sale - Turkish English Dictionary

sale

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "sale" in Turkish English Dictionary : 40 result(s)

English Turkish
Common Usage
sale n. satış
Special funding should be made available to assist organic production and the promotion and sale of such products.
Organik üretime ve bu tür ürünlerin tanıtım ve satışına yardımcı olmak için özel fon sağlanmalıdır.

More Sentences
General
sale n. satış
The sale of Baltic-caught herring and small Baltic herring for human consumption would also be at risk.
Baltık'ta yakalanan ringa balığı ve küçük Baltık ringa balığının insan tüketimi için satışı da risk altında olacaktır.

More Sentences
sale n. satılış
There are long traditions in relation to the sale and marketing of animals in this way.
Hayvanların bu şekilde satılması ve pazarlanmasıyla ilgili uzun gelenekler var.

More Sentences
sale adj. indirimli
I bought this TV set at a bargain sale.
Bu televizyonu indirimli bir satıştan aldım.

More Sentences
Trade/Economic
sale n. indirim
There's a sale today in that department store.
Bugün şu mağazada indirim var.

More Sentences
sale n. satma
I advertised my car for sale.
Arabamı satmak için ilan verdim.

More Sentences
sale n. satış
That tendency can be seen in product sale subsidies and export refunds.
Bu eğilim, ürün satış sübvansiyonları ve ihracat iadelerinde görülebilir.

More Sentences
Law
sale n. satış
That is why we need to tackle the production and sale of waste at source instead of focusing on the consumers.
Bu nedenle tüketicilere odaklanmak yerine atık üretimi ve satışıyla kaynağında mücadele etmemiz gerekiyor.

More Sentences
Military
sale n. satış
What is really behind the proposal to regulate the sale of vitamin and mineral supplements at EU level?
Vitamin ve mineral takviyelerinin satışının AB düzeyinde düzenlenmesi önerisinin arkasında gerçekte ne var?

More Sentences
Common Usage
sale n. ucuzluk
General
sale n. açık artırma ile satış
sale n. revaç
sale n. satı
sale n. talep
sale n. mezat
sale n. ucuzluk
sale n. sürüm
sale n. açık artırma
sale adj. alınabilir
sale adj. satın alınabilir
sale adj. satılık
sale adj. ticari amaçla çok sayıda üretilmiş
sale adj. satışla ilgili
Trade/Economic
sale n. ciro
sale n. istek
sale n. indirimli satış
sale n. mezat
sale n. satım
sale n. sürüm
sale n. tenzilatlı satış
sale n. talep
sale n. vahit
sale n. yekta
Law
sale n. satım
Technical
sale n. ucuz satış
Computer
sale n. indirim
Geography
sale n. ingiltere'de yerleşim yeri
sale n. avustralya'nın victoria eyaletinde şehir
sale n. ingiltere'de bir kasaba
sale n. avustralya'nın güneydoğusunda bir şehir

Meanings of "sale" in English Turkish Dictionary : 2 result(s)

Turkish English
General
şale chalet n.
şale challet n.

Meanings of "sale" with other terms in English Turkish Dictionary : 500 result(s)

English Turkish
General
direct sale n. doğrudan satış
Direct sales and network marketing are all about personal relationships.
Doğrudan satış ve ağ pazarlamada mesele tamamen kişisel ilişkilerdir.

More Sentences
liquidation sale n. tasfiye satışı
They're holding a liquidation sale.
Bir tasfiye satışı düzenliyorlar.

More Sentences
clearance sale n. indirimli satış
Tom bought that pair of shoes at a clearance sale.
Tom bu ayakkabıyı indirimli satıştan aldı.

More Sentences
purchase and sale n. alım satım
Why not allow the candidate countries to keep their laws concerning the purchase and sale of land.
Neden aday ülkelerin arazi alım satımına ilişkin kanunlarını muhafaza etmelerine izin verilmesin ki.

More Sentences
bargain sale n. indirimli satış
There is a bargain sale at that store.
Şu dükkanda indirimli satış var.

