|
159 |
Idioms |
kadınlar arasında bir şey |
a girl thing n.
|
|
160 |
Idioms |
kızlar/kadınlar tuvaleti |
little girls' room n.
|
|
161 |
Idioms |
(kadınlar için) lavaboya gitmek |
powder one's face v.
|
|
162 |
Idioms |
(kadınlar için) tuvalete gitmek |
powder one's face v.
|
|
163 |
Idioms |
(kadınlar için) tuvalete gitmek |
powder one's nose v.
|
|
164 |
Idioms |
(kadınlar için) lavaboya gitmek |
powder one's nose v.
|
|
165 |
Idioms |
(kadınlar için) lavaboya gitmek |
powder your nose v.
|
|
166 |
Idioms |
(kadınlar için) tuvalete gitmek |
powder your nose v.
|
|
167 |
Idioms |
(kadınlar için) çocuk yapmak için az vaktinin kalması |
biological clock is ticking expr.
|
|
168 |
Idioms |
kadınlar ve çocuklar önden |
women and children first [cliché] expr.
|
|
169 |
Idioms |
önce kadınlar ve çocuklar |
women and children first [cliché] expr.
|
|
Speaking |
|
170 |
Speaking |
bütün kadınlar güzeldir |
all women are beautiful expr.
|
|
171 |
Speaking |
dünya kadınlar gününüz kutlu olsun |
happy international women's day expr.
|
|
172 |
Speaking |
dünya kadınlar günü kutlu olsun |
happy international women's day expr.
|
|
173 |
Speaking |
kadınlar nelerden hoşlanır? |
what do women like? expr.
|
|
174 |
Speaking |
kadınlar neden böyle? |
why are women like that? expr.
|
|
175 |
Speaking |
kadınlar günün kutlu olsun |
happy women's day expr.
|
|
176 |
Speaking |
tüm kadınlar güzeldir |
all women are beautiful expr.
|
|
Trade/Economic |
|
177 |
Trade/Economic |
asyalı kadınlar için danışmanlık servisi |
asian women’s advisory service n.
|
|
178 |
Trade/Economic |
çalışan kadınlar |
working women n.
|
|
179 |
Trade/Economic |
londra irlandalı kadınlar merkezi |
the london irish women’s centre n.
|
|
180 |
Trade/Economic |
uluslararası iş ve meslek sahibi kadınlar federasyonu |
international federation of business and professional women n.
|
|
Law |
|
181 |
Law |
(genellikle kadınlar için) evli olma |
covert-baron n.
|
|
Politics |
|
182 |
Politics |
göçmen kadınlar |
immigrant women n.
|
|
183 |
Politics |
mülteci kadınlar |
refugee women n.
|
|
184 |
Politics |
uluslararası kadınlar günü |
international women's day n.
|
|
185 |
Politics |
cinsiyet ayrımıyla mücadele etme ve kadınlar için erkeklerle eşit tam siyasi, sosyal ve diğer haklar ve fırsatlar elde etme hareketi |
womens liberation n.
|
|
Institutes |
|
186 |
Institutes |
türk kadınlar birliği |
turkish women's union n.
|
|
187 |
Institutes |
hristiyan genç kadınlar derneği |
ywca (young women's christian association) n.
|
|
188 |
Institutes |
yahudi genç kadınlar derneği |
ywha (young women's hebrew association) n.
|
|
189 |
Institutes |
(birleşik krallık'ta ve ingiliz milletler topluluğu ülkeleri'nde) ev için sorunlarla ve sosyal faaliyetlerle ilgilenen kadınlar için bir kuruluş |
women's institute n.
|
|
190 |
Institutes |
köylü kadınlar derneği |
cwa (country women's association) abrev.
|
|
Tourism |
|
191 |
Tourism |
kadınlar tuvaleti |
ladies n.
|
|
Media |
|
192 |
Media |
erkeklere yönelik olup moda, alet-edevat, çekici kadınlar gibi içeriklere yer veren dergi türü |
lad mag n.
|
|
193 |
Media |
televizyon ve kadınlar |
television and women n.
|
|
Computer |
|
194 |
Computer |
bütün kadınlar öyle |
yes all women expr.
|
|
Textile |
|
195 |
Textile |
19. yy'da hem kadınlar hem de erkekler tarafından giyilen kısa pelerin |
talma n.
|
|
196 |
Textile |
kadınlar için pantolon ceket takım |
pants suit n.
