greek - Turco Inglés Diccionario

greek

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "greek" en diccionario turco inglés : 35 resultado(s)

Inglés Turco
General
greek n. yunanca
And I should like to take this opportunity to say that errors have crept into Greek translations on other occasions.
Ve bu vesileyle başka durumlarda da Yunanca çevirilere hatalar karıştığını söylemek isterim.

More Sentences
greek adj. rum
The Cypriot Turks have as much right to self-determination as the Cypriot Greeks.
Kıbrıslı Rumlar kadar Kıbrıslı Türklerin de kendi kaderlerini tayin etme hakkı vardır.

More Sentences
greek adj. grek
Helios is the Greek god of the sun.
Helios, Grek güneş tanrısıdır.

More Sentences
Common Usage
greek adj. yunan
General
greek n. rumca
greek n. yunanistanlı
greek n. antik yunanca
greek n. okunamayan şey
greek n. anlamsız söz
greek n. ortodoks
greek n. yunan
greek n. kardeşlik derneği üyesi
greek adj. yunan
greek adj. yunanistan'a ait
greek adj. yunanistan ile ilgili
greek adj. yunanistan'a özgü
greek adj. yunancaya ait
greek adj. yunanca ile ilgili
greek adj. yunancaya özgü
greek adj. kardeşlik derneklerine ait
greek adj. kardeşlik dernekleriyle ilgili
Colloquial
greek n. yunan heykeli gibi kimse
Architecture
greek adj. klasik yunan mimarisine ait
greek adj. klasik yunan mimarisiyle ilgili
greek adj. klasik yunan mimarisini taklit eden
Religious
greek adj. doğu ortodoksu
greek adj. yunanca bizans dinsel törenleri yapan bir doğu kilisesine ait
greek adj. yunanca bizans dinsel törenleri yapan bir doğu kilisesiyle ilgili
greek adj. yunanca bizans dinsel törenleri yapan bir doğu kilisesi olan
greek adj. ortodoks kilisesine ait
greek adj. ortodoks kilisesiyle ilgili
greek adj. ortodoks kilisesi olan
Archaic
greek n. düzenbaz
greek n. hilekar
greek n. dolandırıcı

Significados de "greek" con otros términos en diccionario inglés turco: 201 resultado(s)

Inglés Turco
General
greek literature n. yunan edebiyatı
In Greek literature, the Seven Seas were the Aegean, Adriatic, Mediterranean, Black, Red, and Caspian seas, and the Persian Gulf.
Yunan edebiyatında Yedi Deniz Ege, Adriyatik, Akdeniz, Karadeniz, Kızıldeniz ve Hazar Denizi ile Basra Körfezi'ydi.

More Sentences
greek mythology n. yunan mitolojisi
I have a bestseller about Greek mythology.
Yunan mitolojisi hakkında bir bestsellerim var.

More Sentences
ancient greek n. eski yunan
The ancient Greeks knew as much about the solar system as we do.
Eski Yunanlar güneş sistemi hakkında bizim bildiğimiz kadar çok şey biliyorlardı.

More Sentences
ancient greek n. eski yunanca
I speak Ancient Greek.
Eski Yunanca konuşuyorum.

More Sentences
greek poetry n. yunan şiiri
For relaxation, Copernicus painted and translated Greek poetry into Latin.
Kopernik dinlenmek için resim yapıyor ve Yunan şiirlerini Latinceye çeviriyordu.

More Sentences
greek citizen n. yunan vatandaşı
The prisoners include a Greek citizen, Kostas Kastanias, who has serious health problems.
Tutuklular arasında ciddi sağlık sorunları olan Yunan vatandaşı Kostas Kastanias da bulunmaktadır.

More Sentences
greek islands n. yunan adaları
The same sort of illegal immigration is taking place on a huge scale via Turkey to the Aegean and the Greek islands.
Aynı tür yasadışı göç Türkiye üzerinden Ege'ye ve Yunan adalarına da büyük ölçekte gerçekleşmektedir.

More Sentences
greek tragedies n. yunan trajedileri
Usually, Greek tragedies don't end well.
Yunan trajedileri genellikle iyi bitmez.