More Sentences
sale price n. satış fiyatı
Industry, however, benefits from competitive sales prices and minimum costs afterwards.
Ancak sanayi, rekabetçi satış fiyatlarından ve sonrasında minimum maliyetlerden faydalanmaktadır.

More Sentences
house for sale n. satılık ev
They advertised a house for sale.
Satılık ev ilanı verdiler.

More Sentences
domestic sale n. yurtiçi satış
The company is turning to export markets to make up for a decline in domestic sales.
Şirket yurtiçi satışlarındaki bir gerilemeyi telafi etmek için ihracat pazarlarına yöneliyor.

More Sentences
marketing and sale n. pazarlama ve satış
From there, you can adjust your marketing and sales efforts accordingly.
Buradan yola çıkarak pazarlama ve satış çalışmalarınızı buna göre ayarlayabilirsiniz.

More Sentences
bake sale n. kermes
Tom called Mary to ask her to help at the bake sale.
Tom Mary'yi arayıp kermese yardım etmesini istedi.

More Sentences
be for sale v. satılık olmak
I put an advertisement in the newspaper saying my house was for sale.
Gazeteye evimin satılık olduğuna dair bir ilan verdim.

More Sentences
Phrases
on sale expr. indirimde
Besides, you can even check out the products on sale.
Ayrıca, indirimde olan ürünlere bile göz atabilirsiniz.

More Sentences
Colloquial
not for sale adj. satılık değil
Our cells and tissues are not for sale.
Hücre ve dokularımız satılık değildir.

More Sentences
up for sale expr. satışta
Tom is going to put his house up for sale.
Tom evini satışa çıkaracak.

More Sentences
up for sale expr. satılığa çıkmış/çıkarılmış
We're thinking about putting our house up for sale.
Evimizi satılığa çıkarmayı düşünüyoruz.

More Sentences
Trade/Economic
direct sale n. doğrudan satış
Direct sales and network marketing are all about personal relationships.
Doğrudan satış ve ağ pazarlama tamamen kişisel ilişkilerle ilgilidir.

More Sentences
sale of licence n. lisans satışı
The pace of privatisation picked up, largely thanks to the sale of licences to operate mobile phone networks.
Özelleştirme hızı, büyük ölçüde cep telefonu şebekelerinin işletilmesine ilişkin lisansların satışı sayesinde artmıştır.

More Sentences
sale price n. satış fiyatı
If the sale price is good, Tom said he might buy two pairs of shoes.
Tom satış fiyatı iyiyse iki çift ayakkabı alabileceğini söyledi.

More Sentences
commission on sale n. satış komisyonu
You will be paid a stable base salary plus commissions on sale.
Size sabit bir taban maaş artı satış komisyonu ödenecektir.

More Sentences
clearance sale n. tasfiye satışı
They're holding a clearance sale.
Onlar bir tasfiye satışı düzenliyorlar.

More Sentences
liquidation sale n. tasfiye satışı
They're holding a liquidation sale.
Tasfiye satışı yapıyorlar.

