kızgın kızgın - Turco Inglés Diccionario

kızgın kızgın

Significados de "kızgın kızgın" en diccionario inglés turco : 1 resultado(s)

Turco Inglés
General
kızgın kızgın angrily adv.

Significados de "kızgın kızgın" con otros términos en diccionario inglés turco: 367 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
kızgın mad adj.
You know, you're pretty hard to stay mad at.
Biliyor musun, sana kızgın kalmak oldukça zor.

More Sentences
kızgın hot adj.
The two sides struggled for hours in the hot summer sun.
İki taraf kızgın yaz güneşi altında saatlerce mücadele etti.

More Sentences
kızgın angry adj.
By Wednesday, people were angry and frightened, understandably, and so were we.
Çarşamba günü insanlar anlaşılabilir bir şekilde kızgın ve korkmuş durumdaydı, biz de öyleydik.

More Sentences
General
kızgın adam angry man n.
He tried to soothe the angry man.
Kızgın adamı yatıştırmaya çalıştı.

More Sentences
kızgın olmak be angry at v.
I thought she was angry at me because I didn't pay the bill in time.
Faturayı zamanında ödemediğim için bana kızgın olduğunu düşündüm.

More Sentences
(birine) kızgın olmak be mad at (someone) v.
I don't like it when Tom is mad at me.
Tom'un bana kızgın olmasından hoşlanmıyorum.

More Sentences
kızgın indignant adj.
Mike wore an indignant look.
Mike kızgın bir ifade takındı.

More Sentences
kızgın cross adj.
He's very cross.
Çok kızgın.

More Sentences
kızgın sore adj.
She was sore at me for being late.
Geç kaldığım için bana kızgındı.

More Sentences
kızgın angry adj.
Let me mention a few points to illustrate why I am so angry.
Neden bu kadar kızgın olduğumu göstermek için birkaç noktadan bahsetmeme izin verin.

More Sentences
kızgın annoyed adj.
Tom was annoyed.
Tom kızgındı.

More Sentences
kızgın pissed off adj.
He is really pissed off with me.
Bana gerçekten çok kızgın.

More Sentences
kızgın angry with adj.
I thought that you were angry with me.
Bana kızgın olduğunu sanıyordum.

More Sentences
kızgın furious adj.
When Fadil found out the truth, he was furious.
Fadıl gerçeği öğrendiğinde kızgındı.

More Sentences
kızgın resentful adj.
This is certainly no cornucopia, as we hear from resentful quarters.
Kızgın çevrelerden duyduğumuz gibi bu kesinlikle bir bereket değildir.

More Sentences
kızgın fierce adj.
Tom looks fierce.
Tom kızgın görünüyor.

More Sentences
çok kızgın furious adj.
Republicans were furious.
Cumhuriyetçiler çok kızgındı.

More Sentences
kızgın upset adj.
Dad, are you still upset with me?
Baba, hâlâ bana kızgın mısın?

More Sentences
kızgın thunderous adj.
His thunderous expression warned me to back off.
Adamın kızgın ifadesi beni geri çekilmem için uyardı.

More Sentences
kızgın bir şekilde furiously adv.
He reacted furiously.
O, kızgın bir şekilde tepki verdi.

More Sentences
Speaking
kızgın mısınız? are you angry? interj.
Are you angry?
Kızgın mısın?

More Sentences
Computer
kızgın kuşlar angry birds n.
He looks like the yellow angry bird.
O sarı kızgın kuş gibi görünüyor.

More Sentences
Slang
(birine/bir şeye) kızgın pissed (off) at (someone or something) v.
She is really pissed at me.
Bana çok kızgın.

