English | Turkish | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Common Usage | locked adj. | kilitli | ||
Keep these locked up if you hold sensitive information on an external hard drive and flash drive. Hassas bilgilerinizi harici bir sabit diskte ve flash bellekte saklıyorsanız bunları kilitli tutun. More Sentences |
||||
General | ||||
General | locked adj. | kilitli | ||
I've worked real hard to keep him locked up. Onu orada kilitli tutmak için çok çalıştım. More Sentences |
||||
General | locked adj. | kilitlenmiş | ||
General | locked adj. | sıkışmış | ||
General | locked adj. | kenetlenmiş | ||
General | locked adj. | birbirine geçmiş | ||
Technical | ||||
Technical | locked adj. | kilitlenmiş |