zorlu

Meanings of "zorlu" in English Turkish Dictionary : 66 result(s)

	Category	Turkish	English
Common Usage
1	Common Usage	zorlu	tough adj.
Negotiations on a common European asylum policy are proving to be tough and difficult. Ortak bir Avrupa sığınma politikasına ilişkin müzakerelerin zorlu ve çetin geçtiği kanıtlanıyor. More Sentences
2	Common Usage	zorlu	formidable adj.
We face truly formidable challenges over the next few weeks and months in FYROM. FYROM'da önümüzdeki birkaç hafta ve ay boyunca gerçekten zorlu mücadelelerle karşı karşıya kalacağız. More Sentences
3	Common Usage	zorlu	difficult adj.
The most difficult negotiations conducted were without doubt those concerning the target for sustainable energy. Yürütülen en zorlu müzakereler şüphesiz sürdürülebilir enerji hedefiyle ilgili olanlardı. More Sentences
General
4	General	zorlu	formidable adj.
He would therefore combine very different responsibilities, leading to a formidable mix of styles. Dolayısıyla çok farklı sorumlulukları bir araya getirecek ve bu da zorlu bir tarz karışımına yol açacaktır. More Sentences
5	General	zorlu	challenging adj.
The year 2001 provided a particularly challenging environment for the monetary policy of the European Central Bank. 2001 yılı, Avrupa Merkez Bankası'nın para politikası için özellikle zorlu bir ortam sağlamıştır. More Sentences
6	General	zorlu	demanding adj.
This is demanding and labour-intensive work. Bu zorlu ve yoğun emek gerektiren bir çalışma. More Sentences
7	General	zorlu	arduous adj.
Mr Lamassoure's fine report is an important contribution by Parliament to the arduous process of attaining that goal. Sayın Lamassoure'nin bu güzel raporu, Parlamentonun bu hedefe ulaşma yolundaki zorlu sürece yaptığı önemli bir katkıdır. More Sentences
8	General	zorlu	testing adj.
We cannot be too careful at the moment, which is, admittedly, an extremely testing time. Kuşkusuz son derece zorlu bir dönemden geçtiğimiz şu günlerde çok dikkatli olamayız. More Sentences
9	General	zorlu	rough adj.
Every day he has to pass through the rough part of New York. Her gün New York'un zorlu bölgelerinden geçmek zorunda. More Sentences
10	General	zorlu	hard adv.
The months of negotiation ahead of us will be hard work. Önümüzde aylar sürecek müzakereler zorlu geçecek. More Sentences