More Sentences
General
dağ (kızgın demirle yapılan) brand n.
kızgın boğa raging bull n.
kızgın baking n.
kızgın bakış glare n.
kızgın demir brand n.
kızgın olma durumu wrathfulness n.
kızgın fil must n.
kızgın yağda pişirme deep-frying n.
kızgın yağda haşlama deep-frying n.
kızgın çözgenle kurutma superheated-solvent drying n.
kızgın buharla kurutma superheated-steam drying n.
kızgın buhar superheated steam n.
kızgın su superheated water n.
kızgın yağ hot oil n.
kızgın demirle dağlama branding n.
kızgın yağ boiling oil n.
kızgın surat angry face n.
kızgın müşteri angry customer n.
kızgın yüz angry face n.
kızgın tava hot pan n.
kızgın çöl hot desert n.
kızgın/öfkeli arılar angry bees n.
on iki kızgın adam twelve angry men n.
kızgın/azgın boğa mad bull n.
kızgın dil angry language n.
kızgın konuşma jeremiad n.
kızgın kadın hag n.
kızgın kimse wolf n.
yüksek sesli ve kızgın konuşma harangue n.
kızgın tepki hornet's nest n.
kızgın kimse moer n.
kızgın bakış atma glaring n.
kızgın bakmak glare v.
kızgın olmak be worked up v.
birine kızgın olmak be annoyed with v.
birine kızgın bir şekilde bakmak give someone a black look v.
yakmak (kızgın demir vb ile) sear v.
kızgın demir ile bir şeyi yakmak sear v.
kızgın bir şekilde söylemek snap v.
yatağa kızgın gitmek go to bed mad v.
birine kızgın olmak be upset with v.
kızgın olmak bridle v.
kızgın konuşmak huff v.
kızgın bakışlar atmak glare v.
kızgın huffish adj.
kızgın in a tiff adj.
kızgın fervent adj.
kızgın fiery adj.
kızgın in rut adj.
kızgın shirty adj.
kızgın wroth adj.
kızgın incensed adj.
kızgın frowning adj.
kızgın huffy adj.
kızgın infuriated adj.
kızgın red adj.
-e kızgın annoyed with adj.
kızgın dyspeptic adj.
kızgın estral adj.
en kızgın wrathiest adj.
kızgın irate adj.
kızgın wild adj.
kızgın exasperated adj.
kızgın in a glow adj.
çok kızgın red hot adj.
-e kızgın annoyed at adj.
kızgın flaming adj.
kızgın vexed adj.
kızgın inflamed adj.
kızgın rampageous adj.
kızgın snappish adj.
kızgın redhot adj.
kızgın glowing adj.
kızgın (haksızlıktan dolayı) indignant adj.
kızgın boiling adj.
kızgın ireful adj.
kızgın infuriating adj.
kızgın ardent adj.
kızgın in heat adj.
kızgın black adj.
daha kızgın wrathier adj.
kızgın burning adj.
kızgın heated adj.
kızgın görünümlü angry-looking adj.
kızgın hot-blooded adj.
kızgın red-hot adj.
kızgın belligerent adj.
kızgın surly adj.
kızgın superheated adj.
kızgın steaming adj.
kızgın red hot adj.
kızgın angry-looking adj.
çok kızgın blistering adj.
çok kızgın blazing adj.
daha kızgın angrier adj.
kızgın acharné adj.
kızgın rabious adj.
kızgın radge adj.
kızgın ragious adj.
kızgın (sıcaklıkla) aestuous adj.
kızgın rampacious [obsolete] adj.
kızgın rampant adj.
kızgın tiger-footed adj.
kızgın olmayan unangry adj.
kızgın olmayan unbitter adj.
kızgın exulcerate adj.
kızgın main [dialect] adj.
oldukça kızgın white adj.
kızgın whot adj.
kızgın wraw adj.
kızgın olmayan wrathless adj.
kızgın wowf [scotland] adj.
kızgın wrackful adj.
kızgın hasty adj.
kızgın the moer in adj.
kızgın molten adj.
(yüz ifadesi veya bakış) kızgın lowering adj.
kızgın riled adj.
kızgın dark adj.
kızgın gram [obsolete] adj.
kızgın ignite [obsolete] adj.
