değer

Significados de "değer" en diccionario inglés turco : 68 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	değer	worth n.
The city guide has proved its worth already. Şehir rehberi değerini çoktan kanıtladı. More Sentences
2	Common Usage	değer	value n.
What is the value of the lake house in Denver? Denver'daki göl evinin değeri nedir? More Sentences
3	Common Usage	değer	worthwhile adj.
There are areas where I would hope we can get decisions on 19 July, which makes it worthwhile for me at least to go. En azından benim için gitmeye değer kılan, 19 Temmuz'da karar alabileceğimizi umduğum alanlar var. More Sentences
General
4	General	değer	figure n.
Add up these figures. Bu değerleri toplayınız. More Sentences
5	General	değer	amount n.
Your suggestion amounts to an order. Öneriniz emir değerindedir. More Sentences
6	General	değer	cost n.
This diamond costs a fortune. Bu elmas bir servet değerinde. More Sentences
7	General	değer	account n.
The market could in theory pay for account to be taken of values such as quality. Piyasa teorik olarak kalite gibi değerlerin dikkate alınması için ödeme yapabilir. More Sentences
8	General	değer	rate n.
The Financial Regulation cannot rate higher than a basic act or than this budgetary authority. Mali Tüzük, temel bir yasadan ya da bu bütçe yetkisinden daha yüksek bir değere sahip olamaz. More Sentences
9	General	değer	value n.
The nutritional value of avocados is very high. Avokadoların besin değeri çok yüksektir. More Sentences
10	General	değer	price n.
Stock prices fell quickly. Hisse senedi değerleri çabucak düştü. More Sentences
11	General	değer	esteem n.
This is the love that esteems others better than oneself. Bu başkalarını kendinden daha iyi değer veren sevgidir. More Sentences
12	General	değer	merit n.
There is far too much concentration on Parliament, and the other institutions do not appear to merit much comment. Parlamento üzerinde çok fazla duruluyor ve diğer kurumlar fazla yorum yapmaya değer görülmüyor gibi. More Sentences
13	General	değer	worth n.
Can you guess the worth of this old coin? Bu eski paranın değerini tahmin edebilir misiniz? More Sentences
14	General	değer	level n.
Your blood glucose levels are too high. Kan şekeri değerlerin çok yüksek. More Sentences
15	General	değer	worthy of adj.
Sometimes it is worthy of satire and merits discussion, but I digress. Bazen bu durum hicvedilmeye ve tartışmaya değerdir, ancak ben konunun dışına çıkıyorum. More Sentences
Colloquial
16	Colloquial	değer	worth it expr.
But before his statement could be taken for what it was worth, it was totally undermined by the Council. Ancak yaptığı açıklamanın değeri anlaşılamadan Konsey tarafından tamamen baltalandı. More Sentences
Trade/Economic
17	Trade/Economic	değer	value n.
Who is going to compensate organic producers whose crops become contaminated and lose their value? Ürünleri kirlenen ve değerini kaybeden organik üreticilere kim tazminat ödeyecek? More Sentences
18	Trade/Economic	değer	price n.
Bitcoin's price rose above $5,000 for the first time today. Bitcoin'in değeri ilk defa bugün 5000 doların üzerine çıktı. More Sentences
Technical
19	Technical	değer	value n.
All three have their particular value and something special to contribute. Her üçünün de kendine özgü bir değeri ve katkıda bulunacağı özel bir şey vardır. More Sentences
20	Technical	değer	merit n.
What is exactly the merit of the Advisory and Monitoring Group? Danışma ve İzleme Grubunun değeri tam olarak nedir? More Sentences
Construction
21	Construction	değer	value n.
If guidelines are to be of any value, they must be firmly established in the relevant Member State. Kılavuz ilkelerin bir değer ifade edebilmesi için ilgili Üye Devlette sağlam bir şekilde yerleşmiş olması gerekmektedir. More Sentences
Math
22	Math	değer	value n.
OLAF alone has investigated cases with a value of EUR 144 million this year. Sadece OLAF bu yıl 144 milyon Avro değerinde davayı soruşturdu. More Sentences
Linguistics
23	Linguistics	değer	value n.
The social partners are called on to implement the principle of equal pay for equal work or work of equal value. Sosyal taraflar, eşit işe eşit ücret ya da eşit değerde iş ilkesini uygulamaya çağırılmaktadır. More Sentences
Philosophy
24	Philosophy	değer	worth n.
Many of her propositions are well worth pursuing, but not the ones I have singled out as being rather bureaucratic. Önerilerinin birçoğu takip edilmeye değer, ancak bürokratik olarak nitelendirdiklerimi saymıyorum. More Sentences
