priority - Turkish English Dictionary

priority

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "priority" in Turkish English Dictionary : 23 result(s)

English Turkish
Common Usage
priority n. öncelik
The third major priority for the coming year is economic policy.
Önümüzdeki yıl için üçüncü önemli öncelik ekonomi politikasıdır.

More Sentences
General
priority n. öncelik
That is why the top priority is for us to act jointly on the world stage through the European Union.
Bu nedenle en önemli önceliğimiz Avrupa Birliği aracılığıyla dünya sahnesinde ortak hareket etmektir.

More Sentences
priority n. öncelikli
I have indicated which sectors take priority.
Hangi sektörlerin öncelikli olduğunu belirttim.

More Sentences
priority adj. öncelikli
Priority works are at a standstill and the Council's response is further cuts.
Öncelikli işler durmuş durumda ve Konsey'in yanıtı daha fazla kesinti anlamına geliyor.

More Sentences
Technical
priority n. öncelik
The objective of stability is also a priority which must be pursued.
İstikrar hedefi de takip edilmesi gereken bir önceliktir.

More Sentences
Computer
priority n. öncelik
Rebuilding the country's economy should also be a priority.
Ülke ekonomisinin yeniden inşası da bir öncelik olmalıdır.

More Sentences
General
priority n. rüçhan
priority n. kıdemlilik
priority n. üstünlük
priority n. zamanda öncelik
priority n. yayım önceliği
priority n. savaş zamanı tercihli önceliklendirme
priority n. kıtlık zamanı öncelik hakkı
priority n. kişi amacı
priority n. kuruluş amacı
priority n. üstün
Trade/Economic
priority n. kıdem
priority n. rüçhan hakkı
priority n. rüçhan
priority n. üstünlük
Law
priority n. rüçhan hakkı
Insurance
priority n. priorite şirketin üzerinde tuttuğu net konservasyon
Biology
priority n. (daha önceki bir tarihte geçerli bir şekilde yayınlanmış olması nedeniyle) üstünlük hakkı

Meanings of "priority" with other terms in English Turkish Dictionary : 184 result(s)

English Turkish
General
top priority n. en yüksek öncelik
The case is being given top priority and will be resolved as soon as possible.
Davaya en yüksek öncelik verilmekte olup mümkün olan en kısa sürede çözüme kavuşturulacaktır.

More Sentences
number one priority n. bir numaralı öncelik
I can tell you that this is the number one priority as far as the candidate countries are concerned.
Aday ülkeler söz konusu olduğunda bunun bir numaralı öncelik olduğunu söyleyebilirim.

More Sentences
first priority n. birinci öncelik
So that is the first priority, the competitiveness of regional economies.
Yani birinci öncelik bu, bölgesel ekonomilerin rekabet gücü.

More Sentences
give priority to v. öncelik vermek
That is why it is a matter of such urgency that Spain should give priority to a dynamic and competitive Europe.
Bu nedenle İspanya'nın dinamik ve rekabetçi bir Avrupa'ya öncelik vermesi çok acil bir konudur.

More Sentences
as a priority adv. öncelikli olarak
That policy must include, as a priority, political help with the passing on of administrative know-how.
Bu politika, öncelikli olarak, idari bilgi birikiminin aktarılmasına yönelik siyasi yardımı içermelidir.

More Sentences
Politics
highest priority n. en büyük öncelik
We have given your order highest priority.
Siparişinize en büyük önceliği verdik.

More Sentences
first priority n. ilk öncelik
That must be our first priority.
Bu bizim ilk önceliğimiz olmalıdır.

More Sentences
second priority n. ikinci öncelik
The second priority must be a health guarantee.
İkinci öncelik sağlık güvencesi olmalıdır.

More Sentences
Computer
absolute priority n. mutlak öncelik
Secure supplies of blood products save lives and must therefore be given absolute priority.
Güvenli kan ürünleri tedariki hayat kurtarır ve bu nedenle mutlak öncelik verilmelidir.

More Sentences
high priority n. yüksek öncelik
The Danish Presidency further gives the highest priority to combating terrorism.
Danimarka Dönem Başkanlığı ayrıca terörizmle mücadeleye en yüksek önceliği vermektedir.

