clarity - Turkish English Dictionary

clarity

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "clarity" in Turkish English Dictionary : 11 result(s)

English Turkish
Common Usage
clarity n. berraklık
Water clarity is fairly good.
Su berraklığı oldukça iyidir.

More Sentences
clarity n. açıklık
The proposal further helps to streamline cumbersome procedures and to bring about clarity and legal security.
Bu teklif ayrıca hantal prosedürlerin kolaylaştırılmasına, açıklık ve yasal güvenliğin sağlanmasına yardımcı olmaktadır.

More Sentences
Textile
clarity n. açıklık
Consumer protection requires guarantees, clarity, simplicity and, above all, therefore, transparency.
Tüketicinin korunması garantiler, açıklık, basitlik ve hepsinden önemlisi şeffaflık gerektirir.

More Sentences
clarity n. netlik
Now, what that suggests is a certain conceptual lack of clarity.
Bu da kavramsal bir netlik eksikliğine işaret ediyor.

More Sentences
General
clarity n. belirginlik
clarity n. duruluk
clarity n. sarahat
clarity n. anlaşılırlık
clarity n. vuzuh
clarity n. belginlik
clarity n. açık seçiklik

Meanings of "clarity" with other terms in English Turkish Dictionary : 30 result(s)

English Turkish
General
principle of clarity n. açıklık ilkesi
moral clarity n. ahlaki gerekçe
moral clarity n. ahlaki açıklık
principle of clarity and definiteness n. belirlilik ilkesi
clarity of vision n. görüş berraklığı
clarity of vision n. vizyon berraklığı/netliği
logical clarity n. mantıksal netlik
clarity [obsolete] n. parlaklık
clarity [obsolete] n. görkem
clarity [obsolete] n. pırıltı
for the sake of clarity adv. açık olsun diye
for the sake of clarity adv. anlaşılsın diye
for the sake of clarity adv. anlaşılabilirlik adına
Colloquial
get one’s clarity back v. zihin açıklığını tekrar kazanmak
Idioms
a moment of clarity n. her şeyin birden bire netleştiği an
Trade/Economic
principle of clarity n. açıklık ilkesi
Law
principle of clarity n. açıklık ilkesi
clarity and accuracy principle n. açıklık ve doğruluk prensibi
clarity and predictability n. açıklık ve öngörülebilirlik
principle of clarity n. vuzuhluk ilkesi
legal clarity n. hukuki belirlilik
legal clarity n. hukuki anlaşılırlık
legal clarity n. hukuki açıklık
Politics
clarity of the treaties n. kurucu anlaşmaların basitleştirilmesi
Technical
image clarity of anodic oxidation coatings n. anodik oksidasyon kaplamaların görüntü berraklığı
image clarity of anodic oxidation coating n. anodik oksidasyon kaplamanın görüntü netliği
optical clarity n. optik berraklık
Computer
visual clarity n. görsel netlik
Psychology
reduced clarity n. azalan netlik
Slang
post-nut clarity n. mastürbasyon sonrası gelen dinginlik ve aydınlanma hissi