General
25	General	değer	currency n.
26	General	değer	moral n.
27	General	değer	costliness n.
28	General	değer	estimation n.
29	General	değer	significance n.
30	General	değer	dignity n.
31	General	değer	valuation n.
32	General	değer	dearness n.
33	General	değer	worthiness n.
34	General	değer	premium n.
35	General	değer	desert n.
36	General	değer	weight n.
37	General	değer	regard n.
38	General	değer	valure n.
39	General	değer	worthwhileness n.
40	General	değer	meaning n.
41	General	değer	meed [obsolete] n.
42	General	değer	honor n.
43	General	değer	honour n.
44	General	değer	mountenance n.
45	General	değer	mountenaunce n.
46	General	değer	heft n.
47	General	değer	importance [obsolete] n.
48	General	değer	condignity [obsolete] n.
49	General	değer	consequence [obsolete] n.
50	General	değer	considerableness n.
51	General	değer	feck [obsolete] n.
52	General	değer	price tag n.
53	General	değer	signality n.
54	General	değer	precious adj.
55	General	değer	worthy adj.
56	General	değer	value-wise adj.
Colloquial
57	Colloquial	değer	hang n.
Trade/Economic
58	Trade/Economic	değer	esteem n.
59	Trade/Economic	değer	nominal n.
60	Trade/Economic	değer	quotation n.
61	Trade/Economic	değer	worthy n.
62	Trade/Economic	değer	valuta n.
63	Trade/Economic	değer	mise n.
Technical
64	Technical	değer	valence n.
65	Technical	değer	reading n.
Math
66	Math	değer	evaluation n.
Abbreviation
67	Abbreviation	değer	amt n.
Archaic
68	Archaic	değer	tanti adj.

Significados de "değer" con otros términos en diccionario inglés turco: 500 resultado(s)

	Categoría	Turco	Inglés
Common Usage
1	Common Usage	değer biçme	valuation n.
Valuation is not always objective. Değer biçme her zaman objektif değildir. More Sentences
2	Common Usage	değer vermek	value v.
We listen to our employees and value their input in all matters. Çalışanlarımızı dinler ve her konuda onların görüşlerine değer veririz. More Sentences
3	Common Usage	değer biçmek	appraise v.
Tom had the painting appraised by an expert before he bought it. Tom tabloyu satın almadan önce bir uzmana değer biçtirdi. More Sentences
4	Common Usage	değer biçmek	value v.
We asked to get our car valued. Arabamıza değer biçilmesini istedik. More Sentences
5	Common Usage	dikkate değer	significant adj.
On this opportunity, I want to reemphasize that these projects are significant in all respects. Bu vesileyle bu projelerin her açıdan dikkate değer olduğunu tekrar vurgulamak istiyorum. More Sentences
6	Common Usage	kayda değer	significant adj.
Nevertheless, we have failed to make significant progress on rail transport. Bununla birlikte, demiryolu taşımacılığı konusunda kayda değer bir ilerleme sağlayamadık. More Sentences
7	Common Usage	dikkate değer	notable adj.
Its presence, both here in the Chamber and in the committees, has been very notable and much appreciated. Hem burada hem de komitelerdeki varlığı çok dikkate değer ve takdire şayan olmuştur. More Sentences
8	Common Usage	dikkate değer	remarkable adj.
He has shown a remarkable capacity to adapt in changing his priorities. Önceliklerini değiştirme konusunda dikkate değer bir uyum kapasitesi göstermiştir. More Sentences
General
9	General	toplam değer	total value n.
The total value of these projects is a massive EUR 66.6 billion. Bu projelerin toplam değeri 66.6 milyar Euro gibi devasa bir rakamdır. More Sentences
10	General	sınır değer	limit value n.
Existing limit values for nitrogen dioxide and lead were not exceeded. Azot dioksit ve kurşun için mevcut sınır değerler aşılmamıştır. More Sentences
11	General	eşik değer	threshold n.
Secondly, thresholds must be workable and enforceable. İkinci olarak eşik değerler uygulanabilir ve icra edilebilir olmalıdır. More Sentences
12	General	kültürel değer	cultural value n.
Respect for other cultural values is of course very much worth striving for. Diğer kültürel değerlere saygı duymak elbette ki uğrunda çaba göstermeye değer bir husustur. More Sentences
13	General	gerçek değer	real value n.
These will tell us the real value of the work that we are doing and that we are asking others to do. Bunlar bize yaptığımız ve başkalarından yapmalarını istediğimiz işin gerçek değerini söyleyecektir. More Sentences
14	General	görülmeye değer yerler	sights n.
Most students do the sights of Kyoto on their school excursion. Çoğu öğrenci, okul gezilerinde Kyoto'nun görülmeye değer yerlerini geziyor. More Sentences
15	General	katma değer	value added n.
A second step must then be to increase value added through exports. İkinci adım ise ihracat yoluyla katma değeri artırmak olmalıdır. More Sentences
16	General	değer biçme	valuing n.
He is experienced in valuing antiques. Antikalara değer biçme konusunda tecrübeli. More Sentences
17	General	temel değer	basic value n.
The EU and the United States share the same basic values. AB ve Amerika Birleşik Devletleri aynı temel değerleri paylaşmaktadır. More Sentences
