olmasına rağmen - Turkish English Dictionary

olmasına rağmen

Meanings of "olmasına rağmen" in English Turkish Dictionary : 6 result(s)

Turkish English
General
olmasına rağmen although conj.
We are discussing two different things, although they are interlinked.
Birbirleriyle bağlantılı olmalarına rağmen iki farklı şeyi tartışıyoruz.

More Sentences
olmasına rağmen even though conj.
These gains have been achieved even though important gaps remain within the legal framework.
Yasal çerçevede önemli boşluklar olmasına rağmen bu kazanımlar elde edilmiştir.

More Sentences
olmasına rağmen while conj.
While there were lots to eat, she didn't offer us drinks.
Yiyecek çok şey olmasına rağmen, bize içki teklif etmedi.

More Sentences
olmasına rağmen nevertheless adv.
olmasına rağmen ne’ertheless adv.
olmasına rağmen neverthelater [obsolete] conj.

Meanings of "olmasına rağmen" with other terms in English Turkish Dictionary : 38 result(s)

Turkish English
General
yanlış olmasına rağmen genel anlamda kabul gören şey factoid n.
araçta ön koltuk boş olmasına rağmen arka koltukta seyahat etmek vip v.
ehliyetine geçici olarak el konulmuş olmasına rağmen araç kullanmak be driving on a suspended driving licence v.
(olgun olmasına rağmen) kibar olmayan unmellow adj.
(olgun olmasına rağmen) kaba unmellow adj.
öyle olmasına rağmen even so adv.
Colloquial
biyolojik olarak kadın olmasına rağmen drag queen gibi giyinen kadın bio queen n.
çevredeki insanların rahatsız olmasına rağmen sürekli cep telefonu ile konuşan kişi cellfish n.
öyle olmasına rağmen that having been said expr.
Idioms
kaçınılmaz olmasına rağmen inatla değişim ve reformlara direnen kişi dame partington and her mop n.
otuz yaşında olmasına rağmen yaşlı görünmek seem over-the-hill at thirty v.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmemek hide in plain view v.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmemek hide in plain view v.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmemek hide in plain view v.
apaçık ortada olmasına rağmen tepki çekmeden ve değişmeden kalmak hide in plain view v.
apaçık ortada olmasına rağmen alışıldığı için görünmez olmak hide in plain view v.
uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışmak be out on (one's) feet v.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen hidden in plain view adj.
apaçık ortada olup/olmasına rağmen fark edilmeyen hidden in plain view adj.
herkesin görebileceği bir yerde olup/olmasına rağmen görülmeyen hidden in plain view adj.
göz önünde olup/olmasına rağmen görülmeyen hidden in plain sight adj.
uykusuz/yorgun olmasına rağmen ayakta durmaya çalışan out on (one's) feet expr.
Speaking
aç olmasına rağmen although she was hungry expr.
aç olmasına rağmen although he was hungry expr.
zengin olmasına rağmen mutsuzdu although he was rich he was unhappy expr.
Trade/Economic
sergilediği ürünler kendisine ait olmasına rağmen başka bir perakendecinin mağazasından yer kiralayarak o perakendeci adına satış yapan perakendeci leased department n.
özsermayesi sıfırın altında olmasına rağmen hükümetin açıktan veya örtülü olarak desteğiyle ayakta duran finansal kurum zombie bank n.
Medical
yaşlı olmasına rağmen genç görünme agerasia n.
Pathology
göz içi basıncı normal olmasına rağmen optik sinire zarar gelmesinden kaynaklı glokom hastalığı normal tension glaucoma n.
Biology
yapısal olarak eksik olmasına rağmen tam dişi görevi gören canlı birey gynecoid n.
Astronomy
parlak olmasına rağmen görünmeyen yıldız dark star n.
Zoology
kocaman olmasına rağmen sakin ve zararsız olan hayvan gentle giant n.
History
1415'te fransızlar ve ingilizler arasında yapılan ve fransız askerlerinin sayıca fazla ve daha fazla güç sahibi olmasına rağmen ingilizlere yenildiği savaş agincourt n.
Slang
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse lawyer n.
evden gitme çağına gelmiş olmasına rağmen evden gitmeyen çocuklar kids in parents' pockets eroding retirement savings (kippers) n.
herhangi bir hukuk eğitim almamış olmasına rağmen engin hukuk bilgisine sahip olan ve adli konularda arkadaşlarını yönlendiren mahkum jailhouse attorney n.
Modern Slang
yaşlanmakta olmasına rağmen gençliğinde sahip olduğu güzelliği korumaya çalışan kadın aging beauty n.
bilgiye erişim olmasına rağmen ısrarla sürdürülen cehalet aggressive ignorance n.