More Sentences
Common Usage
on sale adv. satılık
General
ticket sale n. bilet satışı
sacrifice sale n. zararına satış
forward sale n. vadeli satış
short sale n. karşılıksız satış
point of sale display n. satış noktasında sergileme
sale of indulgences n. günah çıkarma
instalment sale n. taksitle satış
sale of property n. emlak satışı
rummage sale n. yardım dernekleri yararına yapılan kullanılmış eşya satışı
sale of business enterprises n. ticari teşebbüslerin satışı
sale value n. satış kıymeti
yard sale n. evin bahçesinde yapılan istenmeyen eşya satışı
sale of foodstuffs by a municipality so as to regulate the prices n. tanzim satışı
first sale of the day n. siftah
white sale n. beyaz eşya satışı
sale forecast n. satış tahminleri
sale on credit n. veresiye satış
sale of decedents' estates n. miras hakkının devri
bill of sale n. fatura
sale of licence n. ruhsat satışı
forced sale n. mecburi satış
conditional sale n. şarta bağlı satış
sale of business enterprises n. ticari teşebbüs satışı
white sale n. çarşaf/örtü vb satışı
charge sale n. veresiye satış
sale on account n. veresiye satış
total sale n. toplam satış
estate sale n. emlak satışı
sale amount n. satış miktarı
sale force n. satış gücü
wholesale and retail sale n. toptan ve perakende satış
promise for sale n. satış vaadi
product sale n. mal satışı
compulsory sale n. zorunlu satış
hot sale n. sıcak satış
estimated sale n. tahmini satış
items for sale n. satılık parçalar
goods for sale n. satılık eşya
cash sale price n. peşin satış fiyatı
commercial sale n. ticari satış
foreign sale n. dış satış
sale of cattle n. hayvan satımı
general sale n. genel satış
agricultural sale-selling cooperatives n. tarım satış kooperatifleri
after-sale service n. satış sonrası hizmeti
going-out-of-business sale n. tasfiye satışı
point-of-sale n. satış noktası
ruinous sale n. zararına satış
purchase or sale by sample n. örneğe göre alış veya satış
flat for sale n. satılık daire
jumble sale n. kullanılmış eşya satışı
jumble sale n. hayırsever bir kurum yararına yapılan kullanılmış eşya satışı
rummage sale n. ikinci el eşya satışı
rummage sale n. hayırsever bir kurum yararına yapılan kullanılmış eşya satışı
jumble sale n. ikinci el eşya satışı
rummage sale n. kullanılmış eşya satışı
jumble sale n. bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı
rummage sale n. bir hayır kurumu vb yararına ikinci el eşya satışı
closing sale n. tasfiye satışı
lost sale n. kaçan satış
lost sale n. kayıp satış
bake sale n. evde pişirilen kek/kurabiyenin para toplamak amacıyla dışarıda satılması
closing a sale n. satış kapama
tag sale n. garaj satışı
yard sale n. garaj satışı
tag sale n. ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması
yard sale n. ikinci el ev eşyalarının üzerine etiket koyularak satılması
car boot sale n. araba bagajında yapılan satış
car boot sale n. bit pazarı
sale of work [uk] n. kermes
sheriff's sale n. mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması
execution sale n. mahkemenin icra emri üzerine mülkün şerif tarafından satılması
place on sale v. sürmek
put something up for sale v. bir şeyi satışa çıkarmak
make the first sale of the day v. siftah etmek
offer for sale v. satılığa çıkarmak
put on sale v. pazara çıkarmak
go on sale v. ucuzlamak
have for sale v. satmak için almak
put up for sale v. satışa çıkarmak
present for sale v. satışa sunmak
stop sale of v. satışını durdurmak
put up for sale v. satılığa çıkarmak
put up for sale v. satışa sunmak
have nothing for sale v. yok satmak
make the first sale of the day v. siftah yapmak
raise the sale price v. fiyatına zam yapmak
raise the sale price v. fiyatını yükseltmek
make sale v. satış yapmak
be offered for sale v. satışa sunulmak
put a house up for sale v. evi satılığa çıkarmak
put a house up for sale v. evi satışa çıkarmak
have the sale v. satış olmak
expose for sale v. satış amacıyla teşhir etmek