More Sentences
Telecom
priority areas n. öncelikli alanlar
Priority areas for action must, nevertheless, be identified according to trends in crime in the Union.
Bununla birlikte eylem için öncelikli alanlar Birlik içindeki suç eğilimlerine göre belirlenmelidir.

More Sentences
priority issues n. öncelikli konular
This is one of the priority issues for the Greek Presidency over coming months.
Bu, önümüzdeki aylarda Yunanistan Dönem Başkanlığı için öncelikli konulardan biridir.

More Sentences
General
a matter of priority n. öncelik durumu
top priority n. en ileri öncelik
priority mail n. önceliği olan posta
priority processing n. öncelik işlemi
low priority program n. düşük öncelikli program
first priority n. birinci öncelikli
priority list n. öncelikler sırası
priority system n. öncelik sistemi
priority service n. öncelikli hizmet
single piece non-priority mail n. tek parça önceliksiz posta
horizontal priority n. yatay öncelik
priority seats n. engelliler, hamileler,gaziler ve yaşlılar için ayrılmış koltuklar
passive priority n. pasif öncelik
give priority to v. öncelik tanımak
be of top priority v. öncelikli olmak
take priority v. önceliği olmak
give priority v. öncelik göstermek
have priority v. öncelik taşımak
attach priority v. öncelik vermek
give priority v. öncelikli tutmak
attach priority to v. öncelikli tutmak
give priority v. rüçhan hakkı vermek
give priority v. öncelik tanımak
rank in priority v. öncelikli olmak
rank in priority v. önceliği olmak
rank in priority v. önce gelmek
of first priority adj. öncelikli
of top priority adj. öncelikli
the highest priority adj. en öncelikli
as a matter of priority adv. bir öncelik meselesi olarak
as a matter of priority adv. bir öncelik sorunu olarak
with priority adv. öncelikli olarak
Idioms
take priority over v. öncelik vermek
Trade/Economic
first priority mortgage n. birinci dereceden ipotek
economic priority n. ekonomik öncelik
price priority n. fiyat önceliği
order of priority n. ipotekte öncelik sırası
regions with development priority n. kalkınmada öncelikli yöreler
absolute priority rule n. mutlak öncelik kuralı
priority date n. öncelik tarihi
priority call n. öncelikli konuşma
priority system n. öncelik usulü
priority mail n. öncelikli posta
priority share n. öncelikli hisse
non-priority mail n. önceliksiz posta
priority principle n. öncelik ilkesi
priority payment n. öncelikli ödeme
priority claim n. öncelik talebi
right of priority n. rüçhan hakkı
priority rights n. rüçhan (öncelik) hakkı
time priority n. zaman önceliği kuralı
priority of debts n. borç önceliği
priority sequencing n. yapılacak görevleri önceliklerine göre sıralama
claim priority v. rüçhan talep etmek
Law
priority of a claim n. bir hak talebinin önceliği
development priority region n. kalkınmada öncelikli bölge
order of priority n. öncelik sırası
right of priority n. rüçhan hakkı
Politics
common european priority areas n. avrupa müşterek öncelikli alanlar
high priority n. başlıca öncelik
priority regions for development n. kalkınmada öncelikli yöreler
priority region for development n. kalkınmada öncelikli yöre
order of priority n. öncelik sıralaması
order of priority n. öncelik sırası
priority visa n. öncelikli vize
priority region n. öncelikli bölge
right of priority n. öncelik hakkı
priority expenditures n. öncelikli masraflar
priority right n. öncelik hakkı
right of priority n. tercih hakkı
priority of the community n. topluluk önceliği
accord priority treatment v. öncelikli muamelede bulunmak
accord priority treatment v. öncelikle ele almak
Institutes
common european priority areas n. avrupa müşterek öncelik alanları
Technical
bus priority structure n. ana yol öncelik yapısı
dynamic priority n. dinamik öncelik
interrupt priority n. işkesme önceliği
priority indicator n. öncelik göstergesi
priority routine n. öncelik yordamı
priority valve n. öncelik valfi
priority queue n. öncelikli kuyruk
priority processing n. öncelikli işleme
shutter priority n. perdeleme önceliği
preemptive priority discipline n. sonsuz öncelikli düzence
Computer
bus priority structure n. ana yol öncelik yapısı