Common Usage
11	Common Usage	zorlu	compelling adj.
General
12	General	zorlu	stubborn n.
13	General	zorlu	impetuous adj.
14	General	zorlu	grueling adj.
15	General	zorlu	stiff adj.
16	General	zorlu	powerful adj.
17	General	zorlu	sticky adj.
18	General	zorlu	sweaty adj.
19	General	zorlu	insuperable adj.
20	General	zorlu	keen adj.
21	General	zorlu	forcible adj.
22	General	zorlu	intractable adj.
23	General	zorlu	strong adj.
24	General	zorlu	stringent adj.
25	General	zorlu	thorny adj.
26	General	zorlu	mighty adj.
27	General	zorlu	influential adj.
28	General	zorlu	violent adj.
29	General	zorlu	striving adj.
30	General	zorlu	rugged adj.
31	General	zorlu	redoubtable adj.
32	General	zorlu	forceful adj.
33	General	zorlu	gruelling adj.
34	General	zorlu	extreme adj.
35	General	zorlu	wrenching adj.
36	General	zorlu	redoubted adj.
37	General	zorlu	taxing adj.
38	General	zorlu	thwart adj.
39	General	zorlu	trappy adj.
40	General	zorlu	tricksy adj.
41	General	zorlu	aukward adj.
42	General	zorlu	gnarly adj.
43	General	zorlu	knotted adj.
44	General	zorlu	hardball adj.
45	General	zorlu	hardhanded adj.
46	General	zorlu	hard-handed adj.
47	General	zorlu	hardnose adj.
48	General	zorlu	hefty adj.
49	General	zorlu	rum adj.
50	General	zorlu	impotent [obsolete] adj.
51	General	zorlu	difficile [obsolete] adj.
52	General	zorlu	doubtable adj.
53	General	zorlu	scraggy adj.
54	General	zorlu	scragly [dated] adj.
55	General	zorlu	smashmouth adj.
Colloquial
56	Colloquial	zorlu	narly adj.
57	Colloquial	zorlu	knarly adj.
58	Colloquial	zorlu	hard-nosed adj.
Idioms
59	Idioms	zorlu	plenty rugged adj.
60	Idioms	zorlu	like fighting snakes expr.
61	Idioms	zorlu	against the collar expr.
Archaic
62	Archaic	zorlu	untractable adj.
63	Archaic	zorlu	disobedient adj.
Slang
64	Slang	zorlu	ball-busting adj.
65	Slang	zorlu	rocky adj.
66	Slang	zorlu	hard-ass adj.

Meanings of "zorlu" with other terms in English Turkish Dictionary : 200 result(s)

	Category	Turkish	English
General
1	General	zorlu sınama	ordeal n.
Bob has to get through this ordeal on his own. Bob bu zorlu sınavı kendi başına atlatmak zorunda. More Sentences
2	General	zorlu oturum	marathon adj.
The team participated in a marathon brainstorming session. Ekip zorlu bir beyin fırtınası oturumuna katıldı. More Sentences
