|
Category |
Turkish |
English |
|
Common Usage |
|
1 |
Common Usage |
müdahale etmek |
interfere v.
|
|
I am not going to interfere, however.
Ancak buna müdahale etmeyeceğim.
More Sentences
|
General |
|
2 |
General |
müdahale etme |
interference n.
|
|
It is clear that States do not want interference in the tax systems, but they are wrong.
Devletlerin vergi sistemlerine müdahale edilmesini istemedikleri açıktır ancak bu konuda yanılıyorlar.
More Sentences
|
3 |
General |
tıbbi müdahale |
medical attention n.
|
|
Tom will need medical attention.
Tom'un tıbbi müdahaleye ihtiyacı olacak.
More Sentences
|
4 |
General |
doğrudan müdahale |
direct intervention n.
|
|
I am not suggesting that direct intervention in the country which defied the Red Army is either appropriate or feasible.
Kızıl Ordu'ya meydan okuyan bir ülkeye doğrudan müdahalenin uygun ya da uygulanabilir olduğunu öne sürmüyorum.
More Sentences
|
5 |
General |
müdahale etmek |
intervene v.
|
|
The police were forced to intervene in the dispute.
Polis tartışmaya müdahale etmek zorunda kaldı.
More Sentences
|
6 |
General |
müdahale etmek |
interfere in v.
|
|
This clearly gives licence to interfere in matters of national sovereignty and national autonomy.
Bu açıkça ulusal egemenlik ve ulusal özerklik konularına müdahale etme ruhsatı vermektedir.
More Sentences
|
7 |
General |
müdahale etmek |
interfere v.
|
|
I am not going to interfere, however.
Ancak ben buna müdahale etmeyeceğim.
More Sentences
|
Phrasals |
|
8 |
Phrasals |
müdahale etmek |
intervene in v.
|
|
I therefore think that the European Union urgently needs to strongly intervene in this region.
Bu nedenle Avrupa Birliği'nin acilen bu bölgeye güçlü bir şekilde müdahale etmesi gerektiğini düşünüyorum.
More Sentences
|
9 |
Phrasals |
(bir şeye) müdahale etmek |
interfere with (something) v.
|
|
I believe it is right for the proposal on the Union's powers not to interfere with the systems of the individual States.
Birliğin yetkilerine ilişkin teklifin tek tek Devletlerin sistemlerine müdahale etmemesinin doğru olduğuna inanıyorum.
More Sentences
|
10 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) müdahale etmek |
intervene with (someone or something) v.
|
|
Does it propose to intervene with the Member State in question?
Söz konusu Üye Devlete müdahale etmeyi öneriyor mu?
More Sentences
|
11 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) müdahale etmek |
intrude on (someone or something) v.
|
|
By and large, reporters don't hesitate to intrude on one's privacy.
Genel olarak, gazeteciler bir kişinin mahremiyetine müdahale etmekten çekinmezler.
More Sentences
|
Trade/Economic |
|
12 |
Trade/Economic |
müdahale fiyatları |
intervention prices n.
|
|
Lastly, the suggested proposals to lower intervention prices do not appear necessary in the current context.
Son olarak müdahale fiyatlarının düşürülmesine yönelik önerilen teklifler mevcut bağlamda gerekli görünmemektedir.
More Sentences
|
Law |
|
13 |
Law |
müdahale yetkisi |
power of intervention n.
|
|
The compromise does not provide for hard powers of intervention by the Commission on spectrum matters.
Uzlaşı, spektrum konularında Komisyon'un sert müdahale yetkilerini öngörmemektedir.
More Sentences
|
14 |
Law |
müdahale etmek |
interfere v.
|
|
Our common task is to limit it as much as possible and warn neighbouring states not to interfere.
Ortak görevimiz bunu mümkün olduğunca sınırlandırmak ve komşu devletleri müdahale etmemeleri konusunda uyarmaktır.
More Sentences
|
Politics |
|
15 |
Politics |
askeri müdahale |
military intervention n.
|
|
A military intervention against Iraq would have terrifying consequences today in the Middle East.
Irak'a yönelik bir askeri müdahalenin bugün Orta Doğu'da korkunç sonuçları olacaktır.
More Sentences
|
16 |
Politics |
dış müdahale |
foreign intervention n.
|
|
We condemn the government of Guatemala, the oligarchy and foreign intervention.
Guatemala hükümetini, oligarşiyi ve dış müdahaleyi kınıyoruz.
More Sentences
|
Technical |
|
17 |
Technical |
müdahale etmek |
interfere v.
|
|
The media is also decidedly centralised, and I have not seen the Commission interfere very much in that.
Medya da kesinlikle merkezileşmiş durumda ve Komisyon'un buna çok fazla müdahale ettiğini görmedim.
More Sentences
|
|
Military |
|
18 |
Military |
askeri müdahale |
military intervention n.
|
|
Negotiations are alternated with forceful military intervention.
Müzakereler güçlü askeri müdahalelerle dönüşümlü olarak yapılıyor.
More Sentences
|
General |
|
19 |
General |
acil müdahale |
emergency action n.
|
|
20 |
General |
cerrahi müdahale |
surgical intervention n.
|
|
21 |
General |
acil durum müdahale aracı |
emergency response vehicle n.
|
|
22 |
General |
cerrahi müdahale |
operation n.
|
|
23 |
General |
dışarıdan gelmiş acil durum müdahale ekibi |
foreign emergency response team n.
|
|
24 |
General |
afete müdahale tatbikatı |
disaster fighting drill n.
|
|
25 |
General |
kalabalık içinde herhangi bir olaya müdahale etmeme eğilimi |
bystander effect n.
|
|
26 |
General |
acil durum müdahale seviyesi |
emergency action level n.
|
|
27 |
General |
acil müdahale ekibi |
rapid response team n.
|
|
28 |
General |
ilk müdahale ekibi |
first responder n.
|
|
29 |
General |
erken müdahale kuvveti |
initial response force n.