18	General	nominal değer	nominal value n.
As the presidency has pointed out, slower growth will affect the nominal value of budgetary positions. Cumhurbaşkanlığının da belirttiği gibi daha yavaş büyüme bütçe pozisyonlarının nominal değerini etkileyecektir. More Sentences
19	General	katma değer vergisi	value-added tax n.
Just think of the example of the collection of value-added tax. Sadece katma değer vergisi tahsilatı örneğini düşünün. More Sentences
20	General	etik değer	ethical value n.
We all agree that the principle of voluntary, non-remunerated blood donation is of a very high ethical value. Gönüllü ve karşılıksız kan bağışı ilkesinin çok yüksek bir etik değere sahip olduğu konusunda hepimiz hemfikiriz. More Sentences
21	General	ortak değer	shared value n.
We have shared values and interests. Ortak değerlerimiz ve ilgi alanlarımız var. More Sentences
22	General	en iyi değer	best value n.
But the best value can never be based on purely financial criteria. Ancak en iyi değer hiçbir zaman yalnızca mali kriterlere dayandırılamaz. More Sentences
23	General	edebi değer	literary value n.
But you really succeeded in presenting something of high literary value with this first report on externalisation. Ama dışsallaştırma konusundaki bu ilk raporunuzla gerçekten edebi değeri yüksek bir şey sunmayı başardınız. More Sentences
24	General	(mat.) değer	value n.
In this equation, X has the value 15. Bu denklemde X'in değeri 15'tir. More Sentences
25	General	değer kaybetmek	depreciate v.
When a currency depreciates, that has an inflationary effect on the economy of the country of the currency. Bir para birimi değer kaybettiğinde, bu durum para biriminin ait olduğu ülkenin ekonomisi üzerinde enflasyonist bir etki yaratır. More Sentences
26	General	değer katmak	add value v.
So what does the report recommend that is different, that adds value to this very long-running debate? Peki, rapor bu uzun soluklu tartışmaya değer katan, farklı olan ne öneriyor? More Sentences
27	General	değer kazanmak	appreciate v.
The yen appreciated 10 percent against the dollar. Yen dolar karşısında yüzde 10 değer kazandı. More Sentences
28	General	değer vermek	treasure v.
This is the pot he treasures most of all. Bu onun en çok değer verdiği saksı. More Sentences
29	General	değer vermek	appreciate v.
I really appreciate it. Buna gerçekten değer veriyorum. More Sentences
30	General	değer vermek	esteem v.
He esteems the professor highly. O, profesöre oldukça değer veriyor. More Sentences
31	General	değer vermek	prize v.
Lebanon is rightly prized for the entrepreneurial skills of its work force. Lübnan, iş gücünün girişimcilik becerilerine haklı olarak değer vermektedir. More Sentences
32	General	değer vermek	cherish v.
So long as we are among humans, let us cherish humanity. İnsanlar arasında olduğumuz sürece, insanlığa değer verelim. More Sentences
33	General	düşmek (değer)	slip v.
This will enable us to prevent the percentage of women Members in the European Parliament slipping even further. Bu sayede Avrupa Parlamentosundaki kadın üye oranının daha da düşmesini engelleyebileceğiz. More Sentences
34	General	değer biçmek	value v.
You should set a high value on every man's life. Tüm insanların hayatına yüksek bir değer biçmelisiniz. More Sentences
35	General	değer sağlamak	provide value v.
They provide value for money. Onlar para için değer sağlarlar. More Sentences
36	General	katma değer sağlamak	provide added value v.
They also often provide added value for consumers, users, public authorities and all those being addressed. Ayrıca genellikle tüketiciler, kullanıcılar, kamu yetkilileri ve hitap edilen herkes için katma değer sağlarlar. More Sentences
37	General	katma değer sağlamak	add value v.
Only where clear-cut, cross-border issues arise can European legislation offer added value. Avrupa mevzuatı ancak net ve sınır ötesi meselelerin ortaya çıktığı durumlarda katma değer sağlayabilir. More Sentences
38	General	değer görmek	rate v.
The small fire didn’t rate a mention in the newspaper. Ufak çaplı yangın, gazetelerde sözü edilmeye değer görülmemişti. More Sentences