kızgın infuriate adj.
kızgın fire adj.
kızgın firie adj.
kızgın flagrant [obsolete] adj.
kızgın flashy adj.
kızgın petted adj.
kızgın ropable [australia] adj.
kızgın scundered adj.
kızgın scunnered [scotland] adj.
kızgın scunnered adj.
kızgın foul-tempered adj.
kızgın frenzy [dialect] [uk] adj.
kızgın frenzy [obsolete] adj.
kızgın fretful adj.
kızgın fretsome adj.
kızgın snaky [australia] adj.
kızgın spraid adj.
kızgın stabby adj.
kızgın superhot adj.
kızgın bir şekilde wrathily adv.
kızgın indignantly adv.
kızgın bir biçimde glowingly adv.
kızgın bir şekilde huffily adv.
kızgın bir şekilde wrathfully adv.
kızgın bir şekilde fierily adv.
kızgın bir şekilde boilingly adv.
kızgın bir şekilde angrily adv.
kızgın bir biçimde resentfully adv.
kızgın bir şekilde irately adv.
kızgın bir şekilde woodly adv.
kızgın bir şekilde fiery adv.
Phrasals
kızgın olmak bristle at v.
kızgın bir şekilde/öfkeyle çıkmak stalk out of v.
(bir yerden) kızgın bir şekilde/öfkeyle çıkmak stalk out of (some place) v.
(biriyle/bir şeyle) ilgili çok kızgın mad about (someone or something) adj.
Phrases
bana kızgın mısın? are you upset with me? expr.
(bir şeyin) en kızgın zamanında in the heat of (something) expr.
Colloquial
kızgın bakış steely gaze n.
kızgın tepki rise n.
biraz kızgın olmak be a little angry v.
kızgın bir bakış fırlatmak look daggers at v.
kızgın not the word for it v.
kızgın not the word for it v.
kızgın olmak sizzle v.
kızgın aerated adj.
kızgın chapped adj.
kızgın ag adj.
kızgın aggro adj.
kızgın bent adj.
çok kızgın bakış steely-eyed adj.
kızgın fenced adj.
kızgın frosted adj.
(bir şeyle) ilgili çok kızgın hopping mad about (something) adj.
(bir şeyle) ilgili çok kızgın hopping mad over (something) adj.
birine/bir şeye kızgın off on someone or something adj.
kızgın humpy [uk] adj.
kızgın choked [uk] adj.
kızgın frosted (over) adj.
çok kızgın hopping mad expr.
kızgın in a bad temper expr.
çok kızgın/öfkeli mad enough to spit tacks expr.
Idioms
öfkeli/kızgın bakış steely look n.
kızgın bakış black look n.
çok kızgın olmak be at the boiling point v.
kızgın olmak take it in snuff v.
(kızgın, kötü) demek yetmemek be not the word for it v.
kızgın tavayı sapından tutmak catch a tiger by the tail v.
kızgın tavayı sapından tutmak have a tiger by the tail v.
birisine kızgın olmamak have not any hard feelings v.
birisine kızgın olmamak have no hard feelings v.
çok kızgın olmak be spitting feathers v.
oldukça üzgün/kızgın olmak be rather upset/angry v.
kızgın olmak be ticked off v.
kızgın birinin üstüne gitmek pour fuel on the fire v.
kızgın birinin üstüne gitmek pour gas/gasoline on the fire v.
kızgın vs. tam anlatmamak be not the word for it v.
kızgın bir durumda olmak be in a state v.
kızgın bir durumda olmak get into a state v.
birine sinirli/kızgın bir şekilde karşılık vermek take (one's) head off v.
kızgın hissettirmek leave a bad taste in the/your mouth v.
kızgın hissettirmek leave a nasty taste in the/your mouth v.
kızgın olmak/kızmak be riled up v.
kızgın olmak/kızmak get riled up v.
çok kızgın olmak/kızmak get (all) riled up v.
çok kızgın olmak/kızmak be (all) riled up v.
sinirli/kızgın bir şekilde karşılık vermek take head off v.