|
|
30 |
General |
insani müdahale |
humanitarian intervention n.
|
|
31 |
General |
afete müdahale |
disaster response n.
|
|
32 |
General |
acil müdahale planı |
emergency response plan n.
|
|
33 |
General |
afete müdahale grubu |
disaster response group n.
|
|
34 |
General |
tıbbi müdahale |
medical intervention n.
|
|
35 |
General |
kaza müdahale ekibi |
accident response group n.
|
|
36 |
General |
acil müdahale planlama alanı |
emergency response planning area n.
|
|
37 |
General |
acil durum müdahale ekibi |
emergency response team n.
|
|
38 |
General |
acil durum müdahale ekibinin öncü kısmı |
emergency response team advance element n.
|
|
39 |
General |
acil tıbbi müdahale |
immediate medical response n.
|
|
40 |
General |
erken müdahale |
early intervention n.
|
|
41 |
General |
sosyal müdahale |
social interference-intervention n.
|
|
42 |
General |
afet öncesi müdahale |
pre-disaster response n.
|
|
43 |
General |
önleyici tıbbi müdahale |
preventive care n.
|
|
44 |
General |
kızılay afet müdahale merkezi |
red crescent disaster operations center n.
|
|
45 |
General |
yangına ilk müdahale eden itfaiye eri |
front line firefighter n.
|
|
46 |
General |
zamanında müdahale |
a timely intervention n.
|
|
47 |
General |
zamanında müdahale |
a timely response n.
|
|
48 |
General |
afete müdahale |
disaster recovery n.
|
|
49 |
General |
ilahi müdahale |
divine intervention n.
|
|
50 |
General |
acil müdahale merkezi |
emergency response center n.
|
|
51 |
General |
acil yardım/müdahale çalışanı |
emt n.
|
|
52 |
General |
acil yardım/müdahale çalışanı |
ambulance technician n.
|
|
53 |
General |
acil yardım/müdahale çalışanı |
emergency medical technician n.
|
|
54 |
General |
acil müdahale timi |
quick response team n.
|
|
55 |
General |
müdahale ekibi |
intervention team n.
|
|
56 |
General |
yangına ilk müdahale aracı |
first responder vehicle n.
|
|
57 |
General |
ilk müdahale aracı |
first responder vehicle n.
|
|
|
58 |
General |
toplumsal olaylara müdahale aracı (toma) |
riot control vehicle n.
|
|
59 |
General |
acil müdahale |
prompt action n.
|
|
60 |
General |
amaçlı müdahale |
targeted intervention n.
|
|
61 |
General |
müdahale edilebilirlik |
actionability n.
|
|
62 |
General |
acil durum müdahale prosedürü |
emergency response procedure n.
|
|
63 |
General |
acil durumlar veya ufak yaralanmalara müdahale eden tıbbi kuruluş |
urgicenter n.
|
|
64 |
General |
pozisyon değişimi için yapılan müdahale |
manoeuver n.
|
|
65 |
General |
acil müdahale |
maturity [obsolete] n.
|
|
66 |
General |
işgüzar müdahale |
meddling n.
|
|
67 |
General |
acil durum müdahale ekiplerine verilen eğitimde yaralanmaları veya hastalıkları simüle etmek için model kullanma |
moulage n.
|
|
68 |
General |
müdahale etme |
derangement n.
|
|
69 |
General |
müdahale eden kimse |
deranger n.
|
|
70 |
General |
aşırı müdahale |
overmeddling n.
|
|
71 |
General |
konserler esnasında sahnedeki aksaklıklara müdahale eden kimse |
roadie n.
|
|
72 |
General |
konserler esnasında sahnedeki aksaklıklara müdahale eden kimse |
road manager n.
|
|
73 |
General |
yerinde bir müdahale |
a timely intervention n.
|
|
74 |
General |
yerinde bir müdahale |
a timely response n.
|
|
75 |
General |
yerinde bir müdahale |
an appropriate intervention n.
|
|
76 |
General |
yerinde müdahale |
on-site intervention n.
|
|
77 |
General |
başkalarının çıkarlarını etkileyebilecek müdahale |
intervention n.
|
|
78 |
General |
belirli eylemleri yaptırmak için bir ülkenin iç işlerine müdahale etme |
intervention n.
|
|
79 |
General |
diğerlerinin işlerine yapılan evrensel müdahale |
pantopragmatics n.
|
|
80 |
General |
ani müdahale |
firefighting n.
|
|
81 |
General |
ani müdahale |
fire-fighting n.
|
|
82 |
General |
doğaüstü müdahale |
supernatural n.
|
|
83 |
General |
müdahale etmek (başkasının işine) |
mess with v.
|
|
84 |
General |
duruma müdahale etmek |
intervene in v.
|
|
85 |
General |
yükselişe müdahale etmek |
deflate v.
|
|
86 |
General |
müdahale etmek |
step in v.
|
|
87 |
General |
tartışmaya müdahale etmek |
interrupt the conversation v.
|
|
88 |
General |
müdahale etmek |
cut in v.
|
|
89 |
General |
söz ile bir konuşmaya müdahale etmek |
interject v.
|
|
90 |
General |
fiyatlara müdahale etmek |
intervene in prices v.
|
|
91 |
General |
haksız olarak müdahale etmek |
intrude v.
|
|
92 |
General |
içişlerine müdahale etmemek |
not interfere in the internal affairs v.
|
|
93 |
General |
arızaya müdahale etmek |
respond to the failure v.
|
|
94 |
General |
bir yangına müdahale etmek |
respond to a fire v.
|
|
95 |
General |
yerinden (mahalinden) acil durumlara müdahale etmek |
respond to emergencies on-site v.
|
|
96 |
General |
müdahale etmek |
intervent v.
|
|
97 |
General |
oyuncuya müdahale etmek |
tackle v.
|
|
98 |
General |
atak yapan oyuncuya müdahale etmek |
tackle v.
|
|
99 |
General |
(rüşvet vb vererek) adli sürece müdahale etmek |
tamper v.