Common Usage
39	Common Usage	manevi değer	sentimental value n.
40	Common Usage	uç değer	outlier n.
41	Common Usage	yeterince değer vermemek	underrate v.
42	Common Usage	değer biçmek	assess v.
43	Common Usage	varsayılan değer	default value n.
General
44	General	değer biçici	taxer n.
45	General	görülmeye değer şey	vision n.
46	General	tepe değer	mode n.
47	General	görülmeye değer sahne	tableaux n.
48	General	sonsuz küçük değer	infinitesimal n.
49	General	kişilere rütbesine göre değer vermeyen kimse	no respecter of persons n.
50	General	görmeye değer manzara	scenic area n.
51	General	itibari değer	par n.
52	General	değer verme	dignification n.
53	General	değer payı	premium n.
54	General	değer kaybı	decrease in value n.
55	General	ekonomik ve toplumsal katma değer	added value n.
56	General	sınır değer problemleri	boundary value problems n.
57	General	sabit değer	fixed asset n.
58	General	değer yargısı	standard of judgment n.
59	General	yeniden değer belirleme	revaluation n.
60	General	ahlaki değer	standard n.
61	General	değer teorileri	value theories n.
62	General	değer önermesi	value proposition n.
63	General	uç değer teorisi	extreme value theory n.
64	General	övgüye değer olma	laudability n.
65	General	dinsel değer	religious value n.
66	General	değer biçme	appraisal n.
67	General	değer segmenti	value segment n.
68	General	besleyici değer	sustenance n.
69	General	ithalat ve ihracat arasındaki değer farkı	balance of trade n.
70	General	değer biçen kimse	valuer n.
71	General	gerçek değer	substantiality n.
72	General	değer biçen kimse	appraiser n.
73	General	ara değer hesabı	interpolation n.
74	General	değer birimi	denomination n.
75	General	yeni değer yaratma özelliği	additionality n.
76	General	yeniden değer biçme	revaluation n.
77	General	okunmaya değer olma	readability n.
78	General	en yüksek değer	maximum value n.
79	General	manevi değer	intangible n.
80	General	nominal değer	nominal par n.
81	General	ön değer	face value n.
82	General	hatırlanmaya değer şeyler	memorabilia n.
83	General	geleneksel değer	traditional value n.
84	General	itibari değer	nominal par n.
85	General	algılanan değer	perceived value n.
86	General	değer biçme	measuring n.
87	General	anmaya değer	notableness n.
88	General	öz değer	eigenvalue n.
89	General	en küçük değer	minimal value n.
90	General	değer azalması	depreciation n.
91	General	ısıl değer	heat of combustion n.
92	General	dinsel değer	relgious value n.
93	General	değer biçme	estimate n.
94	General	dış değer bulma	extrapolation n.
95	General	kuramsal değer	theoretical amount n.
96	General	dikkate değer	notableness n.
97	General	felsefi değer	philosophical value n.
98	General	değer ve inançlar sistemi	ethos n.
99	General	artı değer	plus value n.
100	General	takdire değer olma	admirableness n.
101	General	orta değer	mid range n.
102	General	nominal değer	denomination n.
103	General	minimum değer	minimum n.
104	General	değer artışı	appreciation n.
105	General	ortalama değer teoremi	mean value theorem n.
106	General	değer biçen kimse	assessor n.
107	General	tipik değer (istatistik)	mode n.
108	General	değer yükseltimi	revaluation n.
109	General	değer tahmini	evaluation n.
110	General	değer biçme	evaluation n.
111	General	yerel en büyük değer	local maximum value n.
112	General	net değer	equity n.
113	General	değer biçici	appraiser n.
114	General	değer biçme	appraisement n.
115	General	karakteristik değer	latent value n.
116	General	görülmeye değer parça	showpiece n.
117	General	göstermeye değer parça	showpiece n.
118	General	az değer biçme	underestimation n.
119	General	gürülmeye değer şey	sight n.
120	General	yeniden değer biçme	reappraisal n.
121	General	sübjektif değer	subjective value n.
122	General	şimdiki değer	present value n.
123	General	değer mühendisliği	value engineering n.
124	General	gelecek değer	future value n.
125	General	sabit değer	constant value n.
126	General	her bir değer	each value n.
127	General	yüzde değer	percent value n.
128	General	ek değer	additional value n.
129	General	değer biçme	appraising n.
130	General	toplumsal değer	social value n.
131	General	değer bilen	appreciator n.
132	General	değer biçen kimse	appreciator n.
133	General	salt değer	absolute value n.
134	General	değer tahmini	value assumption n.
135	General	sıfır değer	zero value n.
136	General	artı değer	added value n.
137	General	değer biçen kimse	estimator n.
138	General	net değer	net value n.
139	General	gerçek değer	net value n.
140	General	düşük değer	low value n.
141	General	milli değer	national value n.
142	General	üzerinde anlaşmaya varılmış değer	agreed value n.
143	General	üzerinde anlaşmaya varılmış değer	settled value n.
144	General	üzerinde anlaşmaya varılmış değer	the value agreed upon n.
145	General	görünür değer	face value n.
146	General	üzerinde yazılı değer	face value n.
147	General	dış görünüşe göre değer	face value n.
148	General	saygıya ve değer verilmeye layık	salt of the earth n.
149	General	kabul edilebilir değer	allowable value n.
150	General	ortalama değer	average value n.
151	General	turistik değer	touristic value n.
152	General	teknik değer	technical value n.
153	General	değer düşürümü	devaluation n.
154	General	üzerinde anlaşmaya varılmış değer	agreed-upon value n.
155	General	katma değer	added-value n.
156	General	ek değer	added-value n.
157	General	yarı değer kalınlığı	half-value thickness n.
158	General	yarı değer kalınlığı	half-value layer n.
159	General	havadaki ısı ve nemliliğin birleşik etkisinin yol açtığı rahatsızlığın ölçüsünü veren değer	temperature-humidity index n.