kızgın hot under the collar adj.
çok kızgın hotter than a two-dollar pistol adj.
çok kızgın rip-snorting mad adj.
kızgın none too pleased adj.
kızgın in a state adj.
çok kızgın/öfkeli mad enough to spit adj.
çok kızgın mad enough to spit adj.
çok kızgın mad enough to spit nails expr.
çok kızgın angry enough to chew nails expr.
çok kızgın mad enough to chew nails (and spit rivets) expr.
(biri) kızgın (one's) nose is out of joint expr.
'-in en kızgın zamanında in the heat of expr.
kızgın nose out of joint expr.
Speaking
kızgın mısın? are you angry? interj.
bana kızgın mısın? are you angry at me? expr.
bana kızgın olmakta çok haklı she has every right to be angry at me expr.
bana kızgın mısın? are you angry with me? expr.
bana kızgın mısın? are you mad at me? expr.
hala kızgın mısın? are you still angry? expr.
eğer onlara kızgın isek if we're angry at them expr.
kızgın olduğunu biliyorum I know you're angry expr.
kızgın olduğunuzu biliyorum I know you're angry expr.
onlara kızgın isek if we're angry at them expr.
kızgın mısın hala? are you still angry? expr.
sana kızgın değilim I'm not mad at you expr.
Technical
buğuya karşı korunmuş kızgın plaka deneyi sweating guarded-hotplate test n.
doymuş buhar ile kızgın buhar arasındaki sıcaklık farkı degree of superheat n.
kızgın tel el wire n.
kızgın tel sarımı ile malzemenin tutuşturulabilirlik deneyi hot wire coil ignitability test on material n.
kızgın tel metodu ile termal iletkenlik tayini determination of thermal conductivity by the hot-wire method n.
kızgın hava üflentisi hot-air blast n.
kızgın buhar soğutucu desuperheater n.
kızgın yağ pompası hot oil pump n.
kızgın başlık dozzle n.
kızgın yağ tankı hot oil tank n.
kızgın buhar tracing steam n.
kızgın su high temperature water n.
kızgın levha hot plate n.
kızgın buhar soğutucusu superheated steam attemperator n.
kızgın yağ vanası hot oil valve n.
kızgın sulu ısıtma high-pressure hot water heating n.
kızgın demir ile eritilmiş mumla boyama ve süsleme yöntemi encaustic n.
kızgın telli manometre hotwire manometer n.
kızgın sulu ısıtma hot-water heating n.
kızgın tel yöntemi hot wire method n.
kızgın nokta hotspot n.
kızgın tel glow wire n.
kızgın yol verme hot start n.
kızgın buhar superheated steam n.
kızgın yüzeylerin sıcaklık sınır değerleri temperature limit values of hot surfaces n.
kızgın tel electroluminescent wire n.
kızgın bir metalin katlanması nedeniyle oluşan yüzey bozukluğu lap n.
kızgın demirin sıcaklığındaki ani artış recalescence n.
kızgın metali soğutma bosh n.
kızgın su high pressure hot water n.
kızgın hava hot air n.
kızgın su superheated water n.
kızgın yağ sistemleri hot oil systems n.
kızgın yağ kazanı hot oil boiler n.
kızgın telli ampermetre hot-wire amrneief n.
kızgın ısı superheat n.
kızgın yağ borusu hot oil pipe n.
kızgın hava körüğü hot-air blower n.
kızgın telli anemometre hot wire anemometer n.
kızgın buhar sıcaklığı superheated steam temperature n.
kızgın buhar soğutucusu desuperheater n.
kızgın tel hot wire n.
kızgın buhar superheated vapor n.
kızgın buharla işlem barffing n.
kızgın buhar borusu superheated steam pipe n.
kızgın tel metodu hot wire method n.
kızgın buhar çıkışı superheated steam outlet n.
