engelli - Turco Inglés Diccionario

engelli

Significados de "engelli" en diccionario inglés turco : 13 resultado(s)

Turco Inglés
Common Usage
engelli disabled adj.
Children and disabled people are fragile people who need maximum protection.
Çocuklar ve engelliler, azami korumaya ihtiyaç duyan kırılgan insanlardır.

More Sentences
engelli handicapped adj.
The first concerns the mother of a handicapped teenager who goes out to work.
İlki, çalışmak için dışarı çıkan engelli bir gencin annesiyle ilgilidir.

More Sentences
General
engelli disabled adj.
When we make society better for the disabled, it is better for all of us.
Toplumu engelliler için daha iyi hale getirdiğimizde, bu hepimiz için daha iyi olacaktır.

More Sentences
Linguistics
engelli blocked adj.
Facebook is blocked in China.
Facebook, Çin'de engellidir.

More Sentences
General
engelli invalid n.
engelli with obstacles adj.
engelli challenged adj.
engelli impedite [obsolete] adj.
engelli differently abled adj.
engelli differently-abled adj.
Idioms
engelli special needs adj.
Medical
engelli afflicted adj.
Linguistics
engelli checked adj.

Significados de "engelli" con otros términos en diccionario inglés turco: 246 resultado(s)

Turco Inglés
General
engelli insanlar people with disabilities n.
In other words, the workplace will have to be adapted to the needs of people with disabilities.
Başka bir deyişle, işyerinin engelli insanların ihtiyaçlarına göre uyarlanması gerekecektir.

More Sentences
engelli kişi people with disabilities n.
Foetal diagnosis must not be used for screening out people with disabilities.
Fetal tanı, engelli kişileri elemek için kullanılmamalıdır.

More Sentences
(engelli, yaşlı) yürüteç walker n.
Grandma used a walker to assist her in walking.
Büyükannem, yürümesini desteklemek için bir yürüteç kullanıyordu.

More Sentences
duyma engelli hard of hearing adj.
Tom is hard of hearing, isn't he?
Tom duyma engelli, değil mi?

More Sentences
zihinsel engelli mentally challenged adj.
This woman is mentally challenged.
Bu kadın zihinsel engelli.

More Sentences
görme engelli visually impaired adj.
Tom is visually impaired.
Tom görme engelli.

More Sentences
zihinsel engelli impaired adj.
Sami was mentally impaired.
Sami zihinsel engelliydi.

More Sentences
Medical
görme engelli visually impaired adj.
My sister works at a school for visually impaired children.
Kız kardeşim görme engelli çocuklar için bir okulda çalışıyor.

More Sentences
Social Sciences
engelli hakları disability rights n.
It is cynical political manipulation to play games with disability rights.
Engelli haklarıyla oyun oynamak alaycı bir siyasi manipülasyondur.

