| Turkish | English | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| General | işleyiş | running n. | ||
|
It is right that we should look at how our regions are involved in the running of this Union. Bölgelerimizin bu Birliğin işleyişine nasıl dahil olduklarına bakmamız doğru olacaktır. More Sentences |
||||
| General | işleyiş | working n. | ||
|
This directive will improve the working of the single market and offer consumers greater protection. Bu direktif tek pazarın işleyişini iyileştirecek ve tüketicilere daha fazla koruma sağlayacaktır. More Sentences |
||||
| General | işleyiş | operation n. | ||
|
The report acknowledges the overall success in the operation of the directive, while identifying a number of weaknesses. Rapor, direktifin işleyişindeki genel başarıyı kabul etmekle birlikte bir dizi zayıflığı da tespit etmektedir. More Sentences |
||||
| General | işleyiş | functioning n. | ||
|
The new Commission has already taken important steps to move away from the way it used to function. Yeni Komisyon, daha önceki işleyiş biçiminden uzaklaşmak için şimdiden önemli adımlar atmıştır. More Sentences |
||||
| Politics | ||||
| Politics | işleyiş | operation n. | ||
|
When supervision and operation are handed over to the various directorates-general, they must be monitored effectively. Denetim ve işleyiş çeşitli genel müdürlüklere devredildiğinde, bunların etkin bir şekilde izlenmesi gerekir. More Sentences |
||||
| General | ||||
| General | işleyiş | treatment n. | ||
| General | işleyiş | process n. | ||
| Politics | ||||
| Politics | işleyiş | operational n. | ||
| Technical | ||||
| Technical | işleyiş | device n. | ||
| Construction | ||||
| Construction | işleyiş | mechanism n. | ||
| Automotive | ||||
| Automotive | işleyiş | process n. | ||