160	General	katma değer	value-added n.
161	General	sınır değer	extreme value n.
162	General	uç değer	extreme value n.
163	General	düşüncel değer	ideal value n.
164	General	değişmez değer	invariant n.
165	General	bir yemekteki besleyici değer veya lezzet	goodness n.
166	General	paranın değer kaybetmesi	currency depreciation n.
167	General	nitelik hesaplanarak saptanan değer	appraisal value n.
168	General	karakteristik değer	proper value n.
169	General	geçer değer	quotation n.
170	General	öznel değer	subjective value n.
171	General	biçilen değer	valuation n.
172	General	dikkate değer değişiklik	noticeable change n.
173	General	tarihi değer	historical asset n.
174	General	günlük değer	daily value n.
175	General	sanatsal değer	artistic value n.
176	General	değer zinciri	value chain n.
177	General	etik değer	ethic value n.
178	General	görülmeye değer yer	place of interest n.
179	General	eksi değer	negative/minus value n.
180	General	en alt/düşük değer	lowest value n.
181	General	görülmeye değer parça	pièce de résistance n.
182	General	görülmeye değer parça	collector's item n.
183	General	ahlaki değer	moral value n.
184	General	değer yüklemeli kart	stored value card n.
185	General	mevcut değer	going rate n.
186	General	evrensel değer	universal value n.
187	General	temel değer ve ilkeler	basic values and principles n.
188	General	en çok tekrarlanan değer	most repeated value n.
189	General	tarihi değer	historical value n.
190	General	kayda değer/hatırı sayılır/önemli gelişme	considerable development n.
191	General	duygusal değer	sentimental value n.
192	General	güzelliğe çok değer veren kimse	aesthete n.
193	General	değer farkı	differential n.
194	General	değer biçmek	apprize n.
195	General	değer biçme	vigor n.
196	General	atanmış değer	assigned value n.
197	General	kayda değer bir büyüme	a considerable growth n.
198	General	değer biçen fikir	evaluative idea n.
199	General	yaygın şekilde paylaşılan ortak bir değer	a commonly shared value n.
200	General	uyumlu değer	fitted value n.
201	General	kişisel değer	personal value n.
202	General	başkalarının fikirlerini önemseyen ve başkalarının değer yargılarına göre yaşayan kişi	perceptionist n.
203	General	kaynak değer	resource value n.
204	General	içsel değer kavramı	the concept of intrinsic value n.
205	General	kayda değer artış	considerable increase n.
206	General	kayda değer artış	substantial increase n.
207	General	kayıp değer	missing value n.
208	General	yenilikten gelen değer	value from innovation n.
209	General	zardaki en düşük değer	ambsace n.
210	General	bileşik değer	composite value n.
211	General	gençlerin eylemleri ya da etkilerinden doğan, kayda değer kültürel, politik ya da sosyal değişim	youthquake n.
