opposed - Turkish English Dictionary

opposed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "opposed" in Turkish English Dictionary : 12 result(s)

English Turkish
Common Usage
opposed adj. karşıt
Unfortunately, we have now also observed that an opposing movement is at play.
Ne yazık ki, şimdi karşıt bir hareketin de devrede olduğunu gözlemledik.

More Sentences
General
opposed adj. karşı
In this, the south and the north are quite clearly opposed.
Bu konuda, güney ve kuzey oldukça açık bir şekilde karşı karşıya gelmektedir.

More Sentences
opposed adj. zıt
These positions are fundamentally opposed to those of the European Parliament.
Bu görüşler Avrupa Parlamentosunun görüşlerine temelden zıttır.

More Sentences
opposed adj. aksi
Let us also, therefore, discuss women for a change, as opposed to farmers, employers, trade unions, and the like.
Bu nedenle çiftçiler, işverenler, sendikalar ve benzerlerinin aksine, bir değişiklik için kadınları da tartışalım.

More Sentences
Common Usage
opposed adj. aleyhtar
General
opposed adj. karşılıklı
opposed adj. karşı çıkan
opposed adj. çelişken
Mechanic
opposed adj. karşılıklı yer alan (iki motor silindiri)
opposed adj. krank milinin zıt taraflarına yerleştirilmiş (iki motor silindiri)
opposed adj. silindirleri karşılıklı yer alan (motor)
opposed adj. karşıt silindirli (motor)

Meanings of "opposed" with other terms in English Turkish Dictionary : 37 result(s)

English Turkish
General
be opposed to v. karşı olmak
I wouldn't be opposed to doing that.
Bunu yapmaya karşı olmazdım.

More Sentences
diametrically opposed adj. taban tabana zıt
Coercion and coordination are two diametrically opposed political and human theories.
Zorlama ve koordinasyon birbirine taban tabana zıt iki siyaset ve insan teorisidir.

More Sentences
Idioms
opposed to (someone or something) adj. (birine/bir şeye) karşı
In short, I am opposed to this second rail package.
Kısacası bu ikinci demiryolu paketine karşıyım.

More Sentences
opposed to (someone or something) adj. (birinin/bir şeyin) karşısında
Why are you opposed to this?
Neden buna karşısın?

More Sentences
General
opposed cylinder engine n. boksermotor
be opposed to something v. bir şeye karşı olmak
be opposed to something v. bir şeyin aleyhinde olmak
form a group opposed to v. cephe almak
be opposed to each other v. karşıtlaşmak
be opposed to v. aleyhinde olmak
as opposed to prep. -e karşı olarak
as opposed to prep. -in aksine olarak
opposed to prep. aleyhtar
opposed to prep. aleyh
as opposed to prep. -e karşılık
Phrases
as opposed to popular belief expr. inanılanın aksine
as opposed to popular belief expr. sanılanın aksine
Idioms
opposed to (someone or something) adj. (birine/bir şeye) karşı cephe almış
Technical
diametrically opposed points n. çapraz noktalar
opposed blade damper n. karşıt levhalı damper
opposed piston engine n. karşıt pistonlu makine
opposed piston engine n. makus pistonlu makine
spring opposed bellow n. yaylı körük
Computer
spring-opposed bellow n. yaylı körük
Informatics
spring-opposed bellow n. yaylı körük
Mechanic
opposed-cylinder n. merkezdeki ateşleme odasının iki tarafına yatay olarak karşılıklı yerleştirilmiş iki pistonu bulunan bir motor silindiri türü
opposed-cylinder adj. silindirleri krank milinin zıt taraflarına yerleştirilmiş olan (içten yanmalı motor)
Automotive
opposed cylinder engine n. boksör motor
opposed cylinder engine n. boksermotor
horizontally opposed engine n. boksör tipi motor
opposed cylinder engine n. düz motor
opposed cylinder engine n. karşıt silindirli motor
opposed piston motor n. karşılıklı pistonlu motor
horizontally opposed engine n. yatay karşı silindirli motor
horizontal-opposed engine n. yatay karşı silindirli boksör motor
Aeronautic
opposed airscrew n. ters dönen pervane
Botanic
opposed leaves n. karşılıklı yapraklar