|
|
100 |
General |
müdahale etmek |
trouble [caribbean] v.
|
|
101 |
General |
müdahale etmek |
make [dialect] v.
|
|
102 |
General |
müdahale etmek |
entermete [obsolete] v.
|
|
103 |
General |
müdahale etmek |
jump v.
|
|
104 |
General |
müdahale etmek |
break v.
|
|
105 |
General |
müdahale etmek |
muck v.
|
|
106 |
General |
işleyişine müdahale etmek |
derange v.
|
|
107 |
General |
(hastaya) gereksiz cerrahi müdahale uygulamak |
overtreat v.
|
|
108 |
General |
işine müdahale yapmak |
impose v.
|
|
109 |
General |
müdahale etmek |
intermediate v.
|
|
110 |
General |
başka ulusun iç işlerine zorla müdahale etmek |
intervene v.
|
|
111 |
General |
müdahale etmek |
porlock v.
|
|
112 |
General |
önceden müdahale etmek |
prehandle v.
|
|
113 |
General |
önceden müdahale etmek |
preimpose v.
|
|
114 |
General |
müdahale etmek |
snag v.
|
|
115 |
General |
müdahale etmek |
snap up v.
|
|
116 |
General |
doğaüstü şekilde müdahale etmek |
supernaturalize v.
|
|
117 |
General |
müdahale eden |
interfering adj.
|
|
118 |
General |
özel hayata müdahale edici |
orwellian adj.
|
|
119 |
General |
müdahale etmeyen |
not intrusive adj.
|
|
120 |
General |
müdahale etmeyen |
unintrusive adj.
|
|
121 |
General |
müdahale etmeyen |
hands-off adj.
|
|
122 |
General |
müdahale kurumu ile yöneten |
mediate adj.
|
|
123 |
General |
müdahale kurumu içeren |
mediate adj.
|
|
124 |
General |
müdahale kurumuna bağlı |
mediate adj.
|
|
125 |
General |
dışarıdan müdahale gerektirmeyen |
hot adj.
|
|
126 |
General |
müdahale edilmeyen |
off-limits adj.
|
|
127 |
General |
müdahale edilmeyen |
off-limits adj.
|
|
128 |
General |
önceden müdahale edilen |
preimposed adj.
|
|
129 |
General |
müdahale edilmeyen |
sole adj.
|
|
130 |
General |
müdahale eden |
poisonous adj.
|
|
131 |
General |
müdahale eden |
poisonsome [obsolete] adj.
|
|
132 |
General |
işgüzarca müdahale ederek |
meddlingly adv.
|
|
133 |
General |
müdahale talebi |
irq (interrupt request) abrev.
|
|
Phrasals |
|
134 |
Phrasals |
(anlaşmazlık içindeki iki kişi veya gruba) müdahale etmek |
step between (someone or something) v.
|
|
135 |
Phrasals |
birini bir işe müdahale etmeye zorlamak |
interject someone into something v.
|
|
136 |
Phrasals |
birine müdahale etmek |
intervene with someone v.
|
|
137 |
Phrasals |
duruma müdahale etmek |
intervene in v.
|
|
138 |
Phrasals |
müdahale etmek/karışmak |
muscle in on something v.
|
|
139 |
Phrasals |
(beyzbol) başka bir oyuncaya atılan topa müdahale etmek |
cut off v.
|
|
140 |
Phrasals |
birine/bir şeye müdahale etmek |
impinge upon someone or something v.
|
|
141 |
Phrasals |
birine/bir şeye müdahale etmek |
impinge on someone or something v.
|
|
142 |
Phrasals |
müdahale etmek |
wade in v.
|
|
143 |
Phrasals |
tartışmaya, anlaşmazlığa, kavgaya müdahale etmek |
wade into v.
|
|
144 |
Phrasals |
müdahale etmek |
step into v.
|
|
145 |
Phrasals |
duruma müdahale etmek |
step into v.
|
|
146 |
Phrasals |
haklarına müdahale etmek |
infringe upon something v.
|
|
147 |
Phrasals |
haklarına müdahale etmek |
infringe on something v.
|
|
148 |
Phrasals |
müdahale etmek |
mess around v.
|
|
149 |
Phrasals |
vinç bomuyla müdahale etmek |
boom (off) v.
|
|
150 |
Phrasals |
vinç bomuyla müdahale etmek |
boom (out) v.
|
|
151 |
Phrasals |
müdahale etmek |
chop (out) v.
|
|
152 |
Phrasals |
(bir şeye) müdahale etmek |
interfere in (something) v.
|
|
153 |
Phrasals |
(birinin/bir şeyin bir şeye) müdahale etmesini/karışmasını sağlamak |
interject (someone or something) into (something) v.
|
|
154 |
Phrasals |
(birini/bir şeyi bir şeye) müdahale ettirmek |
interject (someone or something) into (something) v.
|
|
155 |
Phrasals |
müdahale etmek/ettirmek |
interject into v.
|
|
156 |
Phrasals |
(bir şeye) müdahale etmek |
intervene in (something) v.
|
|
157 |
Phrasals |
-e müdahale etmek |
intervene with v.
|
|
158 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) müdahale etmek |
intrude upon (someone or something) v.
|
|
159 |
Phrasals |
(bir şeye) müdahale etmek |
intrude into (something) v.
|
|
160 |
Phrasals |
(birine/bir şeye) zorla müdahale etmek |
muscle in on (someone or something) v.
|
|
Proverb |
|
161 |
Proverb |
kendi alanında olmayan bir olaya müdahale etme |
let the cobbler stick to his last
|
|
162 |
Proverb |
kendi alanında olmayan bir olaya müdahale etme |
the cobbler should stick to his last
|
|
163 |
Proverb |
zamanında/erken müdahale |
a stitch in time
|
|
Colloquial |
|
164 |
Colloquial |
internet yazışmalarındaki imla hatalarına sürekli müdahale eden kimse |
grammar freak n.