More Sentences
Common Usage
engelli rampası wheelchair ramp n.
General
engelli (koşu/yarış) hurdle race n.
alçak engelli 200 metrelik koşu low hurdles n.
engelli yarış obstacle race n.
engelli insanlar the handicapped n.
engelli yarışlarda koşması için eğitilmiş at steeplechaser n.
engelli koşu obstacle race n.
engelli koşu hurdle race n.
engelli yarış hurdle race n.
yüksek engelli 110 metre koşu high hurdles n.
engelli çocuklar children with disabilities n.
engelli koşu atı jumper n.
sosyal engelli çocuklar children with social disabilities n.
engelli koşuya katılan yarışmacı hurdler n.
engelli yarış hurdles n.
engelli yarış steeplechase n.
engelli at yarışı showjumping n.
engelli koşu steeplechase n.
engelli koşusunda yarışan at bucker n.
engelli atlama show jumping n.
engelli yarış hurdle-race n.
engelli koşu handicap n.
işitme engelli insanların telefon görüşmelerini kolaylaştırmak amacıyla tasarlanmış cihaz text telephone n.
işitme engelli kimseler persons having impaired hearing n.
engelli asansörü accessible elevator n.
engelli asansörü accessible lift n.
engelli asansörü lift for disabled n.
engelli asansörü elevator for disabled n.
engelli kişiler için teknik yardım malzemeleri technical aids for disabled persons n.
engelli tesisleri handicapped facilities n.
engelli tuvaleti disabled toilet n.
engelli tuvaleti toilet for handicapped n.
engelli rampası disabled access ramp n.
engelli rampası handicap ramp n.
fiziksel engelli insanlara karşı önyargı ableism n.
engelli arabası invalid chair n.
engelli arabası disabled chair n.
engelli tuvaleti accessible toilet n.
engelli birey person with disabilities n.
engelli kişi disabled person n.
engelli scooteri mobility scooter n.
görme engelli alfabesi braille n.
görme engelli insanlar visually impaired people n.
engelli öğrenci disabled student n.
engelli kimse lamiger n.
engelli kimse handicapped person n.
fiziksel engelli çocuk oaf [obsolete] n.
zihinsel engelli çocuk oaf [obsolete] n.
hem işitme hem görme engelli olan kimse deafmute n.
engelli bireylere mali destek sağlayan program disability n.
engelli bireylere mali destek sağlayan programın sunduğu ekonomik yardım disability n.
fiziksel veya zihinsel engelli bireyler disabled n.
sosyal yardım kurumu ile ailenin yürüttüğü ortaklaşa engelli bakımı shared care n.
engelli çocuklarla sosyal hizmet social work with children with disabilities n.
öğrenme güçlüğü çeken, fiziksel engelli veya ruhsal bozukluğu olan kimselere hizmet veren, yerel yönetim sorumluluğundaki merkez social education centre n.
engelli koşu yapmak hurdle v.
engelli yerine park etmek park in handicapped spot v.
engelli ödeneği almak be on disability v.
engelli ödeneğine tabi olmak be on disability v.
engelli (sakat) handicapped adj.
duyma engelli somewhat deaf adj.
duyma engelli hearing impaired adj.
işitme engelli deaf adj.
işitme engelli hearing impaired adj.
işitme engelli deaf-and-dumb adj.
görme engelli partially-sighted adj.
yürüme engelli walking disabled adj.
konuşma engelli speech handicapped adj.
fiziksel engelli physically-challenged adj.
zihinsel engelli mentally disabled adj.
ağır engelli̇ gravely disabled adj.
engelli dostu disabled-friendly adj.
zihinsel engelli intellectually disabled adj.
engelli bireylerin girmesine veya kullanmasına uygun accessible adj.
eklendiği ifadeye engelli, özürlü anlamı veren kelime -challenged adj.
görme engelli visually disabled adj.
işitme engelli unhearing adj.
zihinsel engelli witless adj.
işitme engelli eğitiminde el işaretlerini ve alfabesini kullanan manual adj.
zihinsel engelli wooly adj.
(engelli atlayışta) engele dokunmadan yapılan clean adj.
fiziksel engelli impaired adj.
işitme engelli deve [obsolete] adj.
hem işitme hem görme engelli olan deafblind adj.
hem işitme hem görme engelli olan deafmute adj.
engelli bir şekilde lamely adv.
ingiliz engelli atlama derneği bsja (british show jumping association) abrev.
engelli amerikan gazileri dav (disabled american veterans) abrev.
engelli amerikan gazileri d.a.v. (disabled american veterans) abrev.
Colloquial
engelli alanı disable spot n.
zihinsel engelli mentally retarded adj.
Idioms
engelli kalacak şekilde omurgaya zarar vermek break the back v.
kısmi görme engelli partially sighted adj.
Formal
yerel yönetim bölgesindeki engelli kişilerin listesi handicap register [uk] n.
Trade/Economic
bedensel engelli işçiler disabled workers n.
engelli opsiyonlar barrier options n.
