extensive - Turco Inglés Diccionario

extensive

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Significados de "extensive" en diccionario turco inglés : 25 resultado(s)

Inglés Turco
Common Usage
extensive adj. yaygın
We aim to maintain sustainable and extensive production of milk, especially on grassland.
Özellikle otlaklarda sürdürülebilir ve yaygın süt üretimini sürdürmeyi hedefliyoruz.

More Sentences
extensive adj. geniş
Our hotel has extensive gardens surrounding the building.
Otelimizin binayı çevreleyen geniş bahçeleri var.

More Sentences
extensive adj. kapsamlı
We conducted extensive research on the field to complete the study.
Çalışmayı tamamlamak için sahada kapsamlı bir araştırma yaptık.

More Sentences
extensive adj. geniş çaplı
Most recently, we have seen an extensive oil spill in the Baltic.
Son olarak Baltık'ta geniş çaplı bir petrol sızıntısına şahit olduk.

More Sentences
General
extensive adj. büyük
The earthquake in Hokkaido caused extensive damage.
Hokkaido'daki deprem büyük hasara sebep oldu.

More Sentences
extensive adj. ekstansif
It is wrong that organic farming and extensive animal husbandry should be proposed as the solution.
Çözüm olarak organik tarım ve ekstansif hayvancılığın önerilmesi yanlıştır.

More Sentences
extensive adj. kapsamlı
This extensive programme is serious and is considered to be so by all stakeholders.
Bu kapsamlı program ciddidir ve tüm paydaşlar tarafından öyle kabul edilmektedir.

More Sentences
extensive adj. yoğun
I know that you have an extensive personal travel schedule right throughout your country.
Ülkeniz genelinde yoğun bir kişisel seyahat programınız olduğunu biliyorum.

More Sentences
Trade/Economic
extensive adj. geniş
They are a military force to be reckoned with and they have extensive military experience.
Onlar hesaba katılması gereken askeri bir güçtür ve geniş bir askeri deneyime sahiptirler.

More Sentences
Common Usage
extensive adj. engin
General
extensive adj. vasi
extensive adj. çok
extensive adj. uzatılmış
extensive adj. geniş ölçüde yapılan
extensive adj. derin
extensive adj. ekstensif
extensive adj. büyük alan
extensive adj. geniş alan
extensive adj. ayrıntılı
Trade/Economic
extensive adj. ekstansif
extensive adj. şümullü
Technical
extensive adj. kaplamsal
Marine Biology
extensive n. kapsam
extensive adj. uzamsal
Ottoman Turkish
extensive adj. şümullü

Significados de "extensive" con otros términos en diccionario inglés turco: 67 resultado(s)

Inglés Turco
General
extensive damage n. geniş çaplı hasar
The fire caused extensive damage.
Yangın geniş çaplı hasara neden oldu.

More Sentences
Colloquial
more extensive adj. daha kapsamlı
Moreover, the Commission proposes that persons with refugee status must have more extensive rights.
Ayrıca Komisyon, mülteci statüsündeki kişilerin daha kapsamlı haklara sahip olmasını önermektedir.

More Sentences
General
extensive agriculture n. ekstansif tarım
extensive cultivation n. geniş tarım
extensive agriculture n. yaygın tarım
extensive work n. ayrıntılı çalışma
extensive study n. ayrıntılı çalışma
extensive usage n. geniş kullanım
extensive usage n. yaygın kullanım
extensive support n. geniş çaplı destek
extensive vocabulary n. geniş kelime dağarcığı
extensive knowledge n. geniş bilgi
extensive reading n. kapsamlı okuma
extensive vocabulary n. zengin dağarcık
extensive vocabulary n. zengin kelime dağarcığı
extensive evaluation n. kapsamlı değerlendirme
extensive evaluation n. kapsamlı inceleme
extensive research n. geniş araştırma
extensive knowledge n. yüksek bilgi birikimi
extensive knowledge n. derin bilgi birikimi
extensive knowledge n. geniş bilgi birikimi
extensive experience n. geniş tecrübe
extensive experience n. kapsamlı deneyim
extensive experience n. geniş deneyim
extensive experience n. kapsamlı tecrübe
extensive experience n. engin tecrübe
extensive experience n. engin deneyim
give extensive authority v. yetkiyle donatmak
give extensive authority v. tam yetki vermek
suffer extensive damage v. aşırı hasar görmek
have an extensive coverage v. geniş yer tutmak (medyada vb)
launch an extensive investigation v. kapsamlı inceleme başlatmak
launch an extensive investigation v. kapsamlı soruşturma başlatmak
the most extensive adj. en kapsamlı
co-extensive adj. eş süreli
co-extensive adj. aynı süreli
co-extensive adj. aynı yerde olan
Trade/Economic
extensive trade n. büyük çapta ticaret
extensive cultivation n. ekstansif ziraat
extensive business n. geniş çapta işletme
extensive cultivation n. toprak genişletilerek yapılan tarım
Technical
extensive properties n. kaplamsal özellikler
extensive variable n. kaplamsal değişken
extensive property n. yaygın özellik
Automotive
extensive validation of identification concepts in europe n. avrupa'da tanımlama kavramlarının kapsamlı onayı
Medical
extensive resuscitation n. ileri resüsitasyon
extensive swelling n. ileri derecede şişlik
extensive rehabilitation n. kapsamlı rehabilitasyon
extensive radiologic involvement n. yaygın radyolojik tutulum
extensive drug-resistant tuberculosis n. yaygın ilaç dirençli tüberkuloz
extensive allergic fungal sinusitis n. yaygın alerjik fungal sinüzit
extensive necrosis of superficial fascia and subcutaneous tissue n. yüzeysel fasia ve sübkutan dokuların geniş nekrozu
Food Engineering
extensive variable n. büyüklüğe bağlı değişken
Statistics
extensive sampling n. geniş örnekleme
extensive magnitudes n. geniş büyüklükler
Chemistry
extensive properties n. ekstensif özellikler
extensive properties n. kaplamsal özellikler
Marine Biology
extensive culture n. ekstansif kültür
Agriculture
extensive agriculture n. ekstensif tarım
extensive cultivation n. ekstansif tarım
extensive cultivation n. ekstansif ziraat
extensive cultivation n. geniş tarım
extensive agriculture n. kaba tarım
extensive cultivation n. kaba tarım
extensive agriculture n. yaygın tarım
Linguistics
extensive reading n. yaygın okuma
Military
extensive cross training n. kapsamlı çapraz eğitim