|
|
165 |
Colloquial |
internet yazışmalarındaki imla hatalarına sürekli müdahale eden kimse |
grammar nazi n.
|
|
166 |
Colloquial |
internet yazışmalarındaki imla hatalarına sürekli müdahale eden kimse |
grammar police n.
|
|
167 |
Colloquial |
tilki avını önlemek için müdahale eden kimse |
sab [uk] n.
|
|
168 |
Colloquial |
bir yarışmanın sonuçlarına önceden müdahale etme |
carve-up n.
|
|
169 |
Colloquial |
müdahale etmek |
butt in v.
|
|
170 |
Colloquial |
(bir şeye) karışmamak/müdahale etmemek |
let (something) play out v.
|
|
171 |
Colloquial |
karışmamak/müdahale etmemek |
let things play out v.
|
|
172 |
Colloquial |
(birinin bir şeyine) müdahale etmek |
get (all) up in (one's) (something) v.
|
|
173 |
Colloquial |
birinin planlarına müdahale etme |
in someone's way expr.
|
|
Idioms |
|
174 |
Idioms |
önleyici ama karşı saldırıya yol açmayacak derece dar darbe/müdahale |
bloody nose strike n.
|
|
175 |
Idioms |
önleyici ama karşı saldırıya yol açmayacak derece dar darbe/müdahale |
bloody nose attack n.
|
|
176 |
Idioms |
başkalarının işine müdahale eden kişiler |
back-seat drivers n.
|
|
177 |
Idioms |
haksız müdahale |
a rough deal n.
|
|
178 |
Idioms |
sert müdahale |
a rough deal n.
|
|
179 |
Idioms |
haksız müdahale |
a raw deal n.
|
|
180 |
Idioms |
sert müdahale |
a raw deal n.
|
|
181 |
Idioms |
hareket halindeki bir şeye müdahale etmek için kullanılan istemsiz/bilinçsiz beden hareketleri |
body english n.
|
|
182 |
Idioms |
acil müdahale olarak savaş alanında yapılan ameliyat |
meatball surgery n.
|
|
183 |
Idioms |
savaşa alanında yaralının hayatını kurtarmak için acil ve hızlı şekilde uygulanan cerrahi işlem/müdahale |
meatball surgery n.
|
|
184 |
Idioms |
askeri müdahale |
blood and iron n.
|
|
185 |
Idioms |
artistik/sanatsal müdahale/manipülasyon |
artistic/poetic licence n.
|
|
186 |
Idioms |
(özellikle aile meselelerine) müdahale etmek |
go between the bark and the tree v.
|
|
187 |
Idioms |
hemen/derhal müdahale etmek |
be quick off the mark v.
|
|
188 |
Idioms |
müdahale etmemek |
take a hands off approach v.
|
|
189 |
Idioms |
soruna müdahale etmek |
grasp the nettle v.
|
|
190 |
Idioms |
(müdahale etmede) ağır kalmak |
be slow off the mark v.
|
|
191 |
Idioms |
(az da olsa) soruna müdahale etmek |
put (one's) finger in the dyke v.
|
|
192 |
Idioms |
(yolsuzluk, haksızlık) yapıldığını bilip müdahale etmemek |
sit back and (do something) v.
|
|
193 |
Idioms |
derhal müdahale etmek |
be quick off the mark v.
|
|
194 |
Idioms |
yavaş müdahale etmek |
be slow off the mark v.
|
|
195 |
Idioms |
(bir şeyi) müdahale edilmesi gereken bir hale getirmek |
bring (something) to a head v.
|
|
196 |
Idioms |
bir şeyi müdahale edilmesi gereken bir hale getirmek |
bring something to a head v.
|
|
197 |
Idioms |
önden müdahale etmek |
put your finger in the dyke v.
|
|
198 |
Idioms |
hemen/derhal müdahale eden |
quick off the mark adj.
|
|
Trade/Economic |
|
199 |
Trade/Economic |
arındırılmış müdahale |
sterilised intervention n.
|
|
200 |
Trade/Economic |
belirlenmiş müdahale fiyatı |
derived intervention price n.
|
|
201 |
Trade/Economic |
dış ticarete müdahale araçları |
trade controls n.
|
|
202 |
Trade/Economic |
grev sırasında rakip iki sendika arasında patlak veren müdahale krizi |
cross picketing n.
|
|
203 |
Trade/Economic |
hesaplanmış müdahale fiyatı |
derived intervention price n.
|
|
204 |
Trade/Economic |
hiç müdahale edilmeyen döviz kuru sistemi |
clean exchange rate system n.
|
|
205 |
Trade/Economic |
kısırlaştırılmış müdahale |
sterilized intervention n.
|
|
206 |
Trade/Economic |
kısırlaştırılmamış müdahale |
unsterilized intervention n.
|
|
207 |
Trade/Economic |
mali müdahale |
financial intervention n.
|
|
208 |
Trade/Economic |
müdahale fiyatı |
intervention price n.
|
|
209 |
Trade/Economic |
müdahale parası |
intervention currency n.
|
|
210 |
Trade/Economic |
müdahale noktaları |
intervention points n.
|
|
211 |
Trade/Economic |
müdahale edilmeyen dalgalanma sistemi |
clear fluctuation system n.
|
|
212 |
Trade/Economic |
müdahale etmeme |
laissez faire n.
|
|
213 |
Trade/Economic |
müdahale politikası |
intervention policy n.
|
|
214 |
Trade/Economic |
müdahale fiyatı |
intervention price n.
|
|
215 |
Trade/Economic |
net müdahale |
net intervention n.
|
|
216 |
Trade/Economic |
türetilmiş müdahale fiyatı |
derived intervention price n.
|
|
217 |
Trade/Economic |
iskelet yapısına müdahale edilerek yapılan tedavi |
zb (zero balancing) n.
|
|
218 |
Trade/Economic |
iflas davasına müdahale ve itiraz etmek |
intervenes in and contests the bankruptcy v.