212	General	ne olursa olsun kazanmaya değer yaklaşımı	win-at-all-costs attitude n.
213	General	kayda değer etki	appreciable effect n.
214	General	takdire değer olma	admirability n.
215	General	görülmeye değer sahne	tableau n.
216	General	değer biçme	reckoning n.
217	General	yeniden değer biçen kimse	reappraiser n.
218	General	övgüye değer şey	recommendative [obsolete] n.
219	General	değer düşüren kimse	cheapener n.
220	General	değer veren kimse	cherisher n.
221	General	değer verme	cherishment n.
222	General	kayda değer olmayan hikaye	nonstory n.
223	General	kayda değer olmama	notelessness n.
224	General	dikkate değer şey	remark [obsolete] n.
225	General	teşekküre değer olma	thank [obsolete] n.
226	General	harcanan emek süresiyle ölçülen değer	time value n.
227	General	değer biçme	apprizal n.
228	General	yaklaşık değer	approximate range n.
229	General	yaklaşık değer	ballpark n.
230	General	düşük değer biçme	underevaluation n.
231	General	gerçek değerinden az değer verme	underrating n.
232	General	az değer biçme	underrating n.
233	General	gerçek değerinden az değer veren kimse	undervaluer n.
234	General	az değer biçen kimse	undervaluer n.
235	General	değer katan şey	enrichment n.
236	General	değer veren kimse	esteemer n.
237	General	değer bilmez olma	unthankfulness n.
238	General	değer kaydı	extent [uk] n.
239	General	değer biçme davası	extent [uk] n.
240	General	başkalarının gözündeki değer	face n.
241	General	değer biçen kimse	valuator n.
242	General	görülmeye değer bir yeri ziyaret etme	visitation n.
243	General	dikkate değer başarı	mastery [obsolete] n.
244	General	çok az bir değer veya önem artışı	mantissa [obsolete] n.
245	General	alıntılanmaya değer olma	quotability n.
246	General	üzülmeye değer olma	woe worth n.
247	General	acıya değer olma	woe worth n.
248	General	ulaşılabilen en büyük değer	max n.
249	General	tarihi olaylarla, kültürle ve eğlence dünyası ile bağları sebebiyle değer gören nesneler	memorabilia n.
250	General	üstün değer	merit n.
251	General	temel bir para biriminin binde birine eşit değer	millieme n.
252	General	harcanan zamanın karşılığı olan değer	worthwhileness n.
253	General	harcanan emeğin karşılığı olan değer	worthwhileness n.
254	General	kınanmaya değer olma	heinousness n.
255	General	en fırsatçı, hoş veya dikkate değer özellik	hell n.
256	General	başına eksi işareti gelen değer	minus n.
257	General	negatif değer katan şey	minus n.
258	General	dikkate değer başarı	hole in one n.
259	General	dikkate değer başarı	hole-in-one n.
260	General	taklit etmeye değer şey	mirror n.
261	General	eski bir doğu türkistan değer birimi	miskal n.
262	General	eski bir doğu türkistan değer birimi	miscal n.
263	General	eski bir doğu türkistan değer birimi	mithkal n.
264	General	açık artırmaya çıkacak ürünlere değer biçip bunları satılabilir paylara bölen kimse	lotter n.
265	General	değer verilen kimse	lovee n.
266	General	sevilmeye değer kimse	loveworthy n.
267	General	insanların şiir, sanat veya tiyatro gibi sembolizm araçlarıyla ifade edilen geçmiş tecrübelerine dair temel gerçeklikleri ve kavrayışları anlamlandırma ve bunlara değer atfetme biçimi	mythoi n.
268	General	bir topluluğun değer yapıları ile geçmiş tecrübeleri arasında yer alan ve genellikle sanat aracılığıyla ifade bulan ilişki	mythus n.
269	General	olağanüstülüğü nedeniyle dikkate değer şey	must n.
270	General	değer düşmesi	degradation n.
271	General	değer kaybı	degradation n.
272	General	değer derecesi	grade n.
273	General	(cevher, mineral) nispi değer	grade n.
274	General	yaşı ve tarihsel önemi nedeniyle değer verilen bina veya kurum	grande dame n.
275	General	değer biçilebilir olma	gravity n.
276	General	aşırı değer	overbalance n.
277	General	değer fazlası	overbalance n.
278	General	fazla değer	overmeasure n.
279	General	aşırı değer	overrate n.
280	General	fazla değer	overvalue n.
281	General	taklit etmeye değer olma	imitableness n.
282	General	(değer artırma amacıyla) tadilat yapma	improvement n.
283	General	belirli bir araziye değer kazandıran yapı	improvement n.
284	General	belirli bir araziye değer kazandıran bina	improvement n.
285	General	edebi pasajların, telkin edici alıntıların, akla gelen düşüncelerin ve hatırlanmaya değer şeylerin bulunduğu defter	commonplace [obsolete] n.