|
|
197 |
Textile |
özellikle kadınlar için tasarlanmış çeşitli uzun manto stilleri |
manteau n.
|
|
198 |
Textile |
17. ve 18. yüzyıllarda özellikle kadınlar arasında popüler olan, içteki kıyafeti ve iç etekliği göstermesi için önünde açıklık bulunan ve genellikle dökümlü duran bir elbise veya rop |
mantua n.
|
|
199 |
Textile |
kadınlar için tasarlanmış kıyafetler |
woman's clothing n.
|
|
200 |
Textile |
kadınlar ve çocukların giydiği denizci yakalı bol bir bluz |
middy n.
|
|
201 |
Textile |
ortalama boy ve yapıya sahip kadınlar için kıyafet bedeni |
miss n.
|
|
202 |
Textile |
kadınlar için bir tür giy-çık elbisesi |
popover n.
|
|
Medical |
|
203 |
Medical |
doğurganlık çağındaki kadınlar |
women in reproductive age group n.
|
|
204 |
Medical |
gebe kadınlar |
pregnant women n.
|
|
205 |
Medical |
hormon tedavisi alan kadınlar |
women taking hormone therapy n.
|
|
206 |
Medical |
menapoz öncesi doğurganlık çağındaki kadınlar |
premenopausal women of childbearing age n.
|
|
207 |
Medical |
orta yaş dönemindeki kadınlar |
middle-aged women n.
|
|
208 |
Medical |
normal ağırlıklı kadınlar |
normal-weight women n.
|
|
209 |
Medical |
post-partum nullipar kadınlar |
postpartum nulliparous women n.
|
|
210 |
Medical |
postmenapozal kadınlar |
postmenopausal women n.
|
|
211 |
Medical |
kadınlar için bir doğum kontrol aracı |
vaginal condom n.
|
|
Social Sciences |
|
212 |
Social Sciences |
şiddet gören kadınlar ve çocuklarının şiddet gösterenden korunmak için gidebilecekleri ev |
women's refuge n.
|
|
213 |
Social Sciences |
ayrımcılığa uğradığını düşünen (kadınlar, şişmanlar, afrikalılar, engelliler) sosyoekonomik konumlarının kimlikleri dışında sınıf ve etnik kökenleri tarafından da etkilendiğini savunan görüş |
intersectionality n.
|
|
214 |
Social Sciences |
cinsiyetsiz üçüncü kişi zamiri (erkekler için he kadınlar için she ve nonbinary kişiler için they zamirinin kullanılması) |
singular they pron.
|
|
215 |
Social Sciences |
cinsiyetsiz üçüncü kişi zamiri (erkekler için he kadınlar için she ve nonbinary kişiler için they zamirinin kullanılması) |
they pron.
|
|
Literature |
|
216 |
Literature |
kadınlar tarafından yazılmış tarihi yazı |
herstory n.
|
|
217 |
Literature |
kadınlar hakkında yazılmış tarihi yazı |
herstory n.
|
|
History |
|
218 |
History |
orta çağ'da dul kadınlar ve rahibelerin taktığı yüksek ve pileli bir yaka |
barbe n.
|
|
219 |
History |
vikont rütbesine sahip bir soylu kadınlar için kullanılan bir unvan |
viscountess n.
|
|
Religious |
|
220 |
Religious |
kadınlar manastırı |
mother house n.
|
|
221 |
Religious |
(erken orta çağ kiliselerinde) kilise hizmetine adanmış yaşlı ve dul kadınlar zümresine mensup kimse |
presbyteress n.
|
|
Geography |
|
222 |
Geography |
kuzey ingiltere'nin yerlisi olan kadınlar |
northcountrywoman n.
|
|
Military |
|
223 |
Military |
tarımsal üretimi artırmak için savaş zamanı ingiltere'de kurulan kadınlar kara ordusu'na mensup kimse |
land girl [uk] n.
|
|
Sport |
|
224 |
Sport |
kadınlar tarafından oynanan hokey benzeri bir oyun |
camogie [irish] n.
|
|
225 |
Sport |
okçuluk turnuvasında kadınlar klasmanından sorumlu olan yetkili |
lady paramount n.
|
|
226 |
Sport |
kadınlar ulusal basketbol birliği |
women national basketball association (wnba) n.
|
|
227 |
Sport |
kadınlar atış sporları vakfı |
womens shooting sports foundation (wssf) n.