|
|
219 |
Trade/Economic |
(özellikle bir para biriminin istikrarını sürdürmek için) piyasaya müdahale etmek |
intervene v.
|
|
220 |
Trade/Economic |
müdahale edilmiş (kur dalgalanması) |
dirty adj.
|
|
Law |
|
221 |
Law |
yasalara uygun faaliyetlere müdahale etme |
aggravated trespass n.
|
|
222 |
Law |
avrupa-atlantik afet müdahale koordinasyon merkezi |
euro atlantic disaster response coordination centre n.
|
|
223 |
Law |
davaya müdahale |
intervention to case n.
|
|
224 |
Law |
davaya müdahale |
intervention n.
|
|
225 |
Law |
emredici men’i müdahale emri |
mandatory injunction n.
|
|
226 |
Law |
gayrimenkule haksız müdahale |
trespass n.
|
|
227 |
Law |
haksız müdahale |
unlawful interference n.
|
|
228 |
Law |
haksız müdahale |
intrusion n.
|
|
229 |
Law |
müdahale talebi |
demand to intervene n.
|
|
230 |
Law |
müdahale dilekçesi |
intervention petition n.
|
|
231 |
Law |
men’i müdahale davası |
action of trespass n.
|
|
232 |
Law |
men’i müdahale davası |
actio negatoria n.
|
|
233 |
Law |
yargıya müdahale |
judicial intervention n.
|
|
234 |
Law |
mülke müdahale etme |
entry n.
|
|
235 |
Law |
gerçeklerin üstünün kapatıldığı iddia edilen boşanma ve birtakım diğer davalara müdahale etme yetkisi bulunan görevli |
king's proctor [uk] n.
|
|
236 |
Law |
tüm insanların sahip olduğu ve devletin müdahale edemeyeceği temel hak veya özgürlükler |
human right n.
|
|
237 |
Law |
başkasının arazisine müdahale etme |
molestation n.
|
|
238 |
Law |
davaya müdahale eden kimse |
impleader n.
|
|
239 |
Law |
başkasının işine müdahale etme |
intromission [scotland] n.
|
|
240 |
Law |
müdahale gerektiren sivil faaliyetlerine doğrudan kara ve hava kuvveti katılımını yasaklayan federal yasa |
posse comitatus n.
|
|
241 |
Law |
davaya müdahale etmek |
intervene v.
|
|
242 |
Law |
müdahale etmek |
interpose v.
|
|
243 |
Law |
başkasının işine müdahale etmek |
intromit [scotland] v.
|
|
244 |
Law |
müdahale eden |
intervening adj.
|
|
Politics |
|
245 |
Politics |
hükümetin ekonomiye olabildiğince az müdahale etmesi prensibine dayanan doktrin |
laissez-faireism n.
|
|
246 |
Politics |
yerleşim yerlerinde devriye gezerek topluma yakışmayan davranışlara müdahale etmesi için resmi makamlarca görevlendirilen kimse |
neighbourhood warden n.
|
|
247 |
Politics |
müdahale etmeme |
the let-alone principle n.
|
|
248 |
Politics |
ademi müdahale |
non-intervention n.
|
|
249 |
Politics |
acil müdahale istasyonları |
emergency intervention stations n.
|
|
250 |
Politics |
akdeniz bölgesel deniz kirliliği acil müdahale merkezi |
regional marine pollution emergency response centre for the mediterranean sea n.
|
|
251 |
Politics |
ademi müdahale |
nonintervention n.
|
|
252 |
Politics |
ademi müdahale komitesi |
non-intervention committee n.
|
|
253 |
Politics |
acil müdahale gücü |
rapid reaction force n.
|
|
254 |
Politics |
acil sınır müdahale timi |
rapid intervention border team n.
|
|
255 |
Politics |
afet yönetimi ve olağanüstü hallerde müdahale amaçlı uzay kaynaklı bilgi için bm platformu |
united nations platform for space-based information for disaster management and emergency response n.
|
|
256 |
Politics |
barışçıl müdahale |
peaceful intervention n.
|
|
257 |
Politics |
birleşmiş milletler insani müdahale depo ağı |
united nations humanitarian response depot network n.
|
|
258 |
Politics |
dışarıdan müdahale |
foreign intervention n.
|
|
259 |
Politics |
destekleyici müdahale |
supportive intervention n.
|
|
260 |
Politics |
fuzuli müdahale |
unlawful interference n.
|
|
261 |
Politics |
haksız müdahale |
undue interference n.
|
|
262 |
Politics |
hayat tarzlarına müdahale |
interference in private life n.
|
|
263 |
Politics |
hayat tarzlarına müdahale |
interference in private lives n.
|
|
264 |
Politics |
hukuki dayanağı olmayan askeri müdahale |
unwarranted military intervention n.
|
|
265 |
Politics |
insani müdahale |
humanitarian intervention n.
|
|
266 |
Politics |
iit bilgisayar acil müdahale ekibi |
oic computer emergency response team n.
|
|
267 |
Politics |
içişlerine müdahale |
interference in domestic affairs n.
|
|
268 |
Politics |
kanunsuz müdahale |
unlawful interference n.
|
|
269 |
Politics |
müdahale politikası |
intervention policy n.
|
|
270 |
Politics |
müdahale kurumu |
intervention agency n.
|
|
271 |
Politics |
müdahale edenler |
interventionist n.
|
|
272 |
Politics |
müdahale yetkisi |
power of intervention n.
|
|
273 |
Politics |
müdahale mantığı |
intervention logic n.
|
|
274 |
Politics |
müdahale etmeme politikası |
nonintervention n.
|
|
275 |
Politics |
müdahale etmeme |
non-intervention n.
|
|
276 |
Politics |
müdahale programı |
intervention program n.
|
|
277 |
Politics |
müdahale etmeme |
nonintervention n.
|
|
278 |
Politics |
müdahale etmeme politikası |
non-intervention n.
|
|
279 |
Politics |
müdahale fiyatı |
intervention price n.
