Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | clearly adv. | açık bir biçimde | ||
The professor briefly and clearly described the topic of his study. Profesör, çalışmasının konusunu kısa ve açık bir biçimde anlattı. More Sentences |
||||
Common Usage | clearly adv. | açıkça | ||
It is clearly defined and we have no problem technically or politically on that score. Açıkça tanımlanmıştır ve bu konuda teknik ya da siyasi açıdan hiçbir sorunumuz yoktur. More Sentences |
||||
General | ||||
General | clearly adv. | anlaşılır biçimde | ||
Speak clearly so that everyone may hear you. Anlaşılır biçimde konuşun ki herkes sizi duyabilsin. More Sentences |
||||
General | clearly adv. | açıkça | ||
And now I will mention those proposals with which we clearly disagree. Şimdi de açıkça katılmadığımız önerilerden bahsedeceğim. More Sentences |
||||
General | clearly adv. | şüphesiz | ||
Wilson clearly had the best chance to win. Wilson kazanmak için şüphesiz en iyi şansa sahipti. More Sentences |
||||
General | clearly adv. | düpedüz | ||
That would clearly be foolish. Bu düpedüz aptallık olurdu. More Sentences |
||||
General | clearly adv. | net bir şekilde | ||
We have to look clearly at our policy in the Middle East and elsewhere. Ortadoğu'daki ve diğer yerlerdeki politikamıza net bir şekilde bakmalıyız. More Sentences |
||||
Colloquial | ||||
Colloquial | clearly adv. | açıkça görülüyor ki | ||
Clearly, it has achieved its objective. Açıkça görülüyor ki amacına ulaşmıştır. More Sentences |
||||
Colloquial | clearly expr. | belli ki | ||
The stable door had clearly not been locked. Belli ki gereken önlem alınmamıştı. More Sentences |
||||
General | ||||
General | clearly adv. | ayan beyan | ||
General | clearly adv. | açık açık | ||
General | clearly adv. | apaçık | ||
General | clearly adv. | açık seçik | ||
General | clearly adv. | açıklıkla | ||
General | clearly adv. | açık bir biçimde | ||
General | clearly adv. | mantıklı bir biçimde |