expose for sale v. satışa arz etmek
land a sale v. satış elde etmek/gerçekleştirmek
set to sale v. satışa çıkarmak
set to sale v. satışa koymak
set to sale v. ticaretini yapmak
ready for sale adj. satışa hazır
ready for sale adj. satışa hazır duruma getirilmiş
for sale adj. satılık
for sale by owner adj. sahibinden satılık
of sale adj. satın alınan
of sale adj. satılan
of sale adj. alıcılara sunulan
of sale adj. alıcılara teklif edilen
of sale adj. piyasada olan
on sale adv. satılık
Phrasals
be up for sale v. satılık olmak
be up for sale v. satışa çıkmak
Phrases
sale completed expr. satış tamamlandı
Colloquial
sale of the house n. evin satışı
sale deal n. satış anlaşması
blowout sale n. çok ucuza yapılan hızlı satış
hold a sale v. indirim yapmak
close a/the sale v. anlaşmaya varmak
close a/the sale v. bir satışı/işlemi tamamlamak
close a/the sale v. işi bitirmek
close a/the sale v. sonuca bağlamak
close a/the sale v. satış yapmak
close a/the sale v. satış işlemlerini tamamlamak
big sale v. büyük indirim
fizzbo (for sale by owner) adj. sahibinden satılık
up for sale expr. satışa çıkmış/çıkarılmış
up for sale expr. satışa sunulmuş
up for sale expr. rüşvete açık
up for sale expr. rüşvetle satın alınabilir
Idioms
close a sale v. anlaşmaya varmak
close the sale v. anlaşmaya varmak
close the sale v. bir satışı/işlemi tamamlamak
close a sale v. bir satışı/işlemi tamamlamak
close the sale v. işi bitirmek
close a sale v. işi bitirmek
close the sale v. sonuca bağlamak
close a sale v. sonuca bağlamak
come up for sale v. satılığa çıkmak
no sale expr. hayır/mümkünü yok
Trade/Economic
trade sale n. kitap açık arttırması
short sale n. açığa satış
short sale n. açığa satma
sale at auction n. açık artırma ile satış
auction sale n. açık artırma ile yapılan satış
public sale n. açık artırma veya eksiltme
sale by auction n. açık artırma veya eksiltme yoluyla satış
auction sale n. açık artırma yoluyla satış
sale by auction n. açık artırmayla satış
public sale n. açık artırmayla satış
compulsory sale by auction n. açık artırmayla zorunlu satış
sale by auction n. açık arttırma yolu ile satış
voluntary auction sale n. açık satış
open sale n. açık satış
open sale n. açıktan satış
short sale n. açıktan satış
gain or loss on sale of other assets n. aktifin satışından elde edilen kar ve zarar
income from sale of assets n. aktiflerin satışından elde edilen gelirler
voluntary auction sale n. aleni satış
public sale n. aleni satış
approval sale n. alıcının kabulüne bağlı satış
purchase and sale n. alım-satım
short sale n. alivre satış
time bargaining sale n. alivre satış
sale of future goods n. alivre satış
sale in bonded warehouse n. antrepoda satış
sale on consignment n. aracılı satış
loss on sale of land n. arazi satışından zarar
revenue sharing in return for land sale n. arsa satışı karşılığı gelir paylaşımı
sale by auction n. artırmayla satış
tie in sale n. bağlı satış
tied sale n. bağlı satış
tie-in sale n. bağlı satış
binding sale agreement n. bağlayıcı anlaşma
binding sale agreement n. bağlayıcı satış anlaşması
free sale n. bedelsiz satış
over the-counter sale n. borsa dışı menkul değer satışı
profit on sale n. brüt kar
sale bill n. bono
block sale n. blok satış
block sale n. borsada blok satış
absolute bill of sale n. bir malın teslimsiz satışını temin eden satış senedi
hot sale n. canlı satış
forced sale value n. cebri satış değeri
ready sale n. çabuk veya hazır satış
forced sale n. cebri satış
compulsory sale n. cebri satış
bill of sale n. devir senedi
sale on trial n. deneme şartıyla satış
sale for prompt delivery n. derhal teslim için satış
overseas sale n. deniz aşırı satış
spot sale n. derhal teslim şartlı satış
outright sale n. doğrudan tek seferde satış
retail sale n. dükkan satışı
dead sale n. durgun satış
real estate purchase and sale(s) n. emlak alım satımı
sale of property n. emlak satışı
