English | Turkish | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Phrasals | strut out v. | kibirli bir şekilde çıkmak |
Phrasals | strut out v. | kendini beğenmiş bir tavırla çıkmak |
Phrasals | strut out v. | kasıla kasıla çıkmak |
Phrasals | strut out v. | havalı bir tavırla çıkmak |
Phrasals | strut out v. | salına salına çıkmak |
Phrasals | strut out v. | gururla/böbürlenerek göstermek |
Phrasals | strut out v. | gösterip hava atmak |
Phrasals | strut out v. | görülmesini sağlamak |
Phrasals | strut out v. | ile gösteriş yapmak |
Phrasals | strut out v. | görünür kılmak |
Phrasals | strut out v. | -i vurgulamak |
Phrasals | strut out v. | -e dikkat çekmek |
English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Phrasals | ||||
Phrasals | strut out of (some place) v. | (bir yerden) kibirli bir şekilde çıkmak | ||
Phrasals | strut out of (some place) v. | (bir yerden) kendini beğenmiş bir tavırla çıkmak | ||
Phrasals | strut out of (some place) v. | (bir yerden) kasıla kasıla çıkmak | ||
Phrasals | strut out of (some place) v. | (bir yerden) havalı bir tavırla çıkmak | ||
Phrasals | strut out of (some place) v. | (bir yerden) salına salına çıkmak | ||
Phrasals | strut out of v. | -den kibirli bir şekilde çıkmak | ||
Phrasals | strut out of v. | '-den kendini beğenmiş bir tavırla çıkmak | ||
Phrasals | strut out of v. | '-den kasıla kasıla çıkmak | ||
Phrasals | strut out of v. | '-den havalı bir tavırla çıkmak | ||
Phrasals | strut out of v. | '-den salına salına çıkmak |