|
|
228 |
Sport |
kadınlar için beden eğitimi |
physical education for women n.
|
|
229 |
Sport |
uluslararası kadınlar tenis birliği |
women international tennis association (wita) n.
|
|
230 |
Sport |
üniversiteler arası kadınlar ana spor birliği |
main association intercollegiate athletics for women (maiaw) n.
|
|
231 |
Sport |
uluslararası kadınlar profesyonel tenis konseyi |
women international professional tennis council (wiptc) n.
|
|
232 |
Sport |
yeni zelanda'yı uluslararası kadınlar rugby ligi'nde temsil eden takım |
kiwi ferns n.
|
|
233 |
Sport |
kadınlar profesyonel golf derneği |
lpga (ladies professional golf association) n.
|
|
Ottoman Turkish |
|
234 |
Ottoman Turkish |
müslüman evlerindeki kadınlar |
hareem n.
|
|
235 |
Ottoman Turkish |
haremdeki kadınlar |
harem n.
|
|
236 |
Ottoman Turkish |
aynı erkekle birlikte olan kadınlar |
harem n.
|
|
Latin |
|
237 |
Latin |
(kadınlar için) akranları arasında ilk |
prima inter pares n.
|
|
Archaic |
|
238 |
Archaic |
(kilolu kadınlar için) domuzcuk |
sow n.
|
|
Slang |
|
239 |
Slang |
beyaz kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade |
pink toe n.
|
|
240 |
Slang |
kadın hareketini destekleyen kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir söz |
bra-burner n.
|
|
241 |
Slang |
avrasya (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
242 |
Slang |
avrat (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
243 |
Slang |
eksik etek (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
244 |
Slang |
gaco (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
245 |
Slang |
hedef kitlesi kadınlar olan filmler |
chick flick n.
|
|
246 |
Slang |
karı (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
247 |
Slang |
kancık (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
248 |
Slang |
kadınlar arasındaki lezbiyen ilişki |
bull dagging n.
|
|
249 |
Slang |
metres (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
250 |
Slang |
zencilerin beyaz kadınlar için kullandığı terim |
snow bunny n.
|
|
251 |
Slang |
(genellikle kadınlar için kullanılır) habersiz çekilen fotoğraf |
creepshot n.
|
|
252 |
Slang |
zenne (kadınlar için kullanılan aşağılayıcı bir ifade) |
woman n.
|
|
253 |
Slang |
kadınlar tuvaleti |
jane n.
|
|
254 |
Slang |
kadınlar için olan hizmet ya da ürünlerde uygulanan erkeklerinkine oranla daha yüksek fiyat |
pink tax n.
|
|
255 |
Slang |
erkeklerinkiyle aynı işleve sahip ürünlerde kadınlar için üretildiğinde uygulanan yüksek fiyat |
pink tax n.
|
|
256 |
Slang |
cinsel obje olarak görülen kadınlar |
minge n.
|
|
257 |
Slang |
feminist kadınlar için kullanılan aşağılayıcı argo kelime |
wahmen (woman) n.
|
|
258 |
Slang |
öfkeli, kendisini her durumda haklı gören ve hafif ırkçı orta yaşlı beyaz kadınlar için kullanılan aşağılayıcı argo terim |
karen n.
|
|
259 |
Slang |
mastürbasyon yapmak (kadınlar için) |
jill off v.
|
|
260 |
Slang |
kadınlar ile ilgili |
petticoat adj.
|
|
261 |
Slang |
kadınlar tarafından yapılan |
petticoat adj.
|
|
262 |
Slang |
(kız arkadaşlar arasında) erkeklerden önce kadınlar (gelir) |
chicks before dicks expr.
|
|
263 |
Slang |
kadınlar için yapılan ürünlere ait bir pazarlama yöntemi |
pink it and shrink it expr.
|
|
264 |
Slang |
kadınlar için yapılan ürünlerin bir üretim ve pazarlama yöntemi |
shrink it and pink it expr.
|
|
British Slang |
|
265 |
British Slang |
(kadınlar için ofansif) et parçası |
piece of skirt n.
|
|
266 |
British Slang |
(kadınlar için ofansif) et parçası |
piece n.
|
|
Modern Slang |
|
267 |
Modern Slang |
kadınlar için kurulmuş bir gizli birlik/kardeşlik |
adpi (alpha delta pi) n.
|
|