286	General	negatif değer	disvalue n.
287	General	olumsuz değer	disvalue n.
288	General	edebiyatta öncelikle eğitici içeriğe değer verme	didacticism n.
289	General	sosyal veya profesyonel değer seviyesi	drawer n.
290	General	dikkate değer miktar	packet n.
291	General	kayda değer başarı	piece of work n.
292	General	zihinsel ve ruhsal değer arayışı	pilgrimage n.
293	General	kafa yormaya değer şey	ponderable n.
294	General	dikkate değer şey	considerable [obsolete] n.
295	General	kayda değer kapsam	considerable n.
296	General	dikkate değer olma	considerableness n.
297	General	kayda değer olay	page n.
298	General	(gerilim veya akım) çevrimdeki maksimum değer	peak n.
299	General	(gerilim veya akım) pik değer	peak n.
300	General	potansiyel değer	possibility n.
301	General	ileriye dönük değer	possibility n.
302	General	değer gören şey	coinage n.
303	General	dikkate değer miktar	fistful n.
304	General	değer biçen kimse	priser [obsolete] n.
305	General	değer biçme	praisement [obsolete] n.
306	General	değer biçen kimse	praiser [obsolete] n.
307	General	övülmeye değer olma	praisworthiness n.
308	General	büyük değer	premium n.
309	General	tavan değer	roof n.
310	General	belirli bir ölçeğe göre olan değer	scale value n.
311	General	bir dolara denk değer birimi	scudo n.
312	General	dikkate değer olma	signality n.
313	General	geçici değer kaybı	sinking spell n.
314	General	değer sayım	paradigm n.
315	General	yalancı eş değer	false friend n.
316	General	bir kunduz derisine denk eski bir değer birimi	skin n.
317	General	değer yitimi	slip n.
318	General	değer yitimi	slippage n.
319	General	dikkate değer kimse	snifter [australia] n.
320	General	öz değer	self-worth n.
321	General	öz değer	self-esteem n.
322	General	(ironik olarak) dikkate değer olma	beauty n.
323	General	değer biçme	stock n.
324	General	bahse değer olmayan şey	such and such n.
325	General	değer vermek	have a high opinion of v.
326	General	değer biçmek	judge v.
327	General	fazla değer biçmek	overvalue v.
328	General	az değer biçmek	underprice v.
329	General	dış değer bulmak	extrapolate v.
330	General	değer biçmek	set by v.
331	General	manevi değer kazandırmak	spiritualize v.
332	General	birine fazla değer vermek	put someone on a pedestal v.
333	General	değer vermemek	think little of v.
334	General	değer vermek	dignify v.
335	General	değer biçmek	appreciate v.
336	General	fazla değer vermek	overrate v.
337	General	yeniden değer biçmek	revalue v.
338	General	yeniden değer biçtirmek	revalue v.
339	General	birine fazla değer vermek	set someone on a pedestal v.
340	General	değer katmak	enrich v.
341	General	fazla değer vermek	over estimate v.
342	General	artırmak (değer, fiyat vb'ni)	enhance v.
343	General	değer biçmek	prize v.
344	General	değer biçmek	appraise v.
345	General	değer biçmek	evaluate v.
346	General	gerçek değerinden az değer vermek	undervalue v.
347	General	değer biçmek	rate v.
348	General	bahsetmeye değer	speak of v.
349	General	değer biçmek	estimate v.
350	General	değer biçmek	size up v.
351	General	değer biçmek	put down v.
352	General	az değer biçmek	underestimate v.
353	General	gereğinden az değer vermek	underrate v.
354	General	gerçek değerinden az değer vermek	underrate v.
355	General	değer taşımak	carry value v.
356	General	değer verilmek	be esteemed v.
357	General	değer verilmek	be valued v.
358	General	değer bilmemek	not to recognize the value of (someone/something) v.
359	General	değer bilmek	appreciate the value of v.
360	General	değer bilmemek	not to appreciate v.
361	General	değer anlamamak	not to recognize the value of (someone/something) v.
362	General	değer verilmek	be appreciated v.
363	General	değer yaratmak	create value v.
364	General	değer atfetmek	attribute value to v.
365	General	değer yitirmek	lose value v.
366	General	değer bulmak	find one's value v.
367	General	değer görmek	see value v.
368	General	değer kazandırmak	add value v.
369	General	değer verilmek	be respected v.
370	General	değer anlamamak	not to appreciate v.
371	General	kredi vermeye değer bulunmak	be creditworthy v.
372	General	kredi vermeye değer bulunmak	be worthy of credit v.
373	General	kredi vermeye değer bulunmak	be deemed suitable for credit v.
374	General	değer bulunmak	deemed suitable v.
375	General	kredi vermeye değer bulunmak	be considered creditworthy v.
376	General	değer vermemek	not to appreciate v.
377	General	değer vermemek	not to value v.
378	General	yanlış değer biçmek	misvalue v.
379	General	övgüye değer bulmak	regard as commendable v.
380	General	övgüye değer bulmak	find praiseworthy v.
381	General	övgüye değer bulmak	consider commendable v.
382	General	övgüye değer olmak	be praiseworthy v.
383	General	övgüye değer bulmak	find commendable v.
384	General	tekrar değer biçmek	reappraise v.
385	General	değer vermek	assign v.
386	General	değer tespit etmek	make an appraisal v.
387	General	değer tespit etmek	appraise v.
388	General	değer biçmek	price v.
389	General	masrafa değer olmak	be worth the expense v.
390	General	masraf yapmaya değer olmak	be worth the expense v.
391	General	kredi vermeye değer bulunmak	be considered credit-worthy v.
392	General	kredi vermeye değer bulunmak	be deemed worthy of credit v.
393	General	kredi vermeye değer bulunmak	be credit-worthy v.
394	General	-e çok değer vermek	prize v.