dynamic priority n. devingen öncelik
low priority n. düşük öncelik
dynamic priority n. dinamik öncelik
group priority n. grup önceliği
send priority n. gönderme önceliği
cell loss priority n. hücre kaybı önceliği
interrupt priority n. işkesme önceliği
pen priority n. kalem önceliği
normal priority n. normal öncelik
priority processing n. öncelikli işleme
priority queue n. öncelikli kuyruk
priority indicator n. öncelik göstergesi
priority base n. öncelik tabanı
priority routine n. öncelik yordamı
packet priority n. paket önceliği
preemptive priority discipline n. sonsuz öncelikli düzence
tx max priority n. tx en büyük öncelik
base priority n. temel önceliği
priority base n. temel öncelik
base priority n. temel öncelik
router priority n. yönlendirici önceliği
set priority v. öncelik vermek
low priority adj. düşük öncelikli
set priority expr. öncelikleri ayarla
set priority expr. öncelik ata
raise priority expr. önceliği artır
priority: high expr. öncelik: yüksek
priority: low expr. öncelik: düşük
lower priority expr. önceliği azalt
Informatics
dynamic priority n. devingen öncelik
access priority n. erişim önceliği
dispatching priority n. görev dağıtım önceliği
job priority n. iş önceliği
interrupt priority n. kesilme önceliği
priority queue n. öncelik kuyruğu
priority access n. öncelikli erişim
priority interrupt n. öncelikli iş kesme
preemptive priority discipline n. sonsuz öncelikli düzence
low-priority adj. düşük öncelikli
priority-based adj. önceliğe dayalı
Telecom
key priority n. anahtar önceliği
call preemption/priority n. çağrı önceliği
priority access and channel assignment n. öncelikli erişim ve kanal tahsisi
telecommunications service priority n. telekomünikasyon hizmeti önceliği
Automotive
priority of way n. geçiş üstünlüğü
priority junction n. öncelikli kavşak
Traffic
priority over oncoming vehicles n. karşıdan gelene yol ver
priority over oncoming vehicles n. önceliği olan yön
pedestrian priority n. yaya önceliği
pedestrian-priority adj. yaya öncelikli
Aeronautic
priority boarding n. öncelikli biniş
Medical
an urgent public health priority n. acil bir kamu sağlığı önceliği
treatment priority n. tedavi önceliği
Statistics
priority queuing n. öncelik dizilişi
risk priority number (rpn) n. riziko öncelik sayısı (rös)
Botanic
priority law n. öncelik kanunu
Environment
priority provinces for development n. kalkınmada öncelikli iller
priority substance n. öncelikli madde
Military
vehicle debarkation priority table n. araç boşaltma öncelik çizelgesi
vehicle summary and priority table n. araç boşaltma öncelik listesi
urgent priority n. acele öncelik
emergency priority n. acil durum önceliği
priority of immediate mission requests n. acil görev taleplerinin önceliği
search and attack priority n. arama ve hücum önceliği
priority of fire n. ateş önceliği
training priority category system n. eğitim öncelik kategorisi sistemi
security priority system n. güvenlik öncelikleri sistemi
operational priority n. harekat önceliği
target priority n. hedef önceliği
air priority identification n. hava nakliyatı öncelik kodu
air priority identification number n. hava nakliyatı öncelik kod numarası
movement priority n. intikal önceliği
priority message n. ivedi mesaj
ordinary priority n. normal öncelik
priority designator n. öncelik tayin edicisi
priority of preplanned mission requests n. önceden planlanmış görev taleplerinin önceliği
priority target n. öncelikli hedef
priority national intelligence objectives n. öncelikli milli istihbarat hedefleri
at priority call n. öncelikli istek
priority intelligence requirement n. öncelikli istihbarat ihtiyacı
priority of contract documents n. sözleşme belgelerinin önceliği
priority system for mission requests for tactical reconnaissance n. taktik keşif görev talepleri için öncelik sistemi
issue priority designator n. askeri standart talep ve ihraç prosedürü taleplerine konulan iki basamaklı bir kod
Photography
shutter priority n. çekim hızı önceliği
aperture priority n. diyafram öncelikli pozlama
shutter priority n. obtüratör önceliği
shutter priority n. örtücü öncelik