kızgın telli ampermetre thermal ammeter n.
kızgın telli sayaç hot-wire meter n.
kızgın su kazanı hot water boiler n.
kızgın telli röle hot-wire relay n.
kızgın yüzey hot surface n.
kızgın nokta hot spot n.
kor halinde/kızgın tel ile deney metotları glowing/hot wire based test methods n.
yarı kızgın yol verme semi-hot start n.
yüksek basınçlı kızgın sulu ısıtma high-pressure hot water heating n.
kızgın madeni çekiçle döverek çapını büyütme upset n.
küçük miktarlarda gelen suyun buhara dönüşmesi için sürekli kızgın halde tutulan dayanıklı tüpleri bulunan buhar kazanı flash boiler n.
kızgın madeni çekiçle döverek çapını büyütmek upset v.
kızgın superheated adj.
Electric
kızgın telli ampermetre thermal ammeter n.
kızgın telli ampermetre hot-wire ammeter n.
Textile
kızgın yağda boyama hot-oil dyeing n.
Architecture
savunma amaçlı bırakılan açıklıklarından saldıranların üzerine kızgın yağ veya taş dökülen siperlikli taş balkon moucharaby n.
Automotive
kızgın nokta hot spot n.
kızgın scalding adj.
Railway
kızgın su buharı super heating n.
Food Engineering
kızgın buhar superheated vapor n.
kızgın buharla kurutma superheated steam drying n.
kızgın çözgenle kurutma superheated solvent drying n.
kızgın buhar basıncı superheated steam pressure n.
kızgın buhar superheated steam n.
kızgın buhar superheated vapour n.
Gastronomy
kızgın red hot n.
bol kızgın yağda kızartmak deep fat fry v.
kızgın tavada çevirmek sear v.
(yeşillikleri) kızgın yağda marine ederek yumuşatmak wilt v.
kızgın tavada çevrilmemiş unseared adj.
un veya galeta unu ile kaplanıp kızgın yağda veya tereyağında kızartılmış (et) milanese adj.
Chemistry
kızgın superheated n.
Astronomy
yıldızın yüzeyinden fışkıran kızgın malzemenin yaptığı kavis plume n.
Breeding
koyun sürülerinde çiftleşme isteği gösteren (kızgın) koyunların sürü içerisinde belirlenmesini sağlayan koç teaser ram n.
Geology
kızgın kuru kaya enerjisi hdr energy n.
Art
kızgın demirle ahşap üzerine resim veya tasarım yapma tekniği xylopyrography n.
ahşabı kızgın demirle dağlama sanatı poker painting n.
ahşabı kızgın demirle dağlayarak yapılan resim poker picture n.
ahşaba veya deriye kızgın demir ile desen dağlama sanatı pokerwork n.
kızgın demir ile dekore edilen nesneler pokerwork n.
Cinema
başlangıçta kızgın sert biri görünen zamanla iyi bir kişi olduğu anlaşılan anime karakteri tsundere n.
Archaic
kızgın wood adj.
Slang
kızgın tartışma drama n.
birine kızgın/sinirli olmak be ticked off at/with v.
birini kızgın bir şekilde eleştirmek bust somebody’s ass v.
birini kızgın bir şekilde eleştirmek bust somebody’s balls v.
birini kızgın bir şekilde eleştirmek bust somebody’s butt v.
birini kızgın bir şekilde eleştirmek bust somebody’s hump v.
kızgın ticked adj.
kızgın tooshie [australia] adj.
kızgın boiled adj.
çok kızgın boiling mad adj.
çok kızgın po'd [pissed off] adj.
kızgın hacked adj.
kızgın hung adj.
kızgın lemony [australia] adj.
kızgın maggoty [australia] adj.
kızgın brassed off adj.
birine/bir şeye kızgın pissed at someone/something adj.
kızgın poed (pissed off) adj.
kızgın stewed up adj.
kızgın salty adj.
bana kızgın mısın? are you pissed at me? expr.
British Slang
kızgın chopsy adj.