Common Usage
3	Common Usage	zorlu iş/görev	challenge n.
General
4	General	zorlu mücadele	uphill battle n.
5	General	zorlu ön hazırlık çalışması	spadework n.
6	General	zorlu görev	great task n.
7	General	uzun ve zorlu bir yolculuk	trek n.
8	General	zorlu görev	uphill battle n.
9	General	zorlu bir dönem	a difficult period n.
10	General	zorlu bir dönem	a hard period n.
11	General	zorlu bir süreç	a difficult period n.
12	General	zorlu bir süreç	a hard period n.
13	General	zorlu deneme	acid test n.
14	General	zorlu deneme	crucible n.
15	General	zorlu idareci	ramrod n.
16	General	zorlu alan	black spot n.
17	General	zorlu deneyim	wringer n.
18	General	oldukça zorlu deneyim	hell n.
19	General	zorlu koşullar altında kaçma	hijra n.
20	General	zorlu koşullar altında kaçma	hijrah n.
21	General	zorlu pazarlık	horse trading n.
22	General	(görevde) zorlu, sıkıntılı veya kritik evre	hump n.
23	General	uzun ve zorlu süreç	mission [south africa] n.
24	General	iki güçlü rakip arasındaki zorlu çarpışma	bushfighting n.
25	General	zorlu veya tehlikeli rakip	gentleman n.
26	General	zorlu standart	rigor n.
27	General	zorlu gereklilik	rigor n.
28	General	zorlu standart	rigour n.
29	General	zorlu gereklilik	rigour n.
30	General	zorlu koşullar	rigours n.
31	General	zorlu koşullar	rigors n.
32	General	zorlu hareket	impetuosity n.
33	General	zorlu yollar için hazır bulundurulan ekstra at	cockhorse n.
34	General	zorlu rakip	dragon n.
35	General	zorlu bulmaca	paradox n.
36	General	zorlu karmaşa	paradox n.
37	General	zorlu değişiklik	play n.
38	General	sıra, dizi veya topluluk halinde bulunup zorlu bir sınav teşkil eden şey	gauntlet n.
39	General	zorlu sınama	ordal n.
40	General	zorlu prosedür	shlep n.
41	General	zorlu çıkarmak	present a challenge v.
42	General	entelektüel açıdan daha zorlu hale getirmek	wise up v.
43	General	zorlu bir başarı elde etmek	squeeze out v.
44	General	daha zorlu	harder adj.
45	General	daha zorlu	more difficult adj.
46	General	zorlu ama ulaşılabilir	challenging yet attainable adj.
47	General	uygulanışı zorlu teorik detaylar içeren	technical adj.
48	General	zorlu olmayan	unchallenging adj.
49	General	zorlu olmayan	unformidable adj.
50	General	zorlu gereklilikleri karşılayan	high-test adj.
51	General	zorlu (görev)	mountainous adj.
52	General	zorlu bir biçimde	insuperably adv.
53	General	zorlu bir şekilde	sweatily adv.
54	General	zorlu bir şekilde	thornily adv.
55	General	daha zorlu ortamlarda	in tougher environments adv.
56	General	zorlu bir seviyeye kadar	wrenchingly adv.
57	General	zorlu bir dereceye kadar	wrenchingly adv.
Phrasals
58	Phrasals	(birini) zorlu bir süreçten kurtarmak	pull through v.
59	Phrasals	zorlu durumlara göğüs germek	weather out v.
60	Phrasals	(yaklaşan bir belaya/tehlikeye veya zorlu bir vaziyete) karşı kendini hazırlamak	steel oneself for v.
Proverb
61	Proverb	zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir	drastic times require drastic measures v.
62	Proverb	zor zamanlar zorlu tedbirler/önlemler gerektirir	drastic times call for drastic measures
Colloquial
63	Colloquial	çetin/zorlu iş/görev	bear n.
64	Colloquial	zorlu rakip	a tough nut to crack n.
65	Colloquial	zorlu iş	bad boy n.
66	Colloquial	dişli/zorlu kimse	great gun n.
67	Colloquial	(iş) zorlu	gut-busting adj.
68	Colloquial	zorlu/çetin bir mücadele	the struggle is real expr.
69	Colloquial	asıl zorlu kısım şimdi başlıyor	(it's) all uphill from here expr.
Idioms
70	Idioms	son derece zorlu görev	backbreaker n.
71	Idioms	zorlu bir süreç	a long row to hoe n.
72	Idioms	zorlu/zahmetli/sıkıntılı dönem	a rough passage n.
73	Idioms	çok zorlu şey	a deuce of a (something) n.
74	Idioms	zorlu bir savaşın ya da içinden çıkılması güç bir durumun sonu	bitter end n.
75	Idioms	zorlu problemler karşısında bilgece kararlar veren kimse	a daniel come to judgement n.
76	Idioms	zorlu bir dönem	hard sledding n.
77	Idioms	zorlu iş	an uphill task n.
78	Idioms	zorlu bir süreç	hard sledding n.
79	Idioms	zorlu mücadele	an uphill job n.
80	Idioms	zorlu görev	an uphill task n.
81	Idioms	zorlu görev	an uphill battle n.
82	Idioms	zorlu görev	an uphill struggle n.
83	Idioms	zorlu süreç	rocky road n.
84	Idioms	(zorlu bir) ilk deneyim	baptism of fire n.
85	Idioms	zorlu mücadele	an uphill struggle n.