engelli yaşamödeneği disability living allowance n.
engelli yaşam ödeneği disability living allowance n.
engelli personel disabled staff n.
engelli personel disabled employee n.
Law
engelli bireyler eğitim yasası disabilities education act n.
haksız doğum (sağlık çalışanlarının yetersiz bilgilendirmesi nedeniyle engelli çocuk sahibi olan ailenin bu konuda açtığı dava) wrongful birth n.
engelli amerikalılar yasası americans with disabilities act (ada) n.
hukuken engelli barred adj.
hukuken engelli barred by law adj.
Politics
engelli mülteci handicapped refugee n.
engelli mülteci disabled refugee n.
engelli mültecinin tedavisi ve rehabilitasyonu treatment and rehabilitation of a handicapped refugee n.
(eskiden ingiltere'de) kronik hasta ve engelliler yasası uyarınca yerel bir otorite siciline kayıtlı olan (engelli) registered disabled adj.
işgücü hizmet komisyonunca yeşil kimlik verilerek özel istihdam hakları kazanan (engelli) registered disabled adj.
(eskiden ingiltere'de) kronik hasta ve engelliler yasası uyarınca yerel bir otorite siciline kayıtlı olan (engelli) registered handicapped adj.
işgücü hizmet komisyonunca yeşil kimlik verilerek özel istihdam hakları kazanan (engelli) registered handicapped adj.
Institutes
avrupa topluluğunun açık toplumunda bağımsızca yaşayan engelli kişiler programı handicapped people in the european community living independently in an open society n.
engelli ve yaşlı hizmetleri genel müdürlüğü directorate general of services for persons with disabilities and the elderly n.
engelli çocuklar ve gençler için ulusal bilgi merkezi national information center for children and youth with disabilities n.
Insurance
engelli istihdam kartı green card n.
engelli bireylere refakatçi sağlama servisi crossroads care attendant scheme [uk] n.
sigortalının teminat kaybı olmadan prim ödemesini durdurmasına ve kalıcı olarak engelli olması halinde emekli maaşı veya tazminat almasını sağlayan bir madde disability clause n.
Tourism
engelli misafirlere göre tasarlanmış konaklama biçimi special-needs accommodation n.
engelli turizmi accessible tourism n.
Technical
eğik engelli balık geçidi inclined baffle fish ladder n.
engelli çöktürme hindered settling n.
engelli çöktürmeli sınıflandırıcı hindered-settling classifier n.
engelli kişiler için teknik yardımcılar technical aids for disabled persons n.
Computer
erişim engelli access barred adj.
Construction
engelli yardım çağrı sistemi disabled refuge call system n.
Automotive
engelli insanları taşımak üzere tasarlanmış motorlu taşıt ambulette n.
engelli sürücü disabled driver n.
engelli indirimli araç motability car n.
ikinci el engelli aracı ex-motability car n.
yaşlı ve engelli yolcuların otobüse binebilmeleri için kapıya eklenmiş düzenek kneeler n.
Transportation
engelli yolcular passengers with restricted mobility n.
Traffic
engelli otobüsü low floor bus n.
engelli otobüsü kneeling bus n.
engelli otobüsü buggy bus n.
Aeronautic
hasta/engelli/yaşlı nakil aracı ambulift n.
Medical
fena şekilde engelli ve genellikle nonviyabl fetüs teras n.
(fiziksel) engelli kimselere yardım sağlanması therapeutic rehabilitation n.
(fiziksel) engelli kimselere yardım sağlanması physical rehabilitation n.
(fiziksel) engelli kimselere yardım sağlanması physical restoration n.
engelli amerikalılar yasası americans with disabilities act n.
görme engelli birey sight-disabled person n.
engelli ve yaşlılar için bir yürüteç markası zimmer® n.
engelli ve yaşlılar için bir yürüteç zimmer frame n.
engelli ve yaşlılar için bir yürüteç walker n.
görme engelli bastonu white stick n.
fiziksel engelli afflicted adj.
zihinsel engelli afflicted adj.
engelli olmayan non-disabled adj.
engelli olmayan nonhandicapped adj.
bedensel engelli physically handicapped adj.
fiziksel engelli physically handicapped adj.
görme engelli visually handicapped adj.
görme engelli visually challenged adj.
işitme engelli hearing-impaired adj.
işitme engelli hard of hearing adj.
ortopedik engelli orthopedical handicapped adj.
ortopedik engelli orthopedically handicapped adj.
engelli, hasta veya yaralı bakımı ile ilgilenen hastane hemşiresi lvn (licensed vocational nurse) abrev.
Psychology
zihinsel engelli mental defective n.
zihinsel engelli çocuklar children with intellectual disabilities n.
Pathology
belirli alanlarda üstün yetenekli olan zihinsel engelli savant n.
Agriculture
nem engelli toprak işleme mulch tillage n.