|
|
280 |
Politics |
önleyici müdahale |
preventive intervention n.
|
|
281 |
Politics |
özel hayata müdahale |
interference in private life n.
|
|
282 |
Politics |
politikalara müdahale |
policy intervention n.
|
|
283 |
Politics |
silahlı müdahale |
armed intervention n.
|
|
284 |
Politics |
yasadışı müdahale |
unlawful interference n.
|
|
285 |
Politics |
yersiz müdahale |
undue interference n.
|
|
286 |
Politics |
1980'lerin sonlarında abd'nin honduras'ın ekonomik ve siyasi işlerine müdahale etmesini önlemek amacıyla kurulan radikal solcu bir terör örgütü |
moranzanist patriotic front n.
|
|
287 |
Politics |
abd'nin batı yarı küredeki ülkelerle ılımlı ilişkiler geliştirmesi için roosevelt'in ortaya koyduğu müdahale etmeme politikası |
good neighbor policy n.
|
|
288 |
Politics |
iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma |
good-neighborliness n.
|
|
289 |
Politics |
iç işlerine müdahale etmeksizin başka bir ülke ile dostluk ve işbirliği içerisinde olma |
good-neighbourliness n.
|
|
290 |
Politics |
müdahale etmeyen |
hands-off adj.
|
|
Institutes |
|
291 |
Institutes |
devlet tarımsal müdahale fonu |
state agricultural intervention fund n.
|
|
Industry |
|
292 |
Industry |
(proje yönetiminde) plana göre gitmeyen faaliyetleri izleyip müdahale etmeye yarayan araç |
control n.
|
|
Technical |
|
293 |
Technical |
acil durumlara hazırlık ve müdahale |
emergency preparedness and response n.
|
|
294 |
Technical |
acil müdahale ekipmanı |
emergency response equipment n.
|
|
295 |
Technical |
acil müdahale ekibi |
emergency team n.
|
|
296 |
Technical |
itfaiyecilerin su hortumuyla müdahale ettiği yangın olayı |
pump incident n.
|
|
297 |
Technical |
müdahale kapağı |
inspection hole n.
|
|
298 |
Technical |
müdahale gerektiren denetim |
intervention required check n.
|
|
299 |
Technical |
petrol/yakıt sızıntısı müdahale seti |
oil spill kit n.
|
|
300 |
Technical |
hareket halindeki bir şeye müdahale etmek için kullanılan istemsiz beden hareketleri |
english n.
|
|
301 |
Technical |
yerinde müdahale |
on-site intervention n.
|
|
302 |
Technical |
müdahale etmek |
treat v.
|
|
303 |
Technical |
olaya müdahale etmek |
respond to the incident v.
|
|
304 |
Technical |
(pozisyonu nedeniyle normal akım dağılımına müdahale eden bir nesne) elektrokaplamada tek tip birikintiyi önlemek |
shadow v.
|
|
305 |
Technical |
dış müdahale olmadan yapılan |
autogenous adj.
|
|
306 |
Technical |
dış müdahale olmadan çalışan |
automatic adj.
|
|
Computer |
|
307 |
Computer |
kullanıcı tarafından müdahale edilebilir |
user-serviceable adj.
|
|
Telecom |
|
308 |
Telecom |
akustik müdahale |
acoustical intrusion n.
|
|
309 |
Telecom |
belirlenmiş müdahale fiyatı |
derived intervention price n.
|
|
310 |
Telecom |
bilgisayar acil durum müdahale ekibi |
computer emergency response team n.
|
|
311 |
Telecom |
kamu idaresindeki müdahale |
state directed intervention n.
|
|
312 |
Telecom |
müdahale fiyatı |
intervention price n.
|
|
Radio |
|
313 |
Radio |
radyo veya televizyon sinyallerine yasadışı müdahale |
piracy n.
|
|
Automotive |
|
314 |
Automotive |
felaketlere müdahale ve tahliye |
disaster response and evacuation n.
|
|
315 |
Automotive |
tehlikeli madde güvenliği ve kazalara müdahale |
hazardous material security and incident response n.
|
|
316 |
Automotive |
yangına müdahale aracı |
fire-fighting vehicle n.
|
|
317 |
Automotive |
silahlı müdahale aracı |
armed response vehicle n.
|
|
318 |
Automotive |
(ingiltere'de) ateşli silahların olduğu olaylara müdahale için eğitilmiş silahlı ekipleri taşıyan polis aracı |
armed response vehicle n.
|
|
Aeronautic |
|
319 |
Aeronautic |
uçak kazası müdahale aracı |
airport crash tender n.
|
|
Medical |
|
320 |
Medical |
yaraya tampon ile müdahale |
tamponade n.
|
|
321 |
Medical |
yaraya tampon ile müdahale |
tamponage n.
|
|
322 |
Medical |
sinir hastalığını gidermek için yapılan cerrahi müdahale |
neurosarcocleisis n.
|
|
323 |
Medical |
kan pıhtısını çıkarmak için yapılan cerrahi müdahale |
thrombectomy n.
|
|
324 |
Medical |
acil tıbbi müdahale |
immediate medical care n.
|
|
325 |
Medical |
akut müdahale |
acute intervention n.
|
|
326 |
Medical |
acil müdahale arabası |
code cart n.
|
|
327 |
Medical |
acil müdahale arabası |
crash cart n.
|
|
328 |
Medical |
acil müdahale |
immediate treatment n.
|
|
329 |
Medical |
aşırı müdahale |
over-treatment n.
|
|
330 |
Medical |
acil müdahale arabası |
crash trolley n.
|
|
331 |
Medical |
acil tıbbi müdahale |
emergency medical intervention n.
|
|
332 |
Medical |
acil durumlara müdahale eden kişi |
responder n.
|
|
333 |
Medical |
acil durumlara müdahale eden kişiler |
first responders n.
|
|
334 |
Medical |
cerrahi müdahale |
surgical intervention n.
|
|
335 |
Medical |
cerrahi müdahale |
surgical operation n.