395	General	-e bir değer biçmek	put something on v.
396	General	-e değer vermemek	think little of v.
397	General	-e değer vermemek	think nothing of v.
398	General	olduğundan fazla değer biçmek	overestimate v.
399	General	çok değer vermek	prize v.
400	General	değer kaybetmek	suffer v.
401	General	çok değer vermek	esteem very highly v.
402	General	haber yapılmaya değer olmak	be newsworthy v.
403	General	çok fazla değer biçmek	price out of the market v.
404	General	değer kaybetmek	cheapen v.
405	General	değer kaybetmek	decrease in value v.
406	General	değer kaybetmek	lose in value v.
407	General	bulunulan yerdeki görülmeye değer yerleri görmek üzere gezmek	sightsee v.
408	General	değer kazanmak	increase in value v.
409	General	değer kazanmak	rise in value v.
410	General	değer kazanmak	raise in value v.
411	General	değer kazanmak	gain value v.
412	General	sözüne değer vermek	value someone's words/opinion v.
413	General	%1 değer kaybetmek/yitirmek	fall by 1.0 percent v.
414	General	bir şeye çok değer vermek	value something greatly v.
415	General	bir şeye çok değer vermek	hold something dear v.
416	General	değer kaybetmek	lose value v.
417	General	bir şeye değer kazandırmak	make something valuable v.
418	General	değişkenlere değer atamak	assign values to variables v.
419	General	değişkene değer atamak	assign value to a variable v.
420	General	değişkene bir değer atamak	assign a value to a variable v.
421	General	vazoya bir milyon dolar değer biçmek	value the vase at one million dollars v.
422	General	tekrar değer biçmek	reestimate v.
423	General	haberi yayınlamaya değer bulmak	find it newsworthy v.
424	General	manevi değer kazandırmak	spiritualise v.
425	General	değer olarak artmak	increase in value v.
426	General	katma değer yaratmak	create added value v.
427	General	yetersiz/eksik değer vermek	underappreciate v.
428	General	değer vermek	attach weight to v.
429	General	değer biçmek	affeer v.
430	General	değer biçmek	reckon v.
431	General	(eseri) gelecek nesiller için değer taşıyacak şekilde anıtlaştırmak	celebrate v.
432	General	ince ayrıntılara değer vererek davranmak	nuance v.
433	General	değer vermek	account of v.
434	General	az değer biçmek	set light by v.
435	General	değer biçmek	account of v.
436	General	değer vermek	make account of v.
437	General	değer biçmek	valuate v.
438	General	değer belirlemek	valuate v.
439	General	gerçek değerinden az değer vermek	underpoise v.
440	General	hak ettiğinden az değer biçmek	underpoise v.
441	General	yeterince değer vermemek	underreckon v.
442	General	az değer vermek	underreckon v.
443	General	gereğinden az değer vermek	underreckon v.
444	General	gerçek değerinden az değer vermek	underween v.
445	General	az değer biçmek	underween v.
446	General	değer biçmek	hold v.
447	General	eşit değer vermek	equivalue v.
448	General	değer biçmek	esteem [obsolete] v.
449	General	(değer) takdir etmek	measure v.
450	General	değer biçmek	mete v.
451	General	değer vermek	worthy v.
452	General	yanlış değer biçmek	misrate v.
453	General	yanlış değer biçmek	misween [obsolete] v.
454	General	maddi değer biçmek	monetise v.
455	General	birbirine değer vermek	care for each other v.
456	General	değer vermek	give v.
457	General	farklı değer birimine çevirmek	denominate v.
458	General	değer biçmek	depose v.
459	General	değer katmak	munificate v.
460	General	aşırı sık değer biçmek	overassess v.
461	General	çok fazla değer vermek	overhold v.
462	General	aşırı yüksek değer biçmek	overhold v.
463	General	fazla değer biçmek	overprize v.
464	General	ederinden fazla değer biçmek	overreckon v.
465	General	olduğundan fazla değer biçmek	overreckon v.
466	General	yaklaşık değer vermek	round v.
467	General	değer kaybetmek	imbase [obsolete] v.
468	General	karşılaştırılmaya değer olmak	compare v.
469	General	değer katmak	diamondize v.
470	General	değer katmak	diamondise v.
471	General	gerçek değerinden az değer vermek	disprize [obsolete] v.
472	General	gerçek değerinden az değer vermek	disprise [obsolete] v.
473	General	değer kazanmak	distinguish v.
474	General	eş değer tutmak	par v.
475	General	değer vermek	inshrine v.
476	General	(bir şeyin) üzerinde değer artışı yaratmak	panic v.
477	General	değer vermek	play (up) v.
478	General	değer vermek	play (down) v.
479	General	az değer vermek	disappreciate v.
480	General	aşırı değer vermek	fetishize v.
481	General	aşırı değer vermek	fetishise v.
482	General	önceden değer biçmek	foreprize v.
483	General	daha fazla değer vermek	outprize v.
484	General	ederinden fazla değer vermek	outprize v.
485	General	gerçek değerinin ötesinde değer biçmek	outprize v.
486	General	değer vermek	praise [obsolete] v.
487	General	değer biçmek	set v.
488	General	değer vermek	foster v.
489	General	önceden değer vermek	prevalue v.
490	General	yüksek değer biçmek	price [obsolete] v.
491	General	değer vermek	solemnize [us] v.
492	General	değer vermek	solemnise [uk] v.
493	General	(pula) değer sembolü eklemek	surcharge v.
494	General	kayda değer	fair adj.
495	General	okumaya değer	readable adj.
496	General	sıkıntıya girmeye değer	worthwhile adj.
497	General	görülmeye değer	worthseeing adj.
498	General	dikkate değer	bodacious adj.
499	General	yüceltilmeye değer	glorious adj.
500	General	görülmeye değer	fit to be seen adj.