Social Sciences
engelli hakları hareketi disability rights movement n.
engelli ayrımcılığı disability oppression n.
engelli bakımı disabled care n.
engelli ayrımcılığı ableism n.
engelli ayrımcılığı handicapism n.
engelli ayrımcılığı physicalism n.
engelli ayrımcılığı disability discrimination n.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık handicapism n.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık disability discrimination n.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık physicalism n.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık disability oppression n.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık ableism n.
engelli olup işe dönen birine destek veren gönüllü buddy n.
(britanya'da) 1944'te çıkarılan istihdam yasası ile engelli kişilere ayrılan işler designated employment [uk] n.
(özellikle engelli bireylerin) kendine yetme becerilerini artırmaya yönelik yaşam düzenlemesi independent living n.
engellilerin engelli olmayan bireylerle hak ve fırsat eşitliğini savunan bir sosyal hareket independent living n.
yüzleştiği zorluklara rağmen inanılmaz başarılar elde edip diğerlerine ilham kaynağı olan engelli kimse supercrip n.
zihinsel engelli çocuklar ihc (intellectually handicapped children) [new zealand] abrev.
Education
engelli çocuklar okulu special school n.
hasta veya engelli çocuklara evlerinde eğitim veren öğretmen home teacher [uk] n.
(engelli öğrencileri normal sınıflarda) kaynaştırma inclusion n.
(dudak okuma) işitme engelli bireylerin eğitiminde kullanılan oral yöntemlere ilişkin ilke ve uygulamalar oralism n.
işitme engelli bireylerle iletişimde oral yöntemleri kullanan kimse oralist n.
işitme engelli bireylerle iletişimde oral yöntemlerin kullanımını savunan kimse oralist n.
işitme engelli bireylerle iletişimde oral yöntemlerin kullanılmasına ait veya ilgili oralist adj.
Linguistics
engelli hece checked syllable n.
engelli ünlü blocked vowel n.
engelli ünlü checked vowel n.
görme engelli okuyucular için oluşturulmuş bir tür kabartmalı alfabetik işaret sistemi moon n.
Military
engelli mayın snagging mine n.
engelli koşu parkuru obstacle course n.
engelli alan işlemleme clutter area processing n.
hava alanları arası engelli hasta tahliyesi intertheater evacuation n.
Sport
(kısaca) engelli at koşusu chase n.
engelli yarış koşucusu at chaser n.
engelli at koşusu steeplechasing n.
engelli at yarışı steeplechasing n.
engelli at koşusu chasing n.
engelli at yarışı chasing n.
engelli at yarışı national hunt n.
2 yaşındaki atların yarıştığı engelli koşu nursery n.
engelli yarışlarda koşan yarışçı timber-topper n.
engelli koşucusu hurdler n.
engelli koşu jump racing n.
engelli yarış steeplechase n.
engelli koşu national hunt racing n.
engelli olimpiyatları paralympics n.
engelli koşu steeplechase n.
engelli hipodrom koşusu stadium jumping n.
engelli yarış hurdle race n.
engelli yarış koşucusu steeplechaser n.
engelli olimpiyatları special olympics n.
hipodrom dışı engelli yarış cross-country jumping n.
işitme engelli oyunları deaflympics n.
paralimpik/engelli olimpiyat oyunları paralympics n.
110 metre engelli yarışı a hundred and ten meter hurdles n.
100 metre engelli yarışı a hundred meter hurdles n.
(engelli at yarışında) atın ağzı ile binicinin eli arasındaki karşılıklı hareket appui n.
engelli at yarışında dönmeyi reddeden atın dizgini sert bir şekilde çekme ebrillade n.
engelli at yarışına katılan jokey jump jockey [uk] n.
(engelli at yarışında) engel obstacle [uk] n.
(engelli at yarışında) çit obstacle [uk] n.
(at yarışı) ingiltere'de her yıl düzenlenen bir engelli koşu grand national n.
tilki avcılığı ve engelli at koşusunda kullanılan bir tür engel in and out n.
uluslararası spor müsabakasında yer alan fiziksel engelli kimse paralympian n.
engelli sporcuların yer aldığı uluslararası spor müsabakası paralympic games n.
engelli sporcuların yer aldığı bir spor müsabakası the parallel olympics n.
engelli at yarışı point-to-point n.
engelli at yarışının son turuna katılmak jump off v.
Slang
ileri derecede zihinsel ve fiziksel engelli kimse vegetable n.
engelli öğrencilere özel hazırlanmış bir eğitim programa katılmak ride the short bus (derogatory) v.
işitme engelli deaf-and-dumb adj.
British Slang
bedensel engelli insanların kullanımı için yapılmış alışveriş arabası spazmobile n.
bedensel engelli insanların kullanımı için yapılmış alışveriş arabası spaz chariot n.