|
|
336 |
Medical |
dalaktaki yırtığın cerrahi müdahale ile dikilmesi |
splenorrhaphy n.
|
|
337 |
Medical |
elektif cerrahi müdahale |
elective surgery n.
|
|
338 |
Medical |
erken müdahale |
early response n.
|
|
339 |
Medical |
hekimin anne karnının dışından müdahale ile bebeği manuel olarak döndürme girişimi |
external cephalic version n.
|
|
340 |
Medical |
ilk müdahale edenler |
first responders n.
|
|
341 |
Medical |
klinik müdahale gerektiren depresyon |
clinical depression n.
|
|
342 |
Medical |
küçük cerrahi müdahale |
small surgical intervention n.
|
|
343 |
Medical |
müdahale öncesi |
preintervention n.
|
|
344 |
Medical |
tıbbi müdahale sonucunda kalbi duran bir hastanın tekrar canlandırılmaması kararı |
dnr (do not resuscitate) n.
|
|
345 |
Medical |
tıbbi müdahale ekibi |
medical response team n.
|
|
346 |
Medical |
terapötik müdahale |
therapeutic intervention n.
|
|
347 |
Medical |
hasarlı kan damarının tedavi edilmesi veya bir koroner atardamarın açılması için yapılan cerrahi müdahale |
angioplasty n.
|
|
348 |
Medical |
kemiklerin kaynaması için ekleme yapılan cerrahi müdahale |
arthrodesis n.
|
|
349 |
Medical |
acil müdahale merkezi |
emergicenter n.
|
|
350 |
Medical |
(alternatif tıpta) iskelet yapısına müdahale edilerek yapılan tedavi |
zero balancing n.
|
|
351 |
Medical |
boğulan kişinin soluk borusundaki yiyecek gibi nesneyi çıkarmak için kullanılan bir acil müdahale tekniği |
heimlich maneuver n.
|
|
352 |
Medical |
boğulan kişinin soluk borusundaki yiyecek gibi nesneyi çıkarmak için kullanılan bir acil müdahale tekniği |
heimlich manoeuvere n.
|
|
353 |
Medical |
kalp atışına müdahale etme |
chronotropism n.
|
|
354 |
Medical |
kalp durması müdahale ekibi |
crash team n.
|
|
355 |
Medical |
krize müdahale |
crisis intervention n.
|
|
356 |
Medical |
hayat kurtarmaya yönelik acil müdahale evresi |
first responder phase n.
|
|
357 |
Medical |
cerrahi müdahale öncesi |
preoperational adj.
|
|
358 |
Medical |
cerrahi müdahale olmadan |
nonsurgically adv.
|
|
Anatomy |
|
359 |
Anatomy |
kan damarları ve lenf bezlerine yapılan cerrahi müdahale |
angiotomy n.
|
|
Psychology |
|
360 |
Psychology |
intihar sonrası yapılan müdahale (aile ve yakınlara) |
postvention n.
|
|
Chemistry |
|
361 |
Chemistry |
aralık ilişkileri nedeniyle (bileşiğin veya moleküllerin) aktivitesine müdahale etmek |
hinder v.
|
|
Biology |
|
362 |
Biology |
genetik müdahale |
genetic intervention n.
|
|
363 |
Biology |
mikroskopla tek bir hücreye müdahale edilmesi ve hücrenin incelenmesi |
micrurgy n.
|
|
364 |
Biology |
bir veya daha fazla tür üyesinin ayrı koloniler yönetmelerine karşın birbirlerine müdahale etmeden yakın yaşaması |
parabiosis n.
|
|
365 |
Biology |
sitoplazma bölünmesine müdahale eden ve hücre hareketini engelleyen, küflerden türetilmiş madde |
cytochalasin n.
|
|
Social Sciences |
|
366 |
Social Sciences |
çocuğunun her şeyine müdahale etmeyip kendinin yapmasına izin veren ebeveynlik |
free-range parenting n.
|
|
367 |
Social Sciences |
trans insanların göğüs bölgelerinde feminen bir görünüm elde etmek için başvurduğu cerrahi müdahale |
top surgery n.
|
|
Education |
|
368 |
Education |
müdahale sistemleri |
systems for intervention n.
|
|
History |
|
369 |
History |
kiliseye siyaseten müdahale etmek için ortaya atılmış bir tür sözde yetki gücü |
power of the keys n.
|
|
Environment |
|
370 |
Environment |
acil müdahale planı |
emergency response plan n.
|
|
371 |
Environment |
acil müdahale gücü |
emergency response force n.
|
|
372 |
Environment |
bölgesel deniz kirliliği acil müdahale merkezi |
regional marine pollution emergency response centre n.
|
|
373 |
Environment |
kapsamlı çevresel müdahale |
comprehensive environmental response n.
|
|
374 |
Environment |
nükleer kazaya müdahale usulü |
nuclear accident response procedure n.
|
|
375 |
Environment |
orta dereceli müdahale hipotezi |
intermediate disturbance hypothesis n.
|
|
376 |
Environment |
nükleer kazaya müdahale imkanlarının sıralanması |
nuclear accident response capabilities listing n.
|
|
377 |
Environment |
petrol sızıntısına müdahale |
oil spill response n.
|
|
378 |
Environment |
petrol kirliliğine müdahale |
oil spill response n.
|
|
379 |
Environment |
hayvanların müdahale edilmeksizin yaşayıp üreyebildikleri yasal koruma bölgesi |
sanctuary n.
|
|
380 |
Environment |
kapsamlı çevresel müdahale, telafi ve sorumluluk kanunu |
superfund [us] n.
|
|
381 |
Environment |
kapsamlı çevresel müdahale, telafi ve sorumluluk kanunu |
superfund program n.
|
|
Military |
|
382 |
Military |
acil müdahale gerektiren hedefler |
time-sensitive targets n.
|
|
383 |
Military |
ayaklanmaya müdahale |
riot intervention n.
|
|
384 |
Military |
ani müdahale kuvveti |
quick reaction force n.