short sale n. eksikten satış
interest rate sale transactions n. faiz satım işlemleri
bill of sale n. fatura
sale fob n. fob satış
gross sale revenues n. gayrısafi satış hasılatı
invoiced sale n. faturalı satış
wash sale n. fiktif satış
forward sale n. gelecekte teslim döviz satışı
sale of real property n. gayrimenkul satımı
sale for future delivery n. gelecekte teslim koşuluyla satış
finnish share sale agreement n. fin hissesi satış anlaşması
fob sale n. fob satış
tax sale n. haciz satışı
voluntary sale n. gönül rızasıyla satış
sale in bulk n. götürü satış
bill of sale n. gemi mülkiyetini devreden vesika
daily sale n. günlük satış
voluntary sale n. gönüllü satış
wash sale n. gerçek olmayan satış
true sale opinion n. gerçek satış mütalaası
premiums on sale of share certificates n. hisse senedi ihraç primleri
rummage sale n. hayırsever bir kurum yararına yapılan kullanılmış eşya satışı
jumble sale n. hayırsever bir kurum yararına yapılan kullanılmış eşya satışı
quick sale n. hızlı sürüm
sale of shares n. hisse senetlerinin satışı
sale of livestock n. hayvan alım satımı
fire sale n. haraç mezat satış
sale on return n. iade edilebilme koşuluyla satış
sale-a-thon n. indirimli satış etkinliği
sale price n. indirimli satış yapan firmanın uyguladığı fiyat
discount sale period n. indirimli atış dönemi
discount sale price n. indirimli satış fiyatı
inventory-clearance sale n. ıskontolu satış
clearance sale n. ıskontolu satış
discount sale price n. iskontolu satış fiyatı
judicial sale n. icra yoluyla satış
inventory-clearance sale n. indirimli satış
voluntary sale n. isteyerek yapılan satış
car boot sale n. ikinci el pazarında satış
initial sale date n. ilk satış günü
sale price n. indirimli satış fiyatı
forward sale n. ileride teslim kaydıyla satım akdi
judicial sale n. icrai satış
sale on return n. iade edilebilme şartı ile satış
forced sale by auction n. icra yoluyla cebri satış
clearance sale n. indirimli satış
voluntary sale by auction n. ihtiyari artırma
sale of return n. iadeli satış
forward sale n. ileride teslim kaydıyla satım
voluntary sale by auction n. isteğe bağlı artırma
discount sale period n. iskontolu satış dönemi
boot sale n. ikinci el pazarında satış
discounted sale n. indirimli satış
door step sale n. kapıdan satış
short sale n. karşılıksız satış
flash sale n. kısa süreli indirim
charity sale n. kermes
outright sale n. kesin satış
lease certificate purchase/sale transactions n. kira sertifikası alım/satım işlemleri
short sale n. kısa satış
firm sale n. kesin satış
sale on credit n. krediyle satış
consignment sale n. konsinye satış
sale on account n. krediyle satış
sale on credit n. kredili satış
sale on account n. kredili satış
sale of consignment n. konsinye satış
commission sale n. konsinye satış
commission sale n. komisyonlu satış
combination sale n. kombinasyonlu satış (primi)
ready sale n. kolay satış
credit sale n. kredili satış
consignment sale n. konsinye satış
ready sale n. kolay sürüm
on sale or return n. konsinye
charge sale n. kredili satış
conditional sale n. koşullu satış
gain or loss on sale of assets n. maddi duran varlık satış karı veya zararı
cost of sale of goods and services n. mal ve hizmet satış maliyeti
sale of goods n. mal satışı
sale of goods n. malların satışı
fire sale n. likidite problemini aşmak için bilanço varlıklarını ucuza veya zararına satış
sale of goods n. menkul satışı
public sale n. müzayede
sale at auction n. müzayede ile satış
sale by auction n. müzayeden satış
sale by test n. muhayyer satış
bill of sale n. mülkiyet devir vesikası
sale with right of redemption n. muhayyer satış
loss on sale of marketable sec n. menkul kıymet satış zararları
sale room n. müzayede salonu
deliver goods on sale or return n. muhayyer satış
cash sale n. nakit ile satış
inventory-clearance sale n. mevsim sonu satışı
sale on trial n. muhayyer satış
sale of things pawned n. merhunun satılması
