inflow - Turkish English Dictionary

inflow

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau

Meanings of "inflow" in Turkish English Dictionary : 27 result(s)

English Turkish
General
inflow n. giriş
There are neither quantitative restrictions on the inflow of capital, nor on the remittance of capital earnings.
Sermaye girişleri veya sermaye kazançlarının yurt dışına çıkarılması üzerinde miktar kısıtlamaları yoktur.

More Sentences
inflow n. (sermaye, yatırım, vb.) giriş
The company experienced a significant inflow of investment capital.
Şirket, kayda değer bir yatırım sermayesi girişi yaşadı.

More Sentences
inflow n. su dolması
The heavy rain caused an inflow of water into the basement.
Şiddetli yağmur nedeniyle bodrum katına su doldu.

More Sentences
inflow n. akış
inflow n. içeriye akma
inflow n. akın
inflow n. içeriye akış
inflow n. içe akış
inflow n. içeri akış
inflow n. sızıntı
inflow n. sızan şey
inflow n. içeri akan şey
inflow n. sızıntı miktarı
inflow n. sızıntı hızı
inflow n. akıntı hızı
inflow n. akıntı miktarı
inflow v. içeri akmak
inflow v. sızmak
Trade/Economic
inflow n. ülke içine akma
inflow n. ülkeye doğru akma
Technical
inflow n. gelen akım
inflow n. giren su
inflow n. giriş akımı
inflow n. içeriye akım
Optics
inflow n. içe akım
Environment
inflow n. içeri akma
inflow n. su girdisi

Meanings of "inflow" with other terms in English Turkish Dictionary : 26 result(s)

English Turkish
Trade/Economic
capital inflow n. sermaye girişi
That implies a capital inflow of around EUR 80 billion for these countries.
Bu da bu ülkeler için yaklaşık 80 milyar Euro'luk bir sermaye girişi anlamına gelmektedir.

More Sentences
General
reservoir inflow n. su deposu girişi
inflow [obsolete] v. (gök cismi) etkilemek
inflow [obsolete] v. (gök cismi) etkisi altına almak
Trade/Economic
capital inflow n. bir ülkeye dışardan sermaye girişi
foreign direct investment inflow n. doğrudan yabancı sermaye (yatırım) girişi
foreign currency inflow n. döviz girdisi
inflow of foreign currency n. döviz akışı
foreign exchange inflow n. döviz girdisi
inflow of foreign currency n. döviz girişi
income not providing fund inflow n. fon girişi sağlamayan gelirler
other income not providing fund inflow n. fon girişi sağlamayan gelirler
short-term capital inflow n. kısa vadeli sermaye girişi
cash inflow n. nakit girişi
cash inflow n. nakit girişi
cash inflow n. para girişi
capital inflow n. sıcak sermaye
inflow of gold n. ülkeye altın girişi
inflow of receipts n. ülkeye gelen döviz geliri
inflow of capital n. ülkeye sermaye girişi
Technical
inflow of steam into blades n. buharın kanatlara girişi
inflow velocity n. giriş akımı hızı
peak inflow n. pik giriş akımı
water inflow n. su girişi
Aeronautic
inflow ratio n. içeriye akış oranı
inflow angle n. içeriye akış açısı