Inglés | Turco | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | clarity n. | berraklık | ||
Water clarity is fairly good. Su berraklığı oldukça iyidir. More Sentences |
||||
Common Usage | clarity n. | açıklık | ||
The proposal further helps to streamline cumbersome procedures and to bring about clarity and legal security. Bu teklif ayrıca hantal prosedürlerin kolaylaştırılmasına, açıklık ve yasal güvenliğin sağlanmasına yardımcı olmaktadır. More Sentences |
||||
Textile | ||||
Textile | clarity n. | açıklık | ||
Consumer protection requires guarantees, clarity, simplicity and, above all, therefore, transparency. Tüketicinin korunması garantiler, açıklık, basitlik ve hepsinden önemlisi şeffaflık gerektirir. More Sentences |
||||
Textile | clarity n. | netlik | ||
Now, what that suggests is a certain conceptual lack of clarity. Bu da kavramsal bir netlik eksikliğine işaret ediyor. More Sentences |
||||
General | ||||
General | clarity n. | belirginlik | ||
General | clarity n. | duruluk | ||
General | clarity n. | sarahat | ||
General | clarity n. | anlaşılırlık | ||
General | clarity n. | vuzuh | ||
General | clarity n. | belginlik | ||
General | clarity n. | açık seçiklik |