More Sentences
greek gods n. yunan tanrıları
He looks like a Greek god.
Bir Yunan tanrısına benziyor.

More Sentences
in greek adv. yunanca
I should like to start by saying that the simile heard also exists in Greek.
Duyulan benzetmenin Yunanca'da da var olduğunu söyleyerek başlamak isterim.

More Sentences
Colloquial
greek salad n. yunan salatası
Tom ate a Greek salad.
Tom bir Yunan salatası yedi.

More Sentences
Idioms
greek to me expr. aklım ermez
This text is all Greek to me!
Bu konuya aklım ermez!

More Sentences
greek to me expr. hiç anlamıyorum
You may be able to read the handwriting on the wall, but it is Greek to me.
Sen duvardaki el yazısını okuyabilirsin ama ben hiç anlamıyorum.

More Sentences
greek to me expr. anladıysam arap olayım
It is all Greek to me.
Anladıysam Arap olayım.

More Sentences
greek to me expr. tamamen fransızım
This text is all Greek to me!
Bu konuya tamamen Fransız'ım!

More Sentences
Politics
greek cypriot n. kıbrıslı rum
I spent time first with a beautiful Greek Cypriot girl and then with a beautiful Turkish Cypriot girl.
Önce güzel bir Kıbrıslı Rum kızla, sonra da güzel bir Kıbrıslı Türk kızla vakit geçirdim.

More Sentences
greek consulate n. yunanistan konsolosluğu
Where is the Greek consulate?
Yunanistan konsolosluğu nerede?

More Sentences
greek consulate n. yunan konsolosluğu
Where is the Greek consulate?
Yunan konsolosluğu nerede?

More Sentences
Literature
greek mythology n. yunan mitolojisi
In Greek mythology, Zeus is the son of Cronus.
Yunan mitolojisinde Zeus, Cronus'un oğludur.

More Sentences
Linguistics
classical greek n. klasik yunanca
I speak Classical Greek.
Klasik Yunanca konuşuyorum.