profit on sale of marketable securities n. menkul kıymet satış karları
seasonal closing out sale n. mevsim sonu satışları
sale by auction n. müzayedeyle satış
auction sale n. müzayedeyle satış
public sale n. müzayede ile satış
approval sale n. muhayyer satış
compulsory sale by auction n. mezat yoluyla cebri satış
wash sale n. muvazaalı satış
sale and lease back n. mevcut bir varlığın bir finansal kuruma satılarak sonradan kiralanması
sale on approval n. muhayyer satış
profit on sale of marketables n. menkul kıymet satış karları
clearance sale n. mevsim sonu satışı
bill of sale n. mülkiyeti devir senedi
sale and return n. muhayyer satış
memorandum sale n. muhayyer satış
profit on sale of marketable securities n. menkul kıymet satış karı
loss on sale of marketable securities n. menkul kıymet satış zararları
auction sale n. müzayede
auction sale n. müzayedeli satış
sale by sample n. numune üzerine satış
sale by sample n. numune ile satış
sale by sample n. numuneye göre satış
sale according to pattern n. numune üzerine satış
sale by sample n. numuneyle satış
sale by private treaty n. özel anlaşmayla satış
sale according to pattern n. örnek üzerine satış
private sale n. özel satış
pre-sale agreement n. ön satış sözleşmesi
sale on sample n. örnek üzerine satış
sale by sample n. örnek üzerine satış
pre-sale contract n. ön satış sözleşmesi
sale at retail n. perakende satış
money sale transactions n. para satım işlemleri
spot sale n. peşin satış
retail sale n. perakende satış
unit sale price n. parça satış fiyatı
sale for cash n. peşin satış
net unrealized gains on available for-sale securities n. pazarlanabilir menkul kıymetlerin tahsil edilmemiş net kazançları
sale for cash n. peşin para ile satış
private sale n. pazarlıklı satış
retail sale license n. perakende satış lisansı
outright sale n. peşin satış
cash sale n. peşin satış
sale and lease back n. satma ve geri kiralama
sale opportunity n. satış fırsatı
sale article n. satış maddesi
contract of sale n. satış sözleşmesi
point-of-sale terminals n. satış noktası bilgisayarları
after-sale services n. satış sonrası hizmetleri
after sale services manager n. satış sonrası hizmetler müdürü
post-sale follow-up n. satış sonrası takip
sale property n. satış maddesi
art sale n. sanat yapıtları açık artırması
conditions of sale n. satış şartları
sale price n. satış ederi
head of after sale services n. satış sonrası hizmetler müdürü
after sale n. satış sonrası
cost of goods available for sale n. satışa hazır mallar maliyeti
sale value n. satış kıymeti
preliminary contract for sale n. satış vaadi sözleşmesi
sale contract n. satış sözleşmesi
point-of-sale networks n. satış noktası ağlan
sale value n. satış bedeli
sale discount n. satış indirimi
sale discount n. satış iskontosu
bill of sale n. satış senedi
term of sale n. satış süresi
bill of sale n. satış anlaşması
sale ledger n. satış defteri
subject to prior sale n. satış önceliğine tabi
sale invoice n. satış faturası
terms of sale n. satış koşulları
terms of sale n. satış şartları
sale manager n. satış müdürü
pre-sale n. satış öncesi
sale ring n. satış teşkilatı
securities available for sale n. satılmaya hazır menkul değerler
available- for-sale financial assets n. satılmaya hazır finansal varlıklar
sale charges n. satış masrafları
point-of-sale transfers n. satış noktası havaleleri
sale journal n. satış yevmiyesi
sale and leaseback transaction n. satış ve geri kiralama işlemi
sale discount n. satıştan yapılan indirim
sale terms n. satış şartları
held for sale securities n. satmak için elde tutulan menkul kıymetler
available-for sale financial assets n. satılmaya hazır finansal varlıklar
sale fees n. satış masrafları
power of sale n. satış yetkisi
available for sale financial assets n. satılmaya hazır finansal varlıklar
sale order n. satış emir
interest from securities available-for-sale n. satılmaya hazır menkul değerlerden alınan faizler
