değmek

Significados de "değmek" en diccionario inglés turco : 19 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	değmek	touch v.
Perhaps the Convention has raised the European banner so high that its feet do not touch the ground. Belki de Sözleşme Avrupa bayrağını o kadar yükseğe kaldırmıştır ki ayakları yere değmemektedir. More Sentences
General
2	General	değmek	be worth v.
This book is worth reading twice. Bu kitap iki kez okumaya değer. More Sentences
3	General	değmek	bear v.
The production figures did not bear scrutiny. Üretim rakamları incelemeye değer bulunmamıştır. More Sentences
4	General	değmek	be worthy of v.
His courage is worthy of high praise. Cesareti büyük övgüye değer. More Sentences
5	General	değmek	brush v.
Tom's arm brushed against mine. Tom'un kolu benimkine değdi. More Sentences
6	General	değmek	touch v.
He never touches alcoholic drinks. Alkollü içeceklere elini değdirmez. More Sentences
7	General	değmek	bear v.
The discharge procedure for 1999 really does bear the rapporteur's handprint. 1999'daki tahliye prosedürüne gerçekten de raportörün eli değmiştir. More Sentences
Technical
8	Technical	değmek	touch v.
He went on a quest to find the point where the sky touches the Earth. Gökyüzünün Dünya'ya değdiği noktayı bulmak için bir arayışa çıktı. More Sentences
General
9	General	değmek	reach v.
10	General	değmek	kiss v.
11	General	değmek	be worth doing something v.
12	General	değmek	attain v.
13	General	değmek	bottom v.
14	General	değmek	pay v.
15	General	değmek	pay off v.
16	General	değmek	contact v.
17	General	değmek	strike v.
Technical
18	Technical	değmek	merit v.
19	Technical	değmek	butt v.

Significados de "değmek" con otros términos en diccionario inglés turco: 51 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Idioms
1	Idioms	buna değmek	be worth it v.
I had to wait for Tom's reply for a long time, but it was worth it. Tom'un cevabı için uzun süre beklemek zorunda kaldım fakat o buna değdi. More Sentences
General
2	General	nazarı değmek	hex v.
3	General	(verdiği) paraya değmek	get one's money's worth v.
4	General	canına değmek	hit the spot v.
5	General	göz değmek	be affected by the evil eye v.
6	General	nazar değmek	be affected by the evil eye v.
7	General	nazar değmek	be distressed by evil eye v.
8	General	eli değmek	find time to do something v.
9	General	arka ayağı ön ayağına değmek (at)	overreach v.
10	General	zahmete değmek	be well worth the trouble v.
11	General	birinin vaktini ayırmasına değmek	be worth someone's while v.
12	General	nazar değmek	be attacked by evil eye v.
13	General	nazar değmek	be coveted v.
14	General	nazar değmek	be touched by evil eye v.
15	General	canına değmek	please greatly v.
16	General	canına değmek	make very happy v.
17	General	eli değmek	find the time do (something) v.
18	General	hafifçe değmek	brush v.
19	General	-e değmek	be worth v.
20	General	-e değmek	be worthy of v.
21	General	-e değmek	merit v.
22	General	hafifçe değmek	touch slightly v.
23	General	(at) arka ayağı ön ayağına değmek	grab v.
24	General	karşılaştırmaya değmek	bear comparison with v.
25	General	karşılaştırmaya değmek	stand comparison with v.
26	General	karşılaştırmaya değmek	compare v.
27	General	birbirine değmek	interosculate v.
Phrasals
28	Phrasals	(birine/bir şeye) değmek	bump (up) against (someone or something) v.
29	Phrasals	(birine/bir şeye) değmek	bump (up) against someone or something v.
30	Phrasals	eli değmek	get around v.
31	Phrasals	-e değmek	bump against v.
Idioms
32	Idioms	harcadığı/verdiği çabaya değmek	be worth it v.
33	Idioms	harcadığı gayrete/emeğe/paraya değmek	be worth it v.
34	Idioms	katlandığı/girdiği zahmete/sıkıntıya değmek	be worth it v.
35	Idioms	harcanan paraya değmek	get one's money's worth v.
36	Idioms	verdiği paraya değmek	have (one's) money's worth v.
37	Idioms	harcanan paraya değmek	have (one's) money's worth v.
38	Idioms	verdiği paraya değmek	get/have your money’s worth v.
39	Idioms	harcanan paraya değmek	get/have your money’s worth v.
40	Idioms	(birinin) ayırdığı vakte değmek	be worth (one's) while v.
41	Idioms	(birinin) zamanına/vaktine değmek	be worth (one's) while v.
42	Idioms	(birinin) harcadığı zamana değmek	be worth (one's) while v.
43	Idioms	ağırlığınca altına değmek	be worth its weight in gold v.
44	Idioms	ağırlığınca altına değmek	be worth one's weight in gold v.
45	Idioms	ağırlığınca altına değmek	be worth your weight in gold v.
46	Idioms	elinde tuttuğuna değmek	earn its keep v.
47	Idioms	atmadığına değmek	earn its keep v.
48	Idioms	sakladığına değmek	earn its keep v.
49	Idioms	yapılan masrafa/harcanan paraya/zamana/çabaya değmek	earn your keep v.
50	Idioms	harcadığı zamana değmek	make it worth while v.
51	Idioms	eli değmek	get around to v.