More Sentences
General
greek epic poetry n. yunan epik şiiri
greek dialogues n. yunan diyalogları
greek orthodox church n. ortodoksluk
greek influences n. yunan etkileri
modern greek n. çağdaş yunan
greek architecture n. yunan mimarisi
greek influence n. yunan etkisi
greek cypriot n. rum kesimi
greek capital n. yunan başkenti
greek of turkish nationality n. rum
greek orthodox church n. ortodoks kilisesi
greek orthodox n. ortodoks
greek partridge n. kaya kekliği
greek art n. yunan sanatı
ancient greek n. eski yunanca (yazı/söz)
an elderly greek woman n. kokona
greek calends n. gelmeyecek zaman
greek drama n. yunan draması
greek printing n. yunan basım
greek populated southern cyprus n. güney kıbrıs rum kesimi
greek populated southern part of cyprus n. güney kıbrıs rum kesimi
greek characters n. yunan harfleri
greek latin n. yunan latincesi
greek drachma n. yunan drahmisi
greek extended n. genişletilmiş yunanca
greek law n. antik yunan yasası
greek pepper n. yunan biberi
fener greek patriarch n. fener rum patriği
ancient greek n. antik grekçe
ancient greek n. antik grek dili
greek [obsolete] n. can ciğer kuzu sarması arkadaş
greek chorus n. klasik yunan oyunlarında ahlaki sorunlarla ilgili bir koro
greek chorus n. bir eylem hakkındaki görüş ve duyguları ısrarla ifade eden bir grup insan
greek fire n. söndürülmesi güç ateş
greek gift n. kandırmak ve zarar vermek için verilen hediye
greek gift n. felaket getiren hediye
all greek to v. bir konuya fransız kalmak
of greek origin adj. rum asıllı
greek-letter adj. ismi genellikle birkaç yunan harfinden oluşturulan bir kardeşlik birliğine ait veya ilgili
on the greek calends adv. balık kavağa çıkınca
at greek calends adv. çıkmaz ayın son çarşambası
mgk (medieval greek) abrev. orta yunanca
mgk (medieval greek) abrev. orta çağ yunancası
mgk (medieval greek) abrev. bizans yunancası
lgk (late greek) abrev. erken hristiyanlık yazılarında ve erken bizans döneminde kullanılan yunanca
gk (greek) abrev. yunan
gk (greek) abrev. yunanca
gk. (greek) abrev. yunan
gk. (greek) abrev. yunanca
Colloquial
(it's all) greek to (one) [cliché ] expr. (birine) çok yabancı
(it's all) greek to (one) [cliché ] expr. (birinin) anlayamayacağı bir şey
(it's all) greek to (one) [cliché ] expr. (birinin) anlaması imkansız bir şey
(it's all) greek to (one) [cliché ] expr. (birinin) anlayabileceği bir şey değil
Idioms
it is all greek to me n. bu olaya tamamen fransızım
greek kalends n. çıkmaz ayın son çarşambası
be all greek to someone v. bir konuya fransız kalmak
greek to adj. -'e yabancı
greek to adj. -'e fransız
it's all greek to me expr. anladımsa arap olayım
on the greek calends expr. balık kavağa çıkınca
on the greek calends expr. çıkmaz ayın son çarşambası
on the greek calends expr. çıkmaz ayın son çarşambasında
greek meets greek expr. eşit güçteki rakipler karşı karşıya
greek to me expr. bana çok yabancı
that's (all) greek to me expr. buna aklım ermez
that's (all) greek to me expr. hiç anlamıyorum
that's (all) greek to me expr. anladıysam arap olayım
that's (all) greek to me expr. bu şey bana çok yabancı
that's (all) greek to me expr. buna tamamen fransızım
that's (all) greek to me expr. bu şey bana çok uzak
Informal
be greek to oneself v. fransız kalmak
be greek to oneself v. yabancı kalmak
Speaking
it's all greek to me expr. anladıysam arap olayım
it's all greek to me expr. buna aklım ermez
it is all greek to me expr. buna hiç aklım ermez
it's all greek to me expr. hiç anlamıyorum
it's greek to me expr. hiç anlayamıyorum
Trade/Economic
greek miracle n. yunan mucizesi
greek economic miracle n. yunan iktisadi mucizesi
greek monetary unit n. yunan para birimi
Politics
southern greek region n. güney kıbrıs
greek cypriot administration of southern cyprus (gcasc) n. güney kıbrıs rum yönetimi
southern greek region n. güney kıbrıs rum kesimi
greek cypriot state n. kıbrıs rum devleti
greek cypriot atrocities n. rum mezalimi
greek embassy n. yunanistan büyükelçiliği
greek embassy n. yunan büyükelçiliği
Institutes
association of greek architects n. yunanistan mimarlar derneği
Technical
greek characters n. grek yazı karakterleri
greek alphabet n. grek alfabesi
Computer
basic greek n. basit yunanca
basic greek n. temel yunanca
greek/symbol n. yunan/simge
greek language support n. yunanca dil desteği
greek symbols n. yunanca simgeler
greek letter n. yunanca harf
Textile
greek satin n. yunan sateni
Architecture