wash sale n. satıcının alıcı olması hali
sale team n. satış ekibi
available-for sale financial assets n. satışa hazır finansal varlıklar
after-sale follow-up n. satış sonrası takip
promise of sale n. satış vaadi
sale proceeds n. satış hasılatı
wash sale n. satıcının kendi malını alması
liquidation by sale n. satılarak tasfiye
bill of sale n. satış bordrosu
bill of sale n. satış faturası
sale order n. satış talimatı
sale conditions n. satış şartları
sale order n. satış emri
account sale n. satış hesabı
sale allowance n. satıştan yapılan indirim
sale planning n. satış programlaması
sale books n. satış defteri
official sale n. resmi satış
sale price n. satış bedeli
point of sale n. satış noktası
date of sale n. satış tarihi
sale value n. satış değeri
confirmation of sale n. satışın onaylanması
sale department salaries n. satış kısmı ücretleri
return from sale n. satıştan iade
form of sale n. satış şekli
sale and lease-back n. satışı yapılan menkulün eski sahibine kiralanması
terms of sale n. satış şartlan
sale competition n. satış rekabeti
sale resistance n. satış direnci
sale and leaseback transaction n. satış ve kiralama işlemi
profit on sale n. satış karı
sale-books n. satış defteri
term of sale n. satış koşulları
sale purchase ratio n. satışların alışlara oranı
deed of sale n. satış akdi
conditions of sale n. satış koşulları
bill of sale n. satış sözleşmesi
certificate of free sale n. serbest satış sertifikası
free sale n. serbest satış {ürünün belli standartları karşılaması sonrası satışına izin verilmesi}
flash sale n. sınırlı süreli indirim
sale cif n. sif satış
clearance sale n. seri sonu ürünler
clearance sale n. seri sonu mallar
clearance sale shop n. seri sonu mağazası
sale in the open market n. serbest piyasa satışı
sale of contingency n. şarta bağlı satış
clearance sale n. sürümü olmayan, kullanılmayan malların elden çıkartılması için yapılan satış
capital of a sale proprietor n. şahsi sermaye
conditional sale n. şartlı satış
sale of contingency n. şartlı satış
trade sale n. ticari ucuzluk
sale by instalments n. taksitte satış
deferred payment sale n. taksitle satış
inventory-clearance sale n. tasfiye satışı
experienced sale team n. tecrübeli satış ekibi
sale in partition n. taksimi mümkün olmayan malın mahkeme kararıyla satışı
derivative sale n. türev satım
forced sale value n. tasfiye değeri
instalments sale n. taksitli satış
sale on instalments n. taksitli satış
sale on approval or inspection n. tecrübe veya muayeneyle satış
sale of the instalment plan n. taksitle satış
sale of the instalment plan n. taksitli satış
bill of sale n. temlik senedi
sale on installments n. taksitle satım
sale of business enterprisess n. ticari teşebbüs satışı
sale on instalments n. taksitle satış
bulk sale n. toptan satış
installment sale n. taksitle satış
sale of goods n. ticari satış
rummage sale n. tapon mal satışı
net foreign exchange purchase/sale transactions against tl n. türk lirası karşılığı net döviz alış/satış işlemleri
sale by description n. tanımlama ile satış
instalment sale n. taksitle satış
executed sale n. teslimle sonlanan satış
instalments sale n. taksitle satış
sale at wholesale n. toptan satış
sale by instalments n. taksitli satış
sale for delivery n. teslim ile satış
credit sale n. veresiye satış
deferred payment sale n. vadeli ödemeyle satış
sale on account n. veresiye satış
cash sale n. vadesiz satış
sale on credit n. veresiye satış
futures sale n. vadeli satış
forward sale n. vadeli piyasada satış
credit sale n. vadeli satış
forward sale n. vadeli satış
distant sale n. uzaktan satış
sale for the account n. vadeli satış
charge sale n. veresiye satış
forward deposit purchase and sale commitments n. vadeli mevduat alım-satım taahhütleri
binding sale agreement n. vazgeçilmez satış anlaşması
deferred payment sale n. uzun vadeli satış
sale on account n. vadeli satış