premise - Turkish English Dictionary

premise

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "premise" in Turkish English Dictionary : 33 result(s)

English Turkish
Common Usage
premise n. öncül
They did not take recognition of the other as a basic premise.
Ötekinin tanınmasını temel bir öncül olarak kabul etmediler.

More Sentences
General
premise n. önerme
I therefore believe that this premise will allow us to overcome this difficulty.
Dolayısıyla bu önermenin bu zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayacağına inanıyorum.

More Sentences
premise n. ön kabul
His novel is based on the premise that history is not objective.
Romanı, tarihin objektif olmadığı ön kabulüne dayanıyor.

More Sentences
Law
premise n. dayanak
The premise of the book is fundamentally flawed.
Kitabın dayanağı esasen kusurludur.

More Sentences
Math
premise n. öncül
The Northern Dimension is a major premise in the political field.
Kuzey Boyutu siyasi alanda önemli bir öncüldür.

More Sentences
General
premise n. sayıltı
premise n. kaziye
premise n. mukaddeme
premise n. temel dayanak
premise n. ana konsept
premise v. önceden açıklamak
premise v. varsaymak
premise v. ima etmek
premise v. koşul olarak dayatmak
premise v. farz etmek
premise v. destekleyerek sunmak
premise v. yan argüman ile açıklamak
premise v. geçerli argüman ile tanıtmak
premise v. bir şeyi koşul olarak öne sürmek
premise v. bir şeyi koşula bağlamak
premise v. koşul sunmak
premise v. şart dayatmak
Law
premise n. temel
premise n. (belgede) ilk beyan
Math
premise n. mukaddem
Logic
premise n. terim
Archaic
premise v. önceden kullanmak
premise v. önceden yapmak
premise v. önceden göndermek
premise v. ilk adım olarak yapmak
premise v. ilk aşamada kullanmak
premise v. öncelikli tutmak
premise v. (tıbbi veya cerrahi tedavide) başlangıç evresinde kullanmak

Meanings of "premise" with other terms in English Turkish Dictionary : 21 result(s)

English Turkish
General
premise (of something) n. (bir şeyin) öncülü
I therefore believe that this premise will allow us to overcome this difficulty.
Dolayısıyla bu öncülün bu zorluğun üstesinden gelmemizi sağlayacağına inanıyorum.

More Sentences
false premise n. yanlış öncül
false premise n. hatalı öncül
premise [obsolete] n. koşul
premise [obsolete] n. şart
premise [obsolete] n. ön gereklilik
basic premise n. temel öncül
premise (of something) n. (bir şeyin) temel dayanağı
premise (of something) n. (bir şeyin) ana konsepti
Trade/Economic
on-premise sales n. yerinde satış
on-premise adj. yerinde
Law
quit of premise n. kiralananı terk
public premise n. umuma açık mahal
public premise n. umumi mahal
Technical
off-premise line n. yerleşke dışı hat
Informatics
off-premise line n. bina dışı hat
Electric
on-premise line n. bina içi hat
Logic
major premise n. büyük önerme
major premise n. büyük terim
minor premise n. küçük terim
minor premise n. küçük önerme