greek fret n. meander motifi
greek fret n. genelde kabartmalarda kullanılan, tekrar eden yatay ve dikey çizgilerden meydana gelen bir süsleme motifi
greek key n. meander motifi
greek key n. genelde kabartmalarda kullanılan, tekrar eden yatay ve dikey çizgilerden meydana gelen bir süsleme motifi
greek revival n. (mimaride) yunan canlandırmacılığı
greek revivalism n. yunan mimari tarzının benimsendiği bir amerikan mimari tarzı
Furniture
greek ancient furniture n. antik yunan mobilyası
greek revival n. (mobilya süslemede) yunan tarzını canlandırma
Gastronomy
greek cheese n. feta
greek cuisine n. yunan mutfağı
greek cheese n. yunan peyniri
greek yoghurt n. yunan yoğurdu
Chemistry
greek fire n. rum ateşi
Biology
greek key n. yapısal bir protein düzeni
Zoology
greek spur-thighed tortoise n. adi tosbağa
Botanic
greek valerian n. mızrakotu
greek valerian n. mavi yakup merdiveni
greek clover (trigonella foenumgraecum) n. güney avrupa ve doğu asya'ya özgü, beyaz renkli çiçekleri ve tıbbi amaçla kullanılan aromatik tohumları olan tek yıllık bir bitki
greek clover n. buyotu
greek juniper n. boylu ardıç
greek juniper n. boylu ardıç
greek clover n. çemenotu
greek clover n. kokulu yonca
greek strawberry tree n. sandal ağacı
greek mallow n. minyatür hatmi
greek rose n. pembe gıvışgan
greek valerian n. mavi yakup merdiveni
Literature
late greek n. erken hristiyanlık yazılarında ve erken bizans döneminde kullanılan yunanca
Linguistics
new greek n. çağdaş yunanca
new greek n. 1500'lerin başlarından itibaren yunanca
pre-greek substrate n. antik yunan substratı/alt katman dili
late greek n. 3. ve 6. yüzyıllar arasında kullanılan yunanca
medieval greek n. orta çağ yunancası
medieval greek n. bizans yunancası
medieval greek n. yaklaşık olarak 800'den 1500'e kadar kullanılan yunanca
middle greek n. orta çağ yunancası
middle greek n. bizans yunancası
middle greek n. yaklaşık olarak 800'den 1500'e kadar kullanılan yunanca
byzantine greek n. orta çağ yunancası
byzantine greek n. bizans yunancası
byzantine greek n. yaklaşık olarak 800'den 1500'e kadar kullanılan yunanca
middle greek n. orta yunanca
middle greek n. orta çağ yunancası
middle greek n. bizans yunancası
middle greek n. yaklaşık olarak 7. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar kullanılan yunanca
medieval greek n. orta yunanca
medieval greek n. orta çağ yunancası
medieval greek n. bizans yunancası
medieval greek n. yaklaşık olarak 7. yüzyıldan 15. yüzyıla kadar kullanılan yunanca
classical greek n. antik yunanca lehçesi
med. gr. (medieval greek) abrev. orta çağ yunancası
med. gr. (medieval greek) abrev. bizans yunancası
med. gr. (medieval greek) abrev. yaklaşık olarak 800'den 1500'e kadar kullanılan yunanca
History
capelocracy [greek] n. tüccar sınıfı
late greek n. ortaçağ yunan kültürü
greek calendar n. antik yunan takvimi
greek calendar n. jülyen takvimi
greek schism n. yunan ve roma kiliselerinin birbirinden ayrılması
Religious
greek catholic n. doğu ortodoks kilisesi mensubu
greek catholic n. kendi ayinlerini sürdüren bir yunan katolik kilisesi
greek church n. yunan kilisesi
greek church n. doğu ortodoks kilisesinin özerk bir parçası
greek cross n. yunan haçı
greek father n. yunanca dilinde yazan rahip
greek catholic adj. doğu ortodoksu
greek catholic adj. bizans dinsel törenlerinin yapıldığı bir doğu katolik kilisesine ait
greek catholic adj. bizans dinsel törenlerinin yapıldığı bir doğu katolik kilisesiyle ilgili
greek catholic adj. bizans dinsel törenlerinin yapıldığı bir doğu katolik kilisesi olan
greek orthodox adj. yunan ortodoks kilisesine ait
greek orthodox adj. yunan ortodoks kilisesi ile ilgili
greek orthodox adj. yunan ortodoks kilisesine özgü
Geography
capital of greek n. atina
capital of greek n. yunanistan'ın başkenti
ioánnina [greek] n. kuzeybatı yunanistan'da bir şehir
greek capital n. atina
Military
greek cypriot administration of southern cyprus n. güney kıbrıs rum yönetimi
Music
greek mode n. klasik yunan müziğinde azalan diyatonik gam
Painting
neo-greek n. neo-grek
neo-greek n. 19. yüzyıl ortalarında fransız ressamların oluşturduğu grek canlandırmacı üslubu benimsemiş zümrenin üyesi olan kimse
Theatre
greek drama  n. yunan draması 
Librarianship
text with greek or cyrillic characters n. grek ve kril alfabeli metinler
Mythology
greek deity n. yunan ilahı
Abbreviation
ngk (new greek) n. çağdaş yunanca
Slang
greek way n. normalin dışındaki bir yol