|
|
385 |
Military |
ani müdahale kuvveti |
immediate reaction force n.
|
|
386 |
Military |
acil müdahale gücü |
rapid deployment force n.
|
|
387 |
Military |
ani müdahale botu |
fast intervention boat n.
|
|
388 |
Military |
ani müdahale botu |
interceptor boat n.
|
|
389 |
Military |
ani müdahale gücü |
rapid reaction force n.
|
|
390 |
Military |
ani müdahale timi |
emergency service team n.
|
|
391 |
Military |
bilgisayar acil müdahale timi |
computer emergency response team n.
|
|
392 |
Military |
elektronik müdahale |
electronic interference n.
|
|
393 |
Military |
güvenlik müdahale timi |
security response team n.
|
|
394 |
Military |
kriz müdahale harekatı |
crisis response operation n.
|
|
395 |
Military |
müdahale kuvvetleri |
reaction forces n.
|
|
396 |
Military |
nükleer müdahale kuvveti |
nuclear response force n.
|
|
397 |
Military |
nato kriz müdahale sistemi |
nato crisis and response system n.
|
|
398 |
Military |
tıbbi müdahale için tahliye edilenler |
medical evacuees n.
|
|
399 |
Military |
silahlı müdahale birimi |
armed response unit n.
|
|
400 |
Military |
(ingiltere'de) silahsız polis memurlarının tehlikede olduğu durumlarda ateşli silahla müdahale etmek üzere eğitilmiş bir polis birimi |
armed response unit n.
|
|
401 |
Military |
belirli bir bölgede muharebelerin kritik oranda şiddetlenmesiyle ortaya çıkan ve ulusal ve müttefik komutanlar tarafından özel ve derhal müdahale gerektiren beklenmedik durum |
emergency in war n.
|
|
402 |
Military |
hava savunmasındaki eylemlere yalnızca gerekli olduğunda üstten müdahale edilmesi |
decentralized control n.
|
|
403 |
Military |
ani müdahale kontrol noktası |
incident control point n.
|
|
404 |
Military |
(abd ordusunda) askeri müdahale seçenekleri |
military options n.
|
|
405 |
Military |
kriz eylem planlama sürecinde askeri müdahale geliştirme aşaması |
course of action development n.
|
|
406 |
Military |
derhal müdahale etmek |
respond promptly v.
|
|
407 |
Military |
ateş hattına girerek müdahale etmek |
blanket v.
|
|
Hunting |
|
408 |
Hunting |
(ayı avında) avcılara müdahale etmek |
stave and tail v.
|
|
409 |
Hunting |
(otomatik olmayan silahı) horoza elle müdahale ederek ateşlemek |
fan v.
|
|
Sport |
|
410 |
Sport |
(raket oyunlarında) rakibin vuruşuna müdahale |
balk n.
|
|
411 |
Sport |
(amerikan futbolunda) topa müdahale |
sack n.
|
|
412 |
Sport |
(raket oyunlarında) rakibin vuruşuna müdahale |
bauk [dialect] n.
|
|
413 |
Sport |
(raket oyunlarında) rakibin vuruşuna müdahale |
baulk [uk] n.
|
|
414 |
Sport |
bazı oyunlarda rakibin yaptığı ve topu geri döndürme şansını etkileyen kazara müdahale |
hinder n.
|
|
415 |
Sport |
topu taşıyan oyuncuyu bir kaç müdahale ile yere indirmek |
gang-tackle (american football) v.
|
|
416 |
Sport |
rakibe müdahale ederek onu yere düşürmek |
tackle someone to the ground v.
|
|
417 |
Sport |
başka bir sörfçünün üzerinde kaydığı dalgaya müdahale etmek |
drop in v.
|
|
Football |
|
418 |
Football |
topa müdahale etme |
touch n.
|
|
419 |
Football |
kayarak müdahale |
sliding tackle n.
|
|
420 |
Football |
topa kayarak gerçekleştirilen müdahale |
slide tackle n.
|
|
421 |
Football |
topa müdahale etmek |
intercept v.
|
|
Baseball |
|
422 |
Baseball |
oyuncular dışında bir kimsenin müdahale ettiği atılmış beyzbol topu |
block ball n.
|
|
423 |
Baseball |
oyuncular dışında bir kimsenin müdahale ettiği atılmış beyzbol topu |
blocked ball n.
|
|
424 |
Baseball |
oyuncular dışında biri tarafından müdahale edilen bir beyzbol topu |
block n.
|
|
425 |
Baseball |
(beyzbol) başka bir oyuncaya atılan topa müdahale eden |
cutoff adj.
|
|
Abbreviation |
|
426 |
Abbreviation |
acil müdahale gerektiren hedefler |
tsts n.
|
|
427 |
Abbreviation |
silahlı müdahale aracı |
arv (armed response vehicle) n.
|
|
Slang |
|
428 |
Slang |
futbolda oyuncular arasında müdahale sonrası yaşanan gerginlik |
afters n.
|
|
429 |
Slang |
avm gibi yerlerdeki acil tıbbi müdahale ünitesi |
docs-in-a-box n.
|
|
430 |
Slang |
avm gibi yerlerdeki acil tıbbi müdahale ünitesi |
doc-in-a-box n.
|
|
431 |
Slang |
bir konuşmaya müdahale etmek |
butt in v.
|
|
British Slang |
|
432 |
British Slang |
müdahale etmek |
queer the pitch v.
|
|
Modern Slang |
|
433 |
Modern Slang |
estetik müdahale olmadan hoş bir şekilde yaşlanma |
aging gracefully n.
|
|
434 |
Modern Slang |
taşbaskı yöntemiyle oluşturulmuş bir imaja mürekkep ve goaj ile müdahale ederek yapılan bir sanat tekniği |
altered lithograph n.
|
|
435 |
Modern Slang |
fiziksel bir müdahale olmadan hastalık veya yaşlanma gibi sebeplerden dolayı ölmeyen |
amortal adj.
|
|