86	Idioms	zorlu ve zahmetli iş	the way of the cross n.
87	Idioms	zorlu iş	an uphill struggle n.
88	Idioms	zorlu görev	an uphill job n.
89	Idioms	zorlu rakip	a hard nut to crack n.
90	Idioms	zorlu mücadele	an uphill task n.
91	Idioms	zorlu bir süreç	tough sledding n.
92	Idioms	zorlu maç	a needle match n.
93	Idioms	zorlu görev	an uphill fight n.
94	Idioms	zorlu görev	uphill struggle n.
95	Idioms	zorlu iş	an uphill job n.
96	Idioms	zorlu mücadele	an uphill fight n.
97	Idioms	zorluklarla dolu/zorlu/zor yaşam	life in the raw n.
98	Idioms	zorlu iş	an uphill battle n.
99	Idioms	zorlu mücadele	uphill struggle n.
100	Idioms	zorlu bir dönem	tough sledding n.
101	Idioms	zorlu mücadele	uphill battle n.
102	Idioms	zorlu iş	an uphill fight n.
103	Idioms	zorlu görev	uphill battle n.
104	Idioms	zorlu dönem	a torrid time n.
105	Idioms	zorlu mücadele	an uphill battle n.
106	Idioms	zorlu rakip	tough egg (to crack) n.
107	Idioms	zorlu rakip	tough egg to crack n.
108	Idioms	zorlu rakip	tough nut to crack n.
109	Idioms	kendini zorlu bir sınavın içerisinde bulma	baptism of fire n.
110	Idioms	zorlu bir durumun/sınavın içine dalma	baptism by fire n.
111	Idioms	hazırlıksız bir şekilde zorlu bir durumun içine dalma	baptism by fire n.
112	Idioms	ilerlemenin/yükselmenin zorlu yolu/tırmanışı	the greasy pole [uk/australia] n.
113	Idioms	başarıya giden zorlu yol	the greasy pole [uk/australia] n.
114	Idioms	başarıya giden zorlu yol	the greasy pole n.
115	Idioms	kariyerinin zorlu basamakları	the greasy pole n.
116	Idioms	zorlu kimse/müşteri	a tough customer/cookie n.
117	Idioms	zorlu kimse	a tough cookie n.
118	Idioms	zorlu kimse	one tough cookie n.
119	Idioms	zorlu kimse	tough customer someone n.
120	Idioms	zorlu kimse	a tough nut (to crack) n.
121	Idioms	zorlu kimse	a hard nut (to crack) n.
122	Idioms	zorlu iş	a tough nut to crack n.
123	Idioms	zorlu mücadele	an uphill struggle n.
124	Idioms	zorlu iş	an uphill struggle n.
125	Idioms	zorlu mücadele	an uphill battle n.
126	Idioms	zorlu iş	an uphill battle n.
127	Idioms	zorlu mücadele	an uphill task n.
128	Idioms	zorlu iş	an uphill task n.
129	Idioms	zorlu/dişli biri/bir şey	force to be reckoned with n.
130	Idioms	(bir şeye) doğru giden/uzanan zorlu süreç	rocky road (to something) n.
131	Idioms	-e doğru giden/uzanan zorlu süreç	the rocky road to n.
132	Idioms	zorlu sınavdan geçirme	trial by fire n.
133	Idioms	zorlu bir deneme sürecinden geçirme	trial by fire n.
134	Idioms	bir sorumluluğu/zorlu bir görevi üstlenmek	belly up to the bar v.
135	Idioms	zorlu bir yol olmak	give (one) a bumpy ride v.
136	Idioms	zorlu bir yolda olmak	have a bumpy ride v.
137	Idioms	zorlu bir yol olmak	give somebody a bumpy ride v.
138	Idioms	zorlu bir yolda olmak	have a bumpy ride v.
139	Idioms	zorlu çıkmak	catch a tartar v.
140	Idioms	birine zorlu/sıkıntılı anlar yaşatmak	give somebody a rough time v.
141	Idioms	yaklaşan bir belaya/tehlikeye veya zorlu bir vaziyete karşı hazırlanmak/hazır olmak	steel oneself for someone or something v.
142	Idioms	tatsız/zorlu bir döneme girmek	go through/hit a sticky patch v.
143	Idioms	tatsız/zorlu bir döneme girmek	hit a sticky patch v.
144	Idioms	zorlu bir işle uğraşmak	be in a spot of bother v.
145	Idioms	(birine) zorlu bir sınama olmak	put (one) through the mangle v.
146	Idioms	zorlu/dişli biri olmak	be a force to be reckoned with v.
147	Idioms	zorlu olmak	be no picnic v.
148	Idioms	zorlu olmak	be not a bed of roses v.
149	Idioms	zorlu/çetin bir sınav vermek	be put through the hoop v.
150	Idioms	zorlu/çetin bir sınav vermek	be put through the wringer v.
151	Idioms	zorlu ön hazırlık çalışmasını yapmak	do the spadework v.
152	Idioms	(biriyle) zorlu bir mücadeleye girmek	play hardball (with someone) v.
153	Idioms	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the hoop v.
154	Idioms	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the hoops v.
155	Idioms	(biri) için zorlu/çetin bir sınav olmak	put (one) through the wringer v.
156	Idioms	zorlu/sıkıntılı (süreç vb)	hand-wringing adj.
157	Idioms	zorlu/sıkıntılı (süreç vb)	handwringing adj.
158	Idioms	(zorlu bir göreve karşı) tam donanımlı	loaded for bear adj.
159	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmı	where the rubber meets the road expr.
160	Idioms	dişli/zorlu (biri/bir şey)	(someone or something) to be reckoned with expr.
161	Idioms	dişli/zorlu (biri/bir şey)	a ... to be reckoned with expr.
162	Idioms	dişli/zorlu (biri/bir şey)	a ... to reckon with expr.
163	Idioms	zorlu bir iş/görev	no picnic expr.
164	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmı	the rubber hits the road expr.
165	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmında	when the rubber hits the road expr.
166	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmında	when the rubber meets the road expr.
167	Idioms	bir sürecin en zorlu kısmında	where the rubber hits the road expr.
168	Idioms	zorlu bir çaba gerektirmeden	without tears expr.
Trade/Economic
169	Trade/Economic	zorlu müşteri	hard customer n.
170	Trade/Economic	zorlu müşteri	tough customer n.
171	Trade/Economic	zorlu müşteri	difficult client n.
172	Trade/Economic	zorlu sınavdan geçirme	trial-by-fire n.
Technical
173	Technical	zorlu çekiş	forced draught n.
Informatics
174	Informatics	zorlu işletme koşulları	rugged operating conditions n.
Medical
175	Medical	volenter ve zorlu ekstansiyon	voluntary and forced extension n.
176	Medical	zorlu inspirasyon	forced inspiration n.
177	Medical	zorlu diürez	force diuresis n.
178	Medical	zorlu ekspiratuvar volümü	forced expiratory volume n.
179	Medical	zorlu ekspirasyon volümü	forced expiratory volume n.
180	Medical	zorlu ekspiratuvar hacim	force expiratory volume n.
Pathology
181	Pathology	zorlu antrenmanlar yapan sporcularda yaygın görülen genişlemiş kalp rahatsızlığı	athlete's heart n.
Education
182	Education	ulaşılması zorlu okullar	though schools out reach n.
183	Education	zorlu/zahmetli okullar	hard-to-staff schools n.
History
184	History	erken dönem batı amerika'daki zorlu ve kanunsuz zamanları hatırlatan	woolly [us] adj.
185	History	erken dönem batı amerika'daki zorlu ve kanunsuz zamanları hatırlatan	wooly [us] adj.
Religious
186	Religious	etik ilkeleri veya dini doktrinleri yorumlama yoluyla zorlu vicdani durumların çözümlenmesi	case divinity n.
Philosophy
187	Philosophy	ezoterik, belirsiz veya zorlu durumlar hakkında özel bilgi sahibi kimse	cabalist n.
Military
188	Military	zorlu bir görev için genellikle gönüllüler arasından seçilmiş askerler	a forlorn hope n.
Sport
189	Sport	sürücülerin becerilerinin zorlu zeminlerde test edildiği motosiklet müsabakası	trial n.
190	Sport	rafting araçlarının son derece zorlu su kesimlerinden ve hızlı akışlardan geçtiği ekstrem spor türü	white-water rafting n.
191	Sport	(kaya tırmanışında) zorlu rota	diff n.
Latin
192	Latin	zorlu yollardan yıldızlara	per ardua ad astra expr.
Slang
193	Slang	zor/zorlu/güç durum	conk-buster n.
194	Slang	zor/zorlu/güç durum	konk-buster n.
195	Slang	zorlu mesele	conk-buster n.
196	Slang	hapishanedeki çete üyesi zorlu bir görev verilmesi	heart check n.
197	Slang	zorlu iş	hard n.
198	Slang	zorlu iş	bitch n.
199	Slang	zorlu araştırma ve geliştirme	heavy lifting n.
200	Slang	(askerler için) üzerinde ağır teçhizatlarla zorlu bir arazide yürümek	yomp v.