inandırıcı - Turco Inglés Diccionario

inandırıcı

Significados de "inandırıcı" en diccionario inglés turco : 26 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
inandırıcı credible adj.
Why has no credible solution for overcoming this crisis been put forward by the Algerian Government?
Neden Cezayir Hükümeti tarafından bu krizin aşılması için inandırıcı bir çözüm ortaya konmadı?

More Sentences
inandırıcı convincing adj.
That, in fact, is what the right has continually repeated in Europe over previous centuries and it is not convincing.
Aslında bu, sağın önceki yüzyıllarda Avrupa'da sürekli olarak tekrarladığı şeydir ve inandırıcı değildir.

More Sentences
inandırıcı persuasive adj.
I wasn't persuasive enough.
Yeterince inandırıcı değildim.

More Sentences
General
inandırıcı plausible adj.
Your explanation sounds plausible, but it just doesn't hold water.
Açıklaman kulağa mantıklı geliyor fakat sadece inandırıcı değil.

More Sentences
inandırıcı persuasive adj.
I wasn't persuasive enough.
Yeterince inandırıcı değildim.

More Sentences
inandırıcı cogent adj.
This is a report that is very cogent, very concentrated and which we very much support and welcome.
Bu çok inandırıcı, çok yoğun ve çok desteklediğimiz ve memnuniyetle karşıladığımız bir rapor.

More Sentences
inandırıcı believable adj.
The story was so well-crafted that it felt believable.
Hikaye o kadar iyi kurgulanmıştı ki inandırıcı geldi.

More Sentences
inandırıcı potent adj.
inandırıcı colorable adj.
inandırıcı likely adj.
inandırıcı demonstrative adj.
inandırıcı conclusive adj.
inandırıcı evidential adj.
inandırıcı evidentiary adj.
inandırıcı compelling adj.
inandırıcı colourable adj.
inandırıcı suasory adj.
inandırıcı suasive adj.
inandırıcı tenable adj.
inandırıcı verisimilar adj.
inandırıcı verisimilous adj.
inandırıcı honey-tongued adj.
inandırıcı ingratiating adj.
inandırıcı ingratiatory adj.
inandırıcı convictive adj.
Archaic
inandırıcı pregnant adj.

Significados de "inandırıcı" con otros términos en diccionario inglés turco: 59 resultado(s)

Turco Inglés
General
inandırıcı gelmek sound believable v.
His story sounds believable.
Hikayesi kulağa inandırıcı geliyor.

More Sentences
inandırıcı olmayan unconvincing adj.
The Allies made a very unconvincing attempt to help the Russians.
Müttefikler Ruslara yardım etmek için çok inandırıcı olmayan bir girişimde bulundular.

More Sentences
inandırıcı olmama flimsiness n.
inandırıcı olmama nonconclusiveness n.
(belge, istatistiksel bilgi, resim, gazete haberi gibi) bir tartışmada tarafların kullandığı inandırıcı veya ikna edici ya da destekleyici noktalar, konular talking point n.
inandırıcı olma tenability n.
inandırıcı olmamak be not wholly convincing v.
inandırıcı olmamak be not convincing v.
inandırıcı bir biçimde açıklamak drive the point home v.
inandırıcı gelmek carry conviction v.
inandırıcı olmak carry conviction v.
inandırıcı bulmak find something convincing v.
inandırıcı bulmamak not to find persuasive v.
inandırıcı bulmamak not to find credible v.
inandırıcı bulmamak not to find convincing v.
inandırıcı bulmak find it credible v.
rolü çok inandırıcı oynamak play the role so convincingly v.
inandırıcı olmak be believable v.
inandırıcı gelmek find something believable v.
inandırıcı gelmemek be hardly believable v.
inandırıcı gelmemek sound unbelievable v.
inandırıcı bulmak find something believable v.
inandırıcı olmak hold water v.
inandırıcı olmayan thin adj.
inandırıcı olmayan inconclusive adj.
etkileyici ve inandırıcı olmayan weak adj.
çok inandırıcı strong adj.
inandırıcı olmayan nonconclusive adj.
inandırıcı olmayan uncompelling adj.
inandırıcı olmayan unconceivable adj.
inandırıcı olmayan unconcludent [obsolete] adj.
akıcı, incelikli ve inandırıcı olan silken adj.
ilk bakışta inandırıcı görünen presumable adj.
inandırıcı bir şekilde demonstratively adv.
Phrasals
(inandırıcı olmayan) mazeret uydurmak trundle out [uk] v.
Colloquial
pek inandırıcı değil I believe you, (but) thousands wouldn't [uk] expr.
Idioms
inandırıcı olan şey wash n.
inandırıcı olmayan mazeret sorry excuse n.
inandırıcı olmak come alive v.
inandırıcı olmak come to life v.
inandırıcı gelmemek sound hollow v.
inandırıcı gelmemek ring hollow v.
inandırıcı olmak ring true v.
inandırıcı gelmemek ring false v.
(birisine) inandırıcı olmayan bir bahane sunmak give someone a song and dance v.
bir şeye daha inandırıcı ve mümkün kılmak için detaylandırmak, açmak ya da ek bilgi vermek lend support to (something) v.
inandırıcı değil gibi gelmek sound a false note v.
inandırıcı değil gibi gelmek strike a false note v.
inandırıcı değil gibi görünmek strike a false note v.
inandırıcı olmamak not wash v.
inandırıcı değil does not wash expr.
(biri için) inandırıcı değil something won't wash (with somebody) expr.
(biri için) inandırıcı değil something doesn't wash (with somebody) expr.
ikna edici/inandırıcı değil something won't wash expr.
ikna edici/inandırıcı değil won't wash expr.
Trade/Economic
inandırıcı görüşme taktikleri persuasive bargaining tactics n.
Law
inandırıcı yadsınabilirlik plausible deniability n.
Politics
makul/inandırıcı reddedilebilirlik plausible deniability n.
Archaic
inandırıcı olmayan unconclusive adj.