occupied - Turkish English Dictionary

occupied

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "occupied" in Turkish English Dictionary : 20 result(s)

English Turkish
Common Usage
occupied adj. meşgul
Tom is occupied.
Tom meşgul.

More Sentences
General
occupied adj. dolu
Go to the properties of the flash drive and see that it is half occupied.
Flash sürücünün özelliklerine gidin ve yarısının dolu olduğunu görün.

More Sentences
occupied adj. meşgul
I'm occupied at the moment.
Şu anda meşgulüm.

More Sentences
occupied adj. kullanılan
The house is not occupied now.
Ev şu anda kullanılmıyor.

More Sentences
occupied adj. meskun
occupied adj. kafası bir şeyle meşgul olan
occupied adj. tutulan
occupied adj. doldurulmuş
occupied adj. ikamet eden
occupied adj. oturan
occupied adj. kiracısı bulunan
occupied adj. dikkat çeken
occupied adj. aklı meşgul eden
occupied adj. enerji alan
occupied adj. teknik olarak yayınlanmış
occupied adj. rezerve
occupied adj. rezerve edilmiş
occupied adj. (birine) ayrılmış
occupied adj. tutulmuş
Military
occupied adj. işgal edilmiş

Meanings of "occupied" with other terms in English Turkish Dictionary : 44 result(s)

English Turkish
Politics
occupied territories n. işgal altındaki topraklar
Has Israel really abandoned the idea that the occupied territories should be governed by Israelis?
İsrail işgal altındaki toprakların İsrailliler tarafından yönetilmesi gerektiği fikrinden gerçekten vazgeçti mi?

More Sentences
General
occupied zone n. işgal edilen/edilmiş alan
occupied area n. işgal alanı
be occupied v. bağlanmak
be occupied with doing v. uğraşmak
be occupied with doing v. meşgul olmak
be occupied in doing v. uğraşmak
be occupied with v. bağlanmak
keep occupied v. meşgul etmek
keep occupied v. meşgul tutmak
be deeply occupied with v. derdine düşmek
be occupied v. işgal edilmek
be occupied v. meşgul/dolu olmak
occupied in adj. ile meşgul
owner occupied adj. oturduğu yer kendisinin olan
owner-occupied adj. sahibi tarafından kullanılan
owner-occupied adj. içinde sahibinin yaşadığı
owner-occupied adj. sahibince işgal edilen
Speaking
I'm occupied expr. işim var
Trade/Economic
owner-occupied property n. sahibince kullanılan mülk
Politics
occupied state n. işgal edilmiş devlet
israeli-occupied palestinian territories n. israil işgali altındaki filistin toprakları
israeli-occupied territories n. israil işgali altındaki filistin toprakları
occupied palestinian territories n. işgal altındaki filistin toprakları
occupied state n. i̇şgal altındaki devlet
it may be that, by violence and ruse, all the fortresses of your beloved fatherland may be captured, all its shipyards occupied, all its armies dispersed and every part of the country invaded. n. cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir
Industry
stowage plan occupied and empty locations n. stoklama planı dolu ve boş yerler
Technical
occupied beds n. dolu yataklar
occupied space n. iskan edilen mahal
occupied zone n. iskan edilen zon
occupied volume n. işgal edilen hacim
occupied volume n. kapladığı/kaplana/işgal edilen hacim
Telecom
occupied bandwidth n. kullanılan bant genişliği
occupied traffic channel n. meşgul trafik kanalı
Construction
occupied zone n. iskan edilen zon
occupied space n. iskan edilen mahal
Railway
occupied track n. dolu hat
occupied track n. meşgul hat
Chemistry
homo (highest occupied molecular orbital) abrev. en yüksek dolu moleküler orbital
Military
occupied territory n. işgal edilmiş topraklar
occupied net storage space n. malzeme konmuş depolama sahası
occupied space n. malzeme konmuş depolama sahası
enemy-occupied adj. düşman işgali altında
enemy-occupied adj. düşman